@nightdarkgirl344
|
Merhaba arkadaşlar. Bu hikaye tamamen uydurmadan ibaret olup, gerçeklikle alakası yok. Yazar,bu tür ilişkiye karşı olmaktadır. Bu bir BXB hikayesidir. Okuldan sonra beni kendi arabasıyla eve götürdü yanımdaki adam. "Adımı söylemiş miydim?" Diye birden asansörde bana döndü. "Hayır." Diye cevap verdim. Ona tuaf tuaf seslenmeler yapmamak için susuyordum. Tâbi içimde ona takmıştım ismi. Mafya olduğunu kabul etmeyen ancak katil olduğunu bildiğim adam. "Alex kim." Diye cevapladı beni. Yavaşça sırtını dayadığı yerden ayırıp bana doğru geldi. Aramızdaki boy farkı yüzünden gözlerine bakmam için kafamı kaldırıp bakmak gerekiyordu. Bu çok zordu. "Ne yapıyorsun?" Diye sordum aniden. Üzerime gelmeye devam ediyordu. Hayır bu adam kafayı kaçırmıştı. Gözlerime baktı,ancak böyle bir bakış değildi. Sanki içimi okumak istiyormuşcasına bakıyordu ve bundan rahatsız olmam gerekirken, değildim. Ondan rahatsız değildim. "Yüzün diğerlerine göre daha parlak ve genç duruyor." Bana iltifat mı etmişti o? "Teşekkürler." Deyip eğildim ancak kafam onun sert göğsüne çarptı. "Afedersiniz." Deyip gözlerimi ona doğru kaldırdım. "Önemli değil, küçük." Dediğinde asansörün açılan kapısıyla benden uzaklaşıp çıkarken nefesimi verdim. Ardından tekrar nefesimi alıp verdim. Sakin olmalıyım. Ben de dışarıya çıkarken onun peşinden gidiyordum. "Arkadaşların aptal duruyor." Dediğinde durup kaşlarımı çattım. "Hayır, değiller. Yani onlar iyi,bence." Diye gevelediğimde güldüğünü işittim. "Kabul et aptallar." Deyince tam itiraz ediyordum ki gözlerini bana çevirmek için omzunun üzerinden bana baktı. "Ah, pekâlâ belki." Diye itirafta bulununca kıkırdadı. Gözlerime inanamadım. O kıkırdamıştı hem de sırf ona karşı çıkmayıp onun istediğini verdiğimde... Bu garip beni sararkan gözlerimi ona dikmiştim. Elini gözlerimin önünde sallayıp "Hey, küçük. Kendine gel." Dediğinde kendime gelmem saniyeler sürmüştü. "Ah,yorgun hissediyorum. Eve gitsem iyi olacak." Diyerek yalan söyledim. Gözleri şüphe ile kısıldı. "Pekâlâ, öyle olsun." Diyerek önüne döndü ve kapısının karşısına kadar yürüdü. Ben de kendi kapıma geçtiğimde ona bakmadan kapıyı açıp eve girdim. Kapıyı ardımdan kapatıp nefesimi seslice verdim. "O adam katil. Ve ben ondan etkilenmem çok saçma." Dediğimde kendimi kandırmaya çalışıyordum. Sırtımı kapıdan ayırıp odama doğru yürüdüm. Çantamı gelişigüzel yatağa atarken çalışma masama geçtim. Döner sandalyede otururken onu bir kez daha düşündüm. Sarı saçları arkadan bağlıyordu. Bu ona o kadar yakışıyordu ki başka saç modeli yakışamaz gibi geldi. Kahverengi gözleri,o kadar koyu ki sanki siyahla bürünmüş gibiydi. Dudakları, sinirlendiğinde birbirine bastırıyor, konuştuğunda dudak kenarları iki yana kıvrılıyordu. Ukala katil adam,beni gerçekten etkilemişti. Yutkundum. Buna inanamıyorum. Gerçekten etkilemişti. Hayır, hayır. Bu olamaz. Bir anda sıcaklık basınca pencereme doğru yürüyüp pencereyi açtım. Hava bir anda yüzüme çarpınca ilk önce irkildim ancak sonra bu havanın bana iyi geldiğini farkedip derin bir nefes aldım. Nefesimi seslice verirken bir anda kıkırtı duydum. Gözlerimi açıp yan tarafıma, sağa baktım. Ve evet,o'ydu. "Ne yapıyorsun, meditasyon mu yoksa nefes egzersizi mi?" Diye ukalaca sordu. "Hi-hiç." Deyip bir anda kafamı çekip pencereyi kapattım. Beni izlemişti. Odamdan çıkıp mutfağa doğru yürüdüm. Küçük buzdolabında istediğim yemek yoktu ve bu yüzden alışveriş yapmam gerektiğini anladım. Ceketimi giyip kapıdan çıktım. Ne yani hep benimle mi gelecekti? Şaka mı yapıyordu? "Nereye gidiyorsun?" Diye sorduğunda onu incelemeye başladım. Üzerini değiştirmişti. Beyaz bir tişört ve siyah kot pantolonla gayet bir serseriye benziyordu. Sarı saçlarını her zaman yaptığı gibi toplamıştı. Uzun değildi saçları,normal uzunlukta,ensesine geliyordu. Sanırım bu yüzden topluyordu. Ki yakışıyordu da zaten. "Markete." Dedim sadece ve ona bakmayı kesip hareket edip asansöre doğru yürüdüm. "Dur orada." Durdum. "Yavaşça bana dön." Döndüm. Bu adamın her sözünü yapasım geliyordu. Sanki beynime çip yerleştirmiş gibiydi. Komutlarını,emirlerini tek tek yapmamın başka açıklaması olamaz. "Ben de geliyorum, küçük." Deyince kaşlarımı çatmamak için zor tuttum. Ne demek ben de geliyorum? "N-neden?" Diye sordum. Yanımdan geçerek önümde durdu. Gözlerini eğip bana üsten bakmaya başladı. Hadi ama sadece 15 cm. Bazıları için hiçbir ifade etmeyen 15 beni gerçekten küçük gösteriyordu. Utanç verici! "Belki de ben de alışveriş yapmam gerekiyor?" Diye hatırlattı bana. Tabi yapabilir ama neden ben çıkınca o da çıktı ki? Belki de tesadüftür. Bunu umursamamak adına ona,"adamların nerede?" Diye sordum. Gözlerini kıstı. "Seni ilgilendirmez, küçük." Deyip sırtı bana dönük bir şekilde hareket etmeye başladı. Yerimde durmayarak onun arkasından ilerledim. Sessizce asansöre binip giriş kata indik. Siteden çıkınca 7/24 marketine girdim. Tabi o da benim peşimden. "N-neden geliyorsunuz?" "Yakın olduğu için. Bir sorun mu var küçük!" Gözlerini tehlikeli bir şekilde üzerimde durunca yutkunarak rafların arasında dolaşmaya başladım. Ondan ne kadar uzak dursam iyidir. İstediğim bir ramen, pirinç lokumu, kaşar,iki yumurta ve içecek olarak Coco cola alarak kasaya geldim. Kadın çalışan gözlerini bana çevirip aldıklarıma baktı ardından arkamdaki nesneye. Omzumun üstünden arkama bakınca Alex Kim olduğunu gördüm. Onun elinde ise buradaki en pahalı yiyecek ve içecekleri bir sepet dolusu almıştı. Gözlerime inanamadım. "Bu," dedim ancak o benden önce davranarak sözümü kesti. "Çok açım." Göz kırptı. Önüme dönüp elimdekini kasadaki kadına verdim. O sırada markete giren iki kadın bir anda çığlık atınca gözlerim kocaman açılmış bir şekilde oraya baktım. "Aman tanrım ne kadar da yakışıklı." "Nefes kesici, gerçekten de öyle." Dedi bir başka kadın daha. Bunları kime diyorlardı. Bakışlarını takip ederek arkama dönünce Alex Kim,nam-ı değer katil olduğunu kabul etmeyen adamı gördüm. Onun için deli olan kızlardı. Ama bunu umursamıyor gibi görünüyordu. Gözleri bir tek bende duruyordu. "Şey acaba imza alabilir miyim?" Diye sordu siyah saçlı bir kız. Güzel bir kızdı. "Evet evet lütfen. Ben de istiyorum. Çok yakışıklısınız. Oyuncu filan mısınız?" Diye sordu bir başka kız. Kaşlarımı çattım. Oyuncu mu,hadi ama biraz yaratıcı olabilirsiniz. Mesela katil olması gibi? "Oyuncu değilim." Dedi Alex Kim,sakinlikle verdiği cevapla kızlara döndü. "O kadar yakışıklı duruyorsunuz ki oyuncu zannetik. Şarkıcı mısınız?" Diye sordu az önceki çığlık atan kız. "Şarkıcı da değilim." "Model misiniz,aman tanrım ne kadar da yakışıklı bir yüzünüz var." Dedi bir başka kız. Alex Kim'i gören içeriye giriyordu. Az önce sadece üç kişi varken şimdi oldu on beş. İnanılmaz. Onlara,'o bir katil' demek istedim ancak dilimi ısırarak sustum. Hayır bunu diyemezdim. "Hiç biri." Dedi Alex Kim,sabırsızdı bu kez. Sanırım bu kadar hayranı olduğuna sevinmiyordu. "İmza alabilir miyiz?" Diye sordu aynı kız. Bu kez dayanamayıp,"Onu rahat bırakın." Diye sesimi yükselttim. Şaşkınca bana bakan on dört çift gözle utanmaya başladım. Yüzüm kızarmaya başlamıştı bile. "Sen de kimsin?" Diye sordu bir kız gözlerini bana dikerek kuşkuyla sordu. "Ben..."ne diyecektim ki. Sıradan birisi olduğumu öğrenince kesin bana saracaklardı. "Erkek arkadaşım." Diye tamamladı Alex Kim. Gözlerim irice açıldı söylediği iki kelimeyle... Yeni bölümle görüşmek üzere:) |
0% |