@nisa_oget
|
O kavga meşhur kavgalardanmış yaralanan da olunca Metehan da koşmuş yardıma. Eve gitti Metehan annesinin yanına.
Metehan komutanı ile konuşuktan sonra komutanı ona 2 gün daha izin yazmıştı nedensizce genelde hiç izinlerini kullanmazdı.
Akşam olmasına az kalmıştı ve daha misafirler gelmemişti nedense bugün olaylardan, yani onu görmesi biraz fazla garibine gitti acaba o da onu tanımış mıydı sanki kendisini tanımaya ihtiyaci varmış gibi. Dinlenmek için duşa girdi buz gibi bir su bedenini titretti çıktı ve giyindi yatağına girdi uykuya ihtiyacı vardı sanki...
Metehan uyandığında saat akşam 7'ye geliyor. Üzerini düzgünce giyindikten sonra şağıya indi. Mutfakta bir sürü yemek kokusu birbirlerine karışmıştı. "Biri mi gelecek?" dedi tencerelerin kapaklarını açıp mis gibi kokuyu içine çekerken "Arkadaşım gelecek ya Metehan" dedi annesi oğluna "Haa evet ailesiyle gelecekti ben gideyim o zaman." Derken annesinin kızgın bakışlarınıa maruz kaldı "Ne demek ben gideyim ailecek tanışmak için geliyorlar." Metehan annesine bir şey demezken Sevda gelir "Saat kaçta gelecekler? Anne" de ocaktaki son yemeği karıştıan annesine "Yarım saate gelecekler kızım noldu çok mu sevdin ablayı." O sırada da Ceylan teker teker yemekleri kontrol etti masayı kontrol etti derken Metehan "Telaş yapma anne gayet güzel olmuş her şey." Derken Pelin "Abi uzun zamandır görüşememişler annem birazcık haklı aslında" derken gidn Sevda tekrardan gelmişti yanında babasıyla beraber "Abi sen ne zaman gideceksin?" diye sordu Tunahan abisine "Benim burada durmamı istemiyor musun? Sen", "Hayır genelde çok az dururdun a o yüzden." Derkne bi an Tunahan'ın yüzü düşer Metehan kardeşine sarılınca "1 hafta ama görev çıkarsa giderim." tam o sırada Sevda "amcaaa" diye babasından amcasına sarıldı uykulu olduğu için amcasını görmemişti "Kuzum" diye sarılırken yeğenine "Amca sen hiç evlenme tamam mı?" der bir anda Sevda ve annesi ve babası güler "Neden kuzum?" der Metahan "Bizi ayırmasınlar sen hep benimle oyun oyna tamam mı?", "Ah sevdam sonra amcanın aklını da bulandırıyorsun." dedi Ceylan "Bak evlenmemi istemeyen biri." Dedi o sırada Metehan "Kesinlikle senin sözünü dinleyeceğim güzelim." Deyip yeğeninin yanalarından öper "Babanne annemle babam evlenirken niye beni sana bıraktılar?"der bu sefer de Sevda "Kuzum sen o zaman yoktun?" de annesi ve "Ay şimdi gelecekler hadi çene yapmayın." Ceylan'ın uyarısı ile herkes bir işe koşarken Sevda ve amcası da oyun oynuyordu.
Dakikalar geçerken herşey hazırdı ve Amine'nin ailesi de gelmek üzereydi Metehan odasına çıkıp üzerini değiştirdikten sonra zil çalmış. Sevda kapıya koşmuştu Tunahan da arkasından kapı açıldı selamlaşıldı ve içeri davet edildi Sevda Amine'nin elinden tutup oyuncaklarının yanına götürürken Metehan da odasından çıkıp gelmişt.
Amine'ni sırtından görmüştü çünkü yüzü dönük değildi. Hamide kızına seslendi. "Kızım gelsene tanış önce." Amine, Sevda'nın yanından kalktı annesinin yanına giderken Pelin de "Benim kızla baya iyi anlaştılar." Der o sırada Amine Metehan'ı, Metehan da Amine'yi görmüştü. Sanki karşılaşmamış gibi Ceylan'ın elini öptü ve Metehan'a da 'merhaba' dedi Metehan da aynı şekilde karşılık verdi ortam aşırı derecede gerginlik kokuyor anlamışlar ama neden kaynaklandığını anlamamışlardı.
"Ayakta kalmayalım hadi oturalım." diye dağıttı dikkaleri ceylan annesi Amine'ye kısa bir bakış attı bu 'sende yardım et' demek oluyordu.
Pelin'in arkasından giden amine mutfağa girince derin bir nefes aldı bunu pelin farketti. O sırada da mutfakta nefes nefese kalan Amine vardı hala şaşkınlığı gitmemişti "Amine sen iyi değilsin?" dedi bunu fark eden Pelin "Değilim!" dedi doğruyu söyleyerek Amine "Noldu kız?" dedi elindeki işi bırakıp Amine'ye odaklandı "Hani biraz bahsetmiştim ya kaçırılma olayı oldu felan diye" dedi ve derin bir nefes aldı.
Hamide'nin aklına hediyesi gelmiş cantasından çıkararak "Ceylancım bu senin." diye uzattı Ceylan'a "Ne gerek var dı ki?" "Vardı açarsan anlarsın." ceylan paketi açınca bunun fotoğraf albümü olduğunu gördü "Ayy inanmıyorum gerçekten mi?" dedi sevinçle "Evet!" ddi Hamide de "Tüm gün bununla uğraştı bana da ne olduğunu söylemedi?" dedi sitem yaparak Harun "Evet lise yıllarındaki bir fotoğraf albümümüz birbirimize söz vermiştik evlendiğimizde ilk kimin evine giderse götürecekti." Deyip kalkkıp Hamide'ye sarıldı bu sarılmaya Hamide'de de sessiz kalmadı "Bende seni bulunca ilk bunu buldum evden ,eskimişti bende yeniledim."
Sevda ile oynayan Metehan Sevda su isteyince Sevda ile mutfağa gider tam kapıdan girecekken içerideki konuşmaya şahit olur "Beni kurtaran abin" dedi tek çırpıda söyledi "Şu yakışıkllı dediğin komutan mı?" Amine kafa sallar "Evet" aralarında böyle bir konuşma geçti ama yakışıklı dememişti ama yani yakışıklıydı zaten "Yakışıklı demedim ben" diye ekledi "Ne dedin ki?", "Kamuflaj çok yakışmış dedim." Dedi Amine onlaı dinleyeni bilmeden "Yani abim yakışıklı değil?" diye sürdürürken "Pelinnn!", "Tamam tatlım bir şey demedim ayrıca aşırı stres yapıyorsun anlaşılıyor. Biraz sakinleş" Amine cevap vermediği Metehan geldi "Sevda su istedi de" Pelinin eli dolu olduğu için Amine bardağa su koyup Metehan'a uzatır suyu alan Metehan da mutfaktan çıkar o çıktığı anda Pelin gülme krizine girer "Allah'ım nasıl bir tip o nefes bile almıyorsun yanında" o sırada sofra hazır olduğu için masaya geçerler "Haydi yemek ve sofra hazır' dedi Pelin ve "Sevda annecim gel bakalım kucağıma", "Ben amine ablanın kucagına oturacağım.", " Benim için sorun yok 'dedi Amine ve sofraya oturuldu.
Başa Ceylan onun iki yanına Harun ve Hamide, Amine annesinin yanına Pelin de Amine'nin yanındaydı. Pelin'in karşısında kocası varken Amine'nin karşısında da Metehan vardı. Şimdi bu kız nasıl yemek yiyecekti.
Ayrı bir konu olan tedirginlik konusunu da Amine aşırı belli ederken Metehan gayet rahattı...
Yemek faslı bitmiş sofra el birliği ile toplanmıştı. Sırada çay ve tatlı faslı vardı. Erkekler bahçeye çıkarken Pelin'in ellerinde tatlı Amine'nin ellerinde de çayla vardı. Amine'nin elleri tir tir titrerken 'Kız sakin ol sanki görücüye çıkıyor' son bir nefes alıp bahçeye çıktılar pelin tatlıları masalara koyarken amine de çayları veriyordu önce babasından başladı."Güzel kızım benim" diye kızını överken "Babacım" sıra Metehan'a gelmişti uzattı Metehan çayı alınca 'şeker ' dedi Amine Metehan da ona cevaben 'kullanmıyorum' dedi o sırada Harun , "Ah be yavrum nasıl bıraktın şekeri asla bırakamıyorum."
Amine de son çayı Tunahan'a verdikten sonra hemen eve girer. Yanakları aşırı kızamıştır.
"Harun amca tavla atalım mı?" dedi baba özlemi ile Tunahan "Olur atalım hadi getir." Tunahan almaya gidince "Hanım asker olduğunu söyledi." Dedi Metehan'a dönüp "Evet efendim.", "Maşşallah babanın izinden mi gitmek istedin? Ayrıca amca de bana" Metehan daha da durgunlaşınca "Evet, tabiki de amca" "Sevgilin var mı?" genç adamı kızına bakarken yakalamıştı tanıması gerekiyordu "Yok istemiyorum" diye kısa bir cevap verdi "Genç çocuksun niye istemiyorsun?" diye sorduğu sırada Tunahan geld ve abisinin veremediği cevabı verdi "Şehit olmaktan korkuyor abim, annemin yaşadıklarını başka bir kadına yaşatmak istemiyor yada bizim yaşadıklarımızı' diye elindeki tavla ile konuştu. "Anladım ama sen bunu aşacak kadar güçlüsün şunu unutma askerlerde evlendiğinde tam asker olurlar her şeye rağmen hayatı bırakmamaktır askerlik seveceksin evleneceksin çocuğun olacak senin gibi mert insanlar çoğalmalı."
Sessizlik oldu bi süre ama dayanamayan Tunahan "E tavla?" diye konuşmaya girdi. "Hadi gel ama sonra ağlama bak." Dedi tembih ederek Harun "Yanılıyorsun Harun amca." Metehan derin derin düşünürken "Ee Metehan ne zaman görev başı?", "1 hafta izinliyim ama acil bir şey çıkarsa giderim.", "Sende biliyorsun tavla oynamayı değil mi?" diye sordu Harun Metehan'a ama onun kalbinde nasıl yaralar açtığını bilemeden "Evet" dedi sadece Metehan.
Metehan düşüncelere daldı evine gelince o evin yemek kokması, mutfağa girdiğinde yemek yapan karısını görmek, sarılmak hatta ve hatta birlikte yemek yapmak kendi kednine güldü Metehan çok da beceremem ama yardım ederim dedi sessizce, ilerleyen zamanlarda uyksundan uyandıran bı bebek... Bi an durdu bunların yanı sıra ya bir gün eşi kapıyı açarsa ve o kapının ardında şehit haberini verecek komutanı varsa karısı da mı her gece onun fotoğrafı ile uyuyacaktı yani sadece bir kapı çalışı için kendinden dünyanın en güzelliğinden mahrum mu bırakacaktı?Düşündü sadece düşündü ne yapacağını biliyordu artık bu korku bu kadar devam edemez dedi ve yerimden kalktı. Harun'un sözleri ona özgüven vermişti.
Evlenmek karşına çıkan ilk kişi ile birlikte yaşamak değildi. Sana göre biriyle karşılıklı olarak aslında aşk değildi de sevgi varsa saygı varsa evlilik o zaman evlilik olur galiba...
Amine mutfağa boşları götürürken arkasından da Metehan gelir atık söyleyecektir en azından daha yakından tanışmak için "Nasılsın?" diye arkasından konuşunca anlık Amine korkar "Korkutmak istemedim." Amine metehan'a doğru dönerken "Önemli değil bu arada daha iyiyim, sen nasılsın?" Metehan lafı uzatmadan ve kimsenin dikkatini çekmeden "iyiyim, acaba benimle yemeğe çıkalım mı? Şey yani beraber akşam yemeğine." Amine Metehan'ın kurduğu cümleye gülmek isterken kendini zor tutar "Olur ben numaramı vereyim istersen." Direk kabul edilince de şey olmasın diye düşünür ama iş işten geçmiştir Metehan kapıdan bakarken "Ben Tunahan'dan bulurum içerdekiler fark etmesin." Hemen çıkıp giden Metehan ve onun arkasından bakan kalbi pır pır atan bir Amine kendi kendine keşke hemen olur diye atlamasaydım yemeğe çıkmaya meraklı gibi oldum der. Amine hala aynı şekilde kalırken Pelin gelir "Noldu kız niye böylesin?" Amine kendine gelince "Hiççç ne varmış halimde" ve mutfaktan çıkarlar.
Saatin geç olması ile Harun ve Hamide bakışarak anlaştı ve kalkmaya karar verdi "biz kalkalım artık geç oldu." Bunu duyan Amine de yerinden kalkmıştı "Niye biraz daha kalsanız." Dedi Ceylan "Yok ceylan hem daha görüşürüz hem de yarın işi gücü var Amine'nin sizde dinlenirsiniz." Dedi ve kapıya doğru ilerlediler "İyi o zaman ama bir daha buluşalım olmaz böyle.", "Tabiki de buluşacağız yaa olur mu öyle şey!"
Vedalaştıktan sonra Hamide, Harun ve Amine evden çıkarken Amine ve Metehan göz göze geldi
Zamanım büyüsüne fazla takılı kalmadan ayırdılar gözlerini ve Amine ve ailesi arabaya binip gittiler.
"Annecim gel sen de uyu artık." Diye Sevda'yı kucağına aldıktan sonra yatak odasına gider "Tamam geldim hem çok yoruldum doktor olmak çok zormuş.", "Ben de şu mutfağı halledeyim." Der Ceylan "Anne sen bırak ben Sevda'yı uyutunca hallederim." Annesine kıyamaz "Olur mu kızım? Sen kızını uyut kendin de dinlen ben hallederim."
Metehan da Tunahan'ı köşeye çekip sakince konuştu "Amine'nin numarasını versene." Diye direk konuya geçer "Neden istiyorsun?" der Abisini sinir etmek için "Olum versene işte" diye kardeşinin ensesine vurar "Amine'nin izni olmadan veremem." Der bu sefer Tunahan "İzni var zaten ver şu numarayı artık dövdüttürme kendini bana." Diye Tunahan'ın üzerine yürür "Noldu kızı yemeğe mi çıkaracaksın?" Tunahan da geri geri giderken "Tunahan kaşınma istersen abicim." Der ve kardeşine bir adım daha atar "Elime düştün vermiycem." deyip mutfağa kaçar Metehan da arkasından gider "Ne oluyor niye kovalıyosun kardeşini?" der mutfaktaki Ceylan "Abi sözü dinlemiyor anne" O sırada annesinin yanına giden Tunahan "Söyleyeyim mi anneme hı", "bak Tunahan sinir etme insanı ver şu telefon numarasını." O sırada meraktan işini bırakan Ceylan "Kimin numarası?" Annesinin arkasında olan Tunahan daha da abisini kışkırtmak için "Açıklasana abi" dedi hala devam ederken o sırada mutfağa yeni gelen Pelin "Amine'nin mi?" diye ortaya attı lafı Pelin "Gerçekten mi?" diye oğluna sarılırken "Hadi İnşallah çok isterim Amine gaye düzgün bir kız." Metehan ya sabır çekerken "Ama bak anne onunla anlaşamazsak bana bir daha evlilikten bahsetmeyeceksin." Oğlunun yanaklarını öperken "Tamam oğlum bak tanısan çok seversin çok iyi bir kız." Metehan bir şey demezken "Ay Amine gibi bir eltim olacak en şanslı benim." Metehan "hop o kadar açılmayın daha hiçbir şey belli değil belki anlaşamayacağız.", "Ben o kızı gelin olarak istiyorum oğlum ne yap ne et o kızın gönlünü et." "Nasip kısmet diyelim de işte Tunahan mani oluyor anne vermiyor numarasını." O sırada Pelin "Abi bende var Amine'nin numarası." Metehan, Pelin'den Amine'nin telefon numarasını alıp odasına çekilir.
20 Haziran 2002 Perşembe
Yine yağmurlu bir günün akşamında gök gürültülü ve sağanak şekilde yağmur yağıyordu. Ceylan hanım oğullarının üzerini örttükten sonra hala unutamadığı eşi geldi aklına odalarına girdi. Eşinin fotoğrafını eline alıp yatağa oturdu. 6 sene olmuştu ne kadar da olmuştu Küçük Metehan 10 yaşında olmuştu diğer oğlu Tunahan da 7 yaşında. Her zaman babasını sormuştu küçük Tunahan, Metehan ise kardeşine. 'babamız bir çok kez iyi insanları kurtardı bizim babamız melek oldu biz, biz meleğin melekleriyiz Tunahan' hep derdi meleğin melekleriyiz diye kardeşine hem babalık hem de abilik yapmıştı küçük yaşta babasını zar zor hatırlasa da fotoğraflardan biliyordu. O gün geldi aklına komutanların ellerinde al bayrak baktı genç kadının yüzüne, sonra da ' vatan sağolsun' dedi. O anki çığlığı oğullarının anlamsız bakışları ve oğullarının önünde bayılması. Mert'e yüz kere demişti aslında bırak askerliği diye ama o vaz geçmemişti yani zar zor geçirmişti yıllarını. Ailesi manevi yoldan çok destek olmuştu eşinin ailesi de aynı şekilde oğullarını kendisi büyütmüştü sadece. Kimsenin yardımı olmadan sadece kendisi ve çocukları olacaktı. Zaten çocuklarının doğup büyüdüğü bu evde onun kokusu onun ile yaşadıkları vardı. Şunu çok merak ediyordu gelecekte acıları dinecek mi? Yada ne olacaktı?
Fotoğrafı yatağa bırakıp gardıropa gitti kapağını açıp eşinin eşyalarından ayırdığı kazağını ve pantolonunu aldı bu ikisini çok severdi eşi çünkü kendisi örmüştü bu kazağı eşine. Biraz kokladıktan sonra yerine bıraktı. Dinlenmesi gerekiyordu artık, bugün baya yorucuydu...
Oğulları için dua ederek uyudu Metehan şimdiden tutturmuştu asker olacağım diye ama annesinin yüreği daha da burkuluyordu. Eşini kaybettiği gibi oğlunu da kaybetmek istemiyordu. Hep eşi ile bir kızı olsun istemişti ama Allah nasip etmemişti. Zaten en son eşi şehit olacağını anlamıştı veda ederek gitmişti oğullarından ayrılmak istememişti insan anlarmış ya zaten ölümün geldiğini ama kimseye söylemezmiş Mert de hissetmişti şehadetinin geldiğini...
O son gidiş eşine sarılıp öpmesi çocuklarına sarılışı evine son kez bakması...
Günümüz
Peki ya Metehan için Amine doğru kişi miydi? Yada Amine için Metehan doğru bir kişi miydi? Bunu zaman belirleyecekti Metehan Amine'yi yemeğe davet etmiş ve yemekte belirlenecekti herşey. Amine herkesin dönüp bir daha bakacağı güzellikte bir kızdı Metehan da boş değildi yani birbirleri olmasa başka birilerini kolaylıkla bulabilirler. Metehan annesiyle sözleşme de yapmıştı Amine ile olmazsa darlamayacaktı oğlunu. Amine daha annesine söylemeye fırsatı bile olmamıştı.
Gönderen: 05** *** ****
Mesaj: Selam ben Metehan, yarın akşam saat 08.00 de almaya gelirim tabi müsaitsen
Amine'nin ailesi de eve gelmiş ve odalarına çekilmişti. Amine üzerini değiştirirken kendi kendine "Stresten nasıl terlemişim en iyisi duş alayım." der ve eşyalarını alıp banyoya gider.
Amine duşunu alırken Hamide Amine'nin odasına gelir ama Amine yoktur ki o an mesaj gelir. Annesi merak edip mesaja bakar ve okur
"Bunlar baya anlaşmış ya" der ve telefonu yerine bırakırken kapı açılır ve Amine gelir "Anne ne yapıyorsun?", " Sana bakmaya gelmiştim de" der ağzındaki baklayı çıkarmadan önce "İyiyim işte duş aldım çok terlemişim.". "Yarın Metehan ile mi buluşacaksın?" diye pat diye söyler "Sen nereden biliyorsun ya?" diye utanır annesinde "Mesaj atmış bakmak istemedim ama merak ettim."
"Ya anne telefonumu mu karıştırıyorsun?" der sonra annesinin gözlerine bakarak "Söyleyecektim zaten ama daha hiçbir şey belli değil ya onun için hem oradayken dedi yemeğe çıkalım mı diye o yüzden valla" annesi de kızının elini tutar ve sarılır "Kızım dikkat et kendine! hep arkandayım her yanlışın da her doğrunda Metehan iyi bir çocuğa benziyor baban da konuşmuş felan ama sen kesin misin asker eşi olmayı kaldırabilecek bir güçte misin? İyice düşün kızım hem oğlanı da fazla ümitlendirme benim kızımsın sonuçta güzelliğinle büyüleyebilirsin." Annesine daha da sarılırken "Annem iyi ki varsın ya iyiki benim annemsin sen çok seviyorum." diye sarıldı annesine "Bende seni seviyorum kızım."
"Babama sen söylersin o zamanı değil mi?" diye sevecenlik yapar Amine annesine "Hallederim ben babanı onu merak etme sen.", "Aslan annem ya" deyip bir kez daha sarılır annesine "Neyse ben gideyim dinlen yarın okul var, buluşma var bide gelip bana herşeyi anlatma da var işin çok." "Tamam hayırlı geceler annem" deyip yatağına girdi Amine o sırada annesi üzerini örtüp "Sanada kuzum" dedikten sonra tam çıkacakken "Ha birşey daha buraya gelince namazlarını bırakmadın değil mi?" der Amine'ye "Anne artık o küçük lise çocuğu değilim bırakamadım, kılıyorum." "Aferim benim meleğime, sabah namazına beni de kaldır zor uyanıyorum.", "Tamam annem kaldırırım." Hamide çıkar ve Amine saçlarını kurutmadığı için kalkar kuruttuktan sonra yatağına yatar ve telefonu alır kendi kendine de "Dakika bir gol bir hemen yakalandık." der ve Metehan'ın numarasını kaydettikten sonra Metehan'a cevap yazar.
Gönderen: Amine
Mesaj: Tamam haberleşiriz
Telefon ile biraz daha oynadıktan sonra koyup uyumaya karar verir ama uyuyamaz o da şu içmeye mutfağa gider. Mutfak masasında dalmış bir şekilde annesini görür. "Anne iyi misin? niye uyumadın?", "Kabus gördüm." Der annesi düşünceli bir şekilde "Noldu? Ne gördün?" der Amine ve suyunu alıp masya oturur. "Yine kaçırılıyordun çok kötüydü sanki gerçekti." Annesine suyu uzatırken "Merak etme ben burada güvendeyim, hem sana bir şey söyleyeyim mi?" der annesini meraklandırmak için "Noldu söyle bakalım?" kabustan sıyrılmış bir şekilde Amine annesine yaklaşır "Hani beni kurtaran komutandan bahsetmiştim ya" der annesi daha da yaklaşırken "Evet Allah razı olsun kızımı bana getirdi." Annesi hemen duaya başlarken "Anne o komutan Metehan beni o dağlardan kurtaran o hatta ben kucaklayan da o tabi ben o sırada kendimi sedyede zannediyordum da.", "Ne gerçekten mi?" diye mutfağa daldı Harun onları dinlemişti "Ben niye bilmiyorum bunu?" dedi babası "Baba bende orda gidince öğrendim zaten birşey belli etmedim sonradan da öyle oldu işte." Babası da masaya oturunca "Demek ki o yüzden o kadar stresliydin. Birşey olduğu zaman bana da söyle ya ben çocuğa evlenmek hakkında fikir verdim çocuk gitmiş kızımı yemeğe davet etmiş ben benim kızımla mı evlen dedim yani." Amine utançtan yüzünü kapatırken "Onu nereden duydun ya!" Hamide kıkır kıkır gülerken "Annenle konuşurken duydum kızımın canını yakarsa yakarım ona göre." Amine hala utançtan kırmızıyken Hamide "Neyse uyuyalım hadi Amine okula gidecek", "Tabi onunla yemeğe de gidecek dinç olması lazım." Amine ayağa kalkıp giderken "hadi iyi uykular size" deyip kaçar "Niye utandırıyorsun kızı, tabi koskocaman oldu ve evlenmek isteyecek.", "Daha çok küçük ama." Hamide eşinin sırtını sıvazlarken "Çok çabuk büyüdü değil mi?" Harun kafa sallarken tekrar yataklara giderler ve bu sefer gerçekten uyurlar.
...
|
0% |