Sabah olmuştu uyanıp üzerime çekidüzen vermiştim o esnada Murat da uyanmış ve üzerini giyinmişti. Ayağım biraz daha iyiydi fakat çok üzerine basamıyordum, son bir kez daha ayağıma krem sürmüştük ve kaybolduğum yere doğru yol almıştık. Topallayarak gittiğim için dengemi sağlayamıyordum tekrar yaralanmamam için Murat bana destek oluyordu, evin arka tarafında düz bir geçit vardı ordan çıktık ve patika yoldan ilerledik, içten içe Hakanların orda olmasını umut ediyordum. Yolda giderken çeşitli meyveler de toplamıştık ve bir yandan da sohbet ediyorduk.

- Murat senin gerçek dünyadaki işin ne yani ne iş yapıyorsun.

+ Ben arkeologum yan dal olarak da etnik diller hakkında makaleler yazıyorum hatta araştırmalarım var, alanımda yüksek lisans yapıyorum yani en son öyleydi.

- Anladım o zaman bu metinleri sen okuyabilirsin değil mi?

+ Evet bir kısmını çözmem mümkün.

Biz sohbet ederken kaybolduğum yere kuşların ininin olduğu yere gelmiştik, hızlıca bir kamp kurduk Hakan'ın gelmesinden başka çarem yoktu çünkü evin yolunu bilmiyordum. Biz ateş başında beklerken uzaktan bir grup insa silüeti göründü ayağa kalkmaya çalıştım, Murat bana yardım etti ve uzağa bakmak için iyice gözlerimi kıstım. Evet bu Hakandı ve buraya doğru koşuyordu hemen el salladım sevinçle, üzerime doğru koşarak geldi ve beni belimden kavrayıp sarıldı.

Hakan'ın Gözünden

Her yerde Güneşi arıyordum ama bir türlü bulamamıştım, artık hava kararıyordu eve dönmemiz gerekiyordu zaten diğerleri de çok bitgin düşmüştü. Evin yolunu tuttuk eve geldiğimde düşündüğüm tek şey Güneşti, herkes kendisini yatağa atmıştı ben nöbete kalmak istemiştim nasılsa uyuyamayacaktım. Sabah olur olmaz hemen hazırlanıp Güneşin kaybolduğu yere doğru yol almıştık, uzun bir yol gittikten sonra kuş inine gelmiştik bir şey dikkatimi çekmişti bir yerden duman çıkıyordu yönümü hemen oraya çevirdim dikkatlice baktım karşıda Güneş duruyordu hayattaydı, koşarak yanına gittim şükür yaşıyordu.

Güneş'in Gözünden

Bir süre kamp yerinde kalmıştık o sırada Hakanlara başıma gelen şeyleri anlatıyordum aynı zamanda Murat da kendisini tanıtmıştı ve kitaptan bahsetti, söze Barış girmişti;

- Yani sen aekeologsun ve aynı zamanda dil bilimi ile uğraşıyorsun aynı zamanda eski bir kitap buldun ve çıkış yolu bu diyorsun yanlış anlamadım değil mi ?

+ Aynen öyle yanlış anlamamışsın, bir harita çıkarmalıyız burada sizden çok kaldığım için az çok yerleri biliyorum hatta ufak bir harita oluşturdum bunun üzerinde geliştirme yapabiliriz.

Söze Hakan girerek;

- Tamam öncelikle bir eve gidelim orda konuşuruz burası güvenli değil.

Herkes onayladıktan sonra eve doğru yol almıştık ayağımın birini tam kullanamadığım için çabuk yoruluyordum Hakan bundan bıkmış olacak ki beni kucağına aldı bırakmasını söylesem de dinlememişti beni. Uzun bir yolun ardından eve gelmiştik, yarın için plan yaptık ve yeni bir harita oluşturduk sabah bizi neler bekliyordu bilmiyordum.

Bölüm sonu