Yeni Üyelik
8.
Bölüm

7. Bar

@nightdarkgirl344

Merhaba arkadaşlar.

Bu hikaye tamamen uydurmadan ibaret olup, gerçeklikle alakası yok.

Yazar,bu tür ilişkiye karşı olmaktadır.

Bu bir BXB hikayesidir.

Geri çekilip hemen yanımdan geçip giderken bile hareket edemiyor,donmuş bir haldeydim. Sık nefesler alıyor,burun deliklerimden yavaşça veriyordum.

"Ha-Ru,iyi misin?" Diyen Lee hemen ardımda belirdi ve elini omzuma koyduğunda ne zamandır tuttuğum nefesi seslice verdim.

"İ-iyim." Desemde yalandı. Az önce olanlardan sonra nasıl iyi olabilirdim ki?

Alex Kim,yani katil adam az önce öpmüştü. Hayır, hayır bu olamaz. Nasıl oldu bu?

"Yüzün kireç gibi dostum,emin misin iyi olduğundan?" Diye sordu Bae, yanıma gelerek. Tıpkı Lee gibi elini omzuma koyduğunda ona baktım. Alex Kim gittikten sonra onun için korku bitmiş gibi duruyordu.

"İ-iyim sadece...Derse geç kalmak istemiyorum." Dediğimde ikisi de şüphe ile bana baktı ancak onlara fırsat vermeden önce yanlarından ayrılıp bloğuma doğru yürüdüm.

"Ah Tanrım, şaka gibi ama değil. O adam gerçekten öpmüştü beni." Dedim kendi kendime konuşurken. Tedirgin bir hal alırken sınıfa girdim. Gözlerim Alex Kim ararken o hiç istifini bozmadan tam önde oturmuş bana bakıyordu.

Yutkundum ancak ona bakmak yerine yerime geçip oturdum. Ders boyunca da onunla göz teması kurmadım.

Ders bitimi öğretmen Zac,beni çağırmıştı odasına. Herkes çıkarken ben de yavaşça çantamı toplayıp onun odasına doğru gidecek iken Alex Kim önümde belirdi.

"Nereye küçük?" Diye sorması,ona kaş çatarak bakmama neden olmuştu.

"Öğretmen Zac beni çağırdı,onun yanına gitmem lazım." Dediğinde 'öyle mi' bakışı atmıştı. Umursamadan yanından geçerken kolumdan tuttu ve beni duvara hafifçe ittikten sonra kapıyı kapatıp üzerime doğru yürüdü.

"Sen ne yapmaya çalışıyorsun?" Diye sordum,titrek bir sesle.

Gözlerini kısıp üzerime gelirken sinsi bir gülüş peyda oldu yüzünde.

"Sence de açık değil mi ne yaptığımın?" Diye bana düşündürme payı verdi.

"Anlamıyorum,ne yaptığından. Lütfen izin ver, gitmeliyim." Dediğimde güldü ama alay dolu bir gülüştü.

"Ben izin vermedikçe bir yere gideceğini mi zannediyorsun?" Diye sorduğunda gözlerinin içine baktım. Benden on beş santim uzun olmasının dezavantajıydı bu. Göz göze gelmek için başımı kaldırıp baktım ve o an kendimi hangi pozisyonda olduğumu farkettim. Yüzüm kızardı resmen.

"Ne,ne oldu? Yüzüne bir renk gelmiş gibi ha?" Alayla güldü bu halime.

"Lütfen gideyim." Dedim,son gücümle.Sesim fısıldar gibiydi.

"Ya gitmene izin vermezsem?" Diye sorunca gözlerimi kaçırdım. Aptalca bir hareket geliyor,gelmekte.

Dizimi kaldırıp bacak arasına sert olmayan bir vuruş geçirdiğimde benden uzaklaşıp eliyle bacak arasını tutmaya, küfürler etmeye başladı.

Ondan uzaklaşıp kapıyı açtığımda arkamdan bana sesli bir şekilde,"Seni küçük, bunun bedelini ödeyeceksin." Dediğinde korktum ancak durmak yerine kapıyı yüzüne kapattım.

Hızlıca öğretmen Zac'ın odasına geldiğimde kapıyı çalıp içeriye girdim.

Öğretmen Zac beni gördüğünde gülümsedi ve ardından eliyle karşısındaki koltuğu gösterdi.

"Merhaba Ha-Ru nasıl gidiyor dersler?" Diye sordu, Öğretmen Zac aynı zamanda bu üniversitenin müdürü, baş yardımcısı ve sahibiydi.

"İyi gidiyor öğretmen Zac." Dediğimde gülümsedim. Onu severdim.

"Harika,o zaman sana bir görev verebilirim." Dediğinde kaşlarımı istemsiz olarak çattım. Ne görevi?

"Öğretmen Zac çok pardon ama ne görevi bu?" Diye sormaktan kendimi alıkoymadım.

Sıkıntıyla nefesini alıp verdi. Gözlerindeki gözlüğü düzeltip camın ardından bana baktı.

"Yıl sonu balosu için anlaştığımız firma son anda vazgeçti. Senden bunun için bir çözüm yolu bulmanı istiyoruz. Biliyorum daha senin birinci yılın ancak senden başkası bununla ilgileneceğini zannetmiyorum. Bunu yapabilir misin?" Diye sordu en sonunda.

Yıl sonu balosu gerçekten de eğlenceli zamanlar olacağı bir zamandı ve firma vazgeçmişti. Benim için sorun yoktu ama son senede olan öğrencilerin eğlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Onlar hakkediyorlar.

"Öğretmen Zac,bunu düşüneceğim. Şimdilik gidebilir miyim?" Diye sordum. Bu konu hakkında bir şeyler yapacağım ama şimdi önce gitmem gerekiyordu.

"Pekâlâ gidebilirsin. Lütfen bunu güzelce düşün olur mu? Son senedeki öğrenciler mağdur kalmasını, eğlencelerini bölmek istemem." Dediğinde, başımı salladım. Onu anlıyordum.

Onun odasından çıkar çıkmaz Alex Kim ile burun buruna denk gelmiştik.

"Şimdi nereye gitmeyi düşünüyorsun, küçük?" Diye alayla günlüğünde sakince yutkundum.

"Burada olmaz. Bak herkes bize bakıyor." Yandan bir bakış attığında bizi izleyenlerin olduğunu gördü.

Çoğu kızdı ama bu önemli değildi.

Beni kolumdan tutup başka bir sınıfa çekerken kimsenin olmadığını da bilincindeydi.

"Şimdi nereye kaçacaksın bakalım?"

"Ne istiyorsun benden,tamam az önce yaptığım affedilir değil. Ama lütfen bana bir şey yapma."

"Sana bir şey yapayacağımı nerden çıkardın?"

"Bana bir şey yapmayacak mısın?" Diye sorduğumda inanamadım.

"Yapsaydım seni ilk gördüğüm yerde öldürürdüm, küçük." Dediğinde yavaşça yutkundum. Doğru, eğer bana bir şey yapsaydı o gün bana bir şey yapardı. Ama emin değilim belki de polislere haber vereceğimi görmek istemişti, belki bu yüzden beklemişti. Polislere haber veriyor muyum yoksa sessiz mi kalıyorum diye. Belki de bu yüzden komşu olmuştu benimle. Belki bu yüzden benim peşimden geliyordu. Onu ihbar edip etmeyeceğimden emin olmak için...

Bu gerçek kafama dank edince gözlerimi kaldırıp ona baktım. Ne düşündüğünü anlamak istercesine baktım ama hayır onun gibi - ifadesiz gibi duran - adamları anlamak ne mümkün.

"Pekâlâ gidebilir miyim?" Diye sordum. En azından bir umut beni anlar ve serbest bırakır.

"Hayır, işim bitmedi."

"Ne yapacaksın?" Diye sordum bu kez.

"Cezanı vermeye." Diyip bana doğru yürüdü ve tam karşımda durunca bana üsten baktı. Onun cezası ne olduğunu bilmiyordum ona merakla baktım.

O an ne yapacaktı bilmiyorum ama zil çalınca öğrenciler tek tek girmeye başladı. Bu yüzden bana cevap ya da ceza vermek yerine kolumdan tutup sınıftan çıkardı.

...

Diğer derslere girerken ona değil derslere odaklandım. Çünkü biliyordum ki ona odaklansam kafam bulanırdı.

Dersler tek tek biterken sonunda son derse girdik ve onun bitiminden sonra Bae ve Lee yanıma geldi. Bae her zaman ki heyecanla duruyordu. Lee de onun kadar olmasa da heyecanlı olduğunu biliyordum. Ne yalan söyleyeyim ben de uzun zamandır görmediğim için heyecanlı hissediyorum.

Alex Kim ne ara gelmişti yanıma,ne ara arkamda bulunmuştu, bilmiyordum.

"Ben de geliyorum, değil mi küçük?" Dediğinde sesindeki otoriter sırtımı ürpertti.

Bae lafın ortasına atladı,"neden sen geliyorsun?" Diye sordu. Alex Kim'in yüzünü göremiyorum ama Bae'ye baktığımda gözlerindeki korkuyu gördüğümde nasıl baktığını tahmin bile edemiyorum.

"Sana sormadım seni ezik." Dedi Alex Kim, arkadaşımı ezerek. Kaşlarımı çattım ama sustum.

Bae bunu beklemiyor olmalı ki gözlerini bana çevirdi. Bir şey dememi bekliyordu ama ben sustum.

Lee ortalığı toplamak adına konuşurken bir bana bir Alex'e ve en son olarak da Bae'ye baktı.
"Hadi gidelim bara çok eğlenceli olacağı kesin." Dediğinde altan bana ima yapıyordu.

Neyse ki bir tek ben anlamıştım bu imayı ve bunun başka birisi anlamaması için dua ettim.

Birlikte sınıftan çıkıp üniversiteden ayrılırken hepimiz nasıl gideriz diye düşünürken önümde siyah bir araba belirdi. Bu Alex Kim'in arabası olduğunu biliyordum. Arkadaşlarımın ağzı açık kaldı.

"Vay canına, inanılmaz dostum." Dedi Bae,bir an kendini tutamayıp elini yumruk yapıp Alex'in koluna vurunca Alex onun kolunu ters çevirip kulağına eğildi. "Bir daha o koluna sahip çıkmazsan götüne sokarım." Diye tehdit edince Bae yutkundu.

Elini serbest bırakınca herkes bana baktı. İlk önce ben arabaya bindim sonra Bae ve Lee. Alex Kim tam karşımda otururken Lee ve Bae de yanımda oturuyordu.

Hedef bar ve tam karşımda Alex Kim'in bakışları...

Yeni bölümle görüşmek üzere:)

Loading...
0%