Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Karmaşa

@nilosss

Evden aceleci bir şekilde çıktım,çünkü uçağıma geç kalmıştım!Telefonumu taksi çağırmak için çıkarttım,taksi yaklaık olarak 10 dakika da gelmişti taksiciye bakıp,"Atatürk Hava Limanına"dedim taksici başını sallayarak beni onayladı hava limanına gelinceye kadar dışarıyı izlemek ile yetindim.

Taksi hava limanının önünde durunca ücretimi ödeyip taksiden indim,telefonumdan saate baktım ve saatin sabah sekiz buçuk olduğunu gördüm ve uçağım saat dokuzdaydı!Hassiktir!"diye mırıldandım,koşarak hava limanına girdim güvenlik asker olduğumu görünce selam verip,uçağımın hangi bölümde olduğunu söyledi teşekkür edip hızla uçağa yetiştim eşyalarımı yerleştirip,kendimi koltuğa attım.

Yaklaşık üç saat uyumuşum,uyandığımda uçaktaki insanların panik ile hosteslere bir şeyler soruyorum du hostesler oradan oraya koşturuyordu,gösüm bellerinde ki silahları tutup birbirleri ile fısıltılı konşan adamlara takıldı,rusça konuşuyorlardı hafif bir Türk aksağnı vardı adamlardan biri "bunlardan bir tanesi asker listeden gördüm işimize yarar yedinci koltukta oturan kızıl saçlı bir kadın"dediğini duydum hızla çantamdan silahımı çıkartıcak iken kafama dayanan bir silah ağırlı hissettim..

Öylece kala kaldım pilot ise "Ankara'ya iniş yapılıyor"dedi sesi titriyordu belliki adamlar yanındaydı zorla söyletiyorlardı,adamlaın anında terörist olduğunu anladım.Adamlardan biri bozuk Türkçesi ile bana dişlerinin arasından "Kaldır ellerini!" dedi,gülmemek için kendimi sıktım çünkü söylediği şey Türkçeden başka her şeye benziyordu.Adamın dediğini yaptım o sırada biz iniş yapmıştık adamlar herkesi teker teker uçaktan indirdi bir kamyon geldi ve ben hariç herkesi bindiler çocuklar ağlıyor,babalar güçlü kalmaya çalışıyor etrafta polisler tam bir karmaşaydı.

Adamlar en son beni kafama silah dayayıp beni uçaktan indirdiler,polislerden biri "Sivilleri ve askeri bırakın"dedi adamlar ise "Gitmemize izin verin yoksa.."kafama silahı daha fazla bastırıp "Asker ölür!" dedi.Polislere bakıp göz kırptım silahlarını indirip,beni siyah bir arabaya bindirdiler.Ellerimi plastik kelepçe takıp,kafama bir çuval geçirdiler.Sesimi çıkarmadan öylece bekledim.Araba durduğunda geldiğimzi anladım.Adamlar kendi aralarında bir şeyler konuştular ama anlamadım çünkü rusçam o kadar da iyi değil.

Kafamdan çuvalı kahverengi saçlı bir kadın çıkardı,sırtırak bana bakıyordu adamlara bakıp göz kırptı,adamlarda ona göz kırpıp beni boş bi odaya götürdüler geldiğimiz yer mağra gibi bir yerdi ama oda vardı?İşte bunu hiç anlamadım.Ellerimdeki plastik kelepçeleri adamlardan biri kesti ve el bilekerimi tavanda asılı olan iplere bağladı.

Kaç saat öylece yalnız durdum bilmiyorum,sonra ise kafamdaki çuvalı çıkartan kahverengi saçlı kadın geldi,"Hoşgeldin Alara Seçkin"dedi elindeki kimliğime bakarak."Ne istiyorsunuz?"dedim rahat bir şekilde,bana sırıtarak baktı ve yanıma geldi,ellerini çeneme getirip başımı kaldırdı,"Birazcık oyun istiyoruz portakal kafa"dedi.Çenemi elinden kurtarıp "Oynayalım o zaman bok böceği"dedim alayla.Bu dediğime sinirlenmiş olacak ki yüzüme güzel bir yumruk geçirdi.Dudağımdan akan sıcak sıvın kan olduğunu anladım.

"Beyler!İşkence malzemelerini getirin"dedi sevinç ile hiç bir şey demedim alışıktım işkence görmeye.Adamlar bazı işkence malzemeleri getirmişti adamlardan biri ellerimi çözdü ve beni bir sandalyeye oturtup iki elimi de,sandalyeye bağladı,kahvarengi saçlı kadın bana bakıp sırıttı,"Bu oyun çok eğlenceli olacak!"dedi."Tabi,tabi askerler sizi buluncada çok eğlenceli olacak"dedim alayla karnıma yediğim yumruk ile yüzümü ekşittim,kahverengi saçlı kadın,tam yüzüme yumruk atacak iken bir adam gelip "Alexander,daha sonra devam edersin biraz içmeye ne dersin?"dedi demek adı Alexander dı... Alexander denen kadın "tamam ama çok içmem ben"dedi adam onu onaylayıp ikisinde dışarı çıktı.

Hızlı bir şekilde ellerimdeki ipleri çözmeye çalıştım,ama siktiğimin adamları ipleri çok sıkı bağlamıştı.Biraz durup etrafıma baktım yerde kırık bir cam gördüm sırıtarak ayağım ile camı kendime yaklaştırmayı çalıştım,ve başardımda.Camı ayağım ile tutup kucağıma bıraktım esnek olmanın faydalarından biri de buydu.Ellime alıp hızla ipleri kesmeye başladım bir elimdeki ipleri kesmiştim,diğer elimizde iplerden kurtarıp dışarıyı kontrol ettim.

Bir bölgede adamlar yoktu sanırım içmeye adamlarda hitmişti bu da benim için bir fırsattı,koşarak mağradan kaçtım.Ormanın içine kadar koştum hava karanlıktı gökyüzünü yıldızlar ve ay süslüyordu.Bir kaç erkek sesi duyunca bir ağacın arkasına gizledim neredeyse iki buçuk saat dumadan koştum epey de yorulmuştum.Bir erkek sesi yankılandı "Kimsen çık ortaya!"dedi sanırım fark edilmiştim...

Kafamı hafifçe dışarı çıkarttım beş adet Türk askeri vardı anlamam zor olmadı çünkü üstlerinde üniforma vardı.Derin bir nefes alıp tamamen dışarı çırttım hepsi bana silah doğrultmuştu sakince "Ben Türk Askeriyim","Yüzbaşı Alara Seçkin"dedim kendimden emin bir ses ile

.Zangır zangır da titriyordum çünkü hava feaket soğuktu,"TC ki söyleyim mi?"diye sordum bir ses yankılandı "Gerek yok" dedi bunu söyleyen kumral bir askerdi diğer askerlede gözüm kaydı hepsi benden uzun iri kalıplı adamlardı.

Bu asker "Albayım işiniz bitti ise artık gidebilir miyiz?Götüm döndü da burda!"dedi bir asker bunu söyleyen askerin kafasına geçirip "Burda Yüzbaşımızda var ya gerizekalı!"dedi hele şükür beni fark etmişlerdi.

Askerlerden biri "Ben Deniz"dedi gülümseyerek bende "Alara" dedim gülümseyerek diğerleri de sırayla "Ben Mert" namı değer Asteğmen Mert"dedi gülerek,"Ben Oğuz","Ben Atalay","Ben Barış" dediler en son bana "Kimsen çık ortaya!"diyen Albay kalmıştı.Ona baktığımı fark edince "Alaz" dedi.Başımı sallamak ile yetindim.

 

 

Loading...
0%