@nightdarkgirl34
|
Vampir nasıl ortaya çıktığı herkesin konuştuğu bir konuydu. Yeryüzünden çıktığını,ateşten yaratıldığını ifade edildiğini de duydum. Her ülkede farklı vampirler vardı. Herkes yaşadığı cografyada ihtiyaçlarını,zorlukları ile uğraşıp duruyorlardı. Farklı millet,farklı bir vampir demekti. Geceleri ortaya çıkan vardı,kimisi güneşe alışabiliyordu da. Korku ve telaş bedenimi sarmıştı. "Hey! Neler oluyor?" Diye bağırarak sormuştum. Şöforden bir ses gelmedi. "Sana soruyorum! Bu da ne demek? " iyicene ormana girmiştik. Arkamda yolu izlediğimde ağaçların sıklığı artıyordu. Bu daha fazla kaşlarımı çatmama neden oldu. Oturduğum yerden hareketlenip şoföre bakmaya çalıştım. Siyah ara pencereyi kapatıyordu. Tek gördüğüm birşey korkmama neden olmuştu. Kulakları sivriydi. Bir insanda bulunmasından ziyade bu tam bir vampir kulağı idi. Öfkeyle " hey sen! Şaka mı yapıyorsun? Umarım şakadır. 1 saat öncesi vampirleri övüyordum. Bu benim için haksızlık. Inanilmaz!" Dedim. Vampir şoför duyuyor ama konuşmuyordu. Kapıya ulaştığımda açmaya yeltendim ama açılmadı. Sinirle kollarımı önüme bağlayıp tekrar oturdum. Bacak bacağa atıp önümü izledim. Bir süre sonra minibüs yavaşlamış hatta durmuştu. Şoför inmişti. On saniye sonra kapımı açmıştı. Simsiyah gözleri önüme serilirken takım giymisti. Siyah bir takım. Saçları arkadan bağlamalı, sakalsız mermer ciltli 175 boylardan bir adam çıkmıştı. Onu inceledim bu daha fazla kaşlarımı çatmama sebebti. "Yavaş ol! Sana insanlık öğretmedi mi?" Diye saçmaca sordum. Doğru o insan değildi! "Ben insan değilim hanımefendi " dedi soğuk bir sesle. Doğru sen...vampirdin. "Tamam ama yavaş ol! Kibar ol!" Dikkatle etrafı inceleyip ona tekrar döndüm " hem ne için getirdin beni? " diye inledim. Ayağım hâlâ acıyordu. "Size bunu patron Bay Hon söyleyecek" dedi net bir sesle. "O da kim? Hon mu? Han olmasın mı?" Adam yüzüme bakıp önune döndü. Komik bulmadı sanırım. Biz yine içimizden gülelim. Sabırla bekledim. Kimsenin geleceği yoktu. Adama hayal kırıklığı ile baktım. "Hani gelecekti? Hani adı hon olan han?" Adam kaşlarını çattı. "Han değil Bay Hon " dedi netle. Patronun ismini bozmamdan hoşlanmıyordu. Konuyla alakasız ama merak ettiğim soru "beni yiyeyecek misiniz?" Dehşetle sorduğum soruya vampir adam kahkaha bastı. Kaşlarımı çattım. "Inanin bunu yapmak istemezdim hanımefendi " dedi gülerek sonra ciddileşti. "Neden? Ben tatlı değil miyim? Kanım yani?" Dedim dudak büzerek. Altan altan baktım. Adam affalayarak " Ne?" Diye sordu. Inanamiyordu. "Diyorum ki niye benim kanımı içmiyorsun? Ya da beni yemiyorsun? Güzel mi bulmadın?" Dehşet gözlerle bakmaya devam etti. "Hanımefendi saçmalamayın. Bunun sizinle alakası yok " omuz silktim. "Siz bence benim kanımı çirkin buluyorsunuz değil mi?" Üzgün gözlerimi ona sundum. Köpek bakışlar atmaya çalıştım. "Bu ? Bu ne demek hanımefendi? Siz yanlış anladınız " duraksadı. Dolu gözlerimi gördü. " kanınız elbette güzeldir. Ama bunu unuttunuz, insan kanı artık içmiyoruz. Bizim kan depomuz var. Ve hiç bitmez. " dedi. "Anladım " diye mırıldandım. Gözlerimdeki doluluğu elimle silip gülümsedim. "O zaman ne işimiz var burda?" Diye sorunca ciddi durdu. Cevap vermedi bir süre. "Sana diyorum bay Vampir. O Han adam yani vampir beyiniz benden ne istiyor " çatık kaşla ona baktım. Göz devirir gibi oldu ama yapmadı "Hon. Onun adı Hon. Patronum hakkında düzgün konuş insan hanımefendi." bunu aramızdaki çizgi yüzünden söylemişti. Bu sefer ben göz devirdim. " işim gücüm var. Eve gidip işe gidicem. Işiniz benimle bitince beni eve atınız " dediğimde kısık gözleri beni inceledi. "Hanımefendi bizden korkmuyor musun?" Deyince kıkırdadım. Cıkladım. "Cık. Siz madem kanımı içmiyorsunuz o zaman korkacak birşey yok bay..." devamını adını söyleyerek getirdi. "Willom " şaşırarak baktım. "Pekâlâ, willom. Hadi bana yarasa olup olamayacağını göster " deyince çatık kaşla baktı. "Ne?" Dedim. " uçmayı insan halinizle yapıyorsanız beni de uçurun. Ha yapmıyorsanız bence bir gösteri bana sunabilirsiniz Bay willom " muzip bakışlarım onu bulunca insanı bir şekilde kollarını göğsünde bağladı. "Biz insan değiliz bir, ikincisi niye gösteriyormuşum uçmayı?" Tek kaşı havalandı. "Çok sıkıcısın willom. Bir vampir arkadaşım olsaydı ondan isterdim " deyince "Ama ben sizin arkadaşın değilim, bayan Maria." Söylediği sözlerle somurttum. Yan bir şekilde ondan tarafa bakmamaya çalıştım. Insan değilim diyor insan gibi tepkiler veriyor. Ne anlarım bu işten? "Hanımefendi, bacım kardaşim ne bu tripler. Hayır yani Türk de değilsiniz ki böyle davranmanız anlayamıyorum" kendisi türk vampir galiba. "Bana bak sen ilk türk vampir misin? Doğruyu söyle " diye sordum. Başını ufuka bakar gibi dik tutarken "evet" dedi. "Iyi o zaman. Söylesene Turkiye deki insanların kanı güzel mi? O yüzden mi seviyorsun ?" Diye sorunca ağzı hayretler içinde açıldı. "Konu benim ülkeme ne ara geldi anlatabilir misin?" Diye sordu. "Ah pekâlâ. Şimdi de savunuyorsunuz. Öyle olsun " diye yine trip atar gibi başımı ondan çevirdim. "Size şuan şoklar içinde bakıyorum. Siz çok şirret içersinde kalmışsınız. Biraz amerikalılar gibi cool durun. Bu nedir Türk gibi davranma aşkınız. Uzak durun bizim ülkemizden. Zaten dolarlarınız yüzünden ülke düşüyor. Yunanlar yemek çalsın. Sizde ülke batırın. Lütfen biraz özgü hareketleriniz olsun be." Adamı dinliyor sonda ise hafif kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Bana bak , ilk türk vampiri senin tüm kanını çeker taş ederim. Sen kimsin de böyle konuşursun " diye bağırdım. " senin ülkenden bana ne ki? Bizim ülkemiz varken. Hem ne yapayım yunan kardeşimizi. Onlar yemek çalmazlar. Onların yoğurtları halistir. Kesin siz çaldınız." Vampir bana döndü. O vampir dişlerini çıkardı. "Demek artık içmek istiyorsunuz?" Diye sordum. "Neyi?" "Kanı. Tabiki benim kanımı. Söylemiştim. Canım tatlıdır. Biraz için. Ya da durun bol bol için. " dediğimde sinirden güldü. Şimdi bu insan haraketleri değil mi siz söyleyin? "Hanımefendi yeter. Bakın gerçekten sizin kanınızı ıcmeyecegim. " diye bıkkınlıkla soludu. Başını bir yöne çevirdi. O tarafa baktım. Beyaz tenli sarı kırmızı saçlı sanki Türkiye deki bir takıma benziyor. Neyse. Taraftar gibi. "Abi bu halin ne?" Diye sordu türk vampir. "Sorma." Dedi sarı kırmızı saçlı vampir. Adı Hon olmalı. "Tamam sormam abi." Dedi Türk vampir. Adam kaşlarını çattı. Türk vampire baktı. "Sor" "Soruyorum abi. Ne oldu bu haline?" Kahkaha attım. "Maça gittim oğlum " dedi Hon . "Hangi maç?Erkek Futbol maçı mı?" Diye sordu Türk vampir. Ikıncı adı var midir? Nedir acaba? "Yok kız futbol maçı. Dalga mı geçiyorsun sen benimle Ismail ?" Türk vampirimiz adı demek Ismail. Willom, ismail. Çok tarz durmadı mı? Çok tuaf ama gülesim geldi. Güldüm. "Ismail " Türk vampir bana baktı. "Ne var hanımefendi " pekte kibar. "Is-ma-il " dedim bir kez daha. "Ne var?" "Ismail sek sekerek " anlam veremedi buna. Bunu nerden biliyorum tanrı bilir. "Is-ma-il peşindeyim ismail " gözleri kısıldı. "Siz şimdi Türk isim şarkısı ile benimle dalga mı geçiyorsunuz?" Kınar gibi baktı. Güldüm yüksek sesle. "Abi görmüyor musun ismimle dalga geçiyor! " diye şikayet etti beni patronuna. "Böyle isim mi verilir oğlum. Söyleseydim annene verirdi bir tane benim gibi asil bir isim" bunu diyen kişinin adı da Hon. "Bay Hon çok afedersiniz. Sizin adınız mı asil?" Başını evet anlamda salladı. Üstelik gururlu bir şekilde üsten üsten baktı. "Kusura bakmayın ama Tanrının Kırbacı Attila daha iyi ya. Adam bizden değil. Türk ama sizin isminizden daha asil. Bari isminizin bir harfi düz olsa. Hon nedir Han olsaydı neyse. Eski Türk kültüründe Han lakabı verilir.Bu daha asil" dediğimde sinir krizi geçirdi. "Al şunu yoksa buna zarar vereceğim. Sonra Zau da bana verecek " diye kızgınlıkla söyledi bunu. Türk vampir ismail beni kucağına aldı. Debelendim ama nafile. "Etkilendin mi?" Dedi yarım ağız. Başımı usulca salladım "etkilendim" dedim. "Iyi etkilenmeye devam et " uçmaya başladı an büyük bir çığlık attım. Gözlerimi yumdum. "Aç gözlerini kadın insan. Korkma düşmezsiniz " dediğinde gözlerimi açtım. Ama daha fazla dayanamadım. Başka bir şey hissetmedim. Son... |
0% |