@nightof
|
Göktuğ'un şehit olmasının üzerinden bir ay geçmişti.Bnei aldatmış olmasını kebul edemiyordum ki mektup da açıkcası çok inandıcı gelmiyordu yada ben inanmak istemiyordum da denilebilir . Hadi ona ben inanamadı peki ya o fotoğraflar neydi ? Ne zamandır beni kandırıyordu mesela ? Ne zamandır aslında başkasını sevip beni elinde oynatıyordu. Psikolojimin iyi olmadığını söyleyerek hastaneden bir aylık rapor almıştım. Bu yüzden öğrencilerimide oldukça aksatmıştım . Ben uzun bir süreliğine rapaor aldığım için okula benim yerime bir ücretli öğretmen gelmişti. Umuyorum ki öğrencilerim çok konudan geri kalmamıştı. Yatağımdan kalkıp üstümü giyindim. Bir aydır sürekli olarakdepresyon halinde olduğum için bu günün kendime iyi geleceğini düşünüyordum. Üstüme en sevdiğim takım elbisemi giymiştim ... aynı zamanda Göktuğ'un da en sevdiği. Herşey bana Göktuğ'u hatılatıyordu kaldıramıyordum. Beni aladatmış olsa dahi seviyordum ben onu.Onu o gün al bayrağa sarılı tabutta gördüğümde çok kötü hissetmiştim onun beni aldattığına inanmak beni çok kötü hissetirmişti sanki ona ihanet ediyormuşum gibi. Peki ben sadece onun bana bunu yaptığına inanamak bile beni çok kötü hissetirken o bunu nasıl yapabilmişti? O gün onun ailesini gördüğümde hayatımda ilk defa anne değim kadını gördüğümde yanına bile gidememiştim sizin oğlunuz beni aldattı ama benim sizin yüzünüze bakacak yüzüm yok diyememiştim. O gün cenazeyi en uzak köşeden izlemek isemtiştim ama buna cesaret edemmiştim sevdiğim adamın cenazesinde en arkda durmak istemiyordum ama ailesinin beni göremsini de. O yüzden Barış'ın yanına gtimiştim o gün çünkü o gün güvenebilceğim tek insan oydu konuşabilceğim tek o vardı. Göktuğ'un cenazesinde o kızla karşılaşmamıştım hatta özellikle onu aramıştım bile bişey yapacağımdan da değildi aradığım sadece marak etmiştim ama o cenazeye gelmemeyi tercih etmişti. Peki neden gelmemişti? Göktuğ'un şehit olduğundan mı haberi yoktu? Yoksa öğrendiğinde çok kötüleşti ve o anı göremyi kaldıramıyacağı için mi gelmemişti? Bu bir aylık süreçte askeriyeye de gitmiştim pek çok kez ama elime hiçbirşey geçmemişti. Askeriye dışındaki ki hiçkimseye bilgi veremiyorlarmış. Yolda gördüğüm simitçi abinin yanında durdum."Günaydın abi bir simit birde meyve suyu alabilri miyim?"dedim. "Günaydın kızım bir aydır ortalıklarda yokdun birşey mi oldu iyi misin?" "İyiyim ailevi birkaç sıkıntı oldu memlekete gitmek zorunda kaldım ondan yoktum ." "Halletiniz inşallah sıkıntılarını kızım . Buyu kızım 20 versen yeter." "Halettik abim hadi kolay gelsin." Ne diyecektim ki nişanlım şehit oldu ve beni aldattığını öğrendğim için depresyoan girdim mi? Elimde ki simit ve meyve suyula okula doğru yürümeye devam ettim. Okulla evimin arası yakındı zaten 10 dk lık bir yürüme mesafesi vardı. Okula az bir mesafe kalmışken yolda araba araba gezerek sabahın bu saatinde okula gitmek yerine su ve peçete satmaya çalışan bir çocuk gördüm. Arabalara kırmızı ışık yanınca karşıya doğru geçtim. Krşıya geçince yeşil ışık yandı çocuk yolun ortasında kalmıştı ve hareket etmiyordu. Hızlıca arabalrın arsında çocuğu yanıma doğru çektim.Şansıma arabalar o sırada çok değildi . Çocuk" Teşekkür ederim abla sen olmasan ölebilirdim." dedi. "Sen madem bunu biliyorsun neden yolun ortasına kadar gidiyorsun kenadakilere satsan olmaz mı ?" "Abla onlar hep pencerelerini kapatıyorlar açmıyorlar birde yolcu koltuğu var o tarafta yolcular hiç bir şey umurlarındaolmuyo onların dinlemiyorlar bile beni." "Tamam o zaman madem sende yolun karşı tarfından kenradan satsan olmaz mı ablam bak bu işin şakası olmaz tamam mı herseferinde ben burada olmayabilirm." "Sen kahvaltı yaptın mı?" kafasını hayır anlamında salladı. Elimdeki daha yemeye fırsatımın olmadığı meyve suyu ve simiti çocuğa doğru uzattım. "Kabul edemem abla o senin olmaz?" "Yok ben aç değilim sen ye olmaz mı ?" "Yok olmaz sen aç kalırsın yalan söylüyorsun aç olmasan niye alasın ki yolda birilerine vermek için mi ?" dedi bilmiş bir edayla. "Evet tam olarak onun için alıyorum küçük beyefendi hadi albakalım banada bir su ver ." "Alayım o zaman abla . " dedi ve suyu uzattı . "Ne kadar ?" "Sana bedava sana özel kampanya var ." "Hım o zaman bende bana özel olan bu kampanyanın sahibine bir bahşiş vereyim demi ?" diyerek cüzdanımdan çıkardığım yüz lirayı çocuğa doğru uazttım. "Yok abla kabul edemem ." dedi ama sesi kararsızdı. "Al hem senin evde kardeşin annen falan yok mu onlara birşeyler alırsın?" "Abla benim ailem yok sadece bir abim var o da bana iş bulan kişi zaten ben o parayı alırsam o alır benden parayı o yüzden kabul edemem ." "Hım o zaman sende bu parayı sakla biryere tamam mı biriktir ?" bu fikir çocuğunda aklına yatmış olacak ki hızla parayı aldı ve cebine koydu. "Görüşürüz abla ." dedi sevinçle. "Görüşürüz yakışıklı isimin neydi senin?" "Yusuf ." "Adal bende memnun oldum Yusuf." "Bende tanıştığıma memnun oldum abla görüşürüz sen hergün bu yoldan mı geçiyorsun?" "Evet yakışıklı noldu?" "Hiç merak ettim." dedi omuz silkerek. "Tamam o zaman hadi görüşürüz yolun karşı tarafından satmayı unutma!" "TAMAMDIR!"dedi asker selamı vererek. Bende karşısında asker selamı durdum ve kafa sallayarak onun karşı yola geçmesini bekledim .Karşı yola geçince bende arkamı dönüp okula doğru yürümeye devam ettim. Aklımda onları çalıştıran kişiyi polise bildirmek vardı. Çünkü o çocuğğunda eğitim göremye hakkı vardı belki ilerde çok büyük bir insan olacaktı bilemezdik . Okula girdiğimde zilin çalmış olduğunu fark ettim karşılaşmayı beklediğim o tuhaf bakışlarla karşılamıştım . Şimdi bir türlü anlaşamadığım öğretmenler odasında bir dolu laf sokulacaktı onları dinlemek istemiyordum. O yüzden direkt olarak dersimin olduğu sınıfa doğru gittim. Sınıfa girdiğimde bir konfeti patladı ve bir alkış tulfanı koptu . "SİZİ ÇOK ÖZLEDİK !" dİye bağrıyolardı. Sınıfın ortasında duran bir tane de pasta vardı oraya doğru geldiğimde Mehmtin mumaları yakmaya çalıştığını gördüm . Yanına geldiğimde ağzından "heh" diye bir nida çıktığında. Bana baktı ve " Hoca buyrun bu pasta sizin ." diyerek uzaklaştı . Pastanın üzerinde 'özlettiniz hocam kendinizi ' yazıyordu . Gülerek pastayı üfledim . Sınıftaki herkese tek tek sarıldım.Arada ağlayan bir kaç kişi vardı . Tayinimi istemek isityordum ama galiba isteyemeyecektim ben bu çocukları bırakamazdım. "Tamam o zmaan madem bu kadar hazırlık yaptınız getirin tapakları pastayı dağıtalım . Bu günlüğüne de dersimde serbestsiniz." Hepsinin ağzından bir sevinç nidası çıkmıştı. Hepsine tek tek pastadan katıp verdikden sonra kendimde masama oturup ben yokken ne yaptıklarını sormaya başladım. . . . Bölümü nasıl buldunuz ? Kitabın gidşiatı nasıl sizce ? İleriki bölümlerde sizce neler olur? |
0% |