Gördüklerim karşısında hayrete düşmüştüm. Karşımızda bir adam yatıyordu ve sanırım yara almıştı karanlıkta çok ayırt edemiyordum, bakışlarımı hemen Hakan'a çevirdim o da şaşırmıştı. Hakan birden adamı omuzlayıp içeriye aldı ben de hemen ardından kapıyı kapattım o esnada Nil ve Ekinsu uyanmıştı. Nil'in suratı beş karıştı aramıza bir kişi daha eklendiği için Hakan Nil'e bakıp konuşmaya başladı;

- Nil hemen sargı bezi ve alkol getir kolundan yara almış temizlememiz gerekiyor.

+ Tamam getiriyorum

Nil söylene söylene küçük kiler gibi bir yere girdi ve Hakan'ın istediklerini getirdi o esnada yabancı adam gözlerini aralamıştı, Hakan koluna önce alkol döktü ardından temizlenen kolunu sardı adam acıdan sessizce iniltili bir ses çıkarmıştı.

Ekinsu'nun Gözünden

Güneş ile beraber yatağa girmiştik o kadar şaşkındım ki bulunduğumuz durumdan gözlerim kapalıydı lakin uyuyamıyordum. Güneş'in bir süre sonra yataktan kalktığını hissettim ama gözlerimi açmadım düşünmeye ve olanları sindirmeye ihtiyacım vardı. Aradan bir süre geçtikten sonra bi patırdı geldi hemen yerimden kalktım yattığım kanepenin kol kısmı kapıya doğru dönük olduğu için hemen kafamı oraya çevirdim Güneş ve Hakan çoktan kapıya gitmişlerdi. Bir süre birbirlerine baktıktan sonra Hakan kapıyı açtı Nil hemen eline silahını alarak ateş etme pozisyonuna geçti ben ise ne yapacağımı bilemeyerek yastığı göğüsüme siper etmiştim.

Hakan içeriye yarı baygın bir adam taşıdı uzun boyu vardı yapılıydı da bu yüzden Hakan taşırken zorlandı biraz şömine ateşi sarı saçlarına vuruyordu adeta gözlerimle adamı tarıyordum daha sonrasında Nil Hakan'a bir şeyler verdi Hakan da adamın koluna bişeyler döktü ve sardı. Sonrasında adam gözlerini açtı ve kendine gelmişti anlık gözlerimiz buluştu hemen bakışlarımı yanındaki şömineye çevirdim.

Hakan yaralı adama ismini ve nasıl geldiğini sordu.

Barış'ın Gözünden

O devasa yaratıklardan kaçıyordum daha buraya nasıl geldiğimi idrak edemeden üzerime doğru dev tavşanlar koşmaya başladı can havliyle kaçarken kolumu kalın bir ağacın kırılmış bir dalı kesti o kadar çok koşmuştum ki artık yorgunluktan başka bir şey hissetmiyordum.

Ağaçların arasında belli belirsiz bir ev görmüştüm oraya doğru koşmaya başladım tam kapıyı tıklayacağım esnada yere yığılmıştım gözlerim kapalıydı, kapı açıldı ve bir erkek beni omuzlayıp içeri taşıdı o kadar yorgundum ki gözlerimi bile açamıyordum. Daha sonrasında kolumu tedavi etmişlerdi ben de enerjimi toplayıp gözlerimi açmıştım kafamı çevirdiğimde bir çift ela göz gördüm o da bana bakıyor olacak ki gözlerimiz buluştu ve hemen kafasını çevirdi ben de bu insanlara güvenerek olduğum yerde uykuya dalmıştım.

Bölüm sonu.