@nisa_nur10
|
Yerdeki kayalar birden hareketlendi ve ayağa kalkmıştı, bunlar bir canlıydı dışı sert kayalardan oluşan yedi metre uzunluğunda devlere benziyorlardı. Kimse kıpırdamıyordu henüz fark edilmemiştik, göz yordamı ile etrafa bakıyordum ve ağaçların arasında bir patika gördüm ve hemen Hakan'a gizliden gösterdim. Hakan da onaylamış olacak ki o tarafa doğru gidiyordu biz de arkasından dikkatli ve sessizce takip ediyorduk. Devlerin gözleri yoktu bunu fark etmiştim fakat dala konan kuşun kanat sesini bile duyuyorlardı. Hemen mağara gibi bir yere girmiştik devlerden biraz uzak ve kuytu bir yerdi, Hakan sessizce planı anlattı o kadar sessizdi ki duymak için dibine girmiştim. - Şimdi planımız bu mağaranın çıkışına ulaşmak böylelikle devlerin etrafından sessiz ve güvenli bir şekilde dolanmış olacağız anlaşıldı mı? Hepimiz kafa sallamıştık ve yine tek sıra halinde gidiyorduk. En önde Hakan arkasında ben benim arkamda Ekinsu onun arkasında Barış ve en son Nil. Minik adımlarla ilerliyorduk adeta Hakan elimi tutuyordu kendimi daha güvenli hissediyordum, yol boyu elimi tutmuştu artık tünelin sonuna yaklaşıyorduk çünkü ışık daha yoğun geliyordu. Tünelden çıktığımız zaman devler arkamızda kalmıştı ve biz yola devam etmiştik.Karrşımızda bir şelale vardı ve içerisinde bir sürü balık, etraftan bulduğumuz sağlam dalların ucunu sivriltip ok gibi yapmıştık Hakan ve Barış paçaları sıvayıp suya dalmışlardı biz kızlar olarak da etraftan çalı ve yemiş toplamaya koyulduk. Nil biraz ormanın derinlerine gitmişti sesimi çok yükseltmeden ' Nil çok uzağa gitme ' demiştim bana dönüp tamam işateri yapmıştı nedense Nil o gün bahçede bana anlattıklarından sonra daha ılımlı yaklaşıyordu. Nil biraz daha uzaklaşır uzaklaşmaz Ekinsu durdu ve bana döndü. - Güneş sana bir şey söyleyeceğim ama bana kızma tamam mı, biliyorum hiç sırası ve yeri değil ama elimde olan bir şey değil. Meraklı gözlerle Ekinsu'ya bakmıştım ve şöyle söyledim; + Hayırdır Ekinsu, n'oldu? - Ben galiba Barıştan hoşlanıyorum. Biliyorum yaşadığımız durum olağan dışı ama içimdeki heyecana engel olamıyorum. Hayretle gözlerim açılmıştı, sevinmiştim aslında eski sevgilisini sonunda unutabilmişti. Evet içinde bulunduğumuz durum garip ama böyle işler duruma bakmıyordu zaten. + Sen nasıl yani, Ne zamandan beri var? - Bilmiyorum Güneş çok ani oldu nasıl olduğunu ben de anlamadım, bana karşı ilgili davranıyor gibi. + Tamam o zaman biraz gözlem yapalım daha sonra yine konuşuruz hem Nil geliyor sus. Biz biraz çalı biraz da meyve toplayarak erkeklerin olduğu yere geçmiştik, elimizdekileri yere bırakıp ateş için yer hazırladık. Hakan ve Barış da beş tane balık tutmuşlardı bir güzel temizleyip şiş gibi dallara geçirmişlerdi. Hakan ateşi yakmaya çalışıyordu hava da biraz kararmaya başlamıştı. Nil'in Gözünden Mağaradan çıkıp yürümeye devam ediyorduk ve yakınlarda bir şelale görmüştük. Görev dağılımı yapmıştık ve herkes işe koyuldu, kızlar olarak dal ve yemiş toplayacaktık ben ormanın biraz daha içlerine girip daha çok dal toplamak istiyordum, ormana doğru yürüdüğüm esnada Güneş ' Nil çok uzağa gitme ' demişti ben de onaylarcasına elimle tamam işareti yapmıştım. Bir sürü dal toplamıştım tam geri dönüyordum ki Ekinsu ve Güneş sessizce bir şeyler konuşuyorlardı bölmemek adına tam geçip gidecektim ki Ekinsu Barıştan hoşlandığını söylemişti. Sanki kalbime bıçak saplanmış gibi acımıştı. Duyduğumu anlamamsı için geldiğim yolu tekrar gittim ve sanki yeni dönüyormuş gibi yaptım.
Bölüm sonu. |
0% |