Yeni Üyelik
12.
Bölüm

9. BÖLÜM: ARAMIZDA KALSIN

@nightdarkgirl344

Bölüm Başlıyor.
Iyi okumalar;)

Alişan- Hele bi
Aydın Kurtoğlu- Köle
Burcu Güneş - Anıları yak.

9. BÖLÜM: ARAMIZDA KALSIN

"Evet." kısık sesle konuştum.
"Bu gece sizi istiyorum,profesör.O erkekliğini içimde hissetmek istiyorum. Zevk ile haz vermenizi istiyorum." nefes nefese.

"Hay hay." deyip dudakları tekrar dudaklarımı buldu.

Bu gece yanacaktık. O kararını vermişti aslında. Beni istiyordu.Alacaktı çünkü bende onu istiyorum.

İki eli belimi tutup kucağına aldı. Ellerim boynunda ayaklarım belinde sarılı duruyordu.
Dudakları dudaklarımdan ayrılmazken merdivenleri bir bir çıktı. O kadar profesyonel ki bir yere çarpmadan onun odasına girmiştik. Bir ayağı ile kapıyı kapatıp hemen beni kapıyla kendisi arasında bıraktı.

Nefes nefese ayrılırken gözlerim onun koyu gözleri buldu.
Sıcak nefesi dudaklarıma çarptı. Ellerim onun giydiği takımı çıkarmakla meşguldü.

"Beni delirtiyorsun." onu deli ediyordum.

"Daha hiçbir şey profesör." diye fısıldadım dudaklarına doğru. Yırtıcı gibi dudaklarımı tekrar esir aldı. İkimizde inledik bu durumda.

(+18 sahnesi)

İlk önce ceketini yere düşürmesini sağladıktan sonra gömleğin düğmeleri tek tek çözerken onun bir eli kalçamı okşayıp sıktı. Kendimi ona sert bir şekilde bastırdım. Erkeksi hırıltı çıkardı ağzıma doğru. Diğer eli belimi okşayıp bacak arama girmeye çalıştı.
Parmakları elbisemin altından iç çamaşırıma ulaşıp okşadı. Kısıkça inleyip dudaklarını ısırdım.
Gömleğin düğmeleri çözdükten sonra düşürmesini sağladım.

Tırnaklarım göğsüne sürtüp okşadım.
İç çamaşırımı yana kaydırıp elini oraya koymadan önce ağzıma uzattı. Dudaklarından uzaklaşıp bana uzattığı işaret ve orta parmağını ağzıma alıp emdim. Ağzımdaki ıslaklık onun parmaklarına ulaştığında çıkardı ve dudakları tekrar dudağımı öpmeye başladı. Dili dudaklarımın arasından sızıp dilimle buluştu.
Islak olan parmaklarını ayırmış olduğu iç çamaşırın altında bulunan kadınlığıma dokundu. Önce okşadı ardından orta dolgun parmağı içimi doldurdu. İnledim.

"Evet,devam et. Bana gel." Parmağı içimde gelgit yapmaya başladığında ufak bir çığlık attım.

"Çok darsın,gel profesörüne." diye hırladı.
Gelgitleri hızlandığında boşalacağımı anladım.

"Geliyorum,boşalacağım galiba profesör." Onu uyararak. Dudakları kıvırdı.

"Gel,Ayçin.Sadece bana gel." Dudakları dudaklarımı öptüğünde boşalmıştım onun parmağına. Sadece bir parmağına boşalmıştım.

Dizlerim rahatlamanın ardından titrerken ona yaslandım. Beni belimden tutarak odasında bulunan koltuğa oturttuktan sonra benim önümde pantolonun kemerini çıkardı. Elimi kemerine götüreceğim sırada elimi iterek koltuğa yasladı. Pantolon kemerden sonra çıkarken sadece karşımda siyah baksırı ile kaldığında elim orayı bulup okşadım. Kafasını geriye atıp inledi.
Diğer elim onun baksırını çıkarmak için yana yerleştirirken saçlarımı eliyle geriye attı. Baksır üstünden düştüğünde dimdik olan erkekliğine bakıp dilimi yaladım. Gözlerim yukarıya çıkıp onu bulduğunda yutkundu.

"Ağzına al." Emri karşısında kayıtsız kalamayarak erkekliğini elime alarak ağzıma aldım. Ağzım onun erkekliğini zar zor alırken sonuna kadar zorladım kendimi.

"Biliyor musun talabe, seni o gün kantinde kekini yalarken görmek beni delirtti." Bir itiraf gibiydi.
"O gün ağzına erkekliğim de sana yakışıyordu."

Bir şey demedim.

Dudaklarımı bir dondurma yalar gibi hareket ettiğimde sessiz bir küfür savurdu.
Eliyle saçlarımı toplayıp kafamı erkekliğine daha çok bastırdı. Gözlerim onda iken ağzımı dolduran erkekliğini dilimle emmeye başladım. Diğer elimi onun erkekliğinin altında bulunan testis torbalarına gitti. Ağzımdakini çıkarıp onun altındaki topları ağzıma alıp emdim. Gözleri kapalı şekilde küfür etti.

"Siktir."

O sırada erkekliğini diğer elimle okşamaya devam edip durdum. Bir süre daha emdim ve okşadım. Bir bacağımı kaldırıp omzuna yerleştirdi. Kafam geriye düştü. Gözlerim onun gözlerini takip ediyordu. İç çamaşırı yana kaydırmış olduğu için kadınlığım ortada duruyordu. Erkekliğini önce kadınlığımın başına yerleştirdi ardından yavaşça vurdu. Orası ıslaktı ama yine de vurmuştu. Bu canımı yakarken bir yandan da zevk vermişti. Daha sonra penisin başı vajinama girdi yavaşça. Bu onu biraz sıkıyordu. Hayır dar değildi. Yavaş olması onun canını sıkıyordu
Bunu bildiğim için "Yap şunu profesör." Dedim inleyerek. Bir anda aniden içime girmesi ile odayı yankı edecek şekilde çığlık attım

"Erkekliğimi hâlâ istiyor musun? İstersen dururuz." içimde durdu. Ne çıktı ne hareket etti.

Kafamı iki yana sallayarak "Lütfen,devam et,profesör. Erkekliğine ihtiyacım var." Bunu demem onu memnun etmişti.

"Nasıl istersen,bu gece seni altımda inleteceğim talabe. " dedi kısık sesle.

"Hmm." diye mırıldandım. Erkekliği içimde hareket ettiğinde inledim. Kendini bana bastırıyordu. Elbisem karnıma kadar çıktı.

Erkekliği içimde gelgit yapmaya başladığında ve bu hızlı olmaya başlayınca çığlıklar atmaya başladım. Bir eli koltuğun üst tarafında tutuyordu.

"Beğendin mi, erkekliğimi?" Bunu bilmesine rağmen başımı salladım.

"En iyi erkeklik sende,profesör. Bir tek benim için kalksın bir tek benim içime girsin." diye emir verdim.

Cevap vermedi.

"Profesör?"

"Evet?" Zorluyordu içimde bu yüzden sesi zorlama tınısı vardı.

"Sadece bir tek içimde olmanı istiyorum. Koca erkekliğini sadece benim içimi dolduracak."
Tekrar emir verdim.

"Sadece bir kere olacak,Ayçin." dedi anlaşmayı hatırlatırken.

"Doğru." diyerek inledim. O çok hızlı içimde hareket etmeye başladığında ellerim sırtını çizmeye çoktan başladığını biliyorum.

Son kez içimde sert ama yavaş darbeler yaparak içime boşaldı. Aynı anda boşalmıştık. Dudaklarımı öperek beni tekrar kucağına alarak erkekliği tekrar içimi doldurdu. Küçük bir çığlık attım.

Beni yatağa uzatıp üzerime doğru eğildi. Bir bacağımı okşayıp dudaklarını boynuma bastırdı. Diğer eli elbisemden kurtarıyordu. Elbise üstümden çıkarken eli göğsümü,dudakları boynumu esir aldı.

Onun altında inlerken gözlerim kapalı şekilde dudaklarımı ısırdım.

"Benim talabem profesörün altında mı kalmış?" Kısık ama etkileyici şekilde konuştu.

Şöyle bir bakınca o dominat ve bende sub olmuş gibiydim.

Bu kabul edilmez.

Onun göğsünden iterek yana düşmesini salladım. Bir an şaşırsada durdurmadı. Kendini yatakta beni de üstünde buldu. Dudaklarım kıvrıldı. Saçlarım göğsüme düşerken erkekliğini içime girmesini sağlayıp üstünde hareket etmeye başladım. Elleri belimi tutup yerimi sabitliyordu.

"Öğrencin üstünde profesör." kesik kesik söyleyip göz kırptım.

"Her yerimde ol,talabe." Dedi. Bunu ciddi mi yoksa dalga mı geçerek mi söyledi anlayamamıştım.

Üstünde hareket ederken bir eli göğsümü bulup sıktı. Eğilip dudaklarını dudaklarıma hapsettim. Bir elim göğsünde iken diğer elim eğilirken terli olan saçını geriye atıp okşadım. İkimizde dakikalarca durmadan devam ettik. İçimde boşaldığında beni yana yatırarak üstüme çıktı ama dudakları bu kez kadınlığımın üstünde durdu. Gözleri bende iken bir eli zevk noktamı bulup okşadı. Dudakları aniden kadınlığıma bastırıp öpmeye başladığında ufak bir çığlık attım.
Neredeyse dudakları kadınlığımda iki dakika durdu. O sırada çığlıklarım ve inlemelerim onun odasını doldurdu.

Diğer eli uzatıp göğsümü avuçladı. Dudakları göğsümde bulduğumda gözlerimi kapatarak inledim. Bu onu daha da azdırıp bir anda içime girdi tekrar.

Bu kadar libidolu olması beni şaşırttı.

Ben de öyleydim. Bir günde ancak iki kişi ile birlikte olurdum ama o da nadir.

İçimde sert ve hızlı gelgitler yaparken onun altında kıvrandım.

Elim saçlarını bulup çekiştirdim ve kendime doğru çekip onu öpmeye başladım. Hem içimde hareket ediyor hemde dudaklarıma karşılık veriyordu.

Sonuna geldiğimizde aynı anda boşaldık. Kendini yana atarak derin nefesler aldı. Göğsü derin nefesler yüzünden inip kalkarken benim de ondan farkım yoktu.
Göğsüm nefeslenmek için inip kalkıyordu.

(+18 sahnesi bitti)

"Bu sadece aramızda anlaştık mı?" Dedim.
"Sadece bir kez oldu bir daha olmayacak ve yarından sonra yine profesör ve talabeyiz." Gözlerim yana çevirip onun koyu gözlerine dikildi.

"Öyle olsun." Yan çevirdi gözlerini ve gözlerimi buldu. Koyu gözleri benimle olduğunda daha da koyu olmasına neden oldu.

Yataktan çıkıp odasında bulunan banyoya girdim. Duşakabine girip elime duş jeli alıp kendimi yıkamaya başladım. Duşum bittiğinde çıplak bir şekilde banyodan çıktım. Profesör hâlâ yatakta tavanı izliyordu. Benim geldiğimi hissedip gözlerini bana çevirdi.

Çıplak ve ıslak olmam..

Onun gözleri bedenimi süzdüğünde benim yolum onun gardoloba doğru gidiyordu. Kapağı açıp içinden beyaz bir tişört çıkardım. Islak saçlarımı ellerimle sıkıp su damlalarını yere dökülmesine sebep oldum. Tişörtü elime alıp üstüme aldım. O sırada profesörün gözleri hâlâ üstümde hissediyordum. Kalçam ona dönüktü.

"Harikaydın." dedim ona dönerken. Ona doğru ilerledim.

Doğrulandı. Çıplak olması umrumda olmadan erkekliğine baktım.
Gözlerim onun sesiyle çevrilip ona bakındı.

"Sen de harikaydın." İlk defa mı bilmiyorum ama profesör göz kırptı bana.

"Ben her zaman harikayım. Önemli olan karşımdaki kişinin bana uyması." Onun önünden çıkıp yatağına girdim.

Ayağa kalkıp yandan bana baktı sırıttı ardından çıplak bir şekilde banyoya girdi. Örtüyü üstüme serip başımı yastığa koydum. Gözlerim onun gibi tavanı bulup izlemeye başladığında derin bir nefes aldım.

Profesör ve ben bu gece sevişmiştik.

Bir süre sonra su sesi geldi. Profesör tıpkı benim gibi duş almak istiyordu. Gözlerimi onun için tutmak istedim ama beceremedim. Gözlerim yavaş yavaş uykuya teslim olduğunda onun ayak adımlarını duydum.
Yanımda ağırlık hissederken ve üstümde sıcak nefeslerini hissederken ona dönmedim. Son kez kulaklarım onun sesini duydu.

"İyi geceler,Ayçin." Diye fısıldadı.

...

Gözlerim gün ışınları ile kırpıştırarak açtığımda yatakta yalnız olduğumu öğrendim.

Yataktan çıkıp yerden kendi elbisemi alıp hemen giydim. Elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdim. Saçımı düzelterek çıktım ve odadan da çıktım.

Dün akşam onunla sevişerek çıktığım merdivenden onsuz indim.
Kapıya ulaşmadan önce hedefim mutfaktı.

Yanılmadım.

Profesör kahvaltı hazırlıyordu.

Sırtı bana dönüktü. Ona doğru gidip arkasından yaklaştım ve önündeki hazırladığı tabaktan bir salatalık parçasını alıp ağzıma attım. Bana döndü.

"Günaydın."

"Günaydın." dedim. Onu arkamda bırakarak yemek masasına doğru gittim ve bir sandalye çekip oturdum.

"Bugün planın ne?" Diye sordu profesör.

"Sanırım arkadaşlarımla takılacağım."dedim sakince

"Neden?" Diye sordu tezgahtan ayrılıp elindeki tabağı masaya yerleştirdi.

"Size mi soracağım profesör. Sadece bir kez yattık bana hesap sormazsanız iyi olur." gözlerimi kısarak masadan bir çatal alarak peynir tabağına bastırdım. Peyniri ağzıma atıp yavaşça çiğnerken gözlerim ondaydı.

"Doğru." kendine gelmiş gibi silkelendi.

Masaya doğru gelip kendine bir masa çekip oturdu tam karşımda.
Tabağına kahvaltılık alırken düşünceli gibiydi.

Bir anda kafasını kaldırıp bana baktı.

"Eski erkek arkadaşınla yatmazsın değil mi? Sonuçta ben yattım seninle." kaş çatıyordu.

"Evet,yatmam. Zaten kararınızı seçtiniz o yüzden onunla yatmayacağım. Merak etmeyin." dedim,sakinlikle kahvaltım bitmesini istedim.

Cevap vermedi.

Kahvaltım biter bitmez ona son kez bakmadan evi terkedip kırmızı arabama bindim.
Elim her zaman ki radyoyu bulunca popüler olam şarkıyı açmaya karar verdim.

| Burcu Güneş- Anıları Yak|

Kanmam yalanlarına,gelmem ayaklarına yar.

Bu gece beni arama, dokunma

benim yarama,kanasın öyle.

Tanrım reva mı acıma devam mı?

Zaman ölümden ötesi yalan...

(...)

Arabamı hemen eve parkedip indim.
Bugün haftasonunun son günü.
Eve gidip odama çıktım. Annem ve babam bu akşam bir davete gidecek ve abim de arkadaşları ile eğlenmeye gidecekti. Bu yüzden evde tektim. Bara gidebilirdim bugün bilmiyorum ya da evde de takılırım.
Elime telefonu alıp kızlara yazdım.

Ben: Hey millet hemen benim evime geliyorsunuz. Evimde takılacağız. İtiraz istemiyorum!

Betül hemen aktif oldu.

Betül: Tamam,hemen geliyorum;)

Burcu aktif oldu ve Betül çevrimdışı oldu.

Burcu: Hemen tatlım. Geliyorum.

Telefonu kapatıp mutfağa giriş yaptım. Biraz atıştırma yapmak için pizzayı fırına attım ve dondurma,cips,meyve suyu çıkarıp sehpaya yerleştirdim. Onlar için de sağlıklı barlar ve kefir yerleştirdim. Kapı çalındığında herşey tamamdı.
Mutfaktan çıkıp kapıya ilerledim. Kapı kolunu aşağı indirip baktım. Gelenler arkadaşlarımdı.

"Selam."

"Selam."

Onlara gülümseyerek içeriye geçirdim. "Selam." diye karşılık verdim.

İkisi bir an durup benim üstüme baktılar. Onların bakışı üstünde kendi üstüme baktım.

Ah,doğru. Profesörün evine giderken üzerimde hâlâ aynı elbise.

"Bu halin ne?" Diye sordu Betül,merakla.

"Dün öyle uyumuşum. Bugün canım bunu çıkarmak istemedi o yüzden bu hâlde. " diye geveledim. Betül başını salladı.

"Hadi geçin salona,bende hemen geliyorum." ikisi beni dinleyip salona geçtiklerinde bende mutfakta bulunan bazı atıştırma ürünleri alıp mutfaktan çıktım ve onlar gibi salona giriş yaparak tv karşısında oturdum. Alıştırmaları masaya dizerek önlerine koydum. Burcu heyecanla bize dönerek gülümsedi.

"Dün çok eğlendik,Taylan ile." Hevesle anlattığı şeye gülümsedim.

"Neler yaptınız bakalım?" Diye sordum elim mısır kasesine ulaşırken. İkisi de sağlıklı barlarını ellerine alıp ısırmaya ve yemeye başladılar.

"Ay vallaha ne anlatayım. Seksendört grubun üyeleri ile tanıştım. Taylan ile öğrendiğim şarkıları birlikte bağıra çağıra söyledik." Sonra aklına fikir gelmiş gibi gözlerini açarak bana döndü. "Ayçin,babana söylesene okula seksendört grubun konserini yapsalar. Biletleri de kimsesiz çocuklar içiin toplansa?" Fikrine gözlerim ışıl ışıl oldu.

"Olabilir,neden olmasın?" Göz kırpıp Betül'e döndüm.

"Eee, senden ne haber dünden beri?" Diye sordum. Burcu da Betül'e döndü.

"Dün bir arkadaşıma gittim, Profesör'ü araştırsın diye." kaşlarımı çattım. Sebebi neydi?

"Neden?" Diye sordu Burcu anlamayarak. Burcu aklımdaki soruyu sordu.

"Çünkü onunla yatmak istiyorum ve beni görmesi için onunla ortak yerlere gitmemiz gerekir. Bu yüzden onun gideceği yeri bilmek ve bende oralarda bulunmam lazım." Şuh bir gülümseme ile sanki profesörü baştan çıkaracağını sanıyordu. Benimle yattı kızım, benimle.

"Anladım." kısık sesle söylendim.

Betül elimden tutarak bana yaklaştı.

"Şimdi sen onunla biraz bizden yakınsın ya yerlerini de biraz sen öğrensen olur mu?" Diye sordu heyecanla. Elimi geri çekerek başımı salladım.

"Olur." dedim,hiçbir şey belli etmeyerek.

Bana sevinçle sarıldı.

"Çok teşekkürler,bu iyiliğini hiç unutmayacağım." diye fısıldadı kulağıma. Asıl benim bu kötülüğümü sakın unutma.
Yatmak istediğin adamla dün gece yattım.

Benden ayrılıp atıştırma yemeye ve sohbet etmeye devam ettik. Okul hayatımızdan derslerden ve yakışıklı erkeklerden bahsettik. Tabi Burcu onun aklında bulunan tek erkek Taylan olduğu için onu grubun dışına attık. Betül bana benziyordu. Çapkın birisiydi ama benim kadar talibi çok değildi üstelik çok seçici de değildi. Kimi yakışıklı ve elektirik alsa hemen yatardı. Ben çok seçici olduğum için üstün asil veya özel hissetireni hayatıma alıyordum.
Prensipler..

Sohbetimiz gece boyu sürerken birden telefonum çalındı. Arayana baktığımda dudağımı ısırdım. Arayan sonlandı. Kızlar hâlâ sohbet ederken ben ayağa kalktım.

"Ben şimdi geleceğim." diyerek onların yanında ayrılıp odama geçtim. O sıra tekrar telefonum çalındı. Hiç beklemeden açtım bu kez.

"Efendim?" Diye cevapladım.

"Ne yapıyorsun?" Kaş çattım. Beni merak mı etmişti? Sadece bir kez yattık. Bu adam gerçekten derdi neydi böyle?

"Evdeyim, oturuyorum." Bir yanı doğru.

"Yani teksin?" Diye kuşku ile sordu.

"Elbette,neden sordunuz?" Diye sordum. O sırada kapı zili çalındı. Odamdan çıkıp aşağı merdivenlerden tek tek indim. Kızlar sohbeti kesmiş zili bu gece çalan kişiyi merak etmişler gibi kapıya baktı.

"Kapıdayım,al beni." dedi hattakı profesör. Dondum.

"Ne?" Diye bağırdım.

"Bağırma,sesini kapı arkasında bile duydum." Diye öfkeyle soludu profesör.

Betül ve Burcu yerinden kalkıp benim yanıma kapının tam arkasında durmuş bana bakıyorlardı.

"Ayçin,ne oldu? Neden bağırdın?" Kapıya baktı Betül. "Bu saate ailen gelmesi saçma,kim olur ki?" Diyerek kapıya doğru ilerledi. Kolundan tutarak engelledim gitmesini.

"Hayır,gitme.Dilencidir." diye uyurdum. O sırada diğer elimdeki telefon sesini duydum.

"Dilenci mi? Profesörüne dilenci dediğine inanamıyorum." diye hamurdandı profesör.

"Dilenci ise para ver gitsin,sonuçta biz iyi birisiyiz." doğru biz sürtüğüz ama iyi kalpli birisiyiz Burcu hariç. Burcu hiçbir erkekle henüz yatmamış ve ilgili temas bulundurmamış bir kız. Zaten onu biz değiştiremeyiz. Aile eğitimi ile olmuştur.

Yanlış anlama olmasın aileler her zaman çocuğun iyiliğini ister elbet, ancak bazı aileler serbest bırakmaları sonucu böyle davranışlara sebep doğurur. Yani ailemi suçlamayın beni seviyor. Betül'ün ailesi de onu seviyor. Okey?

 

"Siz geçin ben para verip geliyorum." dedim onların sırtından iterek salona doğru ittim. Derin bir nefes alarak elimdeki telefonu kapattım ve kapıya doğru gelerek kapıyı açtım.
Karşımdaki adamı görmemle yutkundum.

"Profesör?" Diye fısıldadım.

"Demek dilenci?" Hâlâ orada olduğuna inanamıyorum.

"Pardon,öyle demek istemedim. Bir şey mi oldu?" Diye sordum kısık sesle. Arkaya bakıp kızları kontrol ettim. Tv izleyip atıştırma yiyorlardı.

"Hani yalnızdın,seni küçük yalancı." dedi tatlı bir kızgınlıkla.

"Nerden bileyim gece yarısı evime geleceğini,profesör?" Diye sordum kaş çatarak.

"Doğru." Bir süre durdu konuşmamı bekledi ama konuşmadım.

"Eee?" Diye sordu.

"Ne, Eee'si?" Dedim anlamayarak.

"Beni içeriye davet etmeyecek misin?"

"Sebep?" Kaş çattı.

"Kahve için." diye uydurdu. Sebebini biliyordum onunla tekrar yatmamı isteyecek.

Demiştim benden kolay vazgeçilmez.

"Evde için." Tekrar arkaya bakıp kızlara baktım. O sırada Betül ile göz göze geldim. Kalbim hızlandı bu saçma durumdan. Hızla kapıya dönüp "Dilenci bey al şu parayı gidin artık." diye yüksek sesle konuştum. Onların şüphe etmemesi için elimi profesöre uzattım tabi birkaç iki yüzükle eline verdim.

Elindeki paraya ve bir de bana bakıp kaş çattı.

"Bu ne demek? Beni nasıl dilenci yerine koyarsın?" diye tısladı.

"Lütfen gidin, arkadaşlarım yanlış anlayacak." diye kısık sesle inledim. Daha bu sabah Betül'e profesörü yatağa atmasını söz verirken şimdi duruma bak.

"Kes sesini. İçeriye gireceğim." Bu adam kıt beyinli.
Elindeki paraları yere atıp beni iterek içeriye girdi. Salondaki arkadaşlarım gözleri şaşkınlıkla açılırken kapıyı kapatıp profesörün arkasından ilerleyip salona geçtim.

Burcu ve Betül ayağı kalktı ve ona selam vererek gözlerini bana diktiler.

"Profesör,sizin burda ne işiniz var?" Dedi heyecanla Betül. Sabah hakkında konuştuğu adamın benim evimde ne işi var?

"Ayçin,programı hakkında küçük bir konuşmam olacaktı." Onlara yandan bakıp gözlerini bana dikti. Elimle ikili koltuğu gösterdim. Kızların tam karşısına.
Kızlar oturup profesörü izledi profesör gözleri ise beni takip ediyordu.

"Ne içersiniz?" Kapıda söylemişti.

"Kahve,sade." dedi. Gözleri masadaki atıştırmaları buldu ve kaş çattı. Sözde onunla sağlıklı beslenip disiplinde duracaktım. Kimse anlamıyor vücudum yağ yapmıyor ama işte...

"Pekâlâ." deyip kızlara baktım onlarda içecekleri önlerinde duruyordu. Kahve için mutfağa geçip sade bir kahve yapmaya başladım. Çok kısa sürede sade kahve yaptıktan sonra salona geçip profesörün önüne kahveye koydum. Kahveyi alıp dudaklarına götürüp bir yudum aldı. Tepki beklemiyordum ama beğendiğini anlamıştım gözlerinden.

"Eline sağlık." dedi kahvesini önüne bırakıp kızları inceledi.

"Sizde kızlar gecesi mi yapıyorsunuz?" Diye sordu öylesine.

Betül söze hemen atladı " Profesör nasılsınız,iyi mısınız?"diye sordu heyecanla.

"İyim,adın neydi öğrenci?" Bir an kıkırdamam gelecekti. Dudaklarımı ısırdım. Profesör bir saniyelik gözlerini bana dikip Betül'e döndü.

"Betül ben. İlk hafta günü tanışmıştık." Dedi gülümseme hâlâ yüzünde iken.

"Hatırlamıyorum." Betül hayal kırıklığı ile ona bakarken Burcu söze girdi.

"Merhaba profesör." dedi keyiflice.

"Merhaba,Burcu." bir dakika bunun adını,Betül'ün adını değil ama Burcu'nun adını bildi?

Betül kaşlarını çatarak ayağa kalktı.
"Bugünlük yeter." Bana döndü yavaş adımlarla yaklaşıp dudaklarını yanağımda hissetim.
Kulağıma yaklaşıp " Hallet şunu." diye fısıldadı. Profesörün onunla yatmasını istiyordu.

Bende tıpkı onun gibi kulağına yaklaşıp "Tamam bana bırak." dedim kısık sesle. Benden ayrılıp ortaya " İyi geceler. " dedi. Kapıya ulaştığında Burcu da ayağı kalktı ve yanağımı öperek profesöre " İyi geceler." dedi.

Profesör de ona " İyi geceler." dedi. Burcu son kez bana bakıp Betül'ün arkasından gitti. Kapı sesi duymamla derin bir nefes alarak profesöre döndüm.

"Derdiniz ne?" Diye direk konuya girdim.

"Seninle konuşmak?" Bu konuşmalar acaba nereye gidiyor.

"Ne konuşması bu?" Diye sordum sinirle. Koltuğa geçip oturdum.

"Yarın ders yok ama benimle bir davete gelmek zorunda kalacaksın. Bir nevi iş daveti gibi . Hem gelecek şirketin başına geçtiğinde nasıl olduğuna bakarsın?" Diye öneride bulundu davet ederek. Aslında neden olmasın?

Bir süre düşünüp başımı olumluca salladım " Olur." deyip ayağa kalktım.
O da ayağı kalkıp üzerime doğru geldi. Elini bir anda belimi bulup kendine çekti. Ben ona şaşkınca bakarken dudaklarıma bakarak "Çok yakışmış." diye fısıldadı.

Göğsümdeki kalp hızlı hızlı atarken "Ben...teşekkürler" diye kekekledim bir kez oldu onun karşısında. Dün sevişirken de acaba farketti mi?

Dudakları tam yanağımı bulacak iken kapı sesini duymamla oraya baktım.

"Ayçin?" Abimin sesi salonu doldururken profesöre baktım bir an ve yutkundum.

Yeni bölümü ile görüşmek üzere:)

Hahaha abisi onları bastı. Bakalım kim kimi daha fazla basacak.

İlk önce Taylan sonra Ayçin'in abisi başka kim onları basacak?

Loading...
0%