@nisa_nur10
|
Barış uyanmıştı yarası çok ağır değildi zaten güneş de doğmak üzereydi. Hakan plan yapmıştı, bugün dışarıda keşif yapacaktık. Herkeste silah vardı hayatımda ilk defa elime silah almıştım ellerim titriyordu Hakan bana baktı ve şöyle söyledi; - Güneş iyi misin? iyi değilsen silahı bırakabilirsin ben seni savunurum. + Hayır iyiyim sadece hayatımda hiç silah kullanmadım edinşeliyim o yüzden. Hakan bana bakıp başını sallamıştı ardından Barışa yöneldi ve bandajını değiştirmesine yardım etti daha sonrasında evden ayrılıp patika yola girmiştik, çeşit çeşit meyveler ve bitkiler vardı gerçek dünyadakinin aksine renkleri daha canlı ve boyutu daha büyüktü tam elimi bir tanesine uzatacakken elimin üstüne kaba bir el kapandı Hakan'ın eliydi ve sıcacıktı. - Eğer buna dokunursan ya da yersen zehirlenirsin sen sadece benim verdiklerimi ye. Başımı onaylarcasına salladım kalbim küt küt atıyordu çünkü hala elini çekmemişti ve bana bakıyordu gözlerimi ona doğru çevirdim gözlerimiz buluşunca elimi hızla bıraktı ve yol boyunca sessizce Hakan'ı takip ettim. Ekinsu'nun Gözünden Silahlarımızı kuşanacağımız esnada Barış'ı gördüm sargısını açmaya çalışıyordu hemen yanına gittim ve elimi uzattım sargıya, Barış bana baktı gözleri sıcacık bir kahveydi hemen gözlerimi gözlerinden çektim ve bandajına odaklandım. Önce bandajı çıkardım ardından alkolle temizledim daha sonrasında Hakan bize doğru geldi ve yeni bandaj verip gitti ben de hemen sardım ardından Barış elime dokunarak ' Teşekkür ederim ' dedi ben de sadece kafa sallayabilmiştim nedensizce utanmıştım, o sırada Nil'in bize baktığını fark ettim ve hemen eski yerime gidip üstümü hazırlamaya devam ettim. Nil'in Gözünden Dün gece aramıza bir kişi daha katılmıştı aman ne harika! Bugün ev için bir şeyler toplamaya mağaraya gidecektik çünkü en çok orada yenecek meyve ve sebzeler vardı. Gözüm Ekinsu'ya takıldı Barış'a bir şeyler yapıyordu daha yakından bakmak için gittiğimde sargısını değiştiriyordu nedense kıskanmıştım içten içe, ben dik dik bakmaya devam ettiğim için Ekinsu rahatsız olmuş olacak ki hemen oradan uzaklaştı ve amacıma ulaşmıştım. Hemen Barışın yanına gittim ve ihtiyaç halinde beni çağırabileceği malzemelerin yerini benim bildiğimi söyledim benimle konuşsun iletişim kursun istiyordum daha sonrasında yanından ayrıldım ve hazırlanmaya başladım artık evden dışarı çıkmıştık her şey başımıza gelebilirdi. Güneş'in Gözünden Hakan ile beraber yürüyorduk adeta dip dibe mağara gibi bir yerin yanına gelmiştik ve Hakan bizi uyardı; - İçeride dev tavşanlar ya da yarasalar olabilir dikkatli olun eğer tavşan görürseniz hemen saklanın ve eğer yarasa görürseniz çıt sesi dahi çıkarmayın yarasalar kördür ancak duyuları çok gelişmiştir. Herkes oanylarcasına kafasını salladıktan sonra dikkatli bir şekilde mağaraya girmiştik. O kadar büyüleyiciydi ki sanki başka bir evrene açılıyordu, kocaman parlak kristaller uzun uzun sarkıtlar ve kıpkırmızı çiçekler vardı adeta gerçek dışıydı. Önümüzde bir mantar vardı gerçek hayattakinden biraz büyüktü Hakan kulağıma doğru eyilip ' Bunlar zehirsiz istersen sen topla ' demişti, kulağıma eyilip konuşunca tüylerim diken diken olmuştu amadediğini yapıtım ve mantarları topladım. Elim dolunca tişörtümü sepet gibi kullanma kararı aldım ve içerisine koydum tam bir tane daha alıyordum ki bir ses duydum sanki hayvan çığlığı gibiydi hemen Hakan'a çevirdim kafamı bize sus işareti yapıyordu. Kimseden ses çıkmıyordu mağarayı yarasalar sarmıştı sessizce gitmelerini bekliyorduk, kollarım uyuşmuş olacak ki elimdeki mantar yere adeta taş gibi düşmüştü yarasalar bana doğru uçmaya başladı ne yapacağımı bilmiyordum şoktan donmuştum sadece gözlerimi kapatıp ölmeyi bekliyordum.
Bölüm sonu. |
0% |