@nilanka
|
Aşk öyle güçlü bir duygudur ki. Bazen insanı en acımasız yerinden yakalar. İşte bizi de tam oradan yakalamıştı. Acılarımız ortaktı. O sokakta katilde olmuştuk kurbanda. Ama dedim ya biz safiriz sadece doğalız. Sadece çocuktuk umutlarımız elimizden alınmadan önce. Gece olmuş Aydoğanla beraber o yıkık dökük yerde uyuyorduk. - hayal kuralım Safirim. Belki gerçek olur. Deyip bana daha da çok sarılmıştı. Çocuk kalbim anlıyordu bu ilerde benim sevdiğim adam olacaktı. Elleri kana bulanmış olsa da ruhu berraktı. Banu da köşeye çekilmiş oturuyordu. -iyi misin? güçlü ol. dedim ona güçlü ol güçlü beynimde sürekli bu söz tekrarlanıyordu. Şimdi yemek saatimiz gelmişti ve dağıtıyorlardı. Yemek bulduğumuz için şükrediyorduk ama bize yapılan her şey ruhumuzu yakıyor kasıp kavuruyordu. Ben on dört yaşına girmiştim. Kimsenin umrunda değildi sonuçta kimsen yoktu bu koca dünyada. - doğum günün kutlu olsun Safir ama param yok sana pasta alamam. gülümsedim -sorun değil Aydoğan ben alışkınım ama yine de mutluyum çünkü yanımda sen varsın. Yemeklerimizi yedikten sonra uyudu Aydoğan bende dışarıdaydım. O adamda dışarda telefonla konuşuyordu. - ben onun amcasıyım ama ona yardım etmek işime gelmez bana daha çok çocuk lazım. Sinirlenmiştim. Bu adamın kalbi taştandı. Amca mı? ne demek istiyordu. O içeri girdiğinde bende koşarak Aydoğanın yanına gittim. -Benim sevdiğim adam, ruhunda güller açsın. Gülüyordu tüm olanlara rağmen. Çünkü aşk bu demekti. |
0% |