@nightdarkgirl344
|
Merhaba arkadaşlar. Bu hikaye tamamen uydurmadan ibaret olup, gerçeklikle alakası yok. Yazar,bu tür ilişkiye karşı olmaktadır. Bu bir BXB hikayesidir. Gözlerim irice açılmıştı söylediği iki kelimeyle. Hayır, hayır, hayır. Bu olamaz! Kızlardan birisi konuşana kadar ona açtığım gözlerle bakıyordum. O ,o kadar rahat duruyordu ki sanki gerçekten onun arkadaşıydım. Erkek arkadaş... Bu tuaftı. Yani gerçekten tuaftı. "Tanrım yoksa gay misin sen?" Diye sordu. Alex korkutucu bakışlarından birini kıza yolladı. Sustu. "Kızlardan hoşlanmadığına inanamıyorum." Dedi bir başkası. Alex gözlerini devirdi. Benim burada konuşamam gerekiyor muydu? "Yeter bu kadar, işimiz var. Değil mi sevgilim?" Diye bana döndü Alex. Yutkundum. Önce kızlara,daha sonra ona döndüm. Kızların bakışları hiç arkadaş canlısı değildi. Hayır, hiç değildi. Sadece başımı salladım geri kalanında sustum. Dilim lal oldu bu olanlara karşı. ... "Neden b-bunu yaptın?" Diye sorduğumda siteye doğru yürümeye başladık. Zar zor eşyaların parasını ödeyip çıktık marketten. Kızlar soru yağmuruna tutmuştu bizi ve gerçekten bu korkutucu idi. Ne zaman sevgili olduğunuz? Onda ne gördün, çirkin bir şeye benziyor! Bana aşık olamaz mısın? Yakışıklı adamın yanındaki adama bak,uyumsuzlar! Tanrım şu uyumsuza bakın! Bu tür sorulara Alex sertçe bakmaya,benim ise susmama neden olmuştu. "O aptal kızların susması için. Merak etme hiçbir şey olmayacak. Nefes alabilirsin." "Ya-yani benden hoşlanmıyorsun?" Diye sorduğumda küçümseyici bakış attı. "Erkeklerden hoşlandığımı sana düşündüren ne?" Yutkundum. "Yani kızlardan hoşlanıyorsun ama sırf onlardan kurtulmak için yalan söyledin." "Yalan değil küçük bir eksik." "Neymiş eksik olan?" Boş olan eli, belimi tutunca gözlerim irileşti. Beni sertçe çekerek kendine bastırdı. Nefesi dudaklarıma çarpıyordu. Sadece bir saniye,bir saniye dudaklarına baktım. Gözleri karardı. "Dikkatli olmalısın küçük,yoksa değişebilirim." "N-ne konuda?" "Yönelimimin konusunda." Deyince inanamadım. Demek istiyordu ki kızlardan hoşlanıyorum ancak eğer böyle davranırsam -ki nasıl davrandığımı bilmiyorum- erkeklerden hoşlanacağını ima ediyordu. Yutkundum. Sadece yutkundum. Dudaklarımız arasındaki mesafe yüzünden rahatça nefes alıp veremiyordum. Neyse ki beni kendinden uzaklaştırıp yürümeye devam etti. Siteye girip asansöre bindik. Asansörde bile nefesim düzene girmemiş, düzensiz aralıklarla nefes alıp veriyordum. "Nefes egzersizi yap yine." Deyince ona bakmadım ancak ne dediğini anlamıştım. Bugün ki pencere olayından bahsediyordu. Sustum. Asansörün kapısı açılınca ilk inen ben oldum ve hızlıca yürümeye başladım. "Orada dur, küçük. Bu kadar hızlı gitmene gerek yok." "İşlerim var, ödevlerim var." Diye yalandan bir bahane uydurup adımlarımı kapıma doğru ilerlettim. "Eşyaların elimde, küçük. Al şunu." Deyip poşeti uzatınca durdum. Elimi uzatıp poşeti almaya yeltendim ancak poşeti tutarken birden çekti. Üzerime eğilip gözlerini bana dikti. "Dikkat et,küçük. Küçük bir yanlışınla yanarsın." Diye tehditvari konuşunca sustum. Ancak korkmaya başlamıştım. "Peki." Deyip ondan uzaklaştım. Poşetle eve girerken nefes nefese idim. Bir sıcak davranıyor bir soğuk. Onu anlayamamıştım. ... Ertesi gün okula giderken onunla gitmek artık kötü olmadığına karar vermiştim. Soğuk davransa da yine de sorun etmezdim,edemem. Üzerindeki siyah trençkotla harika durması, sarı saçlarını yine her zamanki gibi toplaması o kadar hoşuma gitmişti ki gülümsemeden edemedim. "Neye sırıtıyorsun, küçük?" Diye sordu Alex Kim. O an'a kadar gülümsediğimi farketmemiştim. Gözleri her zaman ki gibi kısalmış yüzümü inceliyordu. Onun yanında çıplak olmak istemedim. Bu yüzden hemen ifademi toplayıp önüme döndüm. "Bugün arkadaşlarla bara gitmeyi düşünüyoruz. Belki gelmek istersin." Dediğimde yandan ona kaçamak bakışlar atıyordum. "Ne zamandır bunu düşünüyorsunuz?" Diye sorunca gözlerimi kaçırdım. "Bu neredeyse bir haftadır planladığımız bir şey." Dediğimde tek kaşı 'öyle mi?' diye havaya kalktı. "Benim şimdi niye haberim var?" Diye sorunca, sesindeki şüphe tenimi tedirgin ediyordu. İki gün önce hayatıma giren o, niye soruyordu ki bunu? "Hadi hesaplayalım, bu bir haftalık düşündüğümüz bir plan ve sen daha iki gün önce geldin. Yani bu beş günün hesaplarsan olmadığını anlarsın." Dediğimde,ukalaca bir cevao verdiğimin farkındaydım ancak kendimi tutmak ne mümkün. "Benimle dalga geçtiğini varsaymıyorum, küçük. Yoksa çok kötü şeyler olur." Dediğinde yutkundum. "Ne gibi,yoksa o adamı öldürdüğün gibi beni de mi öldürürsün?" Fazla cesur bir hareketti! Beni bir anda arkamdaki duvara sertçe ittirip kendini de önüme kapatınca ne olduğunu anlamadan elini dudaklarımın üzerine kapattı. Keskin bakışları üzerimde idi. Yutkunmak bir kenara nefes alamıyor gibi hissetim. Bana üsten bakmak yerine eğilip bakması ile gözlerimiz kesişti. "Bir daha," dedi ve sustu. Gözlerini gözlerimden ayrılmadan cebinden bıçak çıkarıp boğazıma dayadı. Gözlerim irileşti. "Bir daha benimle dalga geçme, küçük. Yoksa evet onu öldürdüğüm gibi seni de öldürürüm. Cesetini arkadaşların bile bulamaz. Anladın mı?" Diye sordu,sesi sertti. Başımı 'anladım' anlamında sallarken kalbim hızla atıyordu. Elini dudaklarımdan çekerken aynı anda boğazıma dayadığı bıçağı geri çekti. Derin bir nefes çekmek zorunda kaldım. "Şimdi,gidiyoruz okula. Ve küçük," deyip yandan bana bakarken sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi gülümseyince yutkundum. Zaten o da sormamış veya izin almamıştı. Sadece haber veriyordu. Bu demek oluyordu ki bara gidecektik,onunla. ... Üniversitenin içine doğru yürürken arkadaşlarımı gördüm. Lee buraya doğru yürüyordu ama diğer arkadaşlarım arkamdaki Alex kimden tırstığını varsayarak yerinde durduklarını makul buldum. Erkekçe selamlaştık Lee ile. Gülümsedi ancak o da arkama bakınca gülümsemesi solgun hal aldı. Gözleri gözlerimi bulunca zorlukla gülümsedi ardından eğilip kulağımın dibine,"O artık bizimle mi olacak? Çok korkutucu." Dediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum. Arkadaşlarım tıpkı benim gibi ondan korkuyordu. Hak vermek lazım kim olsa korkardı. Sitede bana dayadığı bıçağı saymazsak aslında çok da korkutucu olmazdı,benim tarafımdan. Geri çekilince yine arkama baktı. Ne gördüyse yutkunmak zorunda kaldı ardından gözlerini bana çevirdi. "Bir süre," dedim sessizce. Ve neden sessizce konuştuğumu anladı. Arkamdaki Alex Kim yüzünden. "Bir süre benimle birlikte olacak." Dediğimde Alex Kim'in nefesi boynumu yalıyordu. İrkildim ama belli etmedim. "Anlaştığımız gibi gidiyoruz değil mi?" Diye sordu Bae,her ne kadar Alex Kim onu korkutsa da eğlencesine düşkün birisidr. "Pekâlâ ama önce derse girmemiz gerekiyor geç kalacağız." Dedim saate bakarak. "Haklısın. Çıkışta konuşuruz." Dedi Lee ve hep birlikte okula doğru yürüdük. Tabi o da arkamızda geliyordu. "Dostum o nasıl kayıt oldu bu kadar kısa sürede?" Diye sordu,Lee. Kısık sesle sormuştu ki Alex Kim onu duymasın. "Bilmiyorum belki de rüşvet ödemiştir veya yasa dışı yoldan kayıt olmuştur." Diye ciddi ama şaka yoluyla açıkladım ona. Bu ona mantıklı gelmiş olmalı ki başını olumlu anlamda salladı. "Kesin öyle olmalı. Nasıl başına bela aldın sen?" Diye sordu bu kez. Eğer tam arkamda onun sesini duymasaydım cevaplayacaktım ancak onun sesi yüzünden adımlarım durdu ve sakin bir şekilde omzumun üstünden ona bakınca bu kadar yakınımda olmasını beklemiyordum. En azından neredeyse dudaklarımız arasındaki nokta kapanmadı. Ancak o daha fenası yaparak hiç ummadığım şekilde dudağını, dudağıma sürttü. Dondum. Yeni bölüm ile görüşmek üzere:) |
0% |