Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm 🧚🏻‍♀️

@nisaa_yazar_1

"Kaan sakın kavga etmiyorsun. Yüzünde, vücudunda tek çizik olsun bak ben sana ne yapıyorum. " Kaan saçımı karıştırıp "Merak etme. Şu karaktersiz için kendimi yormam. Daha prova yapacağız." dedi.

 

Rahat bir nefes verip bize yaklaşan Cem'e döndüm.Cem , geçen sene yakın olduğumuz bir arkadaşımızdı. İyi anlaşıyorduk ama bir gün Kaan ile kavga etmişti. Nasıl ve niye tartıştıklarını anlamamıştım ama Kaan az kalsın merdivenlerden düşecekti. Neyseki Hakan yanındaydı da bir şey olmamıştı ve Cem bu olaydan sonra kaydını sildirip ailesi ile yurt dışına gideceklerini söylemişti.

 

"Sizi gördüğüme sevindim eski yakın arkadaşlarım." Ona göz devirirken Kaan "Biz hiç sevinmedik. Hoş gelmedin ve görüşmemek üzere." deyip kolumdan tuttu ve yanından uzaklaştık.

 

"Maalesef Kaancığım artık beraberiz. Geri döndüm." Bağırınca Kaan ona dönüp "Siktir git lan." dedi. Okul bahçesinde fazla öğrenci yoktu. Olanlarda bize dönmüştü. Kaan'ı kolundan çekiştirip Bartuların yanına geçtim.

 

Bartu, Batu ve Yağız bize dönmüştü. Bartu "O kimdi?" deyince "Eski bir arkadaşımız. Tekrardan gelmiş." dedim.Yağız ise sessiz kalıp bizi izliyordu.

 

"Neyse ben dans provası için bir yere gideceğim. Serpil Hanım'a mesaj attım zaten." dedim.

 

"Tamam o zaman. Eğer çantan ile işin yoksa bana ver eve götüreyim. Boşuna ağırlık taşıma." Bartu' ya gülümseyip "Çok sağ ol." dedim ve çantamdan cüzdanımı çıkarıp ona verdim. Kaan ile yanlarından ayrılıp yürümeye başladık. Benim ve Kaan'ın orada küçük bir dolabı vardı. Sağ olsun Azat abi bize vermişti. İçinde eşofmanlarımız olduğu için eve gitmemize gerek yoktu.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Hakan ayağıma basma."

 

"Kızım sende benim ayağıma basıyorsun."

 

"Ben basıyorum diye sende mi basacaksın?"

 

"İkinizde susun be ! Başım şişti."

 

"Selim gelirsem oraya tövbe tövbe. "

 

Ben , Kaan ve Ayşe onlara gülerken onlar halen tartışmaya devam ediyordu.

 

"Ya Ayşe ve Selim ne güzel öğrenip köşeye çekildiler. Biz niye yapamıyoruz?" Ebru'nun isyanı ile Selim uzandığı yerden bağırdı.

 

"ÇÜNKÜ BİZ MÜKEMMELİZ."

 

Oturduğum yerden ayağa kalktım. Bir saatten fazladır dans provası yapıyorduk. Ben ve Kaan çoğu hareketi bildiğimiz için zorlanmamıştık . Selim ve Ayşe'de çabuk kavramıştı ama Hakan ve Ebru...Ayrı ayrı güzel dans ediyorlar ama yan yana gelince bir kargaşa çıkıyor.

 

Yanlarına yaklaşıp ne yapmaları gerektiğini söyledim. Yarım saatin sonunda daha iyi dans etmeye başladılar. Son kez hepimiz yan yana gelip kamerayı açtım. Kaan'da müzik açınca dans edip şarkı söylemeye başladık.Yorgunlukla kendimizi yere attık. Bugünlük yeterdi. Yarın da prova yapsak tamamdı. Sadece Hakan ve Ebru'nun biraz daha kavraması lazım.

 

 

 

"Bence güzel oldu." Kaan çektiğimiz videoyu izlerken söyledi. "Aynen ya. Ebru ve Hakan da alıştı. Çok güzel olacak." diye devam etti Ayşe.

 

"Artık eve mi gitsek ? Çok yorgunum ve ders çalışmam lazım." Hepimiz Selim'i onayladık. Azat abi ile vedalaştıktan sonra dışarıya çıktık. Herkes evinin yolunu tutarken bende servise binmek için durağa doğru yürümeye başladım.

 

 

 

Motor sesi duyunca irkildim. Tam yanımda durmuştu. Kaşlarımı çatarken o kaskını çıkardı. Gördüğüm kişi ile rahat bir nefes verdim.

 

Özgürdü...

 

"Bin bakalım küçük ergen." deyince korkarak motora baktım. Daha önce binmemiştim. "Ben binmesem." diye mırıldandım. Güven verircesine gülümsedi. "Merak etme yavaş sürerim. Hadi bakalım ." deyip bana pembe bir kask uzattı. Kaşlarım şaşkınlıkla kalkarken "Senin için aldım. Şanslısın ki bu motora ilk defa sen biniyorsun. " dedi. Sanırım taş yağacak. Ya da kıyamet mi kopacak? Bir günde bunlara ne olmuştu ?

 

 

 

Mutlu olmuştum ama davranışları tuhafıma gidiyordu. Benimle oyun mu oynuyor? Düşünmemeye çalışıp kaskı aldım ve kafama taktım. "Niye ilk ben ?" dedim sorgularcasına. Bu sırada elini uzatıp motora binememe yardım etmişti.

 

"Bartu ve Batu'yu bindirirsem ya kaza yaparız ya da ben onları motordan atarım. Her şeyi kurcalıyorlar." Sitemli sesi ile gülüp beline sarıldım. O da motoru çalıştırıp sürmeye başladı. Benim için yavaş sürüyordu. Birkaç dakika sonra "Biraz hızlanalım mı ?" dedi. Korksam da "EVET" diye bağırıp daha sıkı sarıldım. İnşallah duymuştur. Kasktan dolayı boğuk çıkıyordu.

 

Duymuş olacakki bir anda hızlandı. Çığlık atıp daha sıkı sarıldım. İç organları ezilmiş olabilir. Başta korksam da şimdi çok eğlenceliydi.

 

Sonunda evin önüne gelmiştik. Motordan atlayıp kaskı çıkardım. Çok güzeldi. Kaskı ona uzatınca alıp motorun arkasındaki bölmeye koydu.

 

"Eğlendin mi ergen ?" deyince kafamı salladım. Bana , Batu'ya ve Bartu'ya sürekli ergen dediği için artık bir şey demiyordum.

 

"İlk başta korkmuştum ama çok iyiydi. Teşekkür ederim." deyince saçımı karıştırdı. "Teşekkür etme . Sen iste ben hep gezdiririm." dedi. Ona gülümseyip beraber içeriye girdik. Başına ne geldi bilmiyorum ama Özgür'ün bu halleri çok iyiydi.

 

Ayakkabılarımı çıkarıp direkt odaya çıktım. Kısa bir duşun ardından siyah bir eşofman, mavi bir tişört ve hırka giydim. Saçlarımı kurutup ördüm. Yemek saatine daha vardı. Bu süre içinde tarih quizine hazırlanmak için defterimi çıkardım.

 

Yarım saat çalıştıktan sonra kapı çaldı. Kafamı kaldırıp gelene baktım. Ömer abi gelmişti. "Müsait misin güzelim?" Başım ile onaylayıp "Müsaitim." dedim. Ömer abi içeriye girip kapıyı kapattı. Yatağa oturunca bende sandalyeyi çevirip ona döndüm.

 

"Nasılsın?" deyince anlamsızca ona baktım. "Niye öyle bakıyorsun? Kardeşimin nasıl olduğunu merak etmiş olamaz mıyım ?" dedi. Olabilir de...Bir anda deyince şaşırdım sadece. "Yani iyiyim. Sen nasılsın?" dedim.

 

Ömer abim gülümseyip "Sen iyiysen bende iyiyim güzelim. " dedi ve derin bir nefes aldı. "Geldiğinden beri hep bir olay oldu. Yüzünün güldüğünü doğru dürüst göremedik bile. Peri bana doğruyu söyle bizimle mutlu musun ?" deyince yutkundum.

 

Mutlu muydum ?

 

Önceki aileme göre daha iyi ama mutlu değilim. Bilmiyorum yüzümde tebessüm oluşuyor ama içim kan ağlıyor. Bugün Özgür'e gülüyorum ama ilk geldiğimde dediği aklımda çıkmıyor. Bartu' ya yakın davranmaya çalışyorum ama onun beni başta istememesi aklıma geliyor. Serpil Hanım ve Doğan Bey çok iyi. Onların yanında gerçekten mutluyum. Serpil Hanımla konuşmak beni çok rahatlatıyor. Ya da Doğan Bey'in kızım demesi bile içimdeki küçük çocuğu sevindiriyor.

 

Ama Ömer abim hariç diğerleri...

 

"Abi...Bende bilmiyorum. Yüzümde tebessüm oluşuyor ama içimde hep bir burukluk var." Ömer abim yanıma gelip kollarını bana sardı. Saçımı öperken "Mutlu olman için elimden geleni yapacağım minik Peri'm ." dedi. Bende kollarımı beline doladım. Ona sarılmak çok güzeldi.

 

2 gün sonra şarkı yarışması

 

"Hadi ama beş dakikaya bizi çağıracaklar. Hızlı olun. " Kaan'ın isyanı ile ofladım. O gün gelmişti. Beş dakika sonra sahneye çıkacaktık. Eğlenmek için yarışmaya katılmıştım ama şu an aşırı stres yapmıştım. Cem' i iki gündür görmüyordum. Bize artık buradayım demişti ama o günden sonra görmedim. Evdekiler ile günden güne iyi oluyordu. Batu bile artık laf atıp bana karışmıyor. Aksine bazen gülümsüyor.

 

Sadece Barış ile aramız soğuktu. O konuşmak istesede ben kaçıyordum. Bilmiyorum...Onunla konuşmak istemiyorum. Çekiniyorum ve biraz korkuyorum.

 

"Sıra bizde." Ayşe'nin bağırması ile derin bir nefes alıp sahneye çıktık. Ben , Ayşe ve Ebru'nun üzerinde kırmızı puantiyeli elbise vardı. Çok tatlıydı. Ebru'nun annesi bizim icin dikmişti. Helal olsun gerçekten. İki gunde üç elbiseyi dikmişti ve elbiseler çok güzeldi. Erkekler ise kumaş pantolan , gömlek ve yelek giymişti. Aşırı iyi görünüyorlar. Kaan bir adım öne çıkıp "Bütün yarışmacıların ağzına sağlık. Hepsi çok güzel söyledi ama sıkıldık be. Valla ben bile aşk acısı çektim. Niye hep duygusal ? Neyse bunu sonra tartışırız. Son yarışmacılar olarak sizi biraz eğlendirelim değil mi ? Hem şarkı söyleyip hem dans edeceğiz. Herkes bize eşlik etsin lütfen." dedi ve şarkı çalmaya başladı.

 

Kaan elimizde mikrofon tutmak yerine kulağımıza takılandan almıştı. Ucu ağzımıza yakındı. Önce Kaan söylemeye başladı. Selim ve Hakan ise ikincisinde tekrar ediyordu.

 

Aşk bahçemi süsleyen inci çiçeğim misin?

Aşk bahçemi süsleyen inci çiçeğim misin?

 

Kaan beni bir tur döndürünce şarkıya devam ettim.

 

Gecemi aydınlatan, ateş böceğim misin?

Gecemi aydınlatan, ateş böceğim misin?

 

Göz ucuyla izleyenlere baktım. Gençler ayağa kalkıp dans ederken hocalar gülümseyerek bizi izliyordu. Barış , Bartu ve Yağız ise telefonla bizi çekiyordu. Biz susunca tekrardan Kaan söyledi.

 

Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan

Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan

Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?

Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?

 

Kaan , Selim ve , Hakan bizi döndürürken kızlar ile şarkı sözlerine devam ettik.

 

Bahar dalında yaprak, yıldızdan daha parlak

Bahar dalında yaprak, yıldızdan daha parlak

Gözyaşımdan yuvarlak, ateş böceğim misin?

Gözyaşımdan yuvarlak, ateş böceğim misin?

 

Şimdi altımız beraber söylemeye başladık.

 

Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan

Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan

Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?

Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?

 

Ritimle dans edip şarkı söylüyorduk. Çok iyiydi. Hakan ve Ebru hatasız dans ediyordu. Dünkü provada bile bir sürü aksilikler olmuştu ama şimdi harikaydılar.

 

Doğmayan güneşimsin, rüyalarda eşimsin

Doğmayan güneşimsin, rüyalarda eşimsin

 

Kaan bana bakıp gülerek şarkıyı söylüyordu.

 

Sevgilim söylermisin, ateş böceğim misin?

Sevgilim söylermisin, ateş böceğim misin?

 

Deyip göz kırptı. Bu haline kahkaha atmamak için zor durdum.

 

Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan

Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan

Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?

Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?

Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?

Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?

 

Son kısmı hepimiz beraber söylerken Kaan, Selim ve Hakan ; beni , Ayşeyi ve Ebruyu kaldırıp döndürmüştü. Şarkı bitince yere indirdiler. Nefes nefese izleyenlere dönünce alkış sesleri yükseldi.

 

"Bir daha. Bir daha."

 

"HARİKAYDINIZ."

 

"Bir enerji geldi işte."

 

Gibi sözler yükselirken bakışlarım Barış' a kaydı. Gülümseyerek bana bakıyordu. İlk gün nefretle bakan adam şimdi içten bir şekilde gülümseyip alkışlıyordu.

 

Sahneden çıkıp arka tarafa geçtik. Yorgunlukla kendimizi koltuklara attık. "Bu kadar beğeneceklerini düşünmemiştim." Selim'in sesi şaşkın çıkmıştı.

 

"Asıl ben bu kadar düzgün dans edeceğimizi düşünmemiştim." Hakan'ın dediğine güldük.

 

"Al benden de o kadar. " dedim.

 

"Tabiki beğenecekler. Ben varım çünkü. Bir de müzik perim. Ayrıca çiçek kızlar sizi de unutmamak gerekir. Selim ve Hakan figüran zaten. " Kaan'ın dediklerine biz gülerken Hakan ayakkabısını çıkarıp ona atmıştı. Selim de yeleğini çıkarıp top şekline getirdi ve Kaan'ın kafasına attı.

 

Kaan acıyla inleyip "Lan şere-" ne diyeceğini anladığımda gülmemek için başımı çevirdim. Kızlar da benden farksız değildi çünkü Hakan öldürücü bakışları ile Kaan'a bakıyordu. "Yani şerefli arkadaşlarım. Şaka yaptım ya. Hemen de inandınız."

 

Böyle dönüş görülmedi. Daha fazla dayanamayıp güldüm. Herkes gülmeye başlarken bütün yarışmacıları sahneye davet eden anonsu duyduk. Tekrar sahneye çıkınca müdürümüz Mustafa hoca müdür yardımcımız ve aynı zamanda biyoloji hocası Selma hoca da yanımıza geldi.

 

"Hepinizin ağzına sağlık çocuklar. Eğlence için düzenlediğimiz bu yarışmayı kazananını hocalarımız belirleyecek. En beğendikleri performansı kağıda yazıp kutuya attılar ve Selma hoca şimdi kazananı açıklayacak ." Selma hoca elinde kağıt ile geldi. Kağıdı Mustafa hocaya verip tekrar yerine döndü.

 

Mustafa hoca kağıdı açıp yazan isme baktı. Daha sonra izleyenlere dönüp "Ve kazananlar...isimler biraz fazla...çünkü kazanalar...Peri, Kaan ,Ayşe, Ebru ,Hakan ve Selim." dedi. Alkış sesleri yükselirken Kaan "Bizim kazanacağımızı biliyordum. Çok mükemmeliz çünkü." dedi .Bu hâline gülüp Mustafa hocaya döndük.

 

🧚🏻‍♀️

 

Okul bitmişti. Bartu ve Batu arkadaşları ile buluşmaya gitmişti. Serpil Hanım ve Doğan Bey ise akşam bir arkadaşları ile yemeğe gidecekmiş. Ömer abinin de karakolda işi uzun süreceği için eve geç gelebilirmiş.

 

Büyük ihtimalle evde sadece Özgür vardı. Barış'ta öğretmen arkadaşları ile yemeğe gidecekmiş. Bende sahilde dolaşıyordum. Temiz hava iyi geliyordu. Telefonuma mesaj gelmesi ile cebimden çıkarıp açtım.

 

Numaraydı...

 

Mesaja tıklayınca video ve fotoğraflar olduğunu gördüm. Videoya tıklayıp izlemeye başladım.

 

"Baba ben ders çalışmaktan sıkıldım. Arkadaşlarım ile buluşmaya gidebilir miyim?"

 

"Tabikide güzel kızım. Geç kalma ama akşam film izleyeceğiz. "

 

"Sen süpersin babam."

 

"Baba beni seviyor musun?"

 

"O nasıl soru kızım ? Tabikide seviyorum. Benim güzel kızım."

 

"Anne beraber kek yapalım mı ?"

 

"Hmm. Harika fikir. Hatta renkli kurabiyelerde yapalım. "

 

Birkaç video birleşmiş haldeydi. Gözlerim istemsiz dolarken yakınımda duranbanka oturdum.

 

"Kızım tamam bu kadar ders çalışma. Dinlen biraz. "

 

"Tamam anne."

 

Oysa ben burnum kanayana kadar ders çalışmak zorunda kalırdım.

 

Video bitince fotoğraflara tıkladım. O adam ve Burcu'un eğlendiği fotoğraflardı. Lunaparka giderken, pamuk seker yerken. O adam Burcu'nun saçını yaparken...

Fotoğrafta o kadar mutlu gözüküyorlar ki ....

Mutsuz olmalarının sebebi ben miydim ?

 

Gözlerimden istemsizce yaşlar düşerken sinirle telefonu kapattım.

 

Neden ben ? Neden bana böyle davranmıyordu ki ? Ben ona ne yaptım ? Ben sürekli onun istediğini yaparken o bana bir kere bile böyle davranmamıştı. Aksine bağırıp, dövmüştü. Burcu' dan ne eksiğim vardı ? Bende onun kızıydım ama benden nefret ediyordu.

 

Başımı gökyüzüne çevirirken sol gözümden bir yaş daha düşmüştü.

 

Bölüm sonuuu

 

Düşünceleriniz?

 

En sevdiğiniz sahne ?

 

Son sahnede sövmek serbest.

 

En sevdiğiniz karakter ?

 

Yarışma?

 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum

 

Diğer bölümde görüşmek üzere

 

Loading...
0%