@nisaa_nurr
|
Fotoğrafı çekip Alaz'a gönderdim. Çevrimiçi gösteriyordu fotoğrafı gördükten sonra Eyşan'ın telefonundan aradı: -Duha'ya ver telefonu. -Tamam al. Eyşan telefonu bana uzattı ve Alaz konuşmaya başladı: -Duha bu gerçek mi? -Evet gerçek, 2 haftalık bir bebeğin var. -Bu söylediklerin inanılır gibi değil. Doğru söylediğine eminmisin? -Eminim benim çocuğumun tek eksiği artık babasız büyümesi. Bu senin suçun. -Hangi hastane geliyorum? -Normal devlet hastanesi. Konum atıyorum. -Tamam bekle beni. Gelmişti. Gelir gelmez doğru olup olmadığını söyledi. Sonra tekrar birkaç bir şey söyledi: -Evleneceğiz Duha. -Ne... -Evet doğru duydun ben sana hala aşığım evleniyoruz. -Alaz... -Efendim Duha. -Bana biraz zaman ver. -Peki tamam. Ama benim kararım asla değişmeyecek bebeğim. -Teşekkür ederim. -Canım seni çok seviyorum. Biliyorsun zaten evlenmemizin sebebi bebeğimiz değil. Sana iyi bi hayat sunamam. Kabul edip etmemen sana bağlı. Evimize gidelim mi? Eyşan'a bir soru patlattım: -Gideyim mi yarın da nikah dairesine gideriz sen şahidim olursun? -Olur ama yine de sen bilirsin. Alaz'a dönerek: -Alaz tek bir şartım var. -Neymiş o şartın bebeğim? -Yarın nikah yapacağız nasıl fikir? -Bir şeyi unuttun yalnız. -Neyi? -Nikah şahitlerini. Hepimiz gülerek hastaneden çıktık. Eyşan bir teklifte bulundu: -Asker bey diyorum ki eşinizi ve benim minik yeğenimi de yanınıza alarak bugün bana yemeğe gelseniz mi? -Emre'yi de çağırayım mı? -O kim ki? Anlaşılan Eyşan kim olduğunu bilmiyordu. Anlatmaya başladım: -Canım Alaz'ın asker arkadaşı. -Ha olur yani kendisi de kabul ederse neden olmasın. Kapım size her zaman açık. -Tamam akşam sendeyiz o zaman. -Buyrun efendim evim size özel hazır. Gülerek biz Alaz ile birlikte tekrar eve döndük. |
0% |