Dün gece Nil'in itirafından sonra uyuyakalmıştım sabah olduğunda evde kalmaya karar vermiştik çünkü dinlenmeye ihtiyacımız vardı. Yaşadığım şeyleri düşündüm hala şaka gibi geliyordu ya da rüya gibi. Yanıma birisi oturmuştu kafamı çevirip baktığımda koyu kahve gözlerle karşılaştım nedense içten içe mutlu olmuştum. Hakan bana bir soru yöneltmişti;

- Bugün ne yapmak istersin ?

+ Çok bir seçeneğimiz yok neler yapabiliriz ki?

- Bahçe yürüyüşü yapabiliriz sonra eğer seversen çiçek toplayabiliriz ne dersin ?

+ Olur yapalım.

Bir hevesle kalkıp pijamalarımı değiştirmek için kiler gibi olan yere gitmiştim ardından Ekinsu ile konuştum ve Hakan ile beraber bahçeye çıkmıştık.

Bahçe büyüktü ve ağaçlar üzerini örtüyordu neredeyse görünmüyordu dışarıdan, Hakan durdu ayaklarının dibinden mavi bir çiçek kopardı ve gözlerimin içerisine bakarak bana uzattı ve ben de seve seve kabul ettim daha sonrasında ise resmen çiçek tarlası gibi bir yere gelmiştik. Koşarak çiçeklerin içerisine dalmıştım ve gözlerim kapalı kendi etrafımda dönüyordum. Gözlerimi açtığımda Hakan bana gülerek bakıyordu ve ben de gülmeye başlamıştım, kalbim çok hızlı atıyordu nedense Hakanla birlikte olmak yaşadığımız durumun üstesinden gelmemi sağlıyordu.

Hakan yanıma gelmişti beni birden kucaklayıp döndermeye başladı ne olduğunu bile anlayamadan çığlık atıyordum çünkü çok hızlı dönderiyordu ve başım dönüyordu, bu durumuma gülmeye başladı onun kahkahasını duyduğum için ben de gülmeye başladım sonra beni yere indirmişti burada ikimizden başka kimse yoktu gözlerimin en derinlerine bakıyordu ve yüzüme doğru yaklaşmıştı ben de istemsiz gözlerimi kapattım bir buse kondurmuştu dudaklarıma ve geri çekilip bana sarılmıştı, utançtan kafamı göğsüne gömmüştüm resmen.

Ekinsu'nun Gözünden

Güneş ve Hakan yürrüyüşe çıkmışlardı evde ben, Nil ve Barış kalmıştı. Hemen etrafı toparlamaya başladım Barış da bana yardım etmişti Nil ise silahları temizliyordu. Etrafı toparlarken Barışla arada birbirimize çarpıyorduk içten içe sırıtıyordum bu halimize. Nil bizi böyle görünce suratını ekşitmişti, gördüm. Ardından hemen işini bitirdi ve ' Ben biraz dışarıya çıkıyorum hava alacağım ' diyerek evden çıkmıştı. Barış ile baş başa kalmıştık, koltuğa oturdum Barış da yanıma oturdu. Bana dönmüştü ve ' Ne yapalım ? ' demişti ben de bilmem dercesine omuz silkmiştim. Birden yerinden kalktı ve benim de elimden tutarak yerimden kaldırdı.

' Hadi akşam yemeğini beraber yapalım ' demişti alaycı bir tavırla ' Sen yemek yapmayı biliyor musun ? ' demiştim sırıtarak işaret parmağı ile burnuma hafifçe vurmuştu. Ardından mutfak bölümüne geçmiştik elimizde geçenlerde tuttuğumuz balıktan başka bir şey yoktu. Barış bir yerlerden tava bulmuştu ve balığı kızartmaya başladı ben de mutfak masasına yaslanıp Barışı izliyordum. Arkasını dönünce göz göze gelmiştik bana gülümsemişti. Daha sonra işine döndü geri ben de yorulup koltuğa oturmuştum ne ara uyuyakaldım bilmiyorum dalmışım bir ayak sesi duydum, Barıştı gözlerim ağırlaşmıştı açamıyordum ' Çok güzelsin ' deyip dudağıma bir buse kondurmuştu ama o kadar belli belirsizdi ki anlayamamıştım.

Daha sonra gitmişti hemen gözlerim açıldı. Yattığım yerden dikleştim ve olayları algılamaya çalıştım o sırada kapı açıldı ve içeriye Güneşle Hakan girdi.

Bölüm sonu.