Yeni Üyelik
21.
Bölüm

BÖLÜM 21: Sorgu

@nightdarkgirl34

Merhaba arkadaşlar devam ediyoruz o sahneden:)

"İnsan insana iyi gelmeli.
Gelmeyecekse hiç gelmemeli."

Nazım Hikmet Ran

Yakalanmıştım.

Hemen arkamdan duyulan ses Umut Demirkan'ın sesiydi.

Yavaşça bana doğru geliyordu. Bunu hissedebiliyordum. Sakin kalmaktan başka bir şey yapmadım.

Nefesi ensemde hissetsemde ona dönmedim.

"Kimsin sen?" Diye fısıldadı. Sesi boğazından boğuk bir şekilde yükselirken tüylerim diken diken oldu.

Cevap vermedim.

Eli omzumdan kolumu tuttu ve sert ama bir o kadar yavaş bir şekilde kendisine çevirdi. Gözlerini gözlerimle buluşturduğunda yutkundum.

"Söylesene çalışma odamda ne halt ediyordun?" Dilini dişlerinin üzerinden geçirdi ardından gözlerini kısıp alaylı bir şekilde güldü. "Ajan mı yoksa casus musun? Kim tuttu seni?" Diye sordu.

Gözlerinin içine bakmaya devam ettim.

"Dilin yok mu senin?" Daha da yanıma yaklaştı. Vücudu vücuduma değdi ve bir kor misali yaktı.

Sustum.

"Konuşmamaya yeminli misin,ihanet etmeyecek kadar, işkencelere dayanabilecek misin?" Diye sordu sert bir tonda.

Ona bakmaya devam ettim.

"Vedat,buraya gel." Dedi buyurgan bir ses tonuyla.

Vedat beş dakika sonra ortaya çıktığında gözlerini bana çevirdi şaşkınlıkla.

"Patron?" Dedi,sanki benim burada ne işim varmış gibi.

"Sence bunu nerde buldum Vedat?" Kinayeli bir sesle sordu ardından kısık bir sesle güldü. "Çalışma odamda." Gözlerini Vedat'a kaldırdı.
"Hani söylemiştin onun odama çıkması yasak değil miydi?" Diye sordu sertçe.

"Evet söylemiştim,patron. Dün onu tembihlemiştim."

"Peki o zaman neden çalışma odamda bulunuyordu hem de tam da masanın altında kendini gizlemiş hâlde." Vedat'ın iki kaşı şaşkınlıkla havaya kalktı. Ardından bana baktı.

"Neden oradaydın?" Umut Demirkan otoriter sesi kulağıma dolduğunda ona baktım. Bana bakıyordu.

Bir an önce onun tüm şüphelerini yok etmem gerekiyordu ama nasıl?

Vedat araya girerek,"Belki temizlik yapmaya gelmiştir ve o an biz geldiğimiz için panik yaparak saklanmıştır." dediğinde istemsiz yüzünü buruşturdu Umut Demirkan.

"Saçma sapan konuşma Vedat,neden bunun için saklansın?" Omzunun üstünden ona baktı.

"Belki unutmuştur." Gözleri beni buldu. "Unuttun değil mi?" diye sordu,merakla.

Umut Demirkan da bana bakıyordu. Ama özellikle ruj sürmediğim dudaklarıma bakıyordu.

Başımı olumlu anlamda salladım.

"Efendim ben,sabah dediğim gibi evi gezmek istedim,neyi nerde olduğunu öğrenmek istedim. Bu yüzden bu kata da çıktım. Tabi yasak olduğunu unutmuştum." Gözlerimi Vedat'a çevirdim. "Dün o kadar kafam doluydu ki senin dediklerini aklımda yer edinemedi. Üzgünüm." Gözlerim tekrar Umut Demirkan'ı buldu.
"Sonra siz gelince onun dediği gibi panik yaptım. Özellikle sizin buraya çıkmamam konusundaki uyarıcı sesiniz beni korkuttu ve saklanmaya karar verdim. Hepsi bu."

"Dilin demek ki varmış,ne diye ben sorunca cevap vermedin?" Kaş çatarak sormuştu.

"Korktum."

"Ama yakalandın."

"Evet, yakaladınız beni." Gülümsedim.

Gözleri kısıldı. Bir şeyler düşündü. Ya da bir şeyler aklında geçirdi.

"Vedat bunu aşağıdaki depoya götür. Odasını araştır." İstediğini yapabilirdi.

"Ama patron," Sinirle bakan gözleri Vedat'ı bulunca sustu.

Vedat bana doğru gelirken gözleriyle 'neden yaptın' bakışları yer ediniyordu.

Kolumdan nazikçe tutup aşağıya,merdivenlere doğru götürürken sakindim.

Bir halt bulamazlar.

"Neden böyle bir şeye kalkıştın?" diye sormadan edemedi.

"Ben korktum Vedat,sana söylemiştim. Efendiye de söyledim." Dizlerim titremiş gibi yaptım.

"Tamam,sakin ol. Sana inanıyorum."

"Beni nereye götürüyorsun?" Diye sordum korkulu bir sesle.

"Depoya."

"Neden?"

"Patronu duydun,senden şüphe ediyor, odana bakacağım. Ama endişe etme masum olduğunu kanıtlarsın sen." Gözünü kırptı.

"Ben masumum zaten Vedat,benim kim olduğumu biliyorsun. Cv'de yazıyordur. Ben kimsesiz,tek başına geçinmeyi çalışan bir kızım. Yeni iş bulmuşken bir hain ya da onun deyimiyle 'casus veya ajan' değilim." Dediğimde fazla duygusal bir sesle konuşmuş olmalıyım ki sahte gözyaşı hemen sağ gözümde düşüverdi.

"Şşt,sakin ol, ağlama. Sadece tedbir. O hep böyle biri. Güven sorunu oluyor. Beni bile yanında tutmak için arkadaş olmamız yetmiyordu. Beni zorlu tabirlere tuttu. Hâlâ da güvenmiş değil. Sana da güvenecek bir gün." Ardından karanlık bir tonuyla "Tabi ona ihanet etmediğin sürece."

Bir şey demedim,sustum. O da daha fazla konuşmadı. Beni odamın bulunduğu katın gizli bir kapıdan geçirdi. Depo dedikleri yer hemen tavanda bir ampul yanıyordu. Ve ampulun altında boş ahşap bir sandalye.

"Sen geç otur,birazdan patron gelir. Ben de o sırada odana bakacağım." Gözlerime baktı. "Sadece kontrol amaçlı,merak etme özel eşyalarına dokunmayacağım."

O çekip giderken ben depo dedikleri yere girdim ve arkamdan kapanan kapının sesi duyuldu.

Sanırım sorgum başlamış oldu.

Huhu kılpayı atlattık mı sizce, diğer bölümde belli olacak!

Loading...
0%