@nightdarkgirl34
|
Merhaba arkadaşlar yeni bölümle merhaba:) "Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerekir." Mevlana Başkan bana haber verdiğinde hiç olmadık derece heyecanlı hissediyordum. İlk kez saha görevinde yer alıyordum ve bu sanalda uğraştığım kişi Umut Demirkan idi. Onun aradan birkaç gün geçmesine rağmen beni unutmasını dilemiştim ancak o daha ileriye giderek benimle bilgisayardan VPN aracığıyla ulaşmıştı. Bağlandığı ülke ise Fransa. Bu durum komiğime gidiyordu. Adam çaba ediyordu beni bulmak için ama bilmiyordu ki burnunun dibinde olacağımı... Başkanı dinlemiştim. Umut Demirkan beni görmemişti bu yüzden çok riske girmeyerek sadece gözlerim için numarasız gözlük almıştım. Onun dışında sadeydim. Son kez kendimi kontrol edip arabamdan indim. Arabamı Umut Demirkan'ın yaşadığı malikaneden uzak bir yer seçtim. Bir kilometre yürüdükten sonra sonunda onun evine vardım. Kapıyı çalıp beklemeye başladım. Kapıyı açan Vedat - Umut Demirkan'ın sağ kolu- gülümseyerek bana baktı. "Hoş geldin Esra." Dedi,samimi bir tonda. "Hoş buldum efendim." dedim tam da rol yapmam gereken yerde. "Bana efendim demene gerek yok. Bana Vedat de yeter." Dedi Vedat sevecen tonla. Bu beni şaşırtsa da ona aynı karşılığı verdim. Biraz kıkırdadım. "Peki Vedat..." Salonun girişine geldiğimizde durdurdu beni Vedat ve o an salonun ortasında masanın üzerinde bilgisayar ve hemen önünde bir adam bulunuyordu. Bu oydu. Bu Umut Demirkan idi. Bakışları önce Vedat'ı ardından bana değdi. Diğer hizmetçiler gibi davranmak istesem de bu pek mümkün olmuyordu. Bakışlarım direkt gözlerini bulmuştu. Üzerinde siyah bir takım ve giydiği beyaz bir gömlek vardı. Şaşırmıştı ama o kadar hızlı hareket etti ki bunu gerçek olduğunu kanıtlamak zordu. "Hiç hoş geldin demeyeceğim. Kuralları biliyorsun. Yanlışın olursa ölürsün. Sanırım sana bunu anlatabildim?" Tek kaşını kaldırıp sorduğunda yutkunmuş gibi yapıp başımı salladım. "Evet,Umut Bey." Dedim. Vedat'a ismiyle hitap ediyorsam o zaman ona da edebilirim değil mi? Şaka bir yana onun sinirlenmesi için yapmıştım. "Bana efendim diyeceksin,ben senin dedikodu yapacağın o aptal kızlara benziyor muyum?" Diye sinirle sordu. Hayır, daha çok kuduruk boğalara benziyordu. Bu düşünceme güldüm. İçimden sessizce bir gülüş. Başını iki yana salladım korkuyla. Şerefsiz. "Vedat değilim ayrıca işe alan benim o değil." Dedi sesini yükselterek. "Peki efendim dikkat ederim ve diğer kurallar, onlara da dikkat ederim efendim." Dedim sessizce. Ondan korktuğumu daha doğrusu ondan çekindiğimi bir süre gösterelim. Hizmetçiler böyleydi değil mi? Efendisi ne isterse onu yapmak. "Çıkabilirsin." Dediğinde gözlerim Vedat'ı buldu. "Gel sana nerede kalacağını göstereyim." Dedi Vedat ilgili bir sesle. Birlikte salondan uzaklaşırken derin bir nefes aldım. "Takma kafana, patron bu aralar sinirli." Dediğinde meraklı gözlerle ona baktım. "Neye sinirli ki,ben seninle samimi oldum diye onun adıyla hitap ettim. Hata mı yaptım yani?" Diye sordum dudaklarımı büzerek. Bu halime gülerek cevap verdi. "Anladım." Birlikte aşağı kata indiğimizde ve sağdan birinci kapıya ulaştığımızda durdu ve eliyle kapıyı açıp bana gösterdi. "Bak burası senin odan. Sabah yedi ve saat gece on ikiye kadar çalışman yeterli. Her türlü iş sende ama merak etme o tek yaşıyor. Odası, yemeği ve kıyafetleri. Bunlara çok dikkat et diğerleri istediğin gibi çekip çevirebilirsin." Dedi Vedat beni bilgilendirerek. Odama baktığımda sıradan,tek kişilik bir yatak hemen yanında küçük komodin, yatağın ucunda ise küçük bir sandalye ve masa. Odanın rengi barbekü rengindeydi. Tavanda patlayan ışık sarı ışıklardandı. "Peki teşekkürler." "Şimdi dinlen, yarına kadar çıkma. Bugün mesain başlamıştı ancak patronun evde olması dolayısıyla onu rahatsız etmeni istemeyecektir. Lütfen bu süreçte işlerinle ilgilen ayak altında dolaşma yeter." Diye uyarıda bulundu. "Evet Vedat, anladım. Uyardığın için teşekkürler. Patronunun gözüne gözükmeyecek,yarına kadar bu odadan çıkmayacağım." Bezgince nefesimi verdim. "İyi öylese yeni işin hayırlı olsun. Görüşmek üzere tekrardan." Gülümsedi ve son kez bana bakarak merdivenlere ulaşıp çıktı. O gözden kaybolunca odama girdim. Kapıyı kapatıp ikinci telefondan başkana mesaj yazdım. Hayalet: Bu iş tamamdır başkanım. Görev tamam. Umut Demirkan'ın evine hizmetçi olarak sızdım. Sizden haber bekliyorum. Diye mesaj atıp gönderdim. Ardından o telefonu kimsenin bulamayacağı bir yere yatağın ahşap kısmını dikkatlice kesip içine koyduktan sonra bazayı ve yastığı düzenli bir şekilde yerleştirdim. Diğer telefonu,yani normal telefonu komodinin üzerine koydum. Sabahtan beri elimde duran valizi ise odada bulunan dolaba yerleştirdim. Hepsi sıradan, markasızdı. Gerçi bu evde olduğum sürece siyah mini bir etek ve beyaz, ütüsü bozulmamış bir gömlek giymem lazımdı. Dolabın içinde bana tam olan hizmetçi kıyafetleri görünce göz devirdim. Burada daha önce yaşayan hizmetçiyle bedenimiz oluyormuş. Kıyafetleri dizdikten sonra dinlenmek için rahatsız olan yatağıma uzandım. Eğer yarına kadar çıkmıyorsam o zaman dinlenmem gerektiğini de biliyordum. Gözlerim bir süre sonra kapanıp uykuya dalınca rahatsız olan bedenim gevşedi. Uhuhu bu da Hayal'in gözünden okumak. Nasıl ama? Bu hikayeye başlarken ne hayallerle girmiştim texting diye ancak texting yazsam da bunda pek başarılı değildim. Bunu anladım. Arada sırada olacak merak etmeyin ama böyle düz yazmaya devamke. Görüşmek üzere:) |
0% |