@nidademirel
|
Hastalıklı gözleri uzun zamandır aradığı fakat bulamadığı annesinde gezindi. Annesini arıyordu. Annesi buralarda olmalıydı. Yıllardır tüm ailesini arıyordu. Babası, annesi ve iki kardeşi.
Anne her şeydir. Anne vâroluştur. Her şey onun karnına bir tohum olarak düşmekle başlar. Filizlerin o rahimden salındığı andan itibaren, bu dünya yeni bir varlığa merhaba der. O yüzden ilk annesini bulacaktı.
Baba koca bir ağaçtır. Kökleri en derine salınan ve asla kopmayan. Annesinin ardından babasını bulacaktı. Kesindi. Bu dünyaya merhaba demişti, sırtını yaslaması gereken bir ağaca ihtiyacı vardı.
Kardeş, karındaş. Anne karnı kardeşliği. Aynı rahim dostluğu. Kardeşleriyle aynı rahimde yer alan tohumlardan biri olarak, onlara teşekkür borçluydu. Sıra onlardaydı. K ve H. Kaltak ve Hasta.
Kendi ailesinin son taşı; A. Dedesini bulmalıydı.
Yıllardır insanları tarayan gözleri; saniyeler sonra parladı. Kıvırcık saçları heyecanla zıplamasıyla dağıldı. Olduğu yerde hızla zıplıyordu. Mutluydu. Annesi buradaydı. Kavuşmuştu. Boynunu sıkan kravatı gevşetti. Mavi gözleri kısıldı ve aradığını bulmuş olmanın sevinciyle, annesine yavaşça yaklaştı.
Elinde tuttuğu kitabı okuyan kadına yaklaştı. Kadının omzundan beline salınan saçlarına baktı. Hayal ettiği gibiydi. Annesinin saçları çok güzeldi. Takım elbisesinin yakalarını düzelterek gözüne kestirdiği kadına yaklaştı. Kaşlarına değen uzun kirpikleri titremeye başladı.
"Anne!"
Mutluluk dolu çığlığı birkaç kişinin ona dönüp bakmasına sebep oldu. Z, ya da ZY ilk taşına kavuşmuştu.
İrkilerek ona dönen kadın, birkaç saniye onu izleyen adamı izledi. Hayatında ilk defa gördüğü bu adam, mutlu gözlerle ona bakıyordu. Elleri boynunda duran kravatını bollaştırıyordu. Kaşları çatıldı. Yavaş adımlarla ona yaklaşan adamı izlemeye devam etti. Kararmaya başlayan havayla irkildi. Denizin mayhoş rüzgarı saçlarını uçuşturdu.
"Anne!"
Adamın mutlu çığlığı onu korkutmaya devam etti. Okuduğu kitabı hızla çantasına atarak yerinden kalktı. Kıvırcık saçları yüzüne düşen adam, gülerek ona yaklaşıyordu. Anne tabirini ise ona bakarak söylediği için, akli dengesinin yerinde olmadığını anladı.
Olduğu yerden kalkarak hızla yürümeye başladı. Arkasından duyduğu adım sesleriyle, dönüp bakmadı. Korkuyordu.
"Anne dur!"
Arkasından seslenen adamı duymamazlıktan geldi. Korku ve sinir bedenini ele geçirmişti.
"Sikeyim." Diye mırıldandı. "Ne bok yiyeceğim!"
Hızını artırarak koşmaya devam etti. Adımları hızlandıkça, arkasındaki adımlarda hızlanıyordu.
"İlk taş anne!" Diye bağırdı adam. Sesi nefes nefese fakat mutluydu. "İlk taş anneciğim, ilk anne, ilk taş!"
"Siktir git!" Diye bağırdı kadın, saniyelik arkasına bakarak.
Çevredeki insanlar gülerek onları izliyordu. Kimse bu anın anormal bir an olduğu fark etmiyordu. Koşarak geçtikleri yerlerden, insanların hepsi bunun dalga amaçlı bir şaka olduğunu düşünüyordu.
Anayoldan koşarak, evinin yoluna girdi. Sessiz sokakta adımlarının hızını artırdı. Yorulmadan ardından koşan adama küfretmeye devam ediyordu.
"Bekle lütfen!"
Adam koşan annesine yetişmeye çalışırken nefes nefes kalmıştı. Ayağına takılan taş birkaç metre öteye fırladığında, annesine yaklaşmıştı. Hızını artırarak taşa doğru koşmaya devam etti ve eline alarak tekrar annesine seslendi.
"Anne dur!"
"Siktiğim delisi!" Diye bağırdı kadın.
Adımlarını daha fazla hızlandırdı. Saniyeler sonra beynine büyük bir sarsıntı uğradı. Birkaç saniye durdu ve yere kapandı. Yüzü serin taşla birleştiğinde, sıcak bir sıvının alnına doğru aktığını hissetti.
Adam yere düşen kadına gülerek koştu ve derin bir nefes alarak birkaç saniye soluklandı. Annesinin yanına eğildiğine birkaç saniye onu izledi ve dudaklarını kanlı alnına değdirerek öptü. Dudağına bulaşan kanı beyaz gömleğine silip kadının saçlarını okşadı.
"Seni buldum işte anne," dedi, "Yavrun seni buldu." |
0% |