Yeni Üyelik
22.
Bölüm

Davet

@nisaa_nurr

Duha KURTOĞLU

Eyşan'a acele etmemizi söyledim. Ama gitmiş tekrar Bürçe'nin odasında kaybolmuştu. Eminim ki Eyşan'da bizim kadar heyecanlıydı. Seslenerek:

-Kuzu yeter artık. Gel de başlayalım artık hazırlıklara.

-Bir dakika beklesen şaşarım Duha.

O sırada Alaz aradı:

-Hayatım senden bir ricam var.

-Neymiş beyim rican?

-Hatun, komutanın karısı ve çocukları da gelsin mi?

-Gelsinler izin almalarına gerek yok. Arkadaş oluruz. Kapım hepinize açık. Bitti mi işin?

-Evet biraz işimiz var. Onları temizleyeceğiz sonra evdeyiz zaten papatyam.

-Tamam ben Eyşan'la hazırlıklara başladım. Bekliyorum.

-Hadi gelince görüşürüz. Öptüm bebeğim.

-Hadi kocam gelince görüşürüz. Kendine dikkat et.

Bu konuşmaları yaparken sanırım Eyşan bizi dinlemişti. Biraz umutlu bir ses tonuyla:

-Oh valla askeri de kaptın, çocukta yolda en rahatı sensin. Bir gün ben de böyle olurmuyum acaba?

-İnşallah canım inşallah Allah nasip ederse.

-Aynen öyle. Hadi başlayalım gelir şimdi seninkiler.

-Doğru söyledin valla kalk kalk.

Hazırlıklara başladığımızda her şeyi dikkatli ve lezzetli olması dileğiyle hazırlıyordum.

1 Buçuk Saat Sonra

Mis gibi yemekleri hazırladıktan sonra çocuklar için güzel bir vişne suyu hazırladım. Eyşan'da kedi dili pastasını hazırladıktan sonra biraz dinlenmek için oturma odasına geçtik.

Biraz dinlendikten sonra Alaz beyim aradı:

-Canım komutan benim önden gelmemi istiyor onlar misafir olarak geleceklermiş olur mu?

-Sormana bile gerek yok kocam, nasıl isterlerse öyle gelsinler.

-Tamam ben çıktım geliyorum. Senden bir şey için izin alabilir miyim?

-İsteğe bağlı aslanım.

-Gelince hazırladıklarından biraz atıştırabilir miyim?

-Sence cevabım ne olabilir Alaz'cım?

-Hayır değil mi?

-Aynen öyle. Neyse sen gelene kadar bari makarna yapayım. Olur mu sever misin?

-Hem de parmaklarımı yerim.

-Tamam o zaman kapatta hazırlayım kocam.

-Hadi öptüm dikkat et kendine, Bürçe'yi benim yerime iyice sev.

-Tamam tamam hadi da.

Telefonu kapattıktan sonra tekrar mutfağa geçtim. Makarna suyunu koyup ısınmasını bekleyene kadar tabi ki tom ve jery izlemeye koştum. Eyşan yorgunluktan koltuğa yapışmış bir şekilde uyuyordu.

Makarnanın suyu ısınmıştı makarnaları tencerenin içine koydum. Bu sefer sarımsaklı yoğurt yapmayacaktım çünkü hamileliğim sürece sarımsaktan nefret ettim ve edeceğim.

15 Dakika Sonra

Makarnayı hazırladım yemek masasının üzerine koyup yanınada ayran yaptım. Tekrar içeriye yol aldığımda bu sefer kapı çaldı. Delikten baktığımda Alaz gelmiş. Güzel bir karşılama için ise:

-Kocam gelmiş hoş gelmiş. Hoşgeldin kocam çok özledim seni.

-Bende seni karım. Bürçe nasıl?

-Valla bu kız her gün kilo alıyor galiba. Çok yoruluyorum oturduğum yerde.

-Normal değil mi? Bana annem hep şey derdi "Bu tosun bana az eziyet etmedi değil." Dermiş hep. Babam peşinde koşturuyormuş annemin.

-Kimin kızı Bürçe.

- Benim tabi ki.

İkimiz de gülerek yatak odasına geçtik. Eyşan oturma odasında uyuduğu için rahatsız etmek istemedik.

Yarım saat ikimizde uyuduktan sonra ben yemek hazırlamaya yani hazırdı zaten masaya koymaya giderken Alaz'da uykusu açılsın diye duşa girdi.

Alaz asker olmasına rağmen çok uykucu birisiydi.

Eyşan'da uyanmışken ikimiz de masayı hazırladık. Her şey çok lezzetli görünüyordu. Yemekleri masaya koyduktan sonra ben Alaz'ın yanına gittim üzerini giyinmiş telefonunda komutanıyla konuşuyordu. Galiba gelmişlerdi çünkü sitenin numarasını istiyordu. Eyşan'a seslenerek:

-Kız koşta aşağıdaki kapıyı aç gel. Bizimkiler gelmiş.

-Tamam.

Diye seslendikten sonra koşarak kapıyı açmaya indi. Neden indiğini ikimiz de biliyorduk. Emre için inmişti.

Ben kocama sarılarak bir öpücük kondurdum. Sonra Alaz:

-Hadi gelirler şimdi mutfağa geçelim.

-Tamam dur bir kere hatta bin kere öpüyüm seni aşkım.

-Duha valla lütfen abartma yoruldum. Bak sonu kötü olur ona göre.

-Neymiş bakalım o kötü biten şey?

-Acaba ne?

-Neyse hadi gidelim.

Mutfağa geldikten sonra önden Eyşan geldi. Sonra komutan, karısı ve birbirlerinden tatlı 3 çocukları. Ardından ise diğer asker arkadaşları.

Komutan bana seslenerek:

-Duha, ellerine sağlık her şey çok güzel görünüyor.

-Afiyet olsun komutanım. Buyrun baş köşeye geçin şöyle.

-Olmaz baş köşe Alaz'ın.

Alaz lafa ciddi bir şekilde atlayarak:

-Olur mu öyle şey buyrun komutanım.

-Olmaz olmaz.

-Lütfen oturur musunuz?

-Peki.

Dedikten sonra servise başladık. Komutanın karısı Serpil abla ile tanıştıktan sonra Eyşan ile ikisi de yardım etti.

Çocuklar için yer sofrası hazırladım. Onların karnını doyurduktan sonra Serpil abla bana dönerek:

-Bu fıstık kaç aylık?

-5 ayımıza yeni girdik abla.

-Oy maaşallah kuzuma?

-Seninkiler kaç yaşında?

-Valla en büyüğü 15 gün sonra 8'e girecek diğer ikisi ikiz fark etmedin mi? Onlar da işte 2 buçuk ay sonra 5'e girecekler.

-Maaşallah Allah nazarlardan saklasın. Ben ikizleri pek dikkat etmedim de en büyük kızın pek güzel inşallah benimkide öyle olur. Adları ne?

-Büyük kızımın adı Cansu diğer iki yaramaz oğlanlarınki de Ömer ile Yılmaz. Senin ki ne?

-Benimkinin ismi de Bürçe.

-Ay ne güzel benim kuzenimin kızınınkide Bürçe. İnşallah sağlıkla gelir. Normal mi olacak yoksa sezeryan mı?

-Normal düşünüyoruz ama doktor yaşadığım olaydan sonra biraz riskli olacağını söyledi.

-Onunla da geçmiş olsun. Bak sana ne getirdim. Alaz gelmeden önce bahsetmişti hamile olduğunu ben de cinsiyetini bilmediğimden beyaz bir yeni doğan takımı aldım.

-Ne gerek vardı abla Allah razı olsun. Teşekkür ederim.

-Gerek var. Bürçe'nin yengesi Serpil ona en güzellerini alacak.

Yarım Saat Sonra

Yemekleri yiyip içeri geçtik Eyşan ile Emre ikisi mutfağın balkonun da oturuyordu. Eminim araları olurdu. Çünkü Eyşan çok istiyordu.

Biraz oturduktan sonra oturma odasına Emre geldi. Ardından Eyşan geldi. Ne olduğunu kimse anlamamıştı ben de içlerin de dahil, Eyşan'da.

Emre Eyşan'ın elini tutarak diz çöktü. Galiba Eyşan'ın istediği oluyordu. İnşallah...

Evet oluyordu galiba. Emre:

-Eyşan hayatımın kadını olur musun?

-Emre ne diyeceğimi bilemiyorum.

-Evet ya da hayır diyeceksin.

-O zaman evet evet evet!

Hepimiz alkışlayarak ikisinide tebrik ettik. Çok duygulanmıştım. İlk defa hamileliğimde ağlıyordum.

Alaz yanıma gelerek bana sarıldı ve:

-Oy kıyamam sana.

Dedikten sonra herkesin gözü bana bakarak güldü.

2 Buçuk Saat Sonra

Misafirlerimi çok iyi ağırladım umuduyla çok güzel bir uykuya dalmak üzere odaya geçtim. Alaz çoktan uyumuştu bile.

Kocam zaten çok yorulmuştu zaten. Ben de yanına yatarak kendimi ikimizin yatağına bıraktım. Bürçe'min uyumadığına yemin bile edebilirdim. O yüzden sürekli hareket ediyordum.

Alaz belli ki rahatsız olmuş bir bıkkınıkla:

-Bürçe yavrum uyu güzelim hadi be. Baban zaten yorgun. Yarın zaten tekrar göreve gideceğim. Anneni de yorma be çiçeğim.

-Bak bak beni de düşünürmüş kocam.

-Duha uyur musun bebeğim?

-Emredersiniz komutanım siz nasıl isterseniz. İyi geceler.

Dememe kalmadan ikimizde uyumuştuk.

Loading...
0%