“Hayır.”

Babam yedi dakikalık bir sessizliğin ardından bomba gibi geri dönmüştü.

“Afbuyur baba?”

Babam halıdaki gözlerini bana çevirdi.

“Hayır kızım. Siz daha birbirinizi tanımıyorsunuz bile en azından bir iki ay tanışın.”

Ben hiç bu açıdan düşünmemiştim. Bera’yla tanışalı daha ne kadar oluyordu ki? Çocukken tanışmış olmamız on yıla yakın bir süredir görüşmediğimiz gerçeğini değiştirmiyor sonuçta. Tam bu noktada babama hak verdim.

Konuşmasına kısa bir ara verdikten sonra dolu gözlerini benden kaçırdı.

“Zaten bir haftaya nişanı sığdırmaya çalışıyoruz. Ne bu böyle yangından eşya kaçırır gibi?”

Babama sarılıp kafamı göğsüne yasladım. Genzim sızlamaya başlamıştı.

“Toyluğumuza ver babacım. Bizim yaptığımız yanlışların doğrusunu anlatıp bize yol gösterdiğin için çok teşekkür ederim.”

Babam kollarını sıkı sıkı bana doladı. Tam bu sırada abim salona girdi.

“Hani bana aile kucaklaşması? Evlatlık mıyım ben?”

Burnumu çekerek kıkırdadım. Abim gelip bize sarıldığında ne zaman geldiklerini görmediğim annem ve Ece’de bize katıldı. En altta kalan babam nefes alamayacak gibi olduğunda hepimiz geri çekildik.

“Ailem beni sevgiyle boğuyor komşular yetişin!”

Babam sahte bir sitemle koltuktan kalktığında annem de peşinden gitti.

“Ne konuştunuz bakıyım? Babamın gözleri dolu doluydu.”

Yerimde dikleşip şalımı açarken konuştum.

“Bera ve ben nişanla birlikte nikahı yapsak diye düşünmüştük-“

Ben daha lafımı bitirmeden abim atladı.

“Yok öyle bir şey! Daha tanışalı ne kadar oluyor da hemen nikah istiyorsunuz?”

Gözlerimi devirip bonemi de açtım.

“Babam da öyle söyledi ve ben de babama hak verdim zaten.”

Abim sabır çekerek televizyonu açtı ve araba yarışlarını izlemeye başladı. Ben de odama geçip pijamalarımı giyinip salona geri geçtim. Ece de yanıma gelip oturdu. El beraber araba yarışı izliyorduk. Yanımda oturan Ece uyuklamaya başladığında kucaklayıp yatağına götürdüm. Uykuyla uyanıklık arasında elimi tuttu.

“Ablacım bugün benle yatsan olur mu acaba?”

Uykulu sesine tebessüm edip sessizce yanına kıvrıldım. Bana sarılıp kafasını göğsüme koydu. Beni uyku tutmadığı için telefonla uğraşıp uykum gelmeye başlayınca telefonu bırakıp uyudum.

Sabah Ece’nin yatakta zıplamasıyla uyandım.

“Abla abla abla uyan. Bera abim gelmiş.”

Bera’nın adını duyar duymaz kalktım. Hızla kendi odama geçip yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim. Üstünde ufak papatya detayları olan kolları balon kol beyaz bir elbise giyinip sarı penye bir şal örttüm. Aşağıya indiğimde babamla Bera salonda konuşuyordu.

“Selamın aleyküm”

Babamın dikkatini çekmeyi başardığımda babam bana baktı.

“Aleyküm selam kızım gel hele biz de Bera’yla nikah mevzusunu konuşuyorduk.”

Bera bana baktığında tebessümle yüzüne baktım.

“Hoşgeldin.”

Bera’da bana tebessüm ettiğinde babam genzini temizler gibi ses çıkardı.

“Artık hepimiz aynı düşüncedeyiz o zaman. Nikah resmî nikahtan bir iki hafta önce yapılacak.”

Biz babamı onaylarken annem içeriye girdi.

“Kahvaltı hazır hadi gelin bahçeye. Bera oğlum sever diye dolaptan su böreği çıkardım.”

Abim salonun kapısında hayal kırıklığıyla anneme bakıyordu.

“Bin kere istedik senden sen bana yok dedin anne. Şimdi müstakbel damat için mi çıkardın?”

Abim kalbini tutarak bahçeye geçerken ben arkasından kıkırdayarak ilerlemeye başladım. Arkadan sarılarak koltuk altından kafamı çıkardım.

“Ben sana özel yaparım.”

Gözleri anında ışıl ışıl oldu.

“Valla mı?”

Kafamı salladım.

“He valla.”

Kahvaltı masasında abim bir lokma bile börek almamıştı ama tam karşısında oturan Bera kemiklerinin kaşındığını belli etmek ister gibi afiyetle üçer beşer yemişti. Zaten bu kadar çok yemek yemesine rağmen nasıl bu kadar fit olduğuna ayriyeten şaşırma işini sonraya bıraktım. Abim kötü kötü Bera’ya bakıyordu. Kahvaltı sofrasını topladıktan sonra çalan telefonumla ayaklandım.

“Ben kızlarla çıkıyorum anne. Allah’a emanet olun.”

Babamla annemin yanaklarından öpüp abimle Bera’ya da selam verdikten sonra ayakkabılarımı giyinmek için kapıya çıktım. Kapıyı tam kapatacakken tekrar açılmasıyla olduğum yerde sendeledim. Çıkan Bera’ydı.

“Nereye gidecekseniz ben götüreyim istersen?”

İnçe düşüncesinin ardında nişan kıyafeti alacağım inçin meraklı olduğunu da anladığım için muzip bir yüz ifadesiyle elimdeki araba anahtarını yüz hizasına getirip salladım.

“Geç kaldın gülüm, babamdan anahtarları kaptım bile. Hem sana sürpriz olsun kıyafetim.”

Yüzü bariz bir şekilde düşerken onu neşelendirmek için arabaya doğru ilerlerken avuç içime öpücük koyup Bera’ya doğru üfledim. Yüzü anında gülerken öpücüğümü havada yakalayıp önce öpüp sonrasında kalbine bastırdı. Bu hareketiyle benim de yüzümdeki gülümseme sırıtmaya döndü. Arabanın yanındaki Gülce gülerek bana bakıyordu.

“Gülme deli kız!”

Gülce ağzına fermuar çeker gibi yapıp fermuarı bana uzattı. Arabaya bindiğimizde Nilay’a kapıya çıkması için mesaj attım.

“Önce aşağıki mahalleden Nilay’ı alacağız.”

Gülce hayali fermuarlı olduğundan sadece kafa salladı.

“Delisin sen.”

Fermuarı ona uzatır gibi yaptığımda hemen alır gibi yapıp konuşmaya başladı.

“Senin Bera’ya deli olduğun gibi mi?”

Ona göz devirip arabayı çalıştırdım. Nilay’ı da aldıktan sonra zaman çok hızlı geçmişti. On beşe yakın mağaza gezip sonunda tam benlik olan elbiseyi bulmuştum. Elbise zümrüt yeşili, saten, balon kol ve kuyrukluyu. Oldukça şade ama bir o kadar da göz alıcıydı. Nilay abisine dayanamayıp fotoğrafımı çekmek istese de telefonuna el koyup engelledim.

“Ya Mevoş bir tane çekiyim abime tek açımlık atarım söz valla bak.”

Tek kaşımı kaldırıp elimi uzattım.

“Alıyım ben o telefonu. Kötü yenge olmamı istemiyorsan kötü görümce olma.”

Şakayla karışık söylediklerime hepimiz dayanamayıp gülerken Nilay sırıtarak telefonunu bana uzattı.

Eve dönüş yolunda hepimiz çok yorulduğumuz için konuşmadan yolun bitmesini bekledik. Nilay’ı evine bıraktıktan sonra Gülce’yle bizim mahalleye girdik. Gülce’ye gelmesi için ısrar etsem de gelmeyip banyo edip uyumak istediğini söylediği için kıyamayıp onu rahat bıraktım. Ben de eve geçtiğimde herkes salondaydı.

“Selamın aleyküm ailem.”

Herkes sakin bir şekilde selamımı aldı. Oturmadan yorgun olduğumu söyleyip odama geçtim. Sıcak bir duş alıp pijamalarımı giyindim ve kendimi rahat yatağıma attım. Gözlerim kapanırken telefonuma gelen mesajlara bakamayacak kadar uyuşmuştum. Bir yerden sonra mesajlar durmuştu ya da ben uyuduğum için hatırlamıyordum.

Merhabalarrr yeni bölümle karşınızdayım. Okul sebebiyle bölüm atamıyorum :(

Bölümde en sevdiğiniz sahne hangi sahneydi?

Lütfen gelecek bölümler için aklınızda bir şey varsa söyleyin. Önerilere açığım.

Sağlıcakla kalın ☺️