@nightdarkgirl344
|
Merhaba arkadaşlar tekrardan:) "Boş bir kafa,sadece şeytanın çalışma odasıdır." Platon
Bu aralar meşguldüm neredeyse bir aydır onları deşifre ediyor, onların diğer yüzlerini gösteriyordum. Elimdeki numaralar bitmek üzere ancak yapacağım tek şey bu olmayacaktı. Aklımdakini uygulamak için biraz zaman daha lazımdı. Derin bir nefes verdiğimde son kez squat için yere çömelip yukarıya çıktım. Ardından bir dakika boyunca plank yaparak kollarımı güçlendirmek istedim. Kollarım her geçen gün daha da güçlü duruyordu, bazen hissediyordum minik minik kasları. Terimi elimin tersiyle silerken bugün yine çok tempolu bir spor yaptığımı biliyordum. Aslında bu normal yaptığım bir tempodan daha fazla uzun ve zorlu bir süreç olmuştu bugün. Duşa girdikten sonra beyaz bir crop üzerime geçirip siyah deri pantolon giydim. Saçlarımı kurutup hafif bir makyaj yaptıktan sonra dışarıya çıktım. Bugünkü işim bilgisayar başında değil dışardaydı. Arabama binerken rahattım ancak bilerin beni izlediğini düşünerek rahat bir pozisyonda dikkatli olmaya çalıştım. Arabamı çalıştırıp kısa bir süre sonra polis merkezine geldim. Arabamı durdurup indim. Kapıda iki polis arkadaş bana selam verirken gülümsedim. "Hoş geldiniz Hayal Başkomiserim." Dediklerinde başımı salladım. İçeriye geçerken herkesin yoğun olduğunu gördüm. Hemen yanımda beliren Ece, yardımcı komiser olarak bilinirdi. "Hoş geldiniz Hayal Başkomiserim. Biz de sizi bekliyorduk." Tek kaşım benden habersiz havalandı. "Nedenmiş?" Diye sordum,meraktan uzak bir sesle. "Şey başkan sizinle görüşmek istiyor,sizinle özel konuşma yapacakmış. Sabahtan beri size ulaşmaya çalışıyoruz ama bir türlü ulaşamadık. Başkan delirdi." Yarı alayla gülümsedim. "Ne yani bana ulaşamadığınız için mi delirdi,yapma o kel adam başında saç olmadığı için delirmiştir." Dediğimde güldü. "Demek başımda saç olmadığı için delirdim?" Başkanın sesi hemen sağ tarafta bulunan kapıdan gelince ikimizde durup oraya baktık. Ece işi olduğunu bahane edip sıvışırken ben dudaklarımı birbirine bastırıp ona baktım. Başkan keldi. Alnı, kafasında saç olması gereken yerlerde ışığın altında parlıyordu. "Seninle bu konu hakkında sonra konuşacağız,gel içeriye." Başkan arkasına dönüp içeriye geçerken gülmemek için kendimi tuttum. Olmayan bir şey hakkında konuşmak ne kadar mantıklı,bilemedim. Odaya, içeriye geçerken dudaklarımı sımsıkı tuttum ve ciddi bir ifadeyle ona baktım. Şimdi iş zamanıydı. Başkan omzunun üzerinden bana bakıp alayla,"Çay ister misin Hayal Hanım?" Başımı iki yana salladım. "Hayır efendim ama kahve olsa ne güzel olurdu." Ciddi bir ifadeyle söylediğimde önce şaşırdı sonra kaş çatıp bana döndü. "Kendine gel Hayal, başkan karşında." Kel bir başkan. Sustum, istediğini verdim. "Şimdi,sana verdiğimiz görevi biliyorsun." Başımı salladım. Bana yüz numara vermişti ve bunları araştırıp onları deşifre etmem gerektiğini açıklamıştı. "Evet efendim." Diye cevap verdim. "Çok iyi iş çıkarıyorsun, numaraların yarısını bitirmiş hatta ikinci yarıya gelmişsin." Benimle gurur duyduğunu gözlerinde görüyordum. "Ne var ki bir sorunumuz var." Kaşlarımı çattım. "Sorun nedir?" Diye sordum. "Umut Demirkan denen adam seni araştırıyor. Onun hakkında araştırma yaptığını biliyor ve o da seni araştırıyor. Elimden geldiği kadarıyla mesleğini ve fotoğrafını saklamaya çalışıyoruz ancak adam durmayacak gibi." "Başkanım bir şey sormak istiyorum." Sor der gibi baktı. "Bu Umut Demirkan'ı araştırırken onun hakkında önemli bilgi bulamadım. Yanlış bir numara olmasın?" Diye sordum. "Benim sana verdiğim numaralar diğer yüzleri olan adam, özellikle onu araştırman gerekiyor. Gizemli birisi ancak eğer inine inersen onu çözersin." "Nasıl yani?" Diye sordum. "Bak," Derin bir nefes aldı. "Umut Demirkan diğerleri gibi değil. Onu araştırmak ve diğer yüzünü göstermek istiyorsak onun inine inmeliyiz. Anlıyor musun beni?" Diye sordu. "Anlıyorum ama ne yapacağız?" Diye cevapladım. "Ben değil sen yapacaksın,seni onun hizmetçisi olarak tanıtacağız. Bize bırak bunu." Onun sözünü kestim. "Pardon ama neden hizmetçi o kadar kadro varken,ne bileyim asistan olabilirim ya da başka bir şey." "Bir daha sözümü kesme! Soruna gelecek olursak asistan olurdun ancak onun sağ kolu Vedat denen adam var ve asistana ihtiyacı yok. Diğer pozisyonlarda ona yakın olman zor. En makulu kesinlikle hizmetçi. Zaten tüm işlerini evde yapar,formalite olarak işe gider birkaç evrak imzalar ve toplantılara katılır. Onun dışında evde bulunur." "Peki, nasıl isterseniz. Ne zaman başlayacağım?" Diye sordum, merakla. O adamın inine inmek için sabırsızlanıyorum. "Benden haber bekle o zamana kadar elinden geldikçe onu etkilemek için onun gittiği yerleri, okuduğu kitapları ya da izlediği filmleri araştır. Onun hem göz hapsinde tut hem de yabancı ol." "Kılık değiştireyim mi?" Diye sordum. Buna gerek varmı diye düşündüm. "Aslında yok, böyle gitsen daha normal. Zaten adamın elinde fotoğrafın yok. Lakin sen yine de dikkatli ol, gözlük tak mesela. Sakar gibi davran." "Sakar mı?" Diye sordum şaşkınlıkla. "Evet,bu ilginç kılmaz bir yandan da. Adam hem seni normal olduğunu bilmeli sıradan hizmetçi parçası yani. Hem de senden etkilenmeli." Peki başkanım, sizden haber bekleyeceğim." Deyip daha fazla odada kalmayıp çıktım dışarıya. Polis merkezinde bir süre daha kalıp oradan da dışarıya arabama bindim. 0543****: Hayal Hanım, nasılsınız yine? 0543****: Beni özlediniz mi,bir ay oldu neredeyse ve bana yazmıyorsunuz. Kalbim kırılıyor. Kalbin batsın be adam, uzak dur. Gerçi artık bu mümkün değil. Onun inine ben girecektim. İstediği kadar bana bakacak ama ben olduğuma inanmayacaktı. Parmaklarım hızlıca klavyeyi bulurken sırıttım. Hayalet: Merak etme bu bir ayın özlemini çok iyi şekilde kapatacağım Umut Demirkan. Tekrar onu engelleyip arabamı çalıştırdım. Çünkü biliyordum yine bana ulaşacaktı. Ancak o zamana kadar araştırmaya devam edecektim. Ahaha nasılda teşkilata bağladım. Bekliyor muydunuz? Ben mesela beklemiyordum. Kendi halinde adaletini sağlayan bir kız olduğunu düşündüm ancak kendisi hem başkomiser hem de teşkilatta çalışıyor. Uhuh, başkan kel:) Görüşmek üzere:) |
0% |