Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12. Bölüm

@nightdarkgirl34

Bazen geceler,her şeyi bir bir ortaya çıkarır. İnsan ruhu,bedenden farklıdır. Çünkü beden insanın kirini saklarken ruh ise kirini gösteriyordu.

Belki bu yüzden insanlar ruhuyla sevmelidir. Ruhlar kirleriyle birlikte oluşur. İnsan ne ise onu sever,onu korur, ona değer verirdi.

Vampirler ruhuyla bedeni birdi. Ne ise o'ydu. Bu yüzden vampirler bedeniyle gösterdikleri ruhuyla da gösterir. İnsanların bedenini görüyorlar ancak ruhlarını da görüyorlardı.

Gece bir balo vardı. Bay Zau dün olanlara rağmen bu gece davet vermek isteyince işlerimin başına geçmek zorunda kaldım.

Sabah olanlar hakkında tek bir kelime etmedim ona. Çünkü benimle onun arasındaydı ve Bay Zau'nun bilmesine gerek yoktu.

Elimdeki tabletten işleri kontrol ederken bir yandan da kahvemi içiyordum. Sert bir kahve bu işlerin yanında çok iyi gidiyordu. Dudaklarımdan damlayan kahveyi dilimle yalayıp yuttum.

Kapı açılınca bakışlarım orayı buldu. Gelen Maddie idi.

"Gel Maddie,bir sorun mu var?" Diye sorarken bakışlarım üzerindeydi. Elindeki notlara göz atıp kaygılı bir şekilde bana döndü. Dudaklarını dişlerinin altına aldı.

"Efendim bu gece planlanan balonun isimsiz biri tarafından teması değiştirmesini isteniliyor." Kaşlarım çatıldı. Bu isimsiz kişi neden böyle bir şey istiyordu?

"Ama bunu planlayan da isteyen de Bay Zau ve ondan başka kim bunu değiştirmesini ister ki?" Diye kendi kendime düşündüm.

Maddie araya girdi. Bakışlarım tekrar ona döndü.

"Belki de Bay Zau istemiştir."

"Peki o zaman isimsiz olması ne ile açıklanır?" Diye tek kaşımı kaldırıp sordum. Bunu düşünmediği belli eden bakışlarıyla tekrar notlarına döndü.

"Bilmiyorum sadece bir tahmin ettim. Neyse size haber vermek istedim." Deyince gülümsedim.

"Sorun değil önce ben Bay Zau'ya sorayım,onun izni olmadan bir değişiklik yapmamak gerekir." Dedim,elim masada bulunan telefona gitti.

"Anlaşıldı." Dediğinde odadan çıktı.

Telefonu tuşlayıp kulağıma yerleştirdim. Bir süre sonra diğer taraftan onun soğuk sesi duyuldu.

"Evet?"

"Bay Zau, merhaba. Bir konu hakkında size sormak istediğim bir şey var." Dedim,sakin bir ses tonuyla.

"Bayan Maria,ah sizsiniz. Tabii sorun." Dediğinde bu kez ses tonu diğerinden bir tık düşük çıkmıştı.

"Biraz önce yardımcım bir haber almış. Balonun teması değiştirilmek isteniliyor bir isimsiz tarafından. Sizin bundan haberiniz mi var?" Diye sordum.

"Hayır yok,bir dakika." Sesi kesildi. Hışırtılı ses duyuldu. Beklemeye devam ettim. Ses bit süre gelmedi ancak arka planda kesik kesik sesler kulağıma geldi.

"Bunu nasıl yaparsın?" Diyordu Bay Zau, ardından ince bir ses duyuldu. Bu o'ydu. Angel.

"Yaparım. O ne öyle insanları da davet eder gibi. Biz insan değiliz,insan gibi bir partiye de ihtiyacımız yok,insanlar bizim dostumuz değil." Diyordu.

"Sana bunu sormadım." Sesi sertti.

"Ben de senden izin almadım farkettiysen? Ayrıca eski sevgilinim bunu da çok görme. Ne olmuş partiyi vampirler için ayarlamışsam?" Diyordu Angel sert bir dille.

Hışırtılı sesler duyulmaya devam ediyordu.

Tekrar onun sesini duydum.

"Pekâlâ öyle olsun."

Hışırtılı sesler kesildi. Sanırım eline telefonu almıştı.

"Bayan Maria?"

"Evet buradayım Bay Zau. Bir sorun mu var?" Diye sordum az önceki konuşmayı duymazdan gelerek.

"Sorun yok. Partinin temasını değiştirmekle kararlıyım. Balo vampirlere özel olsun." Dediğinde şaşırmıştım ama bunun onun istemediğini eski sevgilisi olan Angel tarafından karar verildiğini az önce duymuştum.

"Peki, nasıl istiyorsanız öyle olsun." Dedim, kısa keserek.

"İyi günler." Deyip kapattı.

Telefonu kulağımdan çekip yerine koydum. Derin bir nefes alıp verdim. Angel ne istiyordu ve neden böyle bir karar alıyordu. Sorun o değildi ama o kadar hazırlık ve süslemelere zaman harcadık. Şimdi bunu değiştirmek gerçekten saçma olacaktı.

Yine de isteklerini yapmak gerekiyordu. Tabletimi tekrar elime alıp organizatör olan baş şef Laila Broke'u aradım.

"Selam Maria nasıl gidiyor? Her şey yolunda mı?" Diye konuşmaya girdiğinde, kulağımdaki kulaklığı düzeltmeye çalışıyordum.

"Hey,iyi gidiyor Laila,sen nasılsın? Orada her şey yolunda mı? Halledebiliyor musun?" Diye alayla sordum. Elbette, onun işi yapabileceğini biliyordum.

"Ah,burada her şey yolunda ama senin yardımın olmadan olmaz." Dediğinde o da benimle dalga geçtiğini,benimle uyum içinde konuştuğunu farkettim.

"Pekâlâ her daim yanında olacağım Laila Broke, şimdi sana üzücü bir haber vereceğim."

"Ne oldu?" Sesindeki cıvıltı kesildi.

"Az önce partinin sahibi temayı değiştirdi. Vampirlere özel olmasını istiyor." Dediğimde benim de enerjim düştü.

"Ah bu gerçekten kötü olmuş. Neden şimdi değiştiriyor? Hem saatler kala?" Diye isyan edince ona hak vermemek elde değildi.

"Bunu yapabilir misin Laila Broke,sana güveniyorum sen de kendine güvenip yapabilir misin?" Diye sordum heyecan verici bir sesle.

"Ben Laila Broke'um. Her şey mahvolsa bile ben oldukça hallolur." Dediğinde kendinden emin sesine gülümsedim.

"İyi şanslar Laila Broke. Göreyim seni." Deyip telefonu kapattım.

Yerimden kalkıp odadan çıktım. Güvenlik şefi John, danışman masasında bulunan yardımcı Fix ile konuşuyordu. İkisinin arasında flörtöz bir bakış gördüm.

Yanlarına doğru giderken Fix beni farkedip ayağa kalkınca John da bana döndü.

"Ah Bayan Maria, selam, nasıl gidiyor?" Diye sordu John

"İyi gidiyor John,sen ya da siz mi demeliyim?" İkisinin bakışlarında ne demek istediğimi anlamadıklarını belirten parıldamalar mevcuttu.

Fix hemen söze girdi.

"İyiz Bayan Maria, duyduğuma göre partinin teması değişmiş. Az önce Maddie bize haber verdi."

"Evet, evet. Öyle demişti Maddie." John bir bana bir Fix'e bakıyordu.

İkisine giden bakışlarım John da durunca sözü ben aldım.

"Maalesef böyle bir şey doğru. Partinin sahibi temayı değiştirmek istemiş. Onun istediğini yapmak lazım, değil mi?" Diye sordum.

"Evet tabi, müşteri her daim haklıdır." Dediğinde güldüm ister istemez. Bu söz genelde Türklerin kullandığını söylerler ama burada bile böyledir.

Müşteri her daim haklıdır.

"Evet arkadaşlar çene çalacağımıza işimizin başına lütfen." Elimi çarptım birbirine ve onların kendilerine gelmesini sağladım.

Fix önüne dönüp masadaki dosyalara bakarken John ise kapıya doğru ilerliyordu. Yanına doğru gidip birlikte dışarıya çıktık.

"Sen Fix'ten hoşlanıyor musun?" Diye sorarken gülümsüyordum. Aralarında az önce bir çekim görmüştüm. Fix sarı saçlı,mavi gözlü güzel bir kızdı. Geçen senelerde bizimle çalışmaya başlamış, işinde başarılı birisiydi.

John önce gözleri irice açılmıştı. Benden böyle bir şey beklemiyor olacak ki yutkundu.

Hemen sonra kolumdan tutarak bir kenara çekti.

"Bayan Maria lütfen böyle ulu orta yerde konuşmayın. Nerden çıkardınız bunu?" Diye sordu korkuyla.

Sırıttım.

"Demek ki hoşlanıyorsun. Merak etme kimseye söylemem." Deyip ağzımda sanki bir zincir varmış gibi zinciri kapayıp anahtarı onun omzundan attım.

Arkasına bakıp tekrar bana döndü şaşkınlıkla.

"Öyle bir şey yok." Diye inkar etse de artık iş işten geçmişti. Ondan almıştım alacaklarımı.

Kollarımı kaldırıp onun göğsünden itip kendimle yer değiştirdim. Bakışlarımı kısıp ona doğru yürüdüm. Temkinli olarak bana bakıyordu.

"Bayan Maria ben -" elimj kaldırıp onun susmasını sağladım.

"Keser misin sesini? Şimdi,senin ondan hoşlandığını biliyoruz." Güldüm. Tam itiraz edecekken tekrar susturdum. "Peki o da hoşlanıyor mu?"

"Kim?" Diye sordu şaşkınca.

"Fix,o da seni seviyor mu?" Diye sordum,dudaklarımın kenarları kıvrıldı.

"Bilmiyorum." Dedi bir anda. Ama bunu dedikten sonra pişman olmuştu bile.

"Bunu öğrenebilirsin." Dediğimde nasıl olduğunu merakla gözlerimin içine baktı.

"Ona sor." Dediğimde gözleri tekrar açıldı.

"Hayır,Bayan Maria hayır. Bunu yapmayacağım." Dediğinde gözlerimi devirdim.

"Peki ben yaparım o hâlde." Dediğimde benim kolumdan tuttu.

"Lütfen Bayan Maria hayır söylemeyin. Lütfen." Yalvarıyordu. John korkuyordu.

"John sakin ol,alt tarafı soracağım." Başını hiddetle iki yana salladı.

"Hayır yapmayın lütfen. Bunu istemiyorum." Dediğinde gerçekten buna hazır olmadığını anlamıştım.

"Pekâlâ,o zaman ben gideyim." Kolumu bırakması için gözlerimi kollarıma çevirdim. Hemen bıraktı.

Arkamı döndüm ona.

"Bayan Maria," dedi John omzumun üstünden ona döndüm.
"Sizce o da beni seviyor mu?"

Omzumu silktim.

"Bilmem,bunu ona sormakla cevabını bulabilirsin John." Göz kırptığımda gülümsedi.

"Teşekkürler."

"Önemli değil." Deyip tekrar içeriye geçtim. Maddie'yi bulmak için etrafa baktığımda onun benim odama doğru yürüdüğünü gördüm.

"Maddie." Diye seslendim. Durdu ve bana baktı.

"Ah Bayan Maria burada mıydınız?" Diye sorarken yanıma doğru gelmişti. Ben de ona doğru gidiyordum.

"Evet bir sorun mu var?" Diye sorarken gözlerim kısıldı.

"Bay Zau partiyi yarına ertelemeyi düşünüyor. Size de uygun mudur?"

"Neden böyle bir şey istiyor,neden bugün değil?" Diye sorarken farketmeden kaşlarımı çattım.

"Çünkü bugün sizi yoracağını yarın daha uygun olacağını söyledi." Beni mi düşünüyordu?

"Peki öyle olsun ama devetlililere de böyle bir haber vermesini söyler misin?"

"Elbette,Bayan Maria yapacağımdan emin olabilirsiniz." Dediğinde gülümsedim. Elim omzunu bulup okşadı. Bu,ona güvendiğimi gösteriyordu.

"Harika, şimdi benim eve gitmem gerekiyor, hazırlık madem yarın Bayan Laila'ya da söyler misin?" Diye sordum,bu bir emir değil ricaydı.

"Evet,tabi yapabilirim. Size iyi günler." Dedikten sonra ona arkamı döndüm ve odama geçip çantamı aldım. Son kez tabletteki işlere bakıp odadab çıktım.

İş yerimden ayrılmadan önce herkese iyi akşamlar dileyerek arabama bindim.

Arabama bindikten sonra evime doğru sürdüm.

Kısa sürede evime geldiğimde dün olanlardan sonra sokakların boş olduğunu farkettim. Bu beni korkutsada elimden bir şey gelmiyordu.

Aracımı durdurup arabadan indim. Evime doğru giderken arkamda onun sesini duydum ama durmak yerine biraz daha hızlandım.

"Dur, dedim sana." Sesi sert ve soğuktu.

Durmadım.

Bir anda önüme geçince irkilip bir iki adım geriye doğru gittim.

"Siz insanlar anlaması için iki kez veya üç kez mi söylemeliyim? Neyse ki vampirler insanlar gibi sabırsız değil yoksa sizin için kötü olurdu bizim sabırsız olmamız." Dediğinde dudaklarındaki gülümse yerli yerindeydi.

"Ne istiyorsun?" Diye sorarken ondan korkmamaya kararlıydım. Bakışları kısılırken yavaşça bana doğru geliyordu.

"Neden partiyi değiştirdiğimi sormayacak mısın?" Diye sordu,sesi soğuktu ama gözleri merakla doluydu.

"Beni ilgilendirmez,bunu istediğiniz için bunu sorgulamak bana düşmez." Keyiflendi.

"Akıllı kız seni,peki Zau'nun benim eski sevgilisi olmama rağmen beni dinlemesine ne diyorsun?"

"Olabilir,sizin de fikriniz önemli onun için." Dediğimde hiç mutlu değildi cevaplarımdan.

"Evet önemli,ama değiştirmeyebilirdi de. Neden değiştirmiş olabilir sence,bunu düşündün mü? Bizi duyduğunu biliyorum." Onları duyduğumu anlamıştı.

"Her neyse, yarın olacak parti beni ilgilendiriyor, bugünün iptal olması veya teması değişmesi değil!" Gözlerimi ona dikip konuştum.

"Ah,ne korktum. O nasıl bakışlar tatlım? Bunu bir dene." Bir anda gözleri göz kapağından fırlarcasına çıkınca çığlık atıp ondan uzaklaştım.

Kahkaha attı. Manyak kadın.

"Senle çok işimiz var desene insan, şimdi evine git yarın görüşmek üzere." Deyip bir anda kaybolunca neye uğradığımı şaşırdım.

Derin bir nefes alıp verdim ve sonra emin olmak adına etrafa bakıp evin içerisine girdim.

Ve tam o anda beni kapının arkasında bekleyen sürpriz ile göz göze geldim. Kırmızı gözler...

Son...

Loading...
0%