Gökyüzü kapkara bulutlar ile kaplanmış yağmur damlacıklarını üzerlerinden atmayı bekliyorlardı.İnsanlar koşuşturarak evlerine kaçıyor.Bazısı evine bazısı yağmurdan korunacak biryere. Barış Manço'nun da dediği gibi" Rahmet yağarken dostlar ben ıslanmışım çok mu?".

Eve giderken aklımda hep Göktuğ vardı. Görevdeydi tam tamına iki haftadı ve ben ilk haftada ondan az da olsa haber alsamda artık onu bile alamıyordum artık sadece askeriyeye gidiyordum onlarda iyi iyi diyerek pohpohlamaktan başka birşey yapmıyorlardı zaten yaralı olsa dahi bana bildirmezlerdi ki yasal olarak eşi değildim çünkü .

Biz nişanlıydık yaz tatilinine girince düğünümüz vardı bizim .

Kafam düşüncelerle dolmuş halde eve adımlarımı attım . Kapının önüne geldiğimde yere Göktuğ'un ben görevde olduğumda kapının önüne koyrsın diye kendisinin eski botları vardı onları koydum ve eve girdim. Bunu demesinin ilk sebebi öncelikle doğudaydık ikinci sebebi öğretmendim ,eğitimciydim üçüncü sebebi ise o bir askerdi ve ben onun nişanlısıydım ve son sebeb evde yanlız ve tek başına kalan bir kadınsan doğu batı farketmez bazı şeyleri zorunluluk olarak yapmak zorundaydık maalesef .

Okulda bügün öğrencilerime sözlü yapmıştım ve notları e okula girmem gerekiyordu.Bu yüzden üsütümü değiştirip kendime bir kahve hazırldım cam kenarındaki favori köşeme geçtikden sonra ise artık hazırdım önüme bilgisayarımı açtım ve sırası ile notlarını yazmaya başladım.

Aslında okulda da yazabilirdim herkesin kendi notunu aldıklarını an telefondan da girebilirdim ancak ben ders de telefon kullanmayı doğru bulmuyordum çünkü öğrencilere yassak olan birşeyi onların gözünün önünde bizim yapmamız ne kadar doğruydu.

1 saat kadar sonra neredeyse tüm öğrencilerin notlarını girmiştim ama acıkmıştım da .

Telefonumu döner siparişi vemek için elime aldığımda Göktuğ'un arkadşından bir mesaj olduğunu gördüm birşey olur da o yarıdım edemesse diye Göktuğ vermişti onun numarasını bana şuana kadar birkere lazım olmuştu zaten onda da zaten Göktuğ'un görevde olduğu bir zamandı aynı ama neden bana yazmıştı ki şimdi bu çocuk.

Barış:Yenge bana konumunu atabilir misin sana bir emaneti bırakmam lazım.

Siz:Ne emaneti barış korkutuyorsun.

Barış:Burdan söyleylemk doğru olmaz sen konumu at ben gelince anlarsın zaten olur mu?

Siz: Konum

Gözlerimden istemsiz firar eden yaşlara sahip çıkamıyordum.Su içmek için sehpaya ulaştığımda korkudan tireyen ellerimden dolayı suyu sürekli yere döküyordum su yere döküldükçe daha çok ağlıyordum. En sonunda suyu kattığımda suyu içtim ama su boğazımdaki bu yumruyu geçirmiyordu bu kafamdaki sevdiğini kaybetme korkusunu geçirmiyordu .

Ben sevdiğim bir kişiyi daha toprağın altına koymayı kaldıramzdım,yapamzdım,olmazdı.

Yok bişey olmadı Göktuğ iyi.

Birşey olmadı timdekiler iyi.

Timdekiler iyi, Göktuğ iyi .

Birşey yok Adal sakin ol.

Sakin ol.

Sakin olmak zorundasın Adal .

Bu rimele çok para verdik Adal sakin.

Ben içimden bunları sıralarken kapı çaldı içeri ağlamkatan helak olmuş gözlerle Barış girdi ve cebinden çıkardığı kağıt parçasını bana uzattı.

"Bunu eğer birgün şehit olurusam diyerek Göktüğ bana emanet etti sana vermem için ve artık" bir hıçkırık çıktı ağzından derin bir nefes aldı ve devam etti "zamanı geldi."

"Bu artık senin birde " gelirken elinde getirdiği bir kutuyu bana uzattı. "bu kutu içinde sana hediye etmek istdikleri varmış öyle söylemişti."

Mektup ve kutuya uzanırken gözlerimden düşen yaşlar gözümü artık yakmaya başlmaş ellerim ve bacaklarımın titremsine dayanamayıp bayılmışım .

Yarım Saat Sonra

Gözlerimi yavaş yavaş araldığımda karşımda sağlık görevlilerini ve Barış'ı görmeyi beklemiyordum.

Oturur pozisyona geldiğimde sehpanın üstinde duran kutu ve mektup birşeylerin kafama dank etmesini sağladı.

Sağlık görevlileri Barış'ın onayını aldıkdan sonra evden ayrıldılar elim ilk olarak mektuba kaydı . Çok eskimemiş hatta yeni yazılmış gibi olan kağıt parçasını büyük ihtimal ile görevden önce yazmıştı. Kağıdı incelmeyi bırakıp derin bir nefes alarak okumaya başladım.

"Sevgilim eğer ki bu mektubu sana barış verdiyseki zaten sadece o verebilirdi zaten ve bu mektubu okuyorsan bil ki ölmüşümdür. Unutma bana bahşedilen ölüm şekli sahip olabilceklerim arasında en iyisi .

Sevgilim birsöz vermiştik hatırlıyor musun ? Birgün armızdan biri ayrılırsa ağlamak yoktu çünkü bizim gözyaşına alerjiiz vardı demi ağlarsak gözümüz şişer çirkin olurduk demi o yüzden ağlamak yok sevgilim...

Sevgilim bilki seni çok seviyorum bilki sana çok aşığım ama ben çok kötü bir hata yaptım. Seni aldattım ...

Sevgilim beni affet diyebilmeyi öyle çok isterdim ki emin ol bunu diyecek yüzüm yok sana bu yüzden beni affetme sevgilim beni hiçbir zaman affetme hemde .

Sevgilim seni ne zaman aldttığımı buraya yazmak istemiyorum ama sen de yorulma diye tüm kanıtları bir kutunu içine koyup Barış'a verdim o muhtmelen sana aldığım ama veremdiğim hediyler var sanıyo ama hayır onun sana aldığım sandığı hediyelr aslında sana değildi.

O kutu sevgilim herşeyin kanıtı benim sana karşı olan saygısılığım ve dahası ben artık yokum sevgilim ...

Eminim ki seni aldattığımı bu şekilde öğrenmek istemesdin ki bende böyle söylemek istemezdim ama bazen hayatı acı gerçekleri vardır sevgilim bunu en iyi senin bildiğin gibi güzelim.

Beni sakın affetme sevgilim beni asla affetme beni unut yeni insanlar sev yeni kişiler ile tanış ama beni sevme ben sevilecek bir adam değilim sevgilim ben tanıyıp tanıyabilceğin en kötü insanım . Beni hiç bir zaman afftme sevgilim.Çünkü ben seni sevmeye hep devam edicem ."

Mektup burada bitiyordu gözyaşlarım sel olmuştu nerdeyse ? Karşımda oturan Barış ne okuduğumu merak ediyordu anlaşılan . Mektubu ona doğru uzattım ve kutuya doğru uzandım.

Barış karşımda mektubu okurken bende kutuya bakıyordum .

Kutu nun kapağıı açtığımda içinde bir dolu fotoğraf hediye ve bir sürü şey olduğunu gördüm.

Fotoğrafları çıkardığımda fotoğrafdaki kızın askeriyede bir kaç kere karşılaştığım kız olduğunu gördüm .

Barış' a doğru fotoğrafı uzatıp "Bu kızı tanıyor musun ?" kafasını hayır anlmında salladı.

Bu kız askeriyeden biri değil ise kimdi o zaman .

.

.

Bölümü nasıl buldunuz ?

Sizce diğer bölümde neler yaşanacak?

Fotoğraflardaki kız sizce kimdi?

Barış sizce olayları daha önceden biliyor muydu ?