Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5.bölüm

@nii1s_

 

Silah sesleriyle uyandım, yastığımın altında ki silahı alıp koşarak avluya indim, herkes korku ve endişe ile burdaydı Poyraz, Oktay'a silah doğrultmuş, Oktay'ın arkasında ki adamlar Poyraz'a, Poyraz'ın arkasındakilerde Oktaya doğrulmuştu Oktay'ın gözleri beni bulunca önce gözlerime sonra elimde ki silah'a baktı.

 

"Benden bu kadar korkuyor musun Derin? " Bütün gözler beni bulmuştu.

 

"Sen kimsin ki ben senden korkayım Oktay" Pis pis sırıttı.

 

"Yanlız söylemeden geçemeyeceğim bir pijama ancak sana böyle yakışırdı" Bir an üstüme baktım kırmızı dantelli saten bir gecelik öfke vücudumu sararken Erim önüme geçti.

 

Erim"gözlerini oymadan defol git burdan"Oktay kahkahalar atıyordu.

 

"Erim bana ihanetini asla unutmadım sabırla intikamımı bekliyorum"

 

"Anca beklersin zaten sümsük herif" Yutkundu.

 

"Oktay! " Diye sert bir ses bütün konağı inletmişti, etrafa bakarken Kara'yı gördüm.

 

"Oooo kuzen sende mi geldin? "

 

Kara"şerefsiz, piç yürü lan konağa"

 

"Aaa ama eski karımla hasbihal ediyorduk" Bütün gözler beni bulurken ben Erim'in arkasında yok olmayı diliyordum.

 

Erim"şerefsiz herif gerçek olmayan bir evlilikten bahsediyosun"nefesim kesildi.

 

Poyraz"bana bak lan benim evimde ki insanlarla muhattap olmayacaksın demedim mi lan ben sana"boğazına eliyle tuttu.

 

Oktay"gerçek olmayan bir evlilik mi? Bütün yaşadıklarımız yalan mıydı Derin? "Gözlerim doldu, ellerim titriyordu ben bu gerçekten kaçarken o yüzüme vurmaya devam ediyordu.

 

Erim" Gebertirim lan seni"diyerek Oktay'ın yakalarına yapışıp yumrukluyordu.

 

Ben hareket edemiyordum, kimse'nin yüzüne bile bakamıyordum ne ileri, ne de geri adım atacak durumda değildim.

 

"Ah Erim sen de dayı olucaktın ama işte kader" Bacaklarım titriyordu.

 

sende dayı olucaktın ama işte kader...

kader

 

"ama üzülme Derin seni bu kadere baban terk etti zaten" Öfke bedenimi ele geçiriyordu, Engin olmadan buraya gelmem hataydı herkes bana bakıyordu, acıyorlar mıydı? Yoksa utanıyorlar mıydı?

 

"Ama Derin benden sonra ki evliliğin nasıldı? Seni ben kurtarmıştım kahramanına böyle mi teşekkür ediyorsun" Erim onu yumruklarken hala konuşuyordu bunu nasıl yapabiliyordu anlamış değildim.

 

Erim namluyu kafasına koyarken kimse bir şey yapmıyordu ölsün, gebersin, bende kurtulayım, ölmesi gereken ben miydim yoksa her yerim titrerken kimse'nin yüzüne bakamazken benim gözlerimin önü kararıyor geçmiş kendini tekrar hatırlatıyordu.

 

Gözlerimi kapattım beni sakinleştirebilecek bir şeyler düşünmeye çalıştım, kafamı dik tuttum"bırak Erim kendi pisliğinde boğulsun üzerimizi kirletmeye değmez"Poyraz, Oktay'ı ensesinden tutup kaldırdı bir yumrukta o attı.

 

"Ecelin olmamı istemiyorsan siktir git bu evden" Kara'nın önüne fırlatmıştı.

 

"Alın pisliğinizi defolup gidin burdan yoksa elimden bir kaza çıkacak"Kara mahçup bir ifadeyle bana bakıyordu.

 

" Merak etme Poyraz benim senden önce çıktı"diyerek bana baktı Oktay, Poyraz namlusunu tekrar Oktay'a doğrulttu.

 

"Lan kimse benim evimde ki misafire böyle konuşup onu küçük düşüremez duydun mu lan beni" Diyerek ayaklarına iki el ateş etti Oktay çığlıklar attı.

 

Kara"alın şunu götürün hastaneye bir daha gözüm görmesin"adamlar Oktay'ın kollarından tutup sürükleyerek götürdüler, Kara bana son kez bir bakış attı.

 

Erim üzerinde ki ceketi çıkarıp üzerime bırakıp düğmeleri ilikledi"patron gerçekten şaşırdın herhalde yastığının altında silahla uyumak nedir ya"istemsiz gülümsedim.

 

"Erim seni kovarım"

 

"Bensiz yapamazsın Derincim" Güldüm.

 

"Senle de yapamıyorum Erimcim napıcaz? "

 

"Ben olmazsam alışveriş poşetini kim taşır o boklu Engin o yüzden gelmedi bence onun maaştan kes" Güldüm.

 

"Bunu düşünmek lazım"

 

"Bişi söylicem nasıl dövdüm ama artık bana abi de"

 

"Kahramanımsın" Kaslarını sıkıyordu.

 

"Her zaman minik patronu korumak için burdayım" Neşem geri gelmişti.

 

"Ay alışveriş demişken kızlar hadi kahvaltıyı dışarda yapalım" Tülsy'ın fikrini herkes onayladı.

 

Mahmut "biz"

 

Babannem"oturun oturduğunuz yerde ben size boşuna mı öğrettim yemek yapmayı "Duran konağında gerginlik azalırken Kara, ben ve Erim'e odaklanmıştı.

... 

 

Oktay hazanoğlu ertesi gün

 

" Göstereceğim ben onlara günlerini o kurşunların hesabı sorulacak"hepsi görecek günlerini, Derin tıpış tıpış kapanacak ayaklarıma benden başka gidecek yeri olmayacak yalvaracak şimdilik mutluluğuna devam etsin.

 

"Abi bence bırakalım yengeyle uğraşmayı olmaz mı?" Gözüm karardı, boğazını tutup duvara yapıştırdım.

 

"Ne diyosun lan sen ben bana yapılanların cezasını kesmeden mi duracağım öldürürüm lan seni" Yere fırlattım.

 

"Çık git gözüm görmesin seni" Öfkeden ne yapacağımı düşünemiyordum.

 

"Bedelini ödeyeceksin Derin hanım"

 

"Yarın ki davet için hazırlanın o mekan başlarına yıkılacak" Masa da ki bira dolu bardağı elime alıp kafama diktim.

 

"Aysel'e söyle yenisini getirsin"

 

"Peki ağam"

 

Derin, sana kaç kez hatırlatacağım sadece benim yatağımda uyuyabilirsin diye ah aptal karım seni böylesine severken beni reddetmenin bedelini ödeyeceksin hiçbir şey bizim mutluluğumuza engel olamayacak, üst kata çıkıp kilitli kapıyı açıp içeri girdim.

 

Derinimin fotoğraflarıyla dolu odaya oturdum, bebeğim bunları senin kafana o aptal Engin sokuyor biliyorum ama merak etme onun da hesabını soracağım bu akşam o davette hiçbirine nefes aldırmayacağım sonra seninle yurtdışına çıkıp çocuklarımızla mutlu bir hayat yaşayacağız.

 

O yeşil gözlerin, beyaz tenin, siyah dalgalı saçların, gamzelerin, uzun gür kirpiklerin, dolgun kiraz dudakların, ince minik parmakların her bir yerin benim için var olduğunun kanıtı yutkundum, hayal etmesi bile efsaneydi, benimle mutlu olmaya alışacaksın yoksa sende diğerleri gibi mahkum olmacaksın.

 

Seni ilk gördüğüm günü hatırladım sevgilim korkak ağlamaktan şişmiş gözlerin, titreyen ellerin ben seni bir çukurdan çıkardım sen ise bana ihanet senin benim yanımda olman gerekirken bu yaşadıklarımız olmak zorunda mıydı?

 

Kapı tıklatıldı öfkeyle kalkıp çıktım"ne var lan"adam başını eğdi.

 

"Salon da bir misafiriniz var" Onu kenara itip aşağı indim.

 

"Kimsiniz? " Bana doğru döndü.

 

"Nasılsın Oktay" Serdar Duran her yeri kan ve morluklarla kaplı, yırtık elbiselerinin içindeydi.

 

Merakla çatıldı kaşlarım"ne istiyosun? "Güldü.

 

" Sana yardım etmek otursana bir an önce başlayalim "

 

DERİN LOCAS

 

Kırmızı ince asklı elbisem, küçük incilerden oluşan kolyem, küpelerim ve bilekliğim ile harika görünüyordum, siyah dalgalı saçlarımı düzleştirdim şimdi ise şarap kırmızısı bileğinde yılan amblemi olan sivri topuklularımı giydim.

 

Kapım pat diye açıldı içeri Tülay yenge hemen kapıyı kapatıp"ay Derin kızları bulamadım saklanarak geldim buraya da şu arkamı bir kapatır mısın? "Güldüm.

 

" Tabi"arkasını döndü, fermuarı tutup, yukarı doğru çektim.

 

"Ay teşekkürler bu arada bomba gibi olmuşsun"

 

"Sende öyle"

 

"Hazırsan çılalım" Yatağın üstünde ki gül şeklinde ki çantamı koluma taktım.

 

"Hadi" Odadan çıkıp aşşağı inerken Enginin attığı mesajlara yanıt veriyordum.

 

Engin:Serdar'ı hala arıyoruz davete kısa dur ne olur ne olmaz

 

 

 

 

 

Derin:Tamamdır beyim

 

"Vay yakıyorsun hatun" Mahmut bey eşine sarıldı.

 

Erim kulağıma eğildi"Engin görse kafayı yerdi"güldüm.

"Ne zaman yemedi ki"herkes yavaş yavaş toplanırken artık arabalara dağılmıştık, bugün burda ki son günümdü, artık İstanbul'a dönüp işlerin başına geçme zamanı gelmişti zaten mardinin havası bir bana yaramamıştı, Tülay hanımlara veda edip işlerin başına dönerdim.

Davet yerine gelmiştik, bir kaç magazinci fotoğraflarımızı çekmiş, daha sonra içeri girmiştik her şey çok güzel hazırlanmıştı. Erimle boş olan davet masasının yanımdaydık Duranlar tandıklarının yanında özlem giderip hal hatır sorarken biz de Erimle onları inceliyorduk tanıdıkları herkese göz gezdirdim bir sürü aşiret ağası ve takım elbise giyen adamlar dışında zarif kadınlar da bulunuyordu, lila ve bebek mavisi ile düzenlenmişti her şey etrafa incelemeye devam ediyordum.

"Vay be harika olmuşsun eski karım" Oktay yanımda durdu, Erim belimden tutarak beni arkasına aldı.

Erim"defol git burdan"

Oktay"Erim sana yaşattıklarımı ne çabuk unuttun"Erim öfkeden ellerini yumruk yaparken Poyraz yanımıza doğru ilerledi.

"Seni kim çağırdı lan defol git" Oktay iğrenç bir kahkaha attı.

"Merak etmeyin ex karıma bir süprizim var daha sonra birlikte gideriz"neyin peşindeydi bu kürsüden mikrafonun cızırtı sesleri geldikten sonra Serdar Duran yüzünü kaldırdı, Erim ve ben şok içindeyken, Oktay pis pis sırıtıyordu, davetliler şaşkınlıkla aralarında fısılaşırken, Duranlar gergindi.

"Hepinize merhaba dostlar gördüğünüz üzere pek iyi değilim bu duruma gelmeme sebep olan Lilith denen o aşşağılık mafya bozuntusu beni ecinde mahkum tutup, işkenceler etti bir şekilde dalgınlıklarından faydalanarak kaçıp sizlerin huzuruna küçük bir açıklama yapmak için geldim"Eşi Ezgi hanıma döndü.

"Benim yıllardır Karım Ezgiye bir sözüm var kızımız Alinin başına gelenleri hepiniz duymuşsunuzdur ben bugün burda hatamı telafi etmek için geldim" Gözlerimin içine baktı.

"Onu buldum, benim minik kızım kocaman 22 yaşında bir kadın dahi olsa onu buldum, Alin Duran şu an aramızda bulunmaktadır" Nefes alamadım, ellerim titredi, gözlerim dolarken, Serdar Duran bir saniye olsun ciddiyetinden vazgeçmeyerek gözlerimin içine baktı.

"Derin Locas aslında her şeyi biliyordu" Bütün gözler beni bulurken yok olmayı diledim şu an olmazdı, her şey planladığım gibi gitmek zorundaydı.

"Çünkü zaten kendisi Alin Durandı" İlk damla düştü.

"hediyemi nasıl buldun karıcığım? "

 

devam edecek

şerefsiz Oktay NEFRET! NEFRET! NEFRET!

Loading...
0%