@nisa_nur10
|
Hakanın önderliği ile kaldıkları eski bir eve gelmiştik. Burası kocaman iki ağacın arasında yemyeşil bitkilerle duvarları kaplanmış bir evdi. Nil kapıyı açtı önce Ekinsu girdi içeriye daha sonra ben girdim. Kapıdan içeri adım atar atmaz burnuma çim kokusu gelmişti hemen ardımdan içeri Hakan girdi ve kapıyı sıkıca kapattı. Hakan bana dönerek ‘ Otursanıza ‘ dedi hemen boş bulduğum sandalyeye oturdum yanıma da Ekinsu oturmuştu. Hakan konuşmaya başladı;
- Buraya nasıl geldiyseniz biz de aynı şekilde geldik ve bir çıkış yolu bulamadık. Henüz! Öncelikle bilmeniz gereken birkaç şey var, birincisi gördüğünüz o dev tavşanlar gözleri keskin lakin kulakları sağırdır bunlara dikkat edin ikincisi eğer bizimle kalacaksanız benim kurallarıma uymak zorundasınız. Hakanın bu sözlerine karşın Nil lafa atladı; + Ne demek bizimle kalacaklar! Herkes başının çaresine baksın besleyecek iki kişiye daha yer yok. Sinirle yerimden kalkmıştım; - Ne demek yok , biz nasıl hayatta kalacağız hiçbir şey bilmiyoruz. O sırada araya Hakan girdi; + Nil hayatta kalamazlar, ayrıca ne kadar çok insan o kadar iyi, yiyecek bir şeyler temin ederiz o kadar da problem olmaz. Nil surat asarak silahını temizlemeye başladı, Ekinsu çok sessizdi sanki bazı şeyleri kavramaya çalışıyor gibi. Ekinsu ile yan yana ateşin başında oturuyorduk Nil de yanımıza geldi gönüllü gönülsüz elindeki içecekleri bize uzattı ve ‘ Afiyet olsun ‘ diyerek yerine oturdu geri. Hakan’a dönerek - Peki şimdi ne yapacağız plan ne? + Sabah olduğu zaman öncelikle yiyecek bir şeyler toplamamız lazım sonrasında ise başka insanlar da var mı bir kontrol edelim. Sadece başımı sallamakla yetinmiştim çok fazla uykum vardı Hakan anlamış olacak ki kafasıyla odanın bir köşesini işaret ederek ‘ isterseniz orada uyuyabilirsiniz’ demişti. Ekinsu’yla ayağa kalktık Nil bize giyecek birkaç parça bir şey vermişti nerden buldu bilmiyorum ama temiz de kokuyordu. Hakan arkasını dönerek giyinmemize izin vermişti ardından hemen Ekinsu ile yatağa geçmiştik ve hemen uykuya dalmıştım. Hakan’ın Gözünden
Bugün bu iki kızı şans eseri bulmuştuk ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Uyuyan Güneş’i incelemeye başladım istemsiz bir şekilde. Sarıya çalan kumral renginde saçları vardı ve koyu kahve gözleri uzun boyunu bembeyaz teni örtüyordu iri dudakları hafif çekik gözleri vardı. Durdum ‘ Ne düşünüyorum saçma sapan’ dedim kendi kendime ortamın ambiyansından olsa gerek. Kafamı Nile çevirdim ve ‘ Bu gece uyu ben nöbete kalırım ‘ dedim benim bunu dememi bekliyormuş gibi Nil hemen uyudu. Ben de elime uzun namlulu bir silah alarak beklemeye başladım ara ara ateşe odun atıyordum zaten burda odundan çok ne vardı ki. Gecenin ilerleyen saatlerinde Güneş uyanmıştı inceden inceye beni süzüyordu farkındaydım ama belli etmedim utanmasın diye.
Güneş’in Gözünden
Bir türlü uyuyamamıştım aklıma annem gelmişti acaba benim olmadığımı gördüğünde ne tepki vermişti, kesin çok korkmuştur ortalığı ayağa kaldırmıştır. Yataktan Kalkıp Hakan’ın yanına geçmiştim onu inceliyordum. Uzun boyu vardı biraz yapılıydı ve simsiyah saçları vardı yakışıklı bir adamdı, düşüncelerimden utanarak gözlerimi kapattım birden dışarıdan bir ses geldi sanki koşma sesi gibiydi korkulu gözlerle Hakan’a baktım o da silahın tetiğini çekmiş olayı anlamaya çalışıyordu beni arkasına alarak kapıya hafifçe ilerledi ve gördüklerim karşısında şok olmuştum.
Bölüm sonu. |
0% |