Yeni Üyelik
17.
Bölüm

16. Bölüm

@nightdarkgirl34

İyi okumalar:)

Karşımda olan olayla hareket dahi etmiyor, şaşkındım.

İnsanlar kaçışıyor az önceki sahne onları hayli hayli korkutmuş olmalıydı.

Nefes nefes kalmıştım olana karşı. Birileri bana çarpıyordu. Sendeledim ancak bu bile hareket etmeme neden değildi.

"Bayan Maria iyi misiniz gitmemiz gerekiyor." Ekipteki arkadaşlardan birisiydi.

Ona cevap vermedim.

"Bayan Maria,hadi." Bir başkası.

İnsanlar otelden tek tek ayrılıyordu. Yerde ısırılan kişi de kendinde değildi. Onu ısıranda ortalarda gözükmüyordu ancak bu onların telaşa girmesine neden olmuştu.

"Bayan Maria," Bay Zau'nun sesini duyduğumda refleks olarak ona dönmüştüm. Olaya rağmen sakin duruyordu. Hemen yanında Angel ise keyifliydi.

Tepki vermedim sadece izledim. Ekip arkadaşım da artık beni ikna etmeye çalışmadı çünkü Bay Zau gelince korkup kaçtı.

"Bayan Maria iyi misiniz?" Diye sordu Bay Zau dibime kadar gelirken. Kendime gelmek için başımı sallarken başımın döndüğünü,midemin bulandığını hissetim.

Elim karnıma giderken yüzümü buruşturdum. Angel gülüyordu ama Bay Zau'nun benimle ilgilenmesi onun canını sıkıyordu.

Bir anda beni kucağına alan Bay Zau ile şaşkına uğradım. Soğuk elleri tenime sararken, kollarım iki yana düştü. Elbisenin izin verdiği kadarıyla çıplak bacaklarım tenine değiyordu.

Angel'e bakmak için başımı kaldırdığımda arkasına dönüp hızla uzaklaşıyordu.

"Angel,buraya gel." Bay Zau'nun emir veren sesi ile durmak zorunda kaldı.

"Ama-" bize döndü ve tam itiraz edecek iken Bay Zau ona izin vermedi.

"Bayan Maria kendinde bile değil ama sen gidiyor musun?" Ona döndü,sesi soğuktu. İnsanlar kaçmaya devam ederken ve benim onun kucağında olmam dışında bir sorun yoktu.

Bay Zau sakince ilerlerken bize çarpan insanları bir sinekmiş gibi bir şey hissetmezken ona bakıyordum.

Neden bunu yapıyordu?

Angel, dişlerini sıkmış ona doğru gelenlerden biri olarak bana bakmıştı. Şuan eski sevgilisinin kucağında duruyordum ve bu gerçekten absürt bir sahneydi.

"Ne yapabilirim,baksana şimdi insanlardan oluşan bir güvenlik buraya gelecek ve kesinlikle bizim gibi olanları suçlayacak." Bunu tiksinti ile söylemiş olsa da canı sıkkındı bu görüntüye.

"Bizim suçumuz yok."

"Ama bir insanı vampirin ısırdığını gördük. Buradaki herkes gördü. Dururlar mı zannediyorsun?" Güldü, soğuk komik olmayan bir gülüş takındı.

"Bunu sonra konuşuruz. Hallet şurayı,polisler gelene kadar ortalığı toparla." Emir veriyordu sesi ve bu Angel'i kızdırmaktan başka bir işe yaramıyordu.

Bay Zau,Angel'e arkasına dönüp uçmaya başladığında hazırlıksız yakalandığım için ellerimi hızla boynuna,o uzun, kağıt kadar beyaz olan tenine sardım.

"Korkuyor musun benden?" Diye sordu,sesi ne soğuk ne sıcaktı. Tepki vermediğim için dönüp bakma ihtiyacı hisseti.

Gözleri,o kırmızı gözleri gözlerime işler gibi bakarken ondan yana olmayıp gözlerimi kaçırdım.

İddia kayıplara karıştı. Bay Zau tamamen üzerime yoğunlaştı. Bu geceden sonra beni unutamayacağını da biliyorum.

Ama bu ona çekilmemek için bir sebep değildi. Gözlerine çevirdim gözlerimi ve tam o anda yere indik. Onub odasının ve benim için tahsis ettiği odanın bulunduğu kata geldiğimizde durmak zorunda kaldım.

"Odaya gitmek istemiyorum, eve gitmek istiyorum." Şımarık gibi dursa da artık Angel'in odasını istemiyordum. Daha önce bilmiyordum ama artık biliyordum ve Bay Zau'nun eski sevgilisinin odasını istemek, gerçekten iğrenç duruyor.

"Eve gitmeniz tehlikeli."

Gözlerimi kaldırıp ona baktım.

"Az önce burada olanlara bakılırsa burası daha tehlikeli." Sertçe verdiğim cevapla bir an şaşırsa da tepkisini koruyup sessiz kaldı.

"Yine de sizin bu gece burada kalmanız daha iyi."

"Ne kime iyi,size mi yoksa benim için mi?"

"Anlamadım?"

"Tıpkı aşağıdaki olanlar gibi olmayacağını ne malum? Dün kanımı içerken kendinizde değil gibiydiniz. İnsanlara ihtiyaç yok diyorsunuz ama kanımı içerken ne kadar da iştahlı birisi olduğunu görmelisiniz." Bunları söylerken nefessiz kalsam da içimdeki şeyleri dökmek bana iyi gelmişti.

"Anlıyorum. Düşüncelere saygım var. Peki,madem eve gitmek istiyorsunuz,"

"Evet lütfen." Diyerek kestim sözünü.

Beni tekrar kucağına alıp uçmaya başladığında önce aşağıya sonra kapıdan çıkmaya başladık. Kapıda olan kalabalığa göz gezdirdiğimde polislerin de olduğu bir grup içeriye geçmeye çalışıyordu. Havalanmadan önce Angel bu tarafa gökyüzüne bakmıştı.

Daha fazla aşağıya bakmak yerine gökyüzüne döndüğümde Bay Zau'nun beni izlediğini,derin düşüncelere girdiğini farkettim.

"Ne oldu, neden öyle bakıyorsunuz?" Diye sorarken onu kendine getirmeyi planladım.

Başını iki yana sallarken bi an için dengesini kaybedip aşağıya doğru düşecekken tiz bir çığlık atmıştım.

Tekrar havalandığında derin bir nefes aldım. Bu daha iyiydi.

"Üzgünüm,kafam az önce olanlara sıkkın."

"Size öyle çıkıştığım için kusura bakma, olanlar yüzünden kendi irademe bile sahip çıkamıyorum."

"Anlıyorum,sizin yerinizde olsam ben de korkar,birini suçlayacak birisini bulurdum."

Dudaklarımı düşlerimin arasına alıp suçlu gibi dururken aslında tam da bunu yapmıştım.

"Neyse önemli değil, sabahın ışıkları ile bunu öğreneceğim. Umarım kötü bir durum yoktur." Bunu umarken gerçekten diler gibiydi.

Bir vampirin uzun zaman sonra bir insanı ısırması olay yaratacak, gündem olacaktı.

Hükümet,bunun için düzenleme yapacağı kesindi.

Hiçbir şeyden emin değilim ama emin olduğum bir şeyse o da hiçbir şey bu geceden sonra aynı kalmayacaktı.

Dünyanın dengesi bu geceden sonra değişecek,insanlar bu geceden sonra vampirlerden nefret edip onları öldürmeye kalkacaktı.

Kim bilir bazıları vampir avcısı olmaya başlayacaktı. Tıpkı Orta Çağ'da vampir ve cadı avcıları gibi.

21.y.y'da bunun yaşanması,vampirler ve insanların arasındaki düşmanlığı başlatması demekti. Ve bu korkunç.

Üçüncü Dünya Savaşı'ndan sonra bir de bunun, insanlık için büyük bir yenilgi olurdu.

Zaten üçüncü Dünya Savaş'ı yüzünden Dünya'nın nüfusunun yarısından fazla yok olmuştu.

Bu kadar kayıp ülkeleri de ekonomik açıdan çöküntüye, bazı ülkeleri de yok etmeye mahkum etmişti.

Afrika'da büyük bir kısım patlamadan dolayı sular altında kalırken, Avrupa ile Asya kıtası arasındaki noktada büyük bir tsunami oluştu. Ve bu durum iki kıtayı birbirinden ayırdı.

Kutuplardaki buzların yarısı çözülmüş durumda ve çok yakında çoğu kıta sular altında kalacaktı. Bu gerçekten korkunç bir durumdu. Hepsi kendi zevk ve daha fazla güç istemelerinden olmuştu.

Peki buna sebep olanlar neredeydi? Tabi ki öldüler. Bununla baş etme derdi kime kalıyor? Biz?

"Geldik." Bay Zau'nun sesiyle aklımla olan konuşmayı kesip ona döndüm.

Aşağıdaydık ve evimin önünde duruyordum.

Arkamı dönmeden önce Bay Zau'ya kısa bir an baktım. Gözlerini kısmış tepkilerimi inceliyordu.

"İy olduğunuza emin misiniz?" Diye sordu sakince.

"İyim,eve gidip dinlenirsem daha iyi olacağım." Sadece başını salladı.

"İyi geceler Bayan Maria."

"Umarım iyi geceler olur Bay Zau,size de."

Tam arkama dönüp eve gidiyordum ki parmakları tenime değdi.

"Bekle,Angel'in odası olduğu için mi içeriye girmek yerine evine gitmek istedin." Anlamıştı.

Sadece başımı salladım.

"Bunu nerden öğrendin demeyeceğim,Angel o," derin bir iç çekti.

"Bunu konuşmak istemiyorum." Gözleri beni buldu.

"Ah pekâlâ,ama mutlaka yarın otelime kadar gelin." Bir şey demedim.

"Bunu evet anlamında kabul ettiğinizi olarak alıyorum o hâlde." Dediğinde tepkime bakıyordu. Ona boş boş baktığımı görünce sıkıntı içinde bir kez daha nefesini verdi.

"Yorgunsunuz,dinlenmeye ihtiyacınız var ama ciddiyim yarın gelin,gelmezseniz ben geleceğim. Ve bu gece be olduğunu öğrenir öğrenmez size haber vereceğim." Dediğinde sadece baş salladım.

"Tekrardan iyi geceler."

Dönüp uçtuğunda onun arkasından baktım. Sonunda gözden kaybolunca derin bir nefes aldım. Bay Zau bu gece beni zorladı. Ciddi manada adama ağzıma gelenlerii söylerken bir an düşündüm ancak Angel'in o korkutucu bakışları üzerimde dururken ona karşı sert olmamak imkansız. Kadın yürüyen bir manyak.

Takıntılı bir şey olması,zaten başlı başına bir sorun iken bir de kan emici birisi olması gerçekten onu çekilmez kılar. En azından Bay Zau gibi kibar,beyfendi gibi olsaydı. Daha doğrusu ona uyarlamak istersem daha zarif,kibar hanımefendi gibi dursa ve kıskançlık yapmasa onunla arkadaş olmak istediğim bir türden.

Daha önce hiç vampir arkadaşım olmamıştı. Maddie,Willom İsmail'in benim arkadaşım olduğunu düşünüyor ancak onun beni kaçıran adamın adamıydı. İşin tuhafı onunla iki kez karşılaşsak da onu sevmiştim bir tek onun benim esprilerime gülmemesine sinir oluyordum. Tabi her defasında ülkesine olan düşkünlüğü beni şaşırtıyordu.

Arkamı dönüp eve girdim. Bu gece olan olay yüzünden başım hâlâ dönüyor,midemi iyi hissetmiyordum.
Buna rağmen odama çekilmiş,kendimi yatağa atmıştım. Uyku beni alana kadar otelde yaşanan sahneyi zihnimde defalarca tekrar etti. En sonunda uyku beni teslim aldığında düşünmeyi bırakmıştım.

Son...

Loading...
0%