Yeni Üyelik
11.
Bölüm

10. Bölüm ✨

@nisaa_yazar_1

12/04/2010

 

Merhaba sevgili günlük,

 

Saat 23.27 ve ben uyumadım. Bugün abimin doğum günüydü. Bende ona hediye hazırlamıştım. Param olsaydı ve tek başıma dışarıya çıkabilseydim ona hediye alacaktım. Ama olmadı. Anneme de söyleyemezdim. Bana çok kızardı. Bu yüzden kendi emeğim ile bir şeyler yapmak istedim.

 

Resmini çizdim. Kötü oldu ama . Resim konusunda pek yetenekli değilim. Bir de kağıttan gemi ve kuş yaptım. Yeşil renge boyadım. Çok güzel olmuştu. Abimin de beğeneceğini düşünmüştüm.

 

Babam sabah bize gelip annemle konuştu. Beni dışarıya çıkaracağını ve abim ile görüştüreceğini söyledi. Annem de hemen kabul etti. "Al götür de biraz kafamı dinleyeyim." dedi babama. Sevgili günlük ben evde gürültü yapmıyorum ki. Odamdan çıkmıyorum bile.

 

Annem niye öyle dedi ki ?

 

Neyse , bende abimin doğum günü olduğu için yeşil tişörtümü ve beyaz pantolunumu giydim. Annem saçlarımı örmediği için bende çiçekli tacımı takmıştım. Çantama da abime yaptığım hediyeleri koyup babamın yanına gittim.

 

Ondan korkuyorum. Yanında durmak da istemiyorum ama abimin yanına gideceğim için cesaretli olmaya çalışıyorum. Abim beni sevmiyor. Sadece iki defa karşılaştık ve bana hep babam gibi baktı. Korkutucu duruyor. Korkmamaya çalışıyorum.

 

Korktuğumu anlarsa benden daha fazla nefret edebilir ve ben bunu istemiyorum.

 

Babam ile arabaya binince korkum giderek büyüyordu çünkü arabayı çok hızlı kullanıyordu. Haberlerde hep kaza görüyorum. En büyük korkularımdan biri de kaza geçirmek ama babama da bir şey diyemedim.

 

Neyseki kısa sürede gideceğimiz yere varmıştık. Parka gelince bankalardan birinde abimin tek başına oturduğunu gördüm. Koşarak yanına gidince bana yine sert bir şekilde baktı. "Niye geldin ?" dedi bağırarak. Babam , abimin saçını okşayıp sakin olmasını istedi. Ona gülümsedi ve saçından öptü.

 

Ve ben bir kez daha anladım...Hiç sevilmeyeceğim

 

Abime hediyesini verince de yırttı. Ağlamak istedim ama ağlayamadım. Babam da gülmüştü. Niye canımı yakıyorlar ki ? Annem ve babam beni sevmiyor. Ama abimin beni sevmesini istiyorum. Sevmiyor...

 

Canımı çok yakıyor.

 

Canımı yakıyor ve ben onu seviyorum. Annemi seviyorum. Sanırım bu aptallık. Seni sevmeyen birini sevmek aptallık.

 

Babamı sevmiyorum ama . O kötü biri . Büyüdüğümde ondan uzağa gideceğim. Beni dövemeyeceği bir yere.

 

Sevgili günlük ağlamaktan gözlerim ağırıyor. Abimin yanında ağlayamadım ama eve geldiğim gibi ağlamaya başladım. Ağlamaktan yemek bile yiyemedim. Bu yüzden uyumak istiyorum.

 

Uzun bir süre yazacağımı da düşünmüyorum...

 

Tek dostum sensin.

 

Bence cansız nesneler, canlı nesnelerden daha iyi dost olabiliyor. En azından canını yakmıyorlar...

 

Seni seviyorum sevgili günlük. Görüşmek üzere

 

Günümüz

"Yemin ederim çıldırmak üzereyim. Bildiğin bizimle oyun oynuyor." Tolga , ileri geri giderken abim elindeki mektubu buruşturup duvara fırlattı. "Özge ve Cenk'e haber verin. Şerefsizi bulana kadar kimse yanımızdan ayrılmayacak. " Nevzat ve Çağla odadan çıkınca abimin bakışları tanımadığım kişiye döndü. "Aykut , sana söylediğimi yaptın mı ?"

 

"Evet başkomiserim. Tüm güvenlik kameralarına baktık. Ama bir şey çıkmadı. Ekipler evlerin etrafına ve çalıştıkları yerlerde nöbetler de tutuyor. Ters bir durum şu anlık yok." Bu adamda rahatsız eden bir şeyler var. Konuşması güven vermiyor. Bir şeyler saklıyor gibi. "Tamam. Sen çık. Tolga , sende kardeşini yanından ayırma ve işine dön." Yasemin söylene söylene odadan çıkınca Tolga ve Aykut'ta peşinden çıktı.

 

"Geçmiş olsun. Nasılsın?" Alper yanıma oturup bana dönmüştü. "Teşekkürler. Daha iyiyim." Yüzünde tebessüm oluşunca abimin sert sesi odada yankılandı. "Alper , işine geri dön." Alper , mecburen yanımdan kalkıp abimi onaylamıştı ve odadan çıktı.

 

"Vay. Gözlerim bunları da mı görecekti? Birkaç gün önce onu sevmiyorum diyen adam şimdi kardeşini kıskanıyor?" Sarper abinin dedikleri ile kaşlarımı çattım. Kıskanmak mı ? "Abartma Sarper abi." dedim uyararak. Abimin sessiz kalması şüphe uyandırsa da umursamamaya çalıştım.

 

"Dün gece karşı komşunu kovmuş. Şimdi de Alper'i kovdu. Sence bunlar ne anlama geliyor ?"

 

Ayağa kalkıp "Bir anlama gelmiyor. Birkaç saat yanımda durdu diye ne o benim abim ne de ben onun kardeşiyim. Eğer ölmez , sağ kalırsam ve peşimizdeki adam da yakalanırsa bir daha birbirimizi görmeyeceğiz. " dedim sinirle. Tamam onu seviyorum. Yaptığı her şeye rağmen seviyorum ama yaşanan onca olaydan , geçen onca yıldan sonra abi kardeş ilişkimiz olamaz. İçimdeki yaralı çocukluğum izin vermez.

 

"Nilda..."

 

"Boşuna nefesini tüketme Aren. " dedim ve hızla odadan çıktım. Karşımda gördüğüm kişiler ile istemsiz elim yumruk olmuştu. Rüzgar buradaydı ve karşısında ona gülerek bir şeyler anlatan Yasemin vardı. Ve Rüzgar'ın yüzündeki gülümseme kalbimi acıtmıştı. Rüzgar'ın bakışları benim tarafıma dönünce ona daha fazla bakmayıp hızlı adımlarla karakoldan çıktım.

 

Hızlı adımlarla yürürken kolumdan tutup beni kendine çevirmişti. "Kaçma benden." dedi. Duygusuzca ona bakarken onun gözünde anlamlandıramadığım bir ifade vardı.

 

"Sana haber vermeden gittiğim için gerçekten çok pişmanım. Ama gitmek zorundaydım." Haber verebilirdi. Nur , ben gidiyorum bile diyebilirdi. En azından canımı bu kafar yakmazdı. "Ben senin gitmene bir şey demiyorum Rüzgar. Bana tek kelime etmeden terk etmene..."

 

"Etmedim. Seni terk etmedim. Sana deliler gibi aşıkken nasıl terk edebilirim ? Sadece..." Konuşamadı.

 

Seven insan terk etmez ki ? Aşık olan biri seni yüzüstü bırakıp gitmez.

 

Ve Rüzgar beni bıraktı. O gittikten sonra ona olan duygularımda gitti. Eskiden yanında olunca kalbim heyecandan çok hızlı atardı. Gözlerim parlardı ve gülümserdim ama şimdi...Şimdi hiçbir şey hissetmiyorum.

 

"Aile meselesi..." diye devam etti. "Her şey senin hayatın gibi tozpembe değil. Çok şey oldu. Bu yüzden gittim." Sözleri kalbime bıçak batırıyorlarmış gibi hissettirdi. Benim hayatım tozpembe değildi ki...Benim hayatım karanlıktı. Simsiyahtı. Ve Rüzgar bunu bilmiyordu. Beni tanımıyordu. Ona olan sevgim gözlerimi kör etmişti. Rüzgar beni seviyordu ama hayatımın nasıl olduğunu asla sormazdı. Abimin olduğunu bile bilmiyor.

 

"Beni affet Nur'um. Her şeye baştan başlayalım." Bana hep seni asla bırakmam derdi. Sevdiğini söylerdi. Bende onca yıldan sonra sevildiğimi hissetmiştim. Ama bir sabah, tek kelime etmeden beni bırakıp gitmişti. Aradan iki yıl geçti ve onu affetmem için karşıma çıktı.

 

Nereden bilebilrdim ki affettiğim gün en büyük darbeyi alacağımı.

 

"Rüzgar..."

 

"Bir şey deme. Zor bir durum ama ben beklerim. Ömrümün sonuna kadar seni beklerim. Sen iyice düşün tamam mı ?" Aniden bana sarılınca kasıldım. Sarılması rahatsızlık vermişti. Oysa en çok bana sarılıp, saçımdan öpmesini seviyordum.

 

Geri çekildi. Gözlerine baktım. İlk karşılaşmamızda olan ifadesi yüzünde yoktu. Şimdi mutlu görünüyordu. Gözleri parlıyordu.

 

Onu affedeceğimden emin gibiydi.

 

"Benim birkaç işim var. Sonra görüşürüz." Yanımdan ayrılınca arkasından uzun uzun baktım. Niye bir şey hissetmiyorum? Niye sözleri bana güven vermiyor? Her şeyin açıklaması var demişti ama doğru dürüst açıklama bile yapmamıştı. Beni affet deyip gitmişti. Kalbimde kapanmayacak bir yara daha açıp gitti.

 

"Nilda ?" Sarper abinin sesi ile arkamı döndüm. O da yanıma gelmişti. "Ne yapacaksın?" diye sordu. Omuz silktim. "Bir şey yapmak istemiyorum. Uyumak istiyorum. Birkaç ay uyumak istiyorum." Beni kolunun altına aldı.

 

Rüzgar'ın aksine Sarper abinin sarılışı huzuru doluydu. İçimde ona karşı istemsiz bir güven vardı.

 

"Zor şeyler atlatıyorsun." Yürümeye başlayınca ona ayak uydurdum. "Ama söz veriyorum bu günlerde geçecek." Ona döndüm. "Geçecek mi ?" dedim kısık sesimle. "Geçecek küçük. Kaybolan gülümsemeni tekraradan ortaya çıkaracağız. Söz veriyorum." Bu konuda ona güvenmek istedim. Eski hâlime dönmek istiyorum ve Sarper abiye güveniyorum.

 

Umarım yine üzülen ben olmam.

 

"Nereye gidiyoruz?" dedim arabasına yaklaşırken. "Bilmem. Tatlı yemek istiyorum. Bildiğin bir mekan var mı ? " Arabaya binip emniyet kemerini taktım. "Var. İki arkadaşım işletiyor. Oraya gidelim mi ?" Arabayı çalıştırıp göz ucuyla bana baktı. "Sen nasıl istersen küçük. Yerini söyle bakalım."

 

Kafenin adresini söyleyip arkama yaslandım. İçimdeki kötü his yine kendini göstermişti. Derin nefes alırken düşünmemeye çalıştım.

 

🌠

 

"Beyefendi sütlaç yok. Beş dakikadır aynı şeyi söylemekten bıkmadınız mı ?" Sevda'nın isyanı ile Sarper abi rahatca arkasına yaslandı. "Burası ne biçim kafe ? Sütlaç yok. Bütün rezillik." Sarper abi cidden sınır bozucuydu. Sevda elindeki tepsiyi kafasına atmamak için zor duruştur gibiydi. Daha fazla dayanamayıp yanımda oturan Sarper abinin koluna vurdum. O da kafama vurunca kaşlarımı çattım.

 

"Ne oluyor burada?" Ozi yanımıza gelince Sevda yanına yaklaştı. "Sütlaç istiyorum ama hanımefendi yok diyor." Göz devirip Ozi'ye döndüm. "Sen buna bakma. Çikolatalı pastandan alabilir miyiz ?" Sarper abi saçımı çekince oflayıp dirseğimle karnına vurdum. Kafede az müşteri vardı. Ve Sarper abi de gıcıklık olsun diye her şeyi yapıyordu. "Hemen geliyor suratsız." Ozi yanımızdan ayrılınca Sarper abi yerinde dikleşti.

 

"O kim oluyor da sana suratsız diyor küçük ? Şimdi onu hapse atmaz mıyım?" Sevda' nın gözleri şaşkınlıkla açılınca ofladım. "Sen ne cüretle abimi hapse atarsın ? Nilda bu adam kim ya ? " diye isyan etti. Sevfa'yı kolundan tutup yanıma oturttum. "Sana söylemiştim. Görüşmediğim abim var diye. Sarper abi onun arkadaşı işte."

 

"Kısaca komiser abisiyim."

 

Sevda ona kısa bir bakış atıp tekrardan bana döndü. "Peki diğer abin ile görüşüyor musun ?" Cevap verecekken Sarper abi önce davrandı. "Bazı olaylar olduğu için evet. Aren adam olma yolunda zaten. Arkadaşın için endişelenmene gerek yok gözlüklü." Sevda kaşlarını çatınca Ozi'de yanımıza gelmişti. Pasta ve gazozları masaya bırakıp , yan masadaki müşterinin yanına gitti.

 

"Sinir bozucusun."

 

"Kızlar genelde mükemmel olduğumu söyler."

 

"Onu söyleyen kızlar gözlerine baktırsın."

 

"Bence senin de baktırman lazım." Sevda sinirle nefes alıp masadan kalktı. "Ben gidiyorum. Biraz daha kalırsam katil olma ihtimalim yükselecek. " Sevda yanımızdan ayrılınca Sarper abi sırıtıp pastadan yemeye başladı.

 

"Gerçekten sinir bozucusun."

 

"Sağ ol canım. " dedi ve göz kırptı. Başımı iki yana sallayıp gazozu elime aldım. "Abini seviyor musun?" Sorusuna anlam veremezken sözlerine devam etti. " Sizin geçmişinizi bilmiyorum. Neler yaşadınız bilmiyorum. Aren, hayatından doğru dürüst bahsetmezdi. Ama görüyorum. Zor şeyler atlatmışsınız ve Aren senin kalbini çok kırmış. Kalbinde kapanmayacak yaralar açmış. Peki her şeye rağmen onu seviyor musun?" Omuz silktim. "Evet." dedim sadece.

 

Babam dışında kimseden nefret edemiyorum. Anneme , abime , Rüzgar'a... Kırgınım, kızgınım, Sarper abinin dediği gibi kalbimde kapanmayacak yaralar açtılar ama onlardan nefret etmiyorum. Edemiyorum.

 

"Aren gerçekten aptal. Mükemmel bir kardeşi var ama beyefendi kabul etmiyor." Burukça gülümsedim. Sarper abinin gözlerindeki şefkat ağlama isteğimi arttırıyordu. "Bakma böyle. Kırgın bakma. Yüzündeki tebessüm buruk olmasın. Dayanamıyorum kızım. Üzgün olmana dayanamıyorum." Ağlama Nilda. Burada olmaz. Ağlama.

 

"Teşekkür ederim..." diye mırıldandım. "Ailemin , abimin göstermediği şefkati gösterdiğin için teşekkür ederim. " Beni kolunun altına alınca sağ gözümden bir yaş düştü. Görmemesi için hemen sildim. "Mutlu olacaksın. Her şey geçecek."

 

İnanmak istiyorum. Her şeyin düzeleceğine inanmak istiyorum.

 

Sarper abi benden ayrılınca pastalarımızı yemeye başladık. Sevda bir ara yanımıza gelmişti ama Sarper abi ona bulaştığı için beş dakika sonra yanımızdan ayrılıp müşteriler ile ilgilenmeye devam etti. Ozi ise yanıma gelemiyordu. Çünkü Sarper abi onu tehdit ediyordu. Sarper abiyi uyarınca da kafama vuruyordu. Bu yüzden sessiz kalmaya karar vermiştim.

 

Kafeden ayrılmadan önce ikisine sıkıca sarılmak istedim ama Sarper abi ensemden tutup beni dışarıya çıkarmıştı. Nedense davranışları beni sinirlendirmek yerine komiğime gidiyordu. Normalde sert duran biri ama benim yanımda çok farklı biri oluyor.

 

Arabaya binip emniyet kemerini takınca Sarper abinin telefonu çalmıştı. Telefonu hoparlöre verip arabayı sürmeye başladı.

 

"Sarper neredesin? Nilda nerede?"

 

"Kardeşini organ mafyasına sattım. İyi para aldım. Akşam da Alper' i satmayı düşünüyorum. " Ciddi sesi ile gülmek istedim. Abimin ofladığını duyunca sırıtmıştı. "Eski hâline dön Sarper. Senin geveze hâlini sevmedim."

 

"Boş konuşma Aren. Ne istiyorsun?"

 

"Başkomiserin ile ne biçim konuşuyorsun?"

 

"Kusura bakmayın başkomiserim. Boş konuştum. Affedin beni. " Alaylı sesi ile kısıkça güldüm. Sarper abinin bakışları kısa süre bana değse de hemen yola dönmüştü. "Nilda nerede ?" dedi abim bıkkın bir sesle. "Yanımda. " dedi Sarper abi. Eski ciddi hâline bürünmüştü.

 

"Bizim eve götür. İşim uzun sürecek. Alper'de gece devriyesine çıkacak. O evde tek başına kalmasını istemiyorum. Bizim ev daha güvenli."

 

"Ben..."

 

"Tamam bizim eve götürüyorum." Abim telefonu kapatınca konuşmak için açtığım ağzımı kapattım. Ters bakışlarım Sarper abiye dönmüştü ama o beni umursamıyordu.

 

"Başkomiserim ne derse o küçük. Şimdi uslu bir kız ol ve sessizce otur." Kollarımı göğsümde birleştirip dışarıyı izlemeye başladım.

 

🌠

 

"Yemek yapmayı beceremiyorsun." dedim alayla. Sarper abi ise yanık soğanlara bakıp göz devirdi. "Senin yüzünden yandı. " Suçu bana atınca göz devirip ayağa kalktım.

 

Eve geldiğimiz an saat 16.23'tü. Sarper abi, yarım saat boyunca uzanıp evin dağınıklığı yüzünden abime ve Alper'e sövmüştü. Çoraplar salonun ortasındaydı. Yastıkların her biri farklı yerdeydi. Ortadaki sehpanın üstü ise abur cuburlar ile doluydu.

 

Daha sonra ayağa kalkıp yemek için mutfağa girmişti. Benim yardım etmeme izin vermemişti. Bende sandalyeye oturup onu izliyordum ama yaptığı her hatada bana kızıyordu.

 

"Siktir et. Sipariş vereceğim." Telefonunu çıkarınca şaşkınlıkla ona baktım. Gerçekten sipariş veriyordu. Telefonu kendinden uzaklaştırıp bana baktı. "Bir şeye alerjin var mı ?" Olumsuz anlamda kafamı sallayıp yaktığı soğanları çöpe attım. "Yarım saate gelir. Saat altı buçuk olmuş bile. " O kadar zaman geçmiş miydi ? Sarper abinin telefonu çalınca ofladı.

 

"Tamam geliyorum." Telefonu cebine koyunca ona döndüm. "Benim acilen karakola gitmem gerek. Ve sende benimle geliyorsun." Yorgunca ona baktım. "Evde kalayım. Çok yorgunum." İkilemde kalmış gibiydi. Birkaç saniye düşündükten sonra "Tamam ama dikkatli oluyorsun." dedi. Onu onaylayınca evden çıkmıştı.

 

Boş durmamak için mutfağı ve salonu topladım. 20 dakika sonra Sarper abinin yemek siparişleri gelmişti. Onları mutfak masasına bırakıp Sarper abinin bana gösterdiği odaya girdim. Siyah ağırlıklı bir odaydı. Kimin odası olduğunu bilmiyorum ama uzun süredir kullanılmamış gibi. Boynumdaki kolyeyi ve saatimi çıkarıp masaya bıraktım. Saçımı da açıp yatağa uzandım. İlaçlarım abimin yanında kalmıştı. Umarım gelirken getirir. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.

"Tik tak tik tak. Zaman doldu. " Boş koridorda yankılanan ses ile ürperdim. Neredeydim? Burası neresiydi ? "Aslında ilk hedefim sen değildin ama planda değişiklik oldu." Hayır...Olamaz. "Aslında abinin payı bunda büyük. Seni buraya o getirdi." Yalan söylüyor değil mi ? Yalan.

 

Abim yapmaz.

 

Kahkahası koridorda yankılanırken geriye doğru gitmeye başladım. Buradan kurtulmam lazım. Bir adım atmıştım ki sırtım birine çarpmıştı. "Bana kendi ayakların ile geldin güzel kız." Nefesini boynumda hissedince yutkundum. Bir güç konuşmamı engelliyor gibiydi. "Saçların..."

 

"Yapma..." diyebildim. Elleri saçlarımda geziniyordu . Sol gözümden bir yaş deneme doğru aktı. Nefesim kesiliyordu. "Sence de fazla uzun değil mi ?" Makas sesini duymam ile kaçmak istedim ama olmadı. Sıkıca beni tutmuştu.

 

"Bırak..."

 

Makası saçlarımda hissedince gözlerimi kapattım. Parmak uçlarıma düşen saçlar ile gözlerimden düşen yaşlar artmaya başladı.

 

Arkamdan çekildiğini hissettim ama gözlerimi açamadım. "Gözlerini aç." Açmadım. Çenemi sıkınca açtım. Yüzünde maske vardı. Sesi boğuk çıkıyordu.

 

"Abini çok seviyorsun ama seni öldürmem için bana gönderdi." Konuşmadım. Kalbimdeki acı gittikçe büyüyordu. Ne olursa olsun abimi sevdiğim için kendime kızdım. Sürekli abimden yara aldım ama her seferinde affettim. Şu ana kadar da pişman değildim. İçimde bir umut vardı ve abim umudumu parçalamıştı.

 

Belki de saniyeler sonra son nefesimi vereceğim.

 

"Abinin isteğini geri çevirmeyelim." Karnıma sapladığı bıçak ile sendeledim. Bıçağı çıkarıp tekrar batırınca nefesim kesilmişti ve dizlerimin üstüne düştüm. "Acı çekerek öleceksin." Kahkaha sesleri artarken gözlerim kararıyordu.

Artık mutlu olabilirsin abi. Nefret ettiğin kardeşin ölüyor.

 

Nefes nefese yataktan sıçrayıp elimi göğsüme bastırdım. Kabusun etkisi ile terleyen saçlarımı alnımdan çekip yataktan kalkmaya çalıştım. Çok kötüydü. Berbat bir kabustu. Zil sesini duymam ile bakışlarım telefonuma kaydı. Titreyen ellerimle aramayı yanıtladım. "Nilda?" Abimin sesi ile vücudum titredi. "Efendim..." Sesim istemsiz titremişti. "Nilda ne oldu ? Sesin niye kötü geliyor?" Endişeli sesi ile yutkunup odadan çıktım. Cevap verecekken aşağıdan tıkırtılar gelmeye başladı. "A...Aren , Alper ya da Sarper abi eve mi geldi?"

 

"Nilda , Sarper yanımda. Alper ise devriyede. Allah kahretsin!" Hızla çıktığım odaya geri girdim. Kalbim çok hızlı atıyordu ve korkuyordum.

 

"Nilda ben hemen eve geliyorum. Odaya gir ve kapıyı kilitle." Sarper abiye bağırdığını duyuyordum ama ne dediğini algılayamıyordum. Korkunç bir kabustan sonra bunları yaşamam...Korkuyorum.

 

Merdivenden sesler gelince yutkunamadım. Kapının üstünde kilit olmaması ise korkumu arttırıyordu. "Aren yukarı çıkıyor ve kapının kiliti yok." Sesimdeki korku ona daha da endişelendirmişti. Yanımdaki masanın üstünden bibloyu alıp kapıya yaklaştım. Aniden elektiriklerin gitmesi ile elimdeki telefon yere düştü. Çıkan ses ile gözlerimi korkuyla açtım.

 

İşte şimdi bitmiştim.

 

Adım sesleri yaklaşınca elimdeki bibloyu sıkıca tuttum. Taman sakin olmam lazım. Ama olamıyorum. Allah kahretsin! Korkudan bayılabilirim.

 

Kapı açılınca bibloyu kafasına vurdum. Etraf karanlık olduğu için onu göremiyordum. Bunu fırsat bilip kapıdan çıkmaya çalıştım ama o beni tutup duvar ile kendi arasına almıştı. Hareketleri o kadar hızlıydı ki nasıl yaptığını anlamamıştım.

 

"Kimsin ve evimde ne arıyorsun ?" Duyduğum kalın erkek sesi ile yutkunup kaçmaya çalıştım ama sıkıca tuttuğu için hareket edemiyordum.

 

Evim demişti...Bu adam da kimdi ?

 

Bölüm sonu

 

Bitti 

 

Bölümler geç geliyor farkındayım ama elimden bir şey gelmiyor maalesef. Yayında olan başka kurgularıma da bölüm yazıyorum. Derste çalışıyorum ve anca vakit bulabiliyorum. Bu yüzden kusura bakmayın♡

 

Bölüm nasıldı ?

 

En sevdiğiniz sahne hangisi oldu?

 

Son sahne hakkında düşünceleriniz??

 

Sarper hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Aren hakkında??

 

Rüzgar peki??

 

Diğer bölümde görüşmek üzere sizleri seviyorum ♡♡

 

 

Instagram hesabım; nisaa_yazar_1

 

 

 

Loading...
0%