Yeni Üyelik
1.
Bölüm

İlk Bakış

@nisa_dglr

 

İlahi bakış açısı

 

Genç kız manavdan aldığı karpuzu taşımak için çabalıyordu. Akşama gelecek olan misafirler için annesi en büyük karpuzu almasını istemişti.

“Ah anne ah! Ne olurdu abimi bekleseydik akşama?”

Genç kız kendi kendine konuşarak yolda ilerlerken arkasından genç bir adamın sesini duydu.

“İsterseniz ben taşıyayım. Belli ki size ağır geliyor.”

Genç kız arkasındaki adama bir baktı. Adam kafasını yerden kaldırmadan sormuştu bu soruyu. Genç kız bir elindeki karpuza bir kendi kollarına bir de karşısındaki oldukça heybetli adama baktı. Sonrasında oldukça kendinden emin bir sesle konuştu.

”Teklifiniz için teşekkürler ama gerek yok.”

Babası genç kızı böyle yetiştirmişti. "Kimseye muhtaç olma" demiş ve kızını dünyanın gerçekleriyle acıtmadan, öğreterek yetiştirmişti. Karpuzu tek hamlede kucakladı ve bakışları hala yerde olan adama bakıp tebessüm etti.

Genç kız tebessümünü bozmadan yoluna devam etti. Adam kızı rahatsız etmiş olduğunu düşündü ve kafasını kaldırıp genç kızın arkasından bağırdı.

“Rahatsız ettiysem affola, yalnızca yardım etmek istemiştim.”

Genç kız arkasını döndü ve adamın gözlerine baktı.

“Estağfirullah ne rahatsızlığı? Allah’a emanet olun.”

Adam rahatlamış bir şekilde yoluna devam ederken aklında nedensizce genç kızın naif sesi ve memleketini andıran yeşil gözleri vardı.

 

Meva Ahu Kuzgun

 

Elimdeki karpuzu kapının önüne koyup cebimden anahtarımı çıkarttım ve kapıyı açtım. Ayakkabılarımı ayağımdan fırlatıp karpuzu tekrardan kucaklayarak mutfağa taşıdım. Ardından odama geçip şalımı açarak saçlarımı gelişigüzel bir topuz yaptım.

“O karpuzu kesip dolaba at Ahu!”

Göz devirerek anneme cevap verdim.

“Tamam annecim üstümü değiştirip mutfağa geçiyorum şimdi.”

Evet, yemekleri güzel yaptığım için evde olduğum günlerde yemekleri ben yapıyordum. Dünden hazırlayıp evden çıkmadan önce de fırına attığım karnıyarıkları fırından çıkartıp üstüne kaşar rendeleyip sıcak fırına geri koydum. Pilav ve karnıyarık hariç diğer yemek ve mezeleri dün akşamdan hazırladığım için rahattım. Pilavı da hazırlayıp demlenmeye koyduğumda yeşil fasulye ve havuç taratoru tabaklayıp masaya koydum.

“Anne ben üstümü değiştirmeye gidiyorum.”

Odama geçtiğimde ne giyebileceğimi düşünürken yazlık krem rengi üstünde kiraz çiçekleri olan elbisemi giyinmeye ve üstüne kiraz çiçeği rengindeki penye şalımı takmaya karar verdim. Ben hazırlanıp parfümümü de sıktığımda hazırdım. Takı olarak saat ve bir iki tane yüzük taktıktan sonra kapı çaldı. Hızla alt kata indim ve kapıyı annemlerin açtığını gördüm.

Gelenlerle sırayla selamlaştıktan sonra içeriye giren kişiyle şok oldum. Bu sabah gördüğüm bana yardım teklif eden yabancı adamdı. Gözleri halıdayken selam vererek içeriye geçiyorken birden benim yanımda durdu ve bir koku almış gibi burnunu çekti. Ardından hızla kafasını kaldırdı ve göz göze geldik. Gözleri gözlerimde çok oyalanmadan tekrardan yere indi.

“Babanlar salonda Bera oğlum.”

Annem bana olan bakışını görmüş ve koruma içgüdüsü ile adının Bera olduğunu öğrendiğim adama kibarca babamların yanına gitmesini söylemişti.

Dudaklarında yarım bir gülüşle salona babam, abim ve Haldun amcanın yanına geçti. Biz de kapıda kadınlarla selamlaşıp tokalaştıktan sonra babamların yanına geçtik. Bera kafasını yerden kaldırmıyor, sadece babamın sorduğu sorulara yanıt verirken yalnızca babama bakıyordu.

Bana değmeyen bakışlarına rağmen kalbimin şu an bu kadar hızlı atıyor olması hiç normal değildi!

Loading...
0%