Yeni Üyelik
7.
Bölüm

An Teklife Seri Cevap

@nisa_oget

7. Bölüm: "Ani Teklife, Seri Cevap"

 

Heyecanı tam anlamında yaşıyorlardı ikisinin de kalpleri duracak gibiydi. Sessiz geçmişti yolculuk Metehan bir ara konuşmak istese de asla kelimeleri bir araya getirmemişti işte teröristlere korku salan komutan burada türk kızı ile konuşurken terliyordu.

 

Amine de ne demesş gerektiğini bilmediği için konuşmamıştı ortam fazlasıyla gerilmişti neden böyle olmuştu ki. Yol akıyor ikisi de sadece yola bakıyordu. Bu sessizlik fazla sürmedi Amine konuşmak için ona doğru dönerken "Çok yakışmış ama favorim kamuflaj." Hafifce kıkırdadı Metehan "Kesinlikle benim tercihim de o." Dedi

 

"Teklifimi kabul ettiğin için teşekkürler." Dedi yola bakarken "Önemli değil. İstediğim için geldim."

 

"Bu arada sende fazla güzel olmuşsun." Bunu bir an duyunca şaşıdı beklemiyordu. "Teşekkür ederim." Dedi aralarında konuşma bu kadardı sonrasında da zaten restorata gelmişlerdi.

 

Bu sefer Metehan'ın kapısını açmasına fırsat vermeden inmişti Amine. Metehan arbayı güzelce park ettiten sonra hemen Amine'nin yanına gitti ve beraber mekana griş yaptılar çok dolu değildi tenha ve güzel bir yerdi.

 

Bu mekanı ona Ekin tavsiye etmişti. Metehan nereden bilsin böyle mekanları. Masalarına oturduktan sonra garson geldi ve menüleri verdi. Siparişler verildi eskisinden daha iyilerdi muhabbetleri.

 

Yemekler gelince daha da koyulaştı muhabbetleri "Tunahan işte ya öyle olmuştu bu arada kusura bakma o cevaplarım için." Amine hatırladı Tunahan'ın gelmeyip kaza geçirdiği günü "Önemli değil ama o an şaşırdım." Dedi "Aklıma geldikçe gülüyorum valla." Amine de gülümsemişti "Neden asker olmayı seçtin? Zor değil mi?" dedi riskli soruyu sorarak "Babam da askerdi." Amine duraksadı biliyordu babasının şehit olduğunu ve buna rağmen asker olması onun garibine gelmişti açıkcası.

 

"O haberin geldiği gün söz verdim ben kendime babamın intikamını alacağım diye aldım da sayılır." dedi sessizce ama kimbilir içinde ne fırtınalar kopuyordu. "Başın sağ olsun zor bir durum aşammışsın. " bir an da gözlerinin tam içine baktı Amine'nin "Sence annem beni bu kadar neden evlendirmek istiyor ya da neden ben buna rağmen evlenmedim." Dedi Amine yutlkundu korkuğu içindi "Şehit olabileceğin ihtimali olduğu için mi?" başını salladı "Evet ama ilk karşılaşmamızdan sonra seni unutamadım böyle karşılaşacağımızı da bilmiyordum ama iyiki de karşılaşmışız."

 

Sustu Amine evet kendisi de unutamamıştı "O korkuya gözlerini kapattığın halin gitmiyor aklımdan rüyamda kabus görürdüm genelde seni görmeye bile başladım artık." Amine bu itiraflar karşısında "Bende unutamadım hep aklımdasın beni kurtardığın için olduğunu düşünüyordum.", "Başta emin ol bende o yüzden zannediyordum, meğerse öyle değilmiş."

 

"Nasılmış ki?" dedi safça Amine "Amine galiba ben aşık oluyorum ama olmamam da gerekiyor. nasıl olacak bilmiyorum."

 

"O sebepten ötürü değil mi?" dedi yine başını sallamakla yetindi "İyi düşünmen lazım sakın aklından askerliği bırakabileceğimi düşünme ben bırakmam, bırakamam. Aklından çıkarma bi gün şehit olabilirim. Bu yüzden hiç bir kızla görüşmedim, sevmedim. Arkamda yetim çocuklar bırakmak, bir kadın bırakmak istemiyorum." Dediğinde sustu peki ya bunlar sevginin aşamayacağı şeyler miydi?

 

O sırada bir kadın yaklaşır masaya ikisinin de tanımadığı bu kız kimdi acaba?

 

"Şey merhabalar rahatsız ediyorum ama yan masamda oturan adam beni rahatsız ediyor garsona söylememe rağmen müdahale de bulunmadı. Bana yardımcı olur musunuz?" askerliğin vermiş olduğu temkinlilikle "Hangi adam hanımefendi?" diye sorar saygı içinde, kadn yavaşça arkasını döner ve "Şu siyah takım elbiseli olan yaşlı adam." Dedi Metehan sanki başka bir yere bakıyormuş gibi adama baktı en az 40 yaşında olan adam hala kadına bakıyordu. "Ne yapıcaksın Metehan?" dye sordu o an Amine "Siz durun ben konuşup geleyim, anlarım onun dilinden." Deyip kalktı.

 

"Abin diye düşünmüştüm sevgilin mi?" dedi kadın Amine bu soru karşısında şaşırmıştı "öyle de denebilir ortada tam belli bir şey yok." dedi doğruyu söyleyerek "Hm dateye çıkmışsınız yani." Dedi Amine süzerken "Bu arada tanışmadık ben Gizem." Dedi ve samimiyetsizce sırıttı "Amine bende." Dedi aynı şekilde karşılık vererek.

 

Metehan bu sırada adamla ve garsonla konuşmuş şekilde gelmişti kadına daha farklı bakıyordu çünkü kadın garsona adamın rahatsız ettiğini söylememiş üstelik adamla konuştuğunda ise adama bu gece sendeyim ama gece boyu bana bak demiş.

 

"Sorununuzu hallettim." Dedi yine de saygılı konuşarak ama itici bakarak "Ah teşekkür ederim Metehan'cım sen de olmasan ne yapardım." Dedi Metehan'a flörtöz şekilde bakarak "Garsona söyleyebilirdiniz yada öncesinde adama bana bak demeseydiniz." Dedi Amine'nin de doğruları duyması için "Yakaladın beni seninle tanışmak için yaptım canım ama onun kardeşin olduğunu düşünmmüştüm. Olsun yine de isteren." Deyip telefon numarasını peçeteye yazdı ve mora yakın rujuyla öptü "Her zaman arayabilirsin."

 

"Gerek yok zaten sevgilim burada." Dedi Amine'ye karşı Amine içinden 'Ben ne alaka, biz ne zaman sevgili olduk' diye geçirirken "Olsun belki sıkılırsın ki galiba çabuk sıkılacaksın ararsın her zaman." Dedi gıcıklıkla

 

Metehan verdiği peçeteyi yırtarken "Sessizce git huzurumuzu da bozma." Dedi karşısında kadın olduğu için bu kadar dayanmıştı zaten, bir şey demeden giderken bir daha görüşeceğini elbet biliyordu.

 

Oturdular ikisi de geri yerlerine Amine çantasını alıp kalkarken "Artk eve gitsem iyi olur." Dedi moralsizce tabi ki ne kadar Metehan sevgilim demiş olsa da kızın laubali hallerinden de morali bozukmuştu haklı olarak.

 

"Moralin bozuldu seninde ama boşver, kal." Dedi "Onu tanıyor muydun?" Metehan kafasını salladı "Hayır tabiki de tanımıyoum. Gereksiz biri için moralini ve gecemizi bozma." Amine, Metehan'ın gözlerine baktı "Kalsam bile moralim bozuk olacak, gerçekten yanında kardeşin gibi mi duruyorum?"

 

"Hayır tabiki Amine, bak şey diyeceğim otur bir." Amine sessizce oturduktan sonra "Evlenelim biz hadi olur mu?" dedi pat diye Amine şaşırırken "Az önce konuştuk ya. Düşünecektik." Metehan ceketinin cebinden yüzük kutusu çıkarıp "Evlen benimle evet ya da hayır." Dedi sadece Amine şaşkındı öylece bakakaldı "Hadisene kızım cevap versene." Amin gülerek "Anneme sormam gerekiyor ama evet la evlenelim." Dedi Metehan yüzüğü kutusundan çıkarıp Amine'nin parmağına taktı "Aşırı hızlı olmadı mı? Yani benim kalbim buna dayanmaz da." Metehan gülüp "Benim için de hızlı oldu direk yüzüğü çıkarıp takacağımı düşünmedim."

 

"Hemen evlenmeyelim yani evlenelim de hızlı olmasın anlatabiliyor muyum?" Metehan gülerek "Anladım tamam." Dedi Beraber bir yola girmişlerdi ama o yol onları nasıl bir yere götürecekti bilinmiyordu. Bilinmeyen bir yolda yan yana, dipdibeydiler.

 

Hayat onlara bir yol çizecek onlar da o yoldan gideceklerdi beraber. Bu birliktelik ne zaman bter bilinmez ama kesinlikle beraber olunan zamanlar güzel anılar biriktirecek ve sadece anı olarak kalacaktı.

 

Onların kaderi bugün yazılmıştı. Metehan yüzüğü uzattığında Amine 'evet' dediğinde ve bu kadere bizi de davet ettiler. Kimi zaman ağlayacak kimi zaman gülecegiz onların hayatına, onların penceresinden de bakmayı öğreneceğiz.

 

Bu hikayede empatiyi öğreneceğiz neden öyle karalar aldığınıi nasıl yaşadıkları, yaşarken ki sorunlarının yanında saf sevgiyi, merhameti, anne olmak için duğurmak gerekmediğini, aile olmak için kan bağı olmaması gerektiğini öğreneceğiz.

 

Onların hikayesi başlıyor sen hazır mısın? Ağlamarken gülmeye, gülerken sinir krizi geçirmeye...

 

...

 

"Ne zaman öğrenecek Hamide?" dedi Harun eşine "öğrenmesin Harun bak nasıl mutlu zaten yakında da evlenecek." Dedi perişan bir şekilde "Ben sana 18 yaşına girdiğinde söyleyelim dedim daha küçük dedin doğru karar veremez dedin hep ilerlettin."

 

"Bizden gider diye korktum Harun biliyorsun. Yakında anlar zaten o anlamasa da Metehan zeki çocuk anlar."

 

"Hem hayatımıı güzelleştirdi varlığıyla evimiz daha yaşanır hale geldi. İşten hep geldiğinde onun yanına giderdin hep. Hep ama hep Harun biz yeni bir hayat verdi gülümsemeyi öğretti bize yanlış mıyım?" dediğinde gözünden bir damla yaş düştü. Harun sevdiği kadının yanına geldi başını omzuna aldı "Hepsi benim suçum." Dedi hıçkırıklarını tutmaya çalışırken "Hiç bir şey senin suçun değildi sevgilim. Ben hep seni sevdim ve hala san deli gibi aşığım. Kendini suçlama bozuşuruz ona göre bak."

 

...

 

Bir kadın kocasının omzunda ağlarken diğer kadın olmayışına ağlıyordu o kadın Ceylan'dı. Kocasını yıllar önce kaybetmiş iki çocuğuna hem analık hem de babalık etmiş aynı zamanda da asla babalarını unutmasına izin vermemişti. Şehit eşiydi o herkes yıkılırdı ama onun yıkılmaması gerekiyordu. Oğlu onu dinlemeyip asker olan dağ gibi oğlu. Ya onu da kaybederse o zaman ne yapardı. Nasıl yaşardı yad aartık dayanabilir miydi?

 

Mert'ini unutturmaması lazımdı kimse onşar uyurken onları koruyan evlatlarından ayrı kalan askerleri unutmamalıydı. Aklına bir fikir geldi kimsenin eşini unutmaması istemiyordu. Harekete geçti. Birkaç kişiye ulaştı gerekli şeyleri hazırladı ve yarın gidecekti.

 

...

 

 

 

Loading...
0%