@nightdarkgirl34
|
Merhaba arkadaşlar,Hayal'in gözünden okunacak. "... Yalnızlık
Yukarı çıkarken telefonu yine aynı yere bırakmıştım. Umut Demirkan şansını fazla zorluyordu. Özellikle bana yaptığı imâlara daha fazla dayanamayıp ona yanlış anlayacağı mesajı atmıştım. Bu beni biraz tatmin ederken hâlâ bana elde edici bilgiler olmadığı için sinirliyim. Başkan, dün çektiğim belgelere, bunların yetersiz olduğunu söylemişti. Bu yüzden sabah belki bugün işlerini burada yaparlar diye ses kaydı koymuştum. Ve tam tahmin ettiğim gibi öğlene doğru gelmişlerdi. Sadece bir kahve için onların yanına gelmiştim. Ardından aşağı kata, başkana yazmaya başladım. Ondan gelen cevap hâlâ burada kalmama neden olurken işimi hem hızlı hem de dikkatli yapmam gerekiyordu. Ve tam karşımda,bana bakan adamın gözlerine bakarken bu çok zordu. "Neredeydin?" Diye sordu arkamdan gelen Vedat. Gözleri şaşkınlıkla açıldı. "Değildim,evet. Aşağı katta odamda kaldım." Gözlerimi ondan alıp Vedat'a çevirdim. "İşiniz önemli diye sizi bölmemek adına aşağıda kaldım." Gözlerimi Umut Demirkan'a çevirdim. "Sen," Bunu beklemiyordu. Onun benim patronum olmasından dolayı böyle cüretkar bir cevap vermemi gerçekten de beklemiyordu. "Esra,patron," Vedat'a baktığımda gözlerimle susturdum. "Açıkçası bu umrumda değil, şimdi kovmak isterseniz kovun." Dediğimde Vedat ve o kulaklarına inanamadı. "Esra hayır bunu yapmayacağız," Vedat'ın sesinden üzgün olduğunu anlıyordum. Dün bana bir tek o itimat etmişti ve benim gitmemi istemiyordu. "Değil mi patron?" Umut Demirkan gözlerini kısmıştı. Neden yaptığımı düşünüyor olmalı ama asla bulamayacaktı çünkü yaptığım şey şuan onlara ajitasyon yaparak onların bana muhtaçmış göstermek. Ve evet bunun için işten kovulmak için başkandan izin aldım. Başta buna mantıksız demişti ancak ondan planımdan bahsederken ilginç buldu ama buna karşı çıkmadı. Operasyon benim,plan benimdi. Ve o kel başkan buna bir sözü yoktu. Tek isteği başarılı olmam. Ve olacaktım. "Kovulmak mı istiyorsun?" Diye sordu tek kaşını kaldırıp sordu. Cevap vermedim. Ancak benim yerime Vedat cevap verdi. "İstemiyor, değil mi Esra?" "Sen karışma,sen onun avukatı değilsin." Dedi Umut Demirkan,ona karşı sert çıkarken gözleri üzerimden ayrılmadı. "Ama patron," Sustu Vedat. Umut Demirkan onu susturdu. "Sana kes dedim Vedat yoksa çalışanım veya arkadaşım demem kovarım seni de." Gözleri ondan alıp bana çevirdi. "Söylesene kovulmak mı istiyorsun?" "Bana güvenmeyen birinin yanında çalışmak ne kadar mantıklı olur sizce?" Diye sordum. "Güvenmek uzun sürer bunu bilir misin sen?" Diye sordu ve ayağa kalktı. Elleri ceplerini bulurken bana doğru yavaş adımlarla yaklaşıyordu. "Dün beni suçladınız?" "Odamın katında buldum seni." "Teknik olarak ikinci katta, ama sizin dediğinize göre odanızın katı." Dediğimde tek kaşını indirdi ve dudakları kıvrıldı. "Odamı çok beğendin mi, üzerinde yattın mı?" Gözlerimi açmamak için kendimi zor tuttum. Şuan ona anlamamış gibi baktım. "Baksana kucağımda olmak isterdin değil mi?" Diye sordu Umut Demirkan. "Ne diyorsun patron?"Vedat anlamıyordu ve ben anlamazdan geliyordum. "Sen onun odasını iyicene araştırdın mı?" Diye sordi bana dönmeden. "Evet patron dün araştırdım." Dedi Vedat ancak iyi araştırmadı, çünkü iyi araştırsaydı ikinci telefonu bulurdu. "Peki o zaman neden bu kadın hâlâ burada?" Diye sordu. "Ne demek istiyorsun patron?" "Sen de mi hainsin Vedat?" Diye sordu Umut Demirkan. "Ne, hayır. Ne diyorsun patron?" "Onunla mı çalışıyorsun?" Diye sordu bu kez Umut Demirkan. "Hayır,ne çalışması? Esra daha dün geldi. Onu bir hafta öncesine kadar tanımıyordum." Dedi Vedat kendini savunurcasına. "Onu suçlarken hep onu korumana ne demeliyiz Vedat?" Diye sordu Umut Demirkan,onun önünde durmuş üsten bakıyordu. Vedat,Umut Demirkan'dan kısa idi. "Patron üzerine gittiğini biliyorsun." Dediğinde iç çekti Umut Demirkan. "Ve sen de inatla onu koruyorsun,sevgilin mi yoksa?" Gözlerim irice açıldı. "Ne, hayır." "Muhbirin mi o zaman?" "Nerden çıktı bu patron?" "Az önce oturduğum koltuğun altında bir ses kaydı buldum. Birisi," Gözleri benimle buluştu. "Sesimizi kaydetmeye çalışıyordu." Vedat bana baktı. "Esra?" Diye sordu inanmayarak. İşte yine yakalandım. "Bu kıza güvenmekle hata ettik Vedat ve biliyorsun ki hataları ortadan kaldırmak lazım." Vedat sustu. Bu kez kesin olarak sustu. Namludan çıkan iki kurşun beynini delerken artık konuşamayacaktı. Bedeni yere düşerken alnından, vurulduğu yerden oluk oluk kan akıyor, yüzünü kana boyuyordu. Bunu soğukkanlı bir şekilde yapan Umut Demirkan yavaşça bana döndü. "Ve sen,kim olduğunu,ne olduğunu bana söyleyeceksin Hayal Hanım." Soğuk bir sesle, "Oyun bitti." Lanet olsun,beni bulmuştu. -Son- |
0% |