@nightdarkgirl34
|
Biliyorum çok saçma ama dizi izlerken gerçekten onların birlikte olmasını hayal ettim de hoşuma gitti. Zaten üvey kardeşler ne olabilir ki? Kısa olacak zaten. "Abi?" Dedi Simya şaşkınlıkla. Abisinin onu yıllar sonra görmesi üzerinden iki hafta geçmişti. Ve şimdi burada, çalıştığı atölyeye gelmişti. "Simya? Nasılsın, nasıl gidiyor?" Diyerek içeriye girdi Yiğit. Etrafına, kardeşinin yaptığı eşyalara bakıyordu. Hepsi el emeği göz nuru denebilecek tahtalardı. Ama Simya'ya sorarsanız hepsi can bulmuş bir parça. "Çok iyi gidiyor abi,ev arkadaşım İrem ile iyi anlaşıyoruz. Müşteriler benden bolca sipariş istiyor." "Sevindim Simya. Senin adına gerçekten sevindim." Ardından sustu. Simya hem işini yapıyor hem de onunla konuşuyordu. Yiğit sustu yine. Cevap veremedi. Kardeşini izledi. "Abi?" Yiğit ona cevap vermediğini görünce omzunun üstünden ona baktı. Abisi onu izliyordu hem de büyülenmiş derecesinde. "Hiç, hiçbir şey." "Deniz diyordum. Ne oldu?" "Olması gereken bir şey mi var?" Dedi Yiğit umursamaz bir sesle. "Yani...siz birbirinizi çok seviyordunuz. Yanında göremeyince şaşırdım." Yiğit nefesini verdi. "Neden,ne oldu?" Bu kaçıncı sorusu ama abisi cevap vermedi. "Ayrıldık. Oldu mu? Soruna cevap vermiş oldum mu?" "Ne kızıyorsun ya, sadece merak ettim. Neden ayrıldınız?" Simya elindeki tahtayı yontmaya başladı. Umursamaz bir sesle "Sevgisi yalandı. Tuna'nın yanına gitti. Onu seçti. Biz de ayrıldık." "Ne?" Simya hızla ona dönmek için başını çevirirken yontmak için eline aldığı kesici alet elini kesmişti. "Dur ben bakarım." İleriye atılıp kız kardeşinin elini tuttu. "Gerek yok abi,az kesilmiş. Suya tutarım geçer." Dedi Simya ama dinlemedi Yiğit. Simya'nın elini avucunun içine alıp dudaklarını büzdü. "Acımıyor abi, bırakabilirsin. Bak gerçekten acımıyor." "Simya." "Abi?" Derin nefes verdi. "Abim değil misin abi? Ne diyeyim Yiğit abi mi?" "Abiyi bir kenara atıp sadece Yiğit desen?" "Ama olmaz ki..." "Neden Simya,ne değişecek?" "Abi demeyince bi' tuaf oluyorum. Anlıyor musun?" "Ne gibi?" "Açıklamak zor geliyor bu yüzden söylemek istemiyorum. Deniz neden Tuna'yı seçti?" Simya konuyu değiştirmişti. "Ona göre ideal erkek o'ymuş." "Ama siz çocukluk aşkı değil miydiniz?" "Öyleydik. Yani öyle zannediyordum ama Deniz için hiçbir ifade etmiyor çocukluk. Geçenlerde İrem bana fotoğraf gösterdiğinde deliye döndüm." "Ne fotoğrafı?" "Lunaparka gitmişler. İnanabiliyor musun? Deniz bana yalan söyleyip onunla takılmış. Beni sevdiğini söylerken nasıl da aptalmışım." "Abartma abi ya, sadece onunla konuşmuş onunla vakit geçirmiş. Onun en yakın arkadaşı. Kız ne yapsın arada kalmış olmalı." "Abartma mi? Bana bana, Yiğit Balcı'ya yalan söyledi. Bunu asla kabul edemem. Ben de son noktayı koydum. Onlara artık mutluluklar." "Anlıyorum pekala." Simya elini ondan çekip ondan uzaklaşmak istedi. "Tamam sen şey yap,devam et ben de seni izleyeyim." "Ne?" "Simya, gerçekten çok yeteneklisin ve bunu boşuna gitmesini istemiyorum." "Teşekkürler abi." "İkide bir bana abi diyorsun ve bu gerçekten sinirimi bozuyor." "Ama ab-" "Simya yeter!" Yiğit gür sesiyle bağırırken Simya geri geri adımladı. "Senin gitmen en iyisi olacak abi." "Simya ben..." Simya arkasına dönüp gidecekken kolundan çekip kendine çevirdi. "Önemli değil, şimdi işlerim var. Giderken kapıyı kapatmayı unutma!" Bu sessizce git anlamına geliyordu. Simya ondan uzaklaştı uzaklaşmasına ama Yiğit onu tuttu. "Ne yapıyorsun?" "Simya bak ben ne yaptığımın farkında olmayan bir adamım ama şundan eminim..." Kız kardeşinin gözlerinin içine baktı. "Ne?" Güldü Simya. Bayağı güldü. Yiğit kaşlarını çattı. Kardeşi gülüyordu ama neden? "Neden gülüyorsun?" "Çünkü komik. Deniz'i kıskanmam gerçekten komik. İrem desen hadi neyse. Ona sadece imrenirim ama Deniz..." Başını iki yana salladı. "Ne yani onu kıskanmıyor musun?" "Niye kıskanayım ki,neyi kıskanılacak?" "Onunla beraberdim." "Bundan bana ne?" Geri çekildi Simya. Sinirlenmişti. "Onu öptüm ve sen de gördün." "Sevdiğin kadın." "-dı. Artık değil. Artık onunla ilgim kalmadı." "Pekâlâ buna bir cevabım yok." "Var aslında,beni sevdiğini biliyorum ve buraya kendi duygularımı sana ifade etmek için geldim." "Ne?" "Simya ben sana çok pis aşık oldum ve inan bana bir kardeşe aşık olmak özellikle üvey kardeşe aşık olmak gerçekten yıkımdı. Kaç defa bu duyguyla baş başa kaldım bilemezsin. Seni ilk gördüğümde içimde bir değişik duygu oluşturdu. Deniz Tuna'nın yanına gidince o an üzülürüm zannetim ama bir gram üzüntü duymadım." "Ne yapayım?" "Bir şey yapma sadece seni sevmeme izin ver." Simya şaşırdı, Simya şok oldu. "Ama-" dudaklarını kapatan parmakla sustu. "Sadece bir şans istiyorum Simya. Bu duyguyu yaşamak ve yaşatmak için bir şans. Emin olmak istiyorum. Eğer izin verirsen bunu seninle yaşamak istiyorum." "Ben..." Ne diyeceğini bilemedi Simya. "Bir şey deme Simya. Sadece izin ver." Yiğit Simya'dan uzaklaşıp giderken arkasından bakan Simya şaşkındı. Abi dediği üvey abisi ona aşık olduğunu söylüyordu. Deniz'den vazgeçmiş olan abisi ona duygularını ifade etmişti ve ondan bir şans istemişti. Ne yapacağını bilmiyordu Simya ama bu duyguya çekileceğini hissediyordu bir yerde. Ve o gün geldiğinde iksinin günahı birbirine dolanıp duracaktı. Bunu baştan kabul etmişti ikisi de. Merhaba arkadaşlar tuaf ama daha fazlasına gerek yok diye düşündüm. İlişki olabilirdi yani ne bileyim aşık olduğunu ama yazmak istemedim. Bu ilk sahne idi.
Foto bulamadım ya,ama Simya turuncu saçlı beyaz tenli biridir.
|
0% |