Yeni Üyelik
7.
Bölüm

5. BÖLÜM: O PROFESÖR MÜYDÜ?

@nightdarkgirl344

Medya: Betül Kaya

Bölüm başlıyor

Iyi okumalar:)

5. BÖLÜM: O PROFESÖR MÜYDÜ?

Parti yapılacaktı. Bu gece Taylan'ın evinde, ev partisi olacaktı. Kırmızı uzun elbisemi giymiştim. Son kez kendime bakıp odadan çıktım.
Aşağı indiğimde annem,abim ve babam oturuyor ve sohbet ediyorlardı. Yanlarına gittiğimde hepsinin gözleri beni buldu.

"Güzel kızım,nereye böyle?" Diye sordu annem.

"Fındık burunlu,bir yere gitmek için bu kadar güzel olmak zorunda mısın sen?" Abim çatık kaşla bakıyordu.

"Nereye böyle kızım?" Diye sordu Babam da.

"Okulda bir arkadaşım ev partisi düzenliyor. Beni de çağırdı." Dedim sakin bir tavırla.

"Kim bu arkadaş?" Abimin tek kaşı havaya kalktı.

"Taylan Koç." babama döndüm. "Okula yeni geldiği için benden yardım istedi parti için." Dedim.

"Tabi,kızım. Düşünceli benim kızım." dedi babam. Yanına gidip dudaklarımı yanağına bastırdım.

"Eğlen bakalım güzel kızım." dedi annem. Hemen onun yanına gidip öptüm yanağından.

Arkama dönüyordum ki abimin sesi duyuldu arkamdan.

"Beni öpmek yok mu, fındık burunlu?" Çatık kaşla.

Ona dönerek yanına gittim. Kollarımı ona sararak iki yanağından öptüm. "Var abicim,seni seviyorum." dedim. Gülümsedi.

"Bende seni seviyorum,dikkatli ol tamam mı? İyi eğlen." dedi abim. Ona başımı sallayıp arkama döndüm ve hızlı adımlarla evden çıktım.

Ailem bana kızmazdı çok. Sevilirdim ailem tarafından. Gerçi kim beni sevmez ki? Sevmeyen başını duvara vursun!

Tabi sevmez zorunda değilsiniz beni. Herkesin sevmesi ile şaha kalkardım. Ben bu kadar da düşünceli biriyimdir. Kıymet bilin.

Kırmızı arabama bindim. Taylan'ın bana attığı konuma doğru sürdüm arabamı.

Yol uzayıp giderken bir yandan da şarkı dinliyordum.

|Rober Hatemo - Senden çok var|

Şaşırttım mı? Bunalttım mı?
Çok afedersin,üzgünüm :(
Bir,çok sıkıldım.
İki, yerim çok dar.
Ooof ,senden çok var .
Beni mi buldun şimdi?
Çok işim var

Çağırdım mı? Ayarttım mı?
Kendin geldin ya, şimdi dinle!
Bir,çok sıkıldım.
İki,yerim çok dar.
Ooof, senden çok var.
Beni mi buldun şimdi?
Çok işim var...

(...)

Eski şarkılar, hem geçmişe yolculuk ediyordu beni hem de seviyordum şarkıyı.

Arabamı durdurdum. Çünkü gelmiştim. Arabadan indiğimde küçük çaplı bir şok yaşadım. Taylan'ın evi büyüktü. Tamam zengin okulda okuyordu.Bunun için zengin olması gerekiyordu ama bu... Allah'tan bizden büyük ev değildi yoksa sinir kirizi geçirirdim. Üslubumu düzeltip adımımı attım içeriye.
Durdum. Nefes aldım ve verdim.

Her yer rengarenkti. Bahçesi yemyeşil ve kocamandı.
Kapıya doğru ilerleyip zili tuşladım. Açtı bir kadın. Hizmetiydi. Ona baş selamı verip içeriye geçtim. Çoğu kişi gelmişti. Çoğunlukla kızlar ama okulun popüler erkekleri de gelmişti. Aralarında yakışıklı tam benim yatmak için olanlarda vardı.

Taylan'ı bulmak için kalabalığa karışıp geçtim. Herkes dans ediyordu. Yabancı şarkı çalıyordu.

Salonda bulamayınca bahçe kapısından çıktım. Burda da kutlamaya devam ediyorlardı.Kocaman bir havuz duruyordu.
Bazıları mayolarını giymiş yüzüyordu.
Aralarında bir metre farkı ile masalar dizilmiş ve ayakta duran insanlara baktım. İçeceklerini içiyorlardı. Merdivenlerden aşağı inip bahçeye indim.
Onları gördüm.Taylan ve bizim kızlar.
Onlara doğru yürüdüm.
Betül erkekleri kesiyordu. Sanırım profesörden umudunu kesti.
Burcu da Taylan'a bakıyordu. Başımı iki yana salladım. Bu kız hiç değişmeyecekti.

Betül mavi, mini elbise giymişti.
Sarı saçları bukleliydi. Çok güzel bir makyaj yapmıştı yüzüne.

Burcu da turuncu ince askılı az göğüs dekolteli bir elbise giymişti. Kıvırcık saçları yüzünü küçük gösteriyordu ama çok güzel bir kızdı.

Taylan desen mavi gözleri eş değer bir gömlek ve siyah kot pantolon giymişti.

Bahçe ışıklandırma bulunduruyordu.
Beni ilk farkeden Taylan olmuştu. Beni bekliyordu. Yanlarına ulaşıp tek tek sarıldım.

"Herkes erken mi geldi yoksa ben mi yanlış görüyorum?" Dedim gülerek.

Taylan gözleri heyecanlıydı.

"Evet,partime erken geldiler. Sen tam vaktinde geldin." dedi Taylan.

"Çok güzel olmuşsunuz." Dedim kibarlıkla.

"Asıl kendine bak. Ev partisi olmazsa ne giyecektin acaba?" Diye kızdı gülerek Taylan.

"Merak mı ediyorsun?" Dedim göz kırparak.

"Etmediğimi söyleyemem. Çok şıksın." dedi Taylan.

"Çünkü mükemmel bir fiziğim var." tekrar göz kırptım gülerek.

"Merak ettim şimdi. " muzip bir tavırla. Güldüm. Kulağıma öksürük sesi gelince sesin geldiği tarafa baktım.

Burcu gözleri sinirli bir şekilde bana bakıyordu. Bu kız gerçekten beni deli ediyordu. Sevmiyorsa o zaman Taylan'la sohbetime karışması anlamsızdı.

"Su iç Burcu." dedi Betül. Sonunda erkek kesmeyi bıraktı diye düşünürken Burcu'ya su verdikten sonra bakışlarını okulda popüler erkeklerini dikizlemeye devam etti. Üç dört masa aramızda vardı. Gözlerim orayı bulunca bir doksan boyları olan popüler erkek grubunu gördüm. Biz nasıl popüler kız gurubuysak erkek grubu da vardı.

Gözlerimi onları incelemek için tek tek baktım.

Birisi kızıl renkteydi. Beyaz gömlekli ve siyah pantolon giymiş sohbet ediyordu onlarla. Birisi esmerdi. Esmer severdim.
Birisi mavi gözlüydü. Birisi yeşil gözlüydü.

Yeşil renk bana özeldi. O yüzden onunla yatmazdım. Evet bu gece planımda birisi ile yatmak var. Uzun zaman oldu birisiyle yatmamak.Okul açıldığı günden beri yatmıyorum. Yani üç gün felan.

Ben kararımı vermiştim.

Gözlerim mavi gözlerle karşılaştı. O da bana baktı. Vücudumu süzdü. Dudakları kıvrıldı. Ben de dudaklarım arsız şekilde ısırmaya başladım. Gözleri dudaklarımı buldu. Yutkundu. İçeceğini tek dikişte bitirdi.
Ona bakmayı keserek önüme döndüm.
Taylan şaşkın, Burcu hâlâ Taylan'ı inceliyor Betül gülüyordu bana.

"Ne o beğendin galiba?" Dedi Betül gülerek.

"Evet,beğendim. Bu gece onunla olacağım." Dedim Betül'e göz kırptım.

"Bu gece birisiyle mi olacaksın?" Taylan hâlâ şaşkındı. Ne yani bakire mi bekliyordu beni?

"Evet,ne var yani bunda?" Diye sordum. Tek kaşım havaya kalktı.

"Ol,ol tabi. Güzelsin. Sevgilin yok muydu?" Diye sordu Taylan. Bozulmuştu.

"Sevgili işleri boş ve zaman kaybı benim için. Tek gecelik ilişki benim için ideal." gülümsedim.

"Anladım." Bir tek ben mi anlamadım?

"Evini kullanmama bir sakınca var mı?" Diye sordum. Şimdi uğraşamazdım otel veya bir yere.

"Yok,sorun değil.Kullan tabi." hâlâ bozuk olduğunu anladım.

"İyi o halde."elindeki alkollü içeceği alıp bir yudum aldım.

Taylan kaşlarını kaldırdı.

"Ben fazla iğrenmem ki? Sen iğrenir misin?" Diye sordum.İçeceği ona uzattım.

"Hayır,hayır tabi." dedi elimdeki içeceğini aldı ve içti.

Burcu'ya baktım. Hâlâ bana sinirle bakıyordu. Bu kızı anladıysam Çinli olayım.

Gerçi Çinli benim kadar güzel olamaz ama neyse.

Egom zirvede maşallah.

Burcu'ya yaklaşıp kulağına eğildim.
"Eğer aşık olmasan,düşman bakışlarını üstümde hissetmezdim Burcu. Kendine gel." dedim sinirlenerek. Geri çekilip yüzüne baktım. Çatık kaşla bakıyordu.

"Taylan biliyor musun Burcu Futbol maçına bayılır." Burcu irice açtığı gözlerini bana dikti. Taylan ona bir bakış atıp bana baktı.

"Öyle mi? Ne güzel hangi takım?" Diye sordu Burcu'ya.

Burcu cevap vermeyerek bana bakıyordu. O futboldan anlamazdı. Abim sayesinde izliyordum.

"Galatasaray. " Dedim,abim o takımı tutuyordu.

"Ben Beşiktaş." dedi Taylan çatık kaşla.

Güldüm. İki farklı takım karşı karşıya. Şimdi onlar birlikte vakit geçiremez ki.
Başka birşey daha söylemeliyim.

"Biliyor musun Taylan? Burcu basketboldan NBI takımını tutuyor." dedim gülümseyerek.

"Ben de Türkiye takımını tutuyorum." kaşlarını derince çattı.

Bu çocukla ortak olacak birşey bulmalıyım yoksa Burcu beni öldürür.

"Taylan biliyor musun? Burcu çok güzel şarkı söyler. En sevdiği grupta Seksendört." dedim. İçimden dua ediyordum.

"Gerçekten mi?" Burcu'ya baktı. Yüzü gülümsüyordu.

"Evet,hatta her zaman onun konserine gidiyor,ne oldu ki?" Diye sordum. Ne kadar da yalan söylemiştim ya.

"Benim de en sevdiğim grup. En sevdiğin şarkı ne ?" Diye sordu Taylan, Burcu'ya.

Burcu ne diyeceğini bilemedi. Hangi grup olduğunu bile bilmiyor.

"Ölürüm Hasretinle " Dedim. Grubu biliyordum. Severek dinlediğim parçalardan birinin adını söylemiştim.

"Benim de öyle. Bir sonra ki grup konserine birlikte gidelim mi?" Diye sordu Taylan, ona.

Burcu heyecanla başını salladı. Burcu'nun yanına giderek kulağına eğildim.
"Gerisi sende, grubu araştır ve şarkıları ezberle." deyip ayrıldım yanından.

"Öğretmenler gelmiş mi?" Diye sordum Taylan'a.

Başını olumlu anlamda salladı. Elini bir yere uzattı. Uzattığı tarafa baktığımda çoğu öğretmen gelmişti. Hatta en büyük şaşkınlığım Profesör de gelmişti. Hani gelmeyecekti?

Gözlerim onu uzun uzun inceledi.

Yine siyah bir takım giymişti. Şık bir takım elbiseydi. Elinde beyaz şarap okul öğretmenleri ile konuşuyordu. Ciddi duruyor ve ifadesizdi.

Onu incememi kesip Taylan'a döndüm.
"Herşey harika duruyor. Bence partini herkes sevecek. Yarından sonra popüler olabilirsin bile." Dedim samimice.

Başımı salladım ona.

Parti devam ederken az önce onu kestiğim mavi gözlü çocuk masamıza geldi. Elini uzattı bana.

"Can ben, sende partinin en güzel kızı olmalısın?" Dedi gülümseyerek. Güzel gülüyordu.

"Evet,nerden bildin demeyeceğim kesin dikkatle herkesi inceleyip en son bende durdun." Dedim dürüst bir şekilde.

Şaşırdı ama gülümsüyordu.

"Evet. Ve bence çok güzelsin." biliyorum bunu zaten.

"Ah,öyle mi? Sende hiç fena sayılmazsın." dedim. Bana yakışır bir tipi vardı. Saçları siyah,mavi gözlü ve gamzeli.

Gamze benim zaafım. Profesörde var ama güldüğünde.

"Sana layık olmaya çalıştım." dedi afili sözler ile beni kandıracağını zannediyor ama çoktan onu seçmiştim.

Gülümsedim sadece.

Arkadaşlarıma dönerek "Bu gece benim için yeter devamını başka bir yerde eğleneceğim." kısık sesle. Taylan duymuyordu ve Burcu'yla grup hakkında sohbet ediyordu. Bunu sadece Betül duyuyordu. Başını salladı.

Tekrar çocuğa döndüm. Adı Can'dı, değil mi?

"Ben sıkıldım. Birlikte biraz içeriye mi girsek?" Diye öneride bulundum. Sırf içeriye girsin diye.

"Tamam,nasıl istersen." dedi gülerek.

Arkadaşlarıma ve Taylan'a dönerek
"Sonra görürüşüz." dedim. Taylan başını salladı ama hemen Burcu'ya döndü. Burcu benim sayemde çocuğu kaptı. Bana helâl olsun be.

Can'la birlikte yürüdük bahçede. Başımı ona çevirdim.
"Kaç yaşındasın,hangi sporu yapıyorsun?" Diye sordum. Popüler erkek grubun önemli sorulardan birini sordum.

"Yirmi üç, basketbol." dedi sadece.

"Sen?" Diye sordu sonra duraksadı bana baktı.
"Yoksa okulun bir ortağın kızı mısın? Böyle duyum aldım da." başımı salladım.

"Evet,öyle. Babam benim için ortak oldu." dedim.

"Şanslısın " öyleydim.

"Evet,öyle." dedim başımı bahçede çevirdiğimde profesör ile göz göze geldik. Sırıttım. Kaşlarını çatarak yanımdaki Can'a bakıyordu. Sonra gözleri beni bulup beni inceledi. Gözleri mi parlıyordu? Belki de ışıklandırma sorunuydu bilmiyorum.

Üzgünüm profesör sen kadınlarla birlikte ol ben olmayayım değil mi? Anca öyle san.

Başımı çevirerek önüme döndüm. Birlikte eve girdik. Yukarı doğru merdivenlerde tırmandık. Bir garson geçiyordu iki tane viski aldım. Birini ona verdim.
Elimden alarak içti. Bende viskimi dudaklarıma götürüp bir yudum aldım.

Bir odanın kapısının önüne durduğumda ona baktım. Bana bakıyordu.

"Bak bu bir seferlik yani benden fazlasını bekleme." diyerek uyardım.

"Nasıl istersen öyle olacak." zevkle gülümsedi. Kapıyı açıp girdik. Camlıydı. Dışarıyı gördüm dans ediyorlardı bahçede. Camekanın yanına doğru ilerledim. Camekan siyah film kaplıydı. Profesörü gördüm. Eve bakıyordu. Gitmek veya gitmemek arasında seçim yapıyordu.

Üzgünüm profesör benim de kendimi düşünmem lazım. Sanki hissetmiş gibi camekana baktı. Gözlerini kıstı.

Arkamda Can'ın sesini duydum.

"Hadi gel, adın neydi güzel kız?" Daha adımı söylememiştim değil mi?
Ona döndüm. Sırtım camekana yapıştı.

"Ayçin,ama önce telefonunu kapat. Birlikte olacaksak bunu bana kullanmayacağını bilmeliyim. Yanlış anlama ailem sorun etmez ama popüler biri olarak sen zarar çıkarsın diye." Benim için sorun yoktu.

Telefonunu çıkararak kapattı. Bana uzattı. Odanın bir masasına bırakarak ona döndüm. Onu istiyordum o zaman aklım neredeydi ki? Omzumdan camekana baktım. Profesör sanki burayı görüyor gibi gözlerini buraya dikmişti. Göremezdi.

Elimdeki viskiyi son yudumu alıp gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alarak gözlerimi açtım.
Viski bardağını yere atarak parçalara bölündü. Ona yaklaştım elindeki bardağını alarak onu da içtim ve yere düşürdüm. Gözleri parlıyordu şehvetle.

Elimi boynuna doladım. Parmak ucuyla yükselip dudaklarına kapandım. Önce bir şaşırdı bu kadar cesur bir hareket beklemiyor olmalı. Sonra bana karşılık verip dudaklarımı öpmeye başladı. Dilimi ağzından sokup diliyle buluştum. Kısık kısık hırıltı sesler çıkardı. Elini belime atarak kendine çekti. Sertliğini kasımlarımda hissedebiliyor ve daha çok istiyordum. Giydiği salaş beyaz tişörtünü çıkarmaya başladım. Tek bir hareketle başından çıkarıp yere düşürdü. Çıplak olan üst vücuduna baktım. Ellerimi üst vücuduna değdirerek irkittim onu. Tırnaklarımı onun göğsüne sürttüm bir anda daha da kendimi ona bastırdım.
Bu odada yatak vardı. Onu yatağa atıp üstüne çıktım. Dudakları dudaklarımda altımda sertliğine baskı yapıyordum.

"Siktir." dedi. Dudaklarını öpmeyi bırakıp boynunu öpmeye başladım. Sakalsızdı.

Sakallı erkek sevmezdim,olsa olsa kirli sakal olurdu ya da seyrek. Benim için ise sakalsız olmak daha iyidi.

Dudaklarımı boynuna bastırıp dişlerimle ısırıp emdim. Bu onu heyecanlandırdı. Gözlerine baktım. Bana bakıyordu. Gözlerindeki yabancı duygu ile aşağılara inerek göğsünden öpmeye başladım.
Küçük küçük öpmeye başladım.bir bacağımı dizimi kırarak yatağa götürdüm. Kasıklarına kadar öpmeye devam ettim. Ellerimi pantolon düğmelerini bulup açmaya başladım.

Pantolon bacaklarından kendisini zorlayarak çıkardı.

Önümde baksırı ile kaldığında ellerimi oraya sürttüm. Küfür etti yine.

"Bu kadar istiyor musun?" Diye sordum ona.

Başını salladı. Zor durumda olduğunu hissetim. Gözlerini kapattı. Baksırı indirip onu da çıkardım. Sonunda çıplak kaldığında gözlerim onun erkekliği buldu.

İriydi. Acaba profesörün de bu kadar iri miydi? Niye şimdi onu düşündüm ki?

Elime aldım okşadım. Gozlerimi ona çevirip baktım. Gözleri kısık bir şekilde bana bakıyordu. Elimdeki erkekliği sert olduğunda dilimi değdirip yalamaya başladım.

"Siktir,sen nasıl bir tanrıçasın?" Diye sordu şehvetle. Gülümsedim. Hepsini ağzıma aldım. İri olması farketmezdi. Gırtlağa kadar alıp emdim.

Gözleri kocaman oldu. Bu kadar alacağımı tahmin edemedi galiba. Benim bir farkım olacaktı.

Aşağı yukarı emdim erkekliğini. Doluyordu spermleri.

Başımı erkekliğine bastırdı. Saçlarımı toplayıp ittirdi erkekliğine başımı.
Üç dakika boyunca erkekliğini ağzımda emdim ve yaladım. Kadınlığım ıslandı.

Sonunda geldiğini anladığımda geri çekilip yüzüme boşaldı. Yüzüm spermlerle kaplanmıştı.
Yataktan çıkıp odadaki lavaboya girdim. Birlikte olurdum ama istemiyordum. Bir anda vazgeçtim. Şaşırdı ama hareket edemedi anın rahatlığıyla. Yüzümü yıkayıp üstümü düzelttim ve lavaboda bulduğum kremle yüzümü nemlendirdim. Lavabodaki işlerim biter bitmez çıktım.

O hâlâ yatakta çıplak yatıyordu.

"Ne demek bu?" Son gücünü kullanıp sormuştu. Onu iyice rahatlatmıştım. Benim de rahatlatmam lazım ama onu son dakikada istemedim. Ani bir şekilde olmuştu.

"İstemiyorum, iyi geceler sana." dua etsin onu boşalttım.
Kapıya doğru ilerleyip açtım. Gitmeden önce ona dönüp "Bu arada, hiç fena değil tadın." göz kırpıp çıktım. Başım alkol yüzünden dönüyordu. Merdiven trabzanından tutunarak aşağı inmeye başladım. Son bir basamak kaldığında ayağım tökezledi ve düşmeye ramak kala bir bedenle tutuldum. Başım dönüyor kimin bedeniydi bu?

Ona tutunarak ayağımı kaldırdım ve beline yerleştirdim. Ellerini belime koyarak beni kucağına aldı.

Merdivenden inerek beni kucağından indirdi.
"Teşekkür ederim. " Ne dediğimi anlar mıydı?

"Burda ne yapıyorsun?" Sesi tanıdık gelse de onu tanıyamadım. Bu sefer gerçekten kafam gitmişti.

"Onu rahatlattım."

"Kimi?" Diye sordu. Ona tutulduğumda gövdesi kocaman ve kaslıydı. Erkek olduğunu düşünüyorum. Bir kadında özellikle okuldan bir kızın bu kadar kaslı ve iri gövdesi olamazdı.

"Can'ı.Okuldan biri. İstiyordu beni ama son dakika da vazgeçtim. Neden bilmiyorum?" Düşüncelerle kaşlarımı çattım.

"O profesör bozuntusu yüzünden. O onlarla birlikte oluyor. Bu beni sinir etti." Güldüğünü hissetim.

Ona baktım.Yüzü tandık.

"Seni tanıyor muyum?" Diye sordum bayık bayık bakarken.

"Hayır." dedi, sırıtırken.

"Demek profesörü düşündün ve birlikte olmadın o çocukla?" Diye sordu adam.

"Hayır,evet yani hayır. Sadece bir anda geldi ve sonra ne oldu bilmiyorum vazgeçtim. Sen onu tanıyor musun?" Diye sordum,gözlerimi açarak.

"Tanıyorum."

"Arkadaşın mı?" Diye sordum .

"Evet ve sana sinirli. " dedi.

"Neden ki?" Saf saf sordum.

"Gidip başkasını rahatlatıyorsun onu değil. Bu yüzden sinirli sana. " dişlerini sıktı. O da sinirlendi.

"Onu da mı rahatlamam gerekiyor?" Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Yapmam ki."

"Neden?" Diye sordu çatık kaşla.

"O gitsin bardaki kadınlar onu rahatlatır." dedim sinirlenerek.

"Sen nerden biliyorsun? Yoksa beni mi izledin?" Diye sordu.

"Seni mi?" Diye sordum anlamayarak. Onu değil profesörü izlemiştim.

"Yani, arkadaşımı mı izledin?" Diye düzeltti.

"Yani," elimi kaldırarak baş ve işaret parmağımı birbirine yaklaştırıp miktarını gösterdim. "Biraz belki." dedim utanarak. Sonuçta o onun arkadaşı fazlasını söyleyemezdim.

"Onu isitiyor musun?" Diye sordu adam. Neyi istiyordum?
"Savaşı istiyor musun?" Diye açıkladı.

"Ne için istiyorum?" Diye sordum.

"Onu rahatlatmak ister misin?" Diye sordu.

Bu bir tuzak soru olabirdi.

"Hayır." cevabim tereddüt içindeydi.

"Neden?" Yine sinirlendi.

"O benim profesörüm.Ama saygısız biri de şimdi.Onu istemem yanlış." Dedim dürüstce.

"Saygısız mı?" Diye sordu şaşırarak.

"Evet saygısız,okulun ilk günü beni neredeyse ezecekti arabasıyla." Dedim,sinirle.

"O saygısız değil." dedi dişlerini sıktı yine.

"Saygısız bir kere. Ama yakışıklı. Onu rahatlatamam,olmaz ki." dedim üzgünce.

Onu düşünmek bile bana yanlıştı. Babam buna kızardı bilmiyorum.

"Profesörü yakışıklı mı buluyorsun?" Diye sordu adam. Başımı onu onaylatarak salladım.

"Evet, tüm kızlar hasta ve bence Betül de ona karşı boş değil." Dedim. Bu kadar dürüst olmam beni de şaşırttı.

"Betül?" Diye sordu.

"Arkadaşım,sarı saçlı kahverengi gözlü. O çok güzel bir kız ama profesöre kafayı taktı. Onu uyardım sevme diye ama dinlemiyor. Adam play boy. Tamam bizde ciddi ilişki aramıyoruz ama o bir öğretmen." dedim açıklama yaparak.

Yutkundu.

"Haklısın. Neyse gel seni evine bırakalım. Alkol almışsın bol." dedi ve kolumdan tuttu. Onunla gidecekken merdivenlerden inen Can'ı gördüm. Bize baktı. Şaşırdı.

"Ayçin güzelim nereye gittin öyle odadan hemen çıktın zaten. Beni yatakta tek başına mı bıraktın öyle." dedi yanımdaki adama baktı.

"Ah, merhaba profesör. Nasılsınız?" Diye sordu yanıma gelerek. Elini profesör denen adam uzattı. Bir dakika ne? Profesör mü? Bir hışımla başımı ona çevirdim

"Sen profesör müsün?" Diye sordum. Kahretsin ben onunla ne konuştum öyle.

Can, profesör konuşmadan girdi araya
"Evet, güzelim. Gel seni arabayla evine bırakalım." profesörün eli kolumdan uzaklaştı.

Ben profesörü kısık gözlerle bakarken o kaşlarını çatarak Can'a baktı.

"İyim, sen nasılsın, Can?" Diye sordu profesör. Muhatabı Can'dı.

"Az önce iyidim. Ayçin bana güzel bir masaj yaptı." Bana döndü. " Bir dahakine de isterim,güzelim. Ellerin çok iyi geldi ağrıma." bunu profesör duyması için üstü kapalı anlattı.

"Ne güzel, size iyi eğlenceler." dış kapıyı kullanarak çıktı hemen. Onu bu kadar sinirli görmemiştim.

Kolumu Can'dan kurtardım.

"Sen ne hakla benim kolumdan tutuyorsun. İyi ki seni boşalttım diye kendini benim efendim mi zannediyorsun?" Diye yüksek sesle bağırdım.

Şarkı yüzünden az kişi bize döndü ve zaten hemen önüne döndüler.

"Ayçin bak," sözünü sert bir dille kestim.

"Salak mısın sen Can? Kendini birşey zannetme. Ben ve sen olamayız anla şunu, kafana sok. Seni istemiyorum." Onu arkamda bırakarak kapıya doğru ilerleyip çıktım.

Arabam oradaydı ama binmek istemedim. Bir taksi çağırmak için telefonumu çıkardım ama doğru düzgün ekrana bile bakamadım.

Sonra ani bir şekilde önüme bir araba durdu. Gözlerimi kırpıştırarak baktım. Siyah bir araba. Sürücü kısmında bir adet profesör. Utandım. İlk kez utandım. Neler dedim ben öyle. Asıl o bana ne dedi öyle? Onu rahatlatmamı istemişti.

"Atla."

"Nereye?"

"Arabama,seni eve bırakacağım." dedi dişlerini sıkarak.

"Gerek Yok, profesör." bir adım atıyordum ki sendeledim. Arabadan inip bana doğru geldi. Elini belime yerleştirerek beni kendine yasladı.

"Alkollüsün,direnme evine bırakacağım." dedi,sinirle.

"Babam bu halde bana kızar." kızmazdı zaten bu saate uyuyorlardır.

"Peki evime götüreyim." ona başımı salladım.

Beni kendine çekip kucağına aldı ve arabanın yan ön koltuğuna bıraktı. Bana eğilerek kemerimi taktı. Bana fazla yakındı sanki?

Göz göze geldik. Yutkundum. Onu istiyor ama yanlış olduğunu biliyordum.

Gözleri dudaklarımı buldu. Gözlerini bir saniye kadar kapatıp açtı. Nefesi dudaklarıma çarptı. Yaklaştım. Zaten aramızda az bir mesafe vardı.

Göğsüm şişip kalkıyordu.

Bunun yanlış olduğunu farkedip geri çekildim. Hayal kırıklığını yaşadı profesör. İstiyor muydu?

O da geri çekilip arabanın kapısını kapattı.
Yürüyerek kendi tarafına,sürücü kısmına gitti ve arabanın kapısını açarak bindi. Arabayı kendi evine sürdü. Bunu neden yaptım bilmiyorum ama eve de gitmek istemedim.

Taylan'ın evinden uzaklaşarak ana yola girdik. Başımı koltuğa yasladım.Gözlerimi kapattım.

Uyandığımda kendimi, siyah çarşaflı,yuvarlak bir yatakta buldum. Doğrulanarak kendime baktım. Çıplaktım. Sabah olmuştu. Ben kimin evinde neden çıplaktım?

Banyodan su ses geliyordu. Biri ordaydı. Kimdi Bu?

Çarşafı bedenime sararak ayağa kalkıp banyoya doğru ilerledim.

"Orda kim var?" Diye sordum yüksek sesle.

Ses Yok, su sesi var.

"Sana diyorum, kim var orda?" Diye sordum ikinci ikazda bulanarak.

Su sesi var, ses yok.

"Bak söylemezsen banyoya girerim. Utanmam anlıyor musun?" Diye bağırdım.

Su sesi kapandı. Ses yok.

Az sonra kapıyı açan bedenle bakıştık. Üzerinde siyah bir havlu duruyordu. Vücudunda su damlacıklar süzülüyordu. Yavaş yavaş yukarıya baktım.

Ve yüzüne baktığımda derin şok yaşadım yüzünde. Yüzüne baktığım an dudaklarım bir parça açılmış,gözlerim yerinden çıkacak kadar açılmıştı. Bu nasıl olur?

Dudaklarım şaşkınlıkla açılırken gözleri gülüyordu. Ama Bu? Kahretsin!

Bunun ne işi vardı burda,bu oda onun muydu? Hadi ama biri şaka desin. Gerçekten buna ihtiyacım vardı.

Dudaklarımı kapattığımda sonunda çıkmıştı onun adı.

"Profesör?"

"Güzel bir geceydi, Ayçin. Beni rahatlattın. Sende rahatladın mı? Ah, tabi rahatlarsın beni mahvettin." Dedi gülümseyerek. Ama Bu gülümseme bir ima, bir açıklamaydı.

Ve ben, buna inanamıyorum.

Profesör benimle birlikte mi oldu?

Yeni bölümü ile görüşmek üzere:)

 

Loading...
0%