@nightdarkgirl34
|
Vampirler ölümsüz, insanlar ölümlü ve zombiler de yarı ölü yarı ölümsüz olunuyor. Vampir olmak kolaydı. Ölmeden önce kanı iç toprağa gömül eğer işe yarıyorsa ortaya çıkar. Zombi olmak sadece ısırılman yeterli olacaktır. İnsan olmak için sadece anne karnından doğman gerekli. Yolda birkaç kişinin evlere "Şaka mı şeker mi?" Demesi ve kapıyı açanlar için teklif sunması insanın gülümsemesi yüzünde demekti. Dikkatle arabamı eve doğru yaklaştırıp indim. Anahtarla evimi açıp girdim. Anahtarı masaya koyup odama girdim. Üstümdekileri hızlıca çıkarıp duşa girdim. Vücudumdaki boyalardan en hızlı şekilde çıkarıp lifle temizledim. Ardından saçımı güzelce köpürüp iyicene duruladım. Duştan çıkıp bornozu giyip odama geri döndüm. Kendimi kurulayıp dolaba ilerledim. Dolap kapağını açıp saten bir gecelik elime alıp giyindim. Saçlarımı makine ile kurulayıp kaldırdım. Aynalı masaya yaklaşıp nemlendirici yüzüme sürüp, elimle yüzümde gezdirdim. Dudaklarıma mango nemlendirici sürdüm. Dudaklarımı birbirine emdirdim. Masadan ayrılıp yatağıma girdim. Örtüyü üstüme çekip tavana doğru baktım. Balo da ki Bay Zau gerçekten yakışıklı bir vampirdi. O balodan ayrılmam sebebi kalbimin fazladan heyecandan dolayı çıkmıştım. Evet bu ilişki sorunumu da etkilediği için tüm zamanımı kariyerime sağladım. Böylece baş organizatör olup elimin altında fazladan çalışan bulundurdum. Bununla birlikte bazı parti ve organizasyonları en iyi şekilde yapıp takdir alabiliyor, daha fazla müşteri tarafından seçilebiliyorduk. Gözlerimi yummak için doğrulanıp kafamı yastığa yerleştirdim. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken aniden doğrulanıp ışığı kapattım. Ardından tekrar kafamı yastığa koydum. Bir gölgenin benim yatağımda durmasını hissetim. Gözlerimi açmak istiyor ama korkuyordum. Bazılarını görmek gece bazen korkutucu gözüküyor. Gölgenin yavaş yavaş bana yaklaştığını hissediyordum. Ellerimi örtüyü sıkmak için kullandım. Soğuk ellerin bana, yüzüme dokunduğunda irikilerek gözümü açtım. Doğrulanarak kalktığımda perdelerin fırtına çıkmış gibi uçması bir oldu. Elimi ışığı açmak için komodine yaklaşırdım. Acaba kâbus mu gördüm? Hislerim aslında kuvvetlidir. Ya da birkaç gündür yaşadığım ilizyason olabilir mi? Her ne ise aklımı yitirmeme neden olabilir ve bu benim için iyi birşey değildi. Işığı tekrar kapatmaya korktuğumdan kapatmadım. Vücudum tekrar yatağa kavuştuğunda derin derin nefesler alarak gözlerimi kapadım. Umarım bu sadece Güneş ışınları gözlerimin içine girmeye çalıştığında gözlerimi açtım. Alarm da tam çalındığında elim alarmı bulup kapattım. Kahvaltıyı çalıştığım mekânda yapabilirdim. Arabama binip ilerledim. Mekana geldiğimde yarı uykulu ve hala zombinin cildinde bulunan boya yüzünde duran güvenlik şefi john'u gördüğümde kahkaha attım. "Bay john. Bu ne hâl?" Gülümsemem daha da genişlendi. Zoraki gülümseme ile " alkol madam. Fazla alkol iyi değilmiş. Ben galiba fazlasını kaçırdım. Sabah nasıl uyandım tanrı bilir." kendini biraz silkediğinde daha iyi olduğunu hissettim. "Fazla içmemeli john. Sonra ajansın korumasına ne olur? Kime güveneceğiz değil mi?" Dedim,samimice. "Haklısınız Bayan Maria. Üzgünüm. Daha dikkatli olacağıma söz vereceğim. " dedi. Gülümsedim. "Biliyorum. " deyip yanından ayrıldım. "Ah! Günaydın bayan Maria." dedi. Elindeki dosyaya göz atıp bana döndü. "Sana da günaydın Maddie." dedim. "Bakalım bu günlük programda ne var?" "Oh! Şey..." ne diyeceğini sanki unutmuştu. "Ne?" Diye sordum. "Bugün otele,yani Bay Zau'nun otelinde onun gelmesi ile kutlama yapmak istediğini ve bizi seçtiğini söylediler. Akşama kadar hazırlanmasını istediler. Dilersek o kutlamaya katılabiliriz de. Bunu söylemek istedim." çekinceyle söylemişti. "Tamam. O zaman söyleyin organizayon çalışanlara başlatın ben gerekli planları yapar. Sana söylerim." başını salladı. Tam ilerken, tekrar önümde durdu. Kaşlarımı çattım. " Yine ne var? Maddie." dedim. "Ah şey... Bay Zau birazdan gelip sizinle görüşmek istiyor. Yani parti hakkında konuşmak istiyor. Bazı fikirleri varmış. " dedi. "Tamam. Sen bana haber verirsin. " deyip yanından ayrıldım. Odama geçip sandalyeme oturdum. Tableti açıp gerekli görüşmeleri ve planlamaya başladım. ... Planlarım hazırdı. O bir vampirdi ve vampirlere uygun bir mekan süslemesini düşündüm. Onlara - biz insanlara göre - daha naif süsleme ve eklentili düşündüm. Böylelikle belki bazı insanları da teklif ederse ürkütmesi işe yaramazdı onun için. Boynumu bir sağa bir sola kıtladım. Tableti kapatıp sandalyenin arkasına iyicene yerleştirdim. Kafamı da geriye doğru yaslayarak gözlerimi bir kaç dakika dinlendirdim. Kapı çalınıp ve benim gir komutu ile giren Bay Zau 'du. Toparlanıp ayağı kalktım. Kırmızı gözleri odanın her tarafını inceleyip en sonda bende durdu. Elimi uzattım ama elime bakıp oturmayı seçmiş olmalı ki oturdu hemen. Kaba hareketini umursamayıp sahte gülümsemi sergiledim. "Sahte gülümsemeni istemiyorum." dedi. Soğuk bakışları bunu gerçekten istemediğini söyledi. "Ah! Anlamadım?" Neden böyle düşündüğünü aklıma gelince dudaklarımı dişlerimin altına alıp kemirdim. Gözleri dudaklarımı bulunca gülümseme sayılmayacak ama somurtmuş gibi durmayan adama baktım. "Pardon. Üzgünüm." deyip gerçek samimi olan gülüşü gönderdim ona. Işte istediği gülümseme gibiymiş gibi kafasını ağır ağır salladı. "Planlarım var. Bu yüzden geldim. " başımı salladım. Gözleri beni hipnoz edercesine gözlerimde durdu. "Evet . Sizi dinliyorum. Sevgili Bay Zau. Ne tür gibi değişik istediğinizi söyleyebilir misiniz?" Dedim. "Öncelikle gerçek kanlar servis edilmeli. Ardından bir vampir gibi hissetmemiz için karanlık, loş ışık aydınlatmalar. Korkutucu gerilim müzikleri sunulmalı ortama. Şu aralar popüler olan Godfather müziği hiç fena değil. Misafirlerimiz için yani siz gibi insanlar için kokteyl veya alkollü içecekleri koymalısınız. Dilerseniz ki insanları korkutmak istemem. " dedi. Nefes almadan konuşmuştu. Ona zaten yaptığınız değişikleri ile zaten korkuttuğunu söyleyecektim ama bir vampiri kızdırmak ve ısırılmak istemem. Hoş olsa da bu beni tedirgin ederdi ısırılmak. " Pekâlâ. Nasıl isterseniz." Dedim. Ayağı kalktı. Pelerini iyi eliyle vücudunu sarıp odadan çıkmak için arkasına dönmüştü. Kapıyı açıp çıktı. Kapı ardından gıcırdar halde kapandı. Korkunç kahkaha sesi çıkarıyordu. Bu kapıyı yağlanmalı idi. Sandalyemden ayrılıp kapıyı açıp çıktım. Güvenlik şefi john'a ilerledim. "Bir sorun mu var Bayan Maria?" dedi "Ah. Evet var." Dedim. "Nedir Bayan Maria?" Diye sordu. "Kapım. Yani odamdaki kapı yağlanmalı. Korkunç sesler çıkarıyor." dedim Kahkaha attı. Kaşlarımı çattım. Bunu görünce kahkahası yarıda kaldı. "Pardon Bayan Maria. Hemen ilgili personelleri göndereceğim " dedi. " Tamam. Bekliyorum." deyip yanından ayrıldım. Odama tekrar döneceğim sırada asistanım Maddie yanıma geldi. "Istediğiniz planlar nedir efendim? Nasıl hazırlanacak?" Diye sordu. Elindeki asistanlık ve kalemine baktım. Not almaya hazırlanıyordu. Turuncu saçları ve yeşil gözleri ile güzel bir kızdı. Hâlâ üniversite okuyor ailesine yardım amaçlı yanımda çalışıyordu. Çok iyi bir geleceği vardı. Ona benim planlardan ve Bay Zau'nun planlarından bahsettim. Hepsini tek tek not alıp gülümseyerek başını salladı. O benden uzaklaşarak gitti. Kolumdaki saate baktım. Öğlen olmuştu. Birazdan herkesin yemek saatine gidicekti. Benim biraz daha çalışıp ardından çıkmam daha uygundu. Yaklaşık 2-3 saat daha çalışıp mailleri inceledim. Çoğu tebrik ve teşekkür etmek için yazıyordu. Gözlüğü çıkarıp esnedim. Sandalyeden ayrılıp odadan çıktım. Öğlen yemeği yiyenler ve sonra çalışanları kontrol edip çıktım ajanstan. Arabama binip çalıştırdım. Kasabanın en iyi pizzacısı Lennie'ydi. Çok başarılı bir pizzacı. Arabamı pizza restoronata park edip durdum. Içeriye girdiğimde, Lennie beni farkedip gülümseyerek el salladı. Yakışıklı yüzü vardı. Siyah gözleri, sarı saçlarına tersti ama ona farklı bir hava yapmıştı. Bende ona karşılık vererek gülümsedim. Onun yanına doğru ilerleyip sarıldım. Eldivenli ve unlu hali beni gulumsetirken, o da aynı şekilde bana gülümsedi. "Acıktım. Lennie. " lennie bunu çok iyi biliyordu. "Her zamankinden değil mi?" Diye sordu. Eline pizza hamuru aldı. Göz kırpıp, yerime geçtim. Sandalyeye oturup Lennie'nin marifetli ellerinde çılgın pizzamı izliyordum. Evet, çılgın pizza. Çünkü malzemeleri benim seçtiğim gibi hazırlıyor. Buradaki müşteriler gibi değildi. Çünkü özel sosla, vampir kanı ile hazırlıyordu. Bu gizli bir bilgi idi. Lennie ayrıca mesleği gereği gizliden vampir avlıyordu. Bunu bir tek ben biliyordum. Başta bunun kötü bir fikir olduğunu düşündüm. Vampirleri öldürmek, kulağa korkunç geliyor. Ancak pizzadaki bir sosun vampir'in kanından yapması cezb edici olduğunu farkettim. Lennie pizzamı fırına atıp kapağı kapattı. Arkasına döndüğünde gülümseyip öpücük attı. Bende ona gözlerimi kapatıp öpücük attım. Sonra gözlerimi açtığımda camdan etrafı inceliyordum. Hala insanlar bazı vampirleri kabul etmezken, ben galiba benimsiyorum. Bu yine de geceleri korkutucu oluyor. "Buyur Maria. Sevecek misin bakalım?" Dedi lennie. İrkildim. "Ah! Korktum. " dedim korkmuş bir şekilde. Gülümsedi "Pardon? Nereye daldın?" Diye sordu. "Yok dalmadım. Hem deniz yok ki dalayım değil mi Lennie?" Dedim, gülümseyerek. "Şakacı Maria geri gelmiş desene. Tat bakalım sevecek misin?" Dedi bir eli masayı bir eli sandalyemin arkasında tuttu. Gözlerine bakarak pizzamın bir dilimini ısırıp gözlerimi kapadım. Efsaneydi! Gözlerimi geri açıp " Harikasın! Lennie bu pizza sadece bana özel değil mi?" Diye şüphe ile sordum. Tatlı bir şüphe. "Elbette, Maria. Bu pizza sadece sana özel. Ismi Maria'nın pizzası. " dedi sırıtarak. "Öyleyse tamam. Çekil de yiyeyim ben." onu kovmuştum. Elimle git git yaptım. Kahkaha atıp benden uzaklaştı. Tekrar işlerin başına dönüp müşterilerin siparişlerini karşılıyordu. Bende afiyetle pizzamın tadına bakıyordum. Öğle yemeğini hep bu vampir kanı sosunda pizzayı yemekle meşguldüm. Son dilimini yiyip parmaklarımı emdim. Güzeldi. Kasaya gidip pizza parasını vereceğim zaman Lennie engelleyip eliyle durdurdu. "Yalnız burada paran geçmez. " dedi yalandan sinir haliyle. Gülümsedim. " Peki nasıl ödeyeceğim. Sadece nakit param var. Sana başka birşey veremeceğim." Dedim. "Aslında var. Bir öpücük verebilirsin." dedi sırıtarak. Kaşlarım havalandı. Gülümsedim. Ona yaklaşarak yanağına kocaman öpücük bıraktım. Gülümsedi " İşte bu. " dedi. Elini yumruk yaptı. Zafer kazanmış nidaları atıyordu. Gülerek kafamı sallayıp restoranttan ayrıldım. Arabama binip tekrar ajansa sürdüm. Arabayı ajansın park alanına park edip indim. Bazı ajans çalışanları işleri bittiğinden çıkıyordu. Havaya baktım. Neredeyse kararıyordu. Işler bitmişti. Herkes çıkarken asistanım Maddie de hazırlanmış çıkıyordu. Beni görüp gülümsedi. Yanıma geldi. "Sanırım bir yere gidiyorsun Maddie?" Diye sordum, merakla. Başını salladı " Evet. Sevgili Bay Zau bizi akşamki partiye davet etti. Bizde erkenden çıkalım dedik. Zaten isler bitmiş. " dedi. "Davet?" Dedim, sorarcasına. "Evet. Size gelmedi mi?" Dedi şaşkınlıkla. "Ne daveti? Öyle birşey almadım. " dedim. "Demek ki sizi davet etmemiş. " hayal kırıklığı ile. Bay Zau beni kendi otelinde bizim hazırladığım kutlamaya beni davet etmemiş mi? Dün ki durumda onu zor durumda bırakıp gitmiştim. Onunla dans etmek çok heyecan verici ve bu benim kalbime zarar verebiliyor belirli süreden sonra. "Anladım. Size iyi eğlenceler. " deyip ayrıldım. Maddie arkamdan bir süre bakıp sonra gitti. Sanırım kimse bu partiyi kaçırmak istemiyor. Iceriye girip odama girmeden önce güvenlik şefi john'u gördüm. O da şık giyinmiş çıkışa doğru ilerliyordu. Beni görünce gülümseyip yaklaştı. "Bayan Maria. Siz hazır değilsiniz. " dedi. Kaşlarımı çattım. "Neye?" Diye sordum. "Bay Zau'nun otelindeki parti. Siz gelmiyor musunuz?" Dedi son cümlesi hayal kırıklığı ile sormuştu. " Ah! Evet. Islerim var .Size iyi eğlenceler. " üzgün olduğumu belli etmeden. "Ne yazık. Size kolay gelsin. " deyip çıkışa doğru gitti. Bende oflayıp odama girdim. Herkesi çağırmış. Şuna bak. Bir tek ben galiba davet edilmedim. Sandalyeme oturup tabletimi açtım. Herkes tek tek gidene kadar birikmiş islerimi halletim. Herkes gittiğinde kamera görüntüleri ile oynayıp oteli izlemeye koyuldum. Tüm kasabadaki- partiyi organizate ettiğimiz mekanlara- sahibi izinli olarak inceleyebiliyorduk. Otel kasabadaki en ihtişamlı, en görkemli ve karanlık tarafına sahipti. Herkes için gözde bir Otel, sadece Bay Zau'nun oteli idi. Adı da isminden alındığı gibi "ZAUSTYLE HOTEL " Herkes gelmişti. Hatta bazı vampir avcıları dahil! Hadi ama onlar geliyorsa neden ben gelemiyordum? Herkesi inceliyor, kimlerin geldiğini izliyordum. Ama hâlâ Bay Zau teşrif etmemişti. Prenses gibi gelen kişiye baktım. Julia. En yakın arkadaşım gelmişti o partiye. Peki benim orda olmam gerekmiyor mu? Ne de olsa benim plânlarımla süslenmiş dekor edilmişti. Bu haksızlıktı! Göz devirip kameradan izlemeye devam ettim ortamı. Herkesin merdivene bakması ile benim de oraya bakmamı sağladı. Bay Zau loş ışıkta ağır adımlar ile aşağı iniyordu. Bütün gözler onu izliyordu. Merdivenden aşağı indiğinde yine yaptığı gibi herkesi inceliyor ve kendine özel bir masaya ilerliyor. Bazı vampirler de yanına gitti. Eline aldığı kuru kafatası içinde kan dolu içeceğini içip etrafı inceliyor bir yandan da dostları olduğunu düşündüğüm kişiler ile sohbet ediyordu. Ama fazla katılmıyordu. Insalar iceceklerini icio sohbet ediyor, partnerle dans ediyordu loş ışıkta. Onun tercihi idi. Ona yakışıyordu bu parti. Hadi ama ben neden gitmedim ki? Tableti kapatıp odadan çıktım. Eve gidip en cüretkar en vahşi kıyafeti giyip ağır makyaj yapıp son dokunuşu olan kırmızı ruju sürdüm. Arabama tekrar binip partinin olduğu tarafa yani ZAUSTYLE HOTEL ' e doğru istikamet yol aldım. Beni kovsa da gidicektim. Arabamı otelin biraz uzağında parkedip giriş noktasına ilerledim. Korumlar da vampirdi. Içeriye girecekken bir vampir koruma ile durduruldum. "Nereye gidiyordunuz Bayan Maria? " diye sordu vampir koruma. "Partiye. Görmüyor musunuz?" Diye sinirle sordum Elindeki kâğıda bakıp "Davet listemizde adınız yok. " dedi. "Hadi ama ben düzenledim bu partiyi. Girmeye hakkım olmalı. " Dedim, sinirle. " Üzgünüz. Listede adınız yoksa partiye giremezsiniz." dedi koruma. "Çekil şuradan. " dediğimde girmeye kalkışıyordum ki dişlerini korkunç derecede gösterdi. Küçük bir çığlık atarak uzaklaştırıldım. Korumalar, etrafı incelerken bende otelin arka tarafına ilerledim. Planı biliyordum. Otelin arka kapısına ulaştığımda bazı vampir olduğunu düşündüğüm kişiler yemekleri içecekleri servis ediyorlardı. Burası mutfak olmalı. Gizlendiğim yerden çıkıp etrafı inceledim. Tam o an Bay Zau'yu farkettim. Geri çekilip çöktüm yere. Umarım beni fark etmedi. Umarım! Derin nefesler vermemeye çalışıyordum ama bu kolay olmayacaktı. Umarım gitmiştir. Kontrol etmek için tam ayağı kalkıyordum ki üstümde hissetiğim gölge ile yukarıya baktım. O idi. Kırmızı gözler her yerimi inceliyor burda ne yaptığımı sorguluyor nitelikte idi. "Senin ne işin var burda ?" dedi soğuk sesi ile hıçkırdım. Son... Evet,Bay Zau onu yakaladı,sizce ne yapacak? |
0% |