@nightdarkgirl344
|
Merhaba arkadaşlar. Bu hikaye tamamen uydurmadan ibaret olup, gerçeklikle alakası yok. Yazar,bu tür ilişkiye karşı olmaktadır. Bu bir BXB hikayesidir. Günler geçiyordu,Bae iyidi ancak bir süre hareket etmemesi,evde kalması gerekiyordu. Bu durum hem beni hem Lee'yi çok üzmüştü. Onu dans pistinde vurulduğunu,kanlar içinde kaldığını gördüğümde canım yanmıştı. Bae zor zamanlarımda hep yanımda olmuştu. Keza Lee de yanımdaydı. İkisi de benim dostumdu. Üniversiteye girmeden önce lisede birlikteydik. Ailemiz en yakın arkadaştı. Bu sayede biz de en yakın arkadaş olmaya karar verdik. Durumu iyi olsa da gerçek bir hastanede değil,o'nun hastane kliniğinde kalıyordu. Lee buna başta karşı çıkmış ancak sonunda neden o adamın yanımda olduğunu öğrenmişti. Bir cinayete tanık olmuştum. Başta onu şikayet etme fikri onun da aklına gelmişti ancak Alex Kim onu bir şekilde susturmayı başarmış olmalıydı. Bae'nin iyi olmasını istiyorsak sessiz olmalı,onu şikayet etmemizi bırakmayı söylemişti. Bu gerçekten saçma ama korkutucu bir tehditti. Her şey Bae içindi. Sessizce kapının girişinde beklemeye,onu izlemeye dalmış bir şekilde duruyordum. Arkamda onun sesiyle birlikte irkilip oraya döndüm. O'ydu. Alex Kim. Gözleri, gözlerimi delip geçmişcesine bakıyordu. Ne hissettiğimi,ne düşündüğümü anlamak istercesine bakıyordu. Gözlerimi kaçırıp onun yanından gitmeyi planlıyordum ancak kolumdan tutunca durmak zorunda kaldım. O bana üsten bakarken bir kez daha lanet ettim aramızdaki 15 cm'e. Sarı saçları alnına dökülmüştü. Kısık gözleriyle bana bakıyordu. Kolumu çekmeye çalıştım ancak bırakmadı,daha da sıktı. Canım acıyınca ağzımdan bir inleme koptu. Canımı yaktığını anlayınca hafifçe araladı kolumu tutan parmaklarını. "Ne istiyorsun yine, neden hep başımda ya da arkamda duruyorsun? Sadece cinayete tanık olmuştum olduğum için mi?" Başımı iki yana salladım. Artık buna inanmıyorum. İsteseydi benden bir dakikada kurtulurdu. Bunu biliyordum ama beni öldürmek yerine benimle komşu olmayı, gözlerini üzerime dikmeyi uygun görmüştü. Ama neden? Neden bunu yapmaya çalışıyordu? Bu adamın derdi neydi,beni neden rahat bırakmıyordu? Artık sıkılmış,bezmiştim. Özgür olmak, hayatın tadına varmak istiyorum. Bir kimsenin benim özgürlüğümü kısıtlamasını veya hayatımı zindan edecek kadar rahatsızlık vermesini istemiyordum. Gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığı ile kolumu bıraktı. "Bak, arkadaşın iyi olacak." Dediğinde iyi olmasını diledim ama konumuz bu değildi. "O iyi olacak zaten ama senin artık benim peşimden de evimin karşı komşusu olmanı da istemiyorum. Anlıyor musun?" "Tanık-" diyecek oldu ama ilk defa sesimi yükselterek kestim. "Lütfen daha fazla bu yalanına inanamamı bekleme. İsteseydin benden kurtulman iki dakika almaz. Neden bunu yapmıyorsun? Benden kurtul ve beni rahat bırak." "Ama o zaman seni nasıl göreceğim." Bir anda söylediği sözlerle çakılı kaldım. Ne demişti o? O zaman seni nasıl göreceğim? Gözlerim irice açılırken o, söylediği sözlerle derin bir nefes verdi. Bir pot kırmış gibi duruyordu. Dile getirilmek istenen her cümle mutlaka ağızdan çıkardı; er ya da geç. "Ne dedin sen az önce?" Diye sordum, şaşkın bakışlarla. Bunu beklemiyordum. Adam gerçekten bu cümleyi kurmasını asla ama asla beklemiyordum. Bir soğuk bir sıcak yapıyordu ve bu durum canımı sıkmasına, şaşırmama neden oluyordu. Gerçekten bu oluyordu. Kurumuş olan dudaklarımı ıslatırken gözlerim üzerindeydi ama o, gözlerini yaladığım dudaklarımdan çekmiyor,inatla bakmaya devam ediyordu. Kahverengi gözlerinde gördüğüm yoğun bakışları yutkunmama neden oluyordu. Neden bu kadar yakınımda duruyordu ki? Bir anda sıcak bastı,evet gerçekten sıcak olmaya başladı. Bir adım geriye atıp ondan uzaklaşmayı meylediyordum ki kolumdan çekip kendi ile duvar arasına hapsetti beni. Gözlerim irice açılınca eş zamanla göğsüm heyecandan mı yoksa nefessizlikten mi bilmiyorum ama hızla yukarı çıkıp inmeye başladı. Kesinlikle nefes alamıyor,burun deliklerimin kapandığını düşünüyordum. Sanki zaman hareket etmiyor, öylece duruyordu. "N-n'apıyorsun?" Diye sordum,sesim titriyor, göğüs kafesimden kalbim çıkacakmış hissediyordum. "Seni öpeceğim, küçük. Dayanamıyorum." Dediğinde bir an aklım bana oyun oynuyor zannetim ama bunlar gerçekti. Ben gerçekten duvarla onun arasında duruyordum ve o,ne yapıyordu? Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırmaya başlayınca ondan uzaklaşmaya çalıştım ancak bana uyguladığı baskı ile kendime hareket edecek yer bile bulmakta zorlandım. Dudakları, dudaklarımın üzerine kapanmadan önce başımı çevirmek istedim ancak o tek eliyle çenemi hafifçe sıkarak kendine bakmamı, yönümü ona çevirmemi zorladı. Titriyordum. Bunu açık açık görüyordu. Dudakları tam dudaklarımın üzerine denk gelecek iken bundan vazgeçmiş olmalı ki dudaklarını ani bir şekilde alnıma denk getirerek bastırdı. Gözlerim kapandı bu dokunuşu ile. Geri çekilmeden önce fısıltıyla,"Sen hazır değilsin, küçük. Hazır olduğunda seni bırakmayacağım. Bundan emin olabilirsin." Deyip geri çekildi ve sonra gözden kayboldu. O gidince bir süre yerimden ayrılmadım, göğsümün içindeki kalbin normale dönmesini,nefesimi düzeltmeye çalıştım. Yerimden ayrıldığımda gittiği yöne baktım. Görünürde bjr bir şey yoktu ama çok şey olmuştu burada. O benden hoşlanıyordu,o gerçekten beni öpmeye çalışmıştı. Yutkundum. Gözlerim titredi. Sanırım kendime gelmem gerekiyordu. Onun etkisi altında kalmayı kabul etmiyordum. Lavabo olduğu yere doğru yürürken aklımı bulandıran sahneleri bozmaya daha çok Bae'yi aklıma getirmeye çalıştım ancak onun etkisi daha ağır bastı ve zihnimde bir yer açıldı onun için. ... Lavabodan dönerken son durum için Bae'nin odasına gidip baktım. Hâlâ uyuyordu. Dinlenmesi gerektiğini söyledi doktor. Bir serum hemen başında yukarıdan aşağı doğru damarlarına akıtılıyordu. Gözleri kapalı olması sanki hayatta değilmiş gibi duruyordu. Ailesine haber vermedik. Tabi ki o adam yüzünden. Beni öpmeye çalışan ve tahminen benden hoşlanan,mafya olduğunu kabul etmeyen adam. Alex Kim yüzünden. Hâlâ onun az kalsa dudaklarımdan öpmesine alışamadım. Gerçek miydi diye bir kez düşündüm ama o zaten yakınımda dururken nasıl düşüneyim ki? Evet hemen arkamda duruyordu. Hissediyordum. Çünkü Lee eve gitmiş, banyo yapacak geri dönecekti. On dakika önce gitmişti. Yani o olamazdı. Adamları zaten buraya girmesi yasaktı. Geriye kalan o ve adımları kalmıştı. Sessizce gelmiyordu. Heybetiyle geliyordu ama bu önemli değildi. Sırtım kasıldı. Belli etmemeye çalışırken gözlerim Bae'de kulaklarım ondaydı. "İstersen sen de git adamlarım onun kapısında nöbet tutar. Dinlen sen." Diye bir üstü kapalı emir verdi. Sesi otoriter değildi ancak emir olduğu aşikardı. "Hayır,ben Lee gelmeden gitmeyeceğim. Ne malum bir kez daha vurmayacağından?" Diyerek omzumun üstünden baktım. Evet,Bae 'yi vuran tam arkamda duran zâttı. Kendisinin itirafına göre düşmanlarından birisi dans pistine doğru giderken o sırada o da silahını çıkarıp onu vurmak istedi. Tabi kurşun insanların arasından düşmana değil,en yakın arkadaşıma denk gelmişti. Onun silahından çıkan kurşunuyla vurulmuştu Bae ve Lee bunu bilmiyordu. Alex neye güvendi bilmiyorum ama bana söylemeyi tercih etmişti. Onu şikayet etmeyeceğimi ona düşündüren neydi bilmiyorum. Gözleri,beni anlamak istercesine kısılırken daha fazla burada kalmayı uygun görmedim. Onun yüzünden vurulan arkadaşım varken daha fazla sessiz kalmamalıydım. Bunu en başından beri yapmam gerekiyordu. Onu şikayet edecektim hem de belgeler sunarak. Bakalım kurtulacak mı kendini mafya olduğunu kabul etmeyen adam. Gözlerimden ne gördü bilmiyorum ama ilk defa şaşırdı. Şaşırtmaya devam edeceğim. Bundan sonra kendisine dikkat etse iyi olacak çünkü karşısında artık Ha-Ru'yu değil başka birisini bulacaktı. Bundan hiç şüphe duymayacaktı... Yeni bölümle görüşmek üzere:) Hey,hey sakin olun daha yeni başladı desem? Ah pekâlâ az bölümlü olmasına rağmen şimdi başlaması sizi veya (o kendini biliyor) seni üzmesin. İstediği sahneler gelecek tabi smut olmayanından. Ne demişler ille edep ille edep!!!! ::::::::Görüşmek üzere:::::; |
0% |