@nisaa_yazar_1
|
Yaklaşık on dakikadır yoldaydık. Nefesimi tutup bayılmış gibi yapınca adamlar beni direkt arabaya bindirmişti. Batu ve Bartu'ya ne yaptıklarını bilmiyorum ve korkuyorum. Kalbim çok hızlı atıyordu. Kendimi sakinleştirmeye çalışsam da olmuyordu.
Ellerim bağlıydı. İplerden bir şekilde kurtulurdum ama nasıl kalabilirim ki ? Sayıca fazlalar ve eminim ki belinde silahları da vardır. Korkuyorum. Benden ne istiyorlar ? Bana ne yapacaklar ? Düşünmekten kafayı sıyırmama az kaldı.
Uzun bir yolun ardından araba durmuştu. Kapı açılınca biri beni kucağına alıp yürümeye başladı. Allah'ım sen bana yardım et. Önce kapı açılma sesi duydum. Daha sonra beni sandalyeye oturtmuştu ve karnımın etrafından da ip geçirip sandalyeye bağlamıştı.
"Diğer ikisini ne yaptınız ?"
"En son baygındılar. Attık bir köşeye. Önemli olan kız. "
Duyduklarım ile kalbim sıkıştı. Bir şey olmamıştır. Olmamıştır değil mi ? Olmasın. Lütfen iyi olun. "Tamam. Siz ikiniz dışarıda bekleyin. Ben patronun yanına gidiyorum. " Adım seslerinden gittiklerini anladım. Derin bir nefes alıp gözlerimi açtım. Etrafıma bakınca depo gibi bir yerde olduğumu anlamam zor olmamıştı. Tahta bir masa, sandalye ve benim çantam vardı. Çantam. Telefonum orada. Bu iplerden kurtulup çantamı almam lazım. Sonrada kaçmam... Umarım ipleri çözebilirim.
🧚🏻♀️
Olmuyor. İpi çözemiyorum. Bileklerimde kıpkırmızı oldu. Gözlerim dolmuştu. Beni burada asla bulamazlar. Kapı açılınca bakışlarım oraya döndü. Dört kişi girince korkuyla yutkundum. "Vay vay vay. Uyuyan güzel uyanmış. " Sanırım patron dedikleri kişi buydu. Ömer abim ile yaşıt gibiydi. Bana öfkeyle bakıyordu. Gelip tam önümde durdu. Başımı kaldırıp ona bakınca sırıttı. " Niye buradasın biliyor musun ?" dedi.
"Biliyor gibi bir halim mi var ?"
Dilimi ısırdım. Bunu dememem lazımdı. Alnındaki damar belli olunca yutkundum. "Dilin de pek uzun." Çenemi sıkıp "O abin...Ömer. Benim canımı yaktı. Bende onun canını yakacağım. Duydum ki seni çok seviyormuş." dedi ve sertçe sıktı. Çok acıyordu. Çenemi bırakıp biraz uzaklaştı.
"Bakalım abin seni kurtarabilecek mi ?" Kurtarırdı. Abim beni kurtarırdı değil mi ? Beni bırakmaz. Bir yolunu bulur ve kurtarır. Ona güveniyorum. Cebinden bıçak çıkarınca gözlerim korkuyla açıldı. O ise sırıtıp yanıma adımladı. Bıçağı yüzümde gezdirirken gözlerimi kapattım. "Korkuyor musun? Bencede kork. "
Bıçağı yüzümden çekmişti. Elimdeki ipleri çözdü. Aniden kolumu çizince acıyla çığlık attım. Gözlerimi açıp çizdiği yere baktım. Çok kan akıyordu. Çok acıyordu. "Hadi ama. Bu daha ne ki ? Küçük bir çizik."
Nefes alamıyordum. Kalbim sıkışıyordu. Gözlerim kararıyordu. Koluma daha fazla bakmayıp kafamı çevirdim. Kulağımın yanında nefesini hisettim. "Acıyor mu ?" deyip kestiği kolumu sıktı. Gözümden bir yaş düşerken o saçımı kokluyordu.
Hayır. Hayır. Uzak dursun.
Dilim tutulmuş gibi konuşamıyordum. Canım yanıyordu. Midem bulanıyordu. "Güzel...kokuyorsun." Gözlerimden daha fazla yaş düştü. Ben nasıl kurtulacağım? Geri çekilince tuttuğum nefesimi verdim. Diğerleri film izler gibi bizi izliyordu. "Niye sen biliyor musun ? Niye üçüzlerin değil de sen ?" deyip güldü. Karşıdaki sandalyeye oturup bana baktı. "Biraz araştırma yaptım. Önce ki kardeşi ile hiç anlaşmazmış ama sen... Sen farklısın. Sana çok değer veriyor. On yedi yıl sonra en büyük hayali gerçek oluyor. Bir kız kardeş...Ama buraya kadarmış. Abinin gözleri önünde seni öldüreceğim. Seni öldürmem ile o zaten ölmüş olacak. Sana da yazık ama hepsi abinin suçu. Üzgünüm." deyip tekrar kahkaha attı.
Ayağa kalkıp önüme geldi. "Abim beni kurtaracak. Sende cezanı çekip dört duvar arasında kalacaksın. " deyince sağ yanağımda sızı hisettim. Tokat atmıştı. O kadar sert vurmuştu ki dudağım patlamıştı."Sen öyle san. Abin seni bulamayacak. Öleceksin." Adamlardan birine başı ile işaret verince yanıma adımladı. Boynuma iğne batırması ile gözlerim kararmaya başlad. Daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım. Başım öne düşerken son duyduğum onun kahkahasıydı.
Yazardan
"Yok. Allah kahretsin ! Yok. " Barış sinirle sandalyeye vurdu. Kardeşi kayıptı ve onu bulamıyordu. Serpil Hanım göz yaşları dökerken Doğan Bey Ömer'i aradı. Bartu ve Batu ara bir sokakta uyanmıştı. Yanlarında Peri'yi göremeyince koşarak eve gelmişlerdi. Bartu direkt Ömer abisini ararken Batu evdekilere olayı anlatmıştı.
Ömer karakolda mobeselere bakıp kardeşini bulmak için elinden geleni yapıyordu. Özgür daha fazla dayanamayıp evden çıktı ve abisinin yanına gitmek için yola koyuldu. Herkes perişan haldeydi. Peri üç saattir kayıptı ve kimsenin elinden bir şey gelmiyordu.
"Allah belâmı versin. Koruyamadık onu. Göz göre göre kaçırdılar. " Batu sinirle kafasına vururken Bartu'nun kalbi sıkıştı. Cama yaklaşıp derin nefesler almaya başladı. "Doğan kızımızı nasıl bulacağız ? Ya bir şey yaparlarsa? " deyip göz yaşı dökmeye devam etti Serpil Hanım.
Canından can gidiyordu. Aldığı her nefes canını yakıyordu. Kızı kim bilir ne haldeydi? Onun elinden ise bir şey gelmiyordu. "Ben daha fazla duramayacağım. Bende karakola gidiyorum. Abim telefonu açmıyor." Barış ayağa kalkınca Doğan Bey'de ayağa kalktı. "Bekle oğlum bizde gelelim. " Belli etmiyordu ama kızının kaçırıldığını duyduğu an zaman onun için durmuştu. Doğan Bey ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordu. Elinden bir şey gelmeyince daha da kötü oluyordu. Kalbi sıkışıp, nefes alamıyordu. Diğerleri perişan haldeyken onun güçlü durması lazımdı ama kızından haber alamadığı her saat canından can gidiyordu.
🧚🏻♀️
"Amirim bir görüntülü arama var. " Ömer elindeki telefonu bilgisayara bağlayınca herkes bilgisayarın başına toplandı. Bu sırada içerideki bir diğer polis konuma erişmek için bilgisyarı açmıştı bile. Görüntü netleşince baygın bir şekilde sandalyede oturan Peri'yi gördüler. Serpil Hanım kalbini tutarken Ömer sinirle küfretti.
"Bak bakalım burada kim var? Evet. Çok sevdiğin kardeşin Peri. " Ömer duyduğu ses ile bir küfür daha savurdu. Bu silah kaçakçılığından yakaladığı Fatihti. Bir ay önce abisi hapiste öldürülmüştü ve Fatih bir şekilde hapisten kaçmıştı. Bir haftadır onu ararken o kardeşini kaçırmıştı. Abisinin ölümünde Ömer'i suçluyordu. İntikamını kardeşine zarar vererek alacaktı. Ömer'in nefesi kesildi.
"Kendisi biraz yoruldu. Kan da kaybetti sonuçta. Neyse bu kadar uyku yeter değil mi ?" Peri'nin üstüne buz gibi soğuk suyu dönünce Peri sıçrayarak uyandı. Kafasını kaldırıp karşısındaki bilgisayara baktı. Sadece kameranın başını görüyordu.
Peri'nin yüzünü gören Serpil Hanım "Kızım. " diye bağırdı .Özgür yumruğunu duvara vururken diğerleri donmuş bir vaziyette bakıyordu. Çenesinde ve yanağında morluk vardı. Dudağı ise patlamıştı.
"Bekle lan. Kardeşime dokunduğun elini kırmazsam şerefsizim. Seni kimse elimden alamayacak." Peri abisinin sesi ile umutla gülümsedi. "A...abi." Çenesinin ağrısından zor konuşuyordu. Konumu tespit etmek üzereydiler. Amir hemen ekibi hazırlamalarını söyledi.
"A...abi. Bartu ve Batu nasıl ?" Batu daha fazla dayanamayıp yere çöktü. Bartu'da yanına çöküp "O halde bile bizi düşünüyor. Onu koruyamadık. Kardeşimizi koruyamadık." diye mırıldandı.
Peri
"Güzelim. İyiler merak etme. Seni kurtaracağız. Tamam mı ? Korkma." Umutla gülümsedim. Kurtaracaktı. "Bu kadar duygusallık yeter. Biraz eğlenelim değil mi ?"
Bu sefer deopada ikimiz tektik. Ömer abinin , Barış'ın bağırmasını duyuyorum ama onları göremiyordum. Yine elinde bıçak vardı. İlk çizdiği kolumu kaldırıp bilgisayara gösterdi. "Beğendiniz mi ? Merak etmeyin biraz daha eklenecek." Sesler kesilmişti. Şimdi onlar bizi duyuyor ve görüyor ama ben ne seslerini duyuyorum ne de onları görüyorum.
Bu sefer sağ kolumu bıçak ile çizdi. Bağırmadım. Gözlerimi sıkıca kapatıp göz yaşlarımın düşmesine izin verdim. Canım çok yanıyordu. Nefesini boynumda hissedince korkuyla gözlerimi açtım. "Lüt...fen git. Yapma." Dudakları boynuma değince hıçkırdım. Korkuyorum. Dudakları bu sefer saçıma değdi. Dudakları saçımdayken elleri vücudumdaydı ve midem bulanıyordu. "Yapma... Lütfen." Göz yaşlarım artarken o benden biraz uzaklaşıp ipleri çözdü. Ayağa kalkacak gücüm yoktu. O ise sol kolumu sıkıca tutup ayağa kaldırdı .
Ben korkuyla ona bakarken o aniden boğazımı sıktı. "Nasıl ölmek istersin güzel kız ?" deyip sırıttı. Nefes alamıyordum. Ellerim ile onu itmeye çalıştım ama kımıldamıyordu bile. "Olmaz ama . Bu kadar kolay ölemezsin ." dedi ve beni itti. Yere düşerken boğazımı tutuyordum. Öksürüklerimin arasında nefes almaya çalışıyordum. Nefesim düzene girince kafamı kaldırıp ona baktım. O ise bilgisayardan bir şey yapıyordu. Yerden destek alarak ayağa kalktım. Başım dönüyordu. Kriz geçirecektim . Kriz geçirdiğim anlarda olduğu gibi nefesim düzensizleşmişti. Elim titriyordu ve kalbim sıkışıyordu.
Elimi göğsüme bastırıp nefes almaya çalıştım. Dizlerim titrerken yere düşmüştüm. "Bu kadar izlemeniz yeterli. Birazdan da ölümünü izlersiniz." Kafamı eğmiş nefes almaya çalışırken gözlerim kararıyordu. "Oyy kriz mi geçiriyorsun?" Kahkaha sesi derinden gelmeye başlamıştı. Daha fazla dayanamadım. Gözlerim kapanınca kendimi karanlığa bıraktım.
🧚🏻♀️
Karnımda bir baskı hissediyordum. Gözlerimi zar zor açınca sandalyede oturduğumu fark ettim. Bakışlarım karnıma değince silah olduğunu gördüm. Dışarıdan da silah sesleri geliyordu. "Birkaç dakikan kaldı güzel kız. " Kolumdan tutup ayağa kaldırdı. Silah karnıma baskı yaparken o beni öpmeye çalışıyordu. Kafamı sağa çevirip ondan uzaklaşmaya çalışınca dudakları yine boynumu bulmuştu. Korkudan konuşamıyordum. Titriyordum.
İtmeye çalışınca silahı daha da bastırdı. "Çok güzelsin. Seninle biraz daha vakit geçirmek isterdim ama-" Cümlesi kapının sertçe açılması ile kesildi. Ömer abim ve birkaç polis ellerindeki silahları ona doğrulmuştu. Ömer abi ile göz göze gelince gözlerim doldu. O ise endişeyle bana bakıyordu.
"Kendi ellerimle öldüreceğim. Kardeşime dokunduğum parmakları tek tek kıracağım. Şerefsiz. " Sinirden alnındaki damar belli oluyordu. "A...abi." sesim titremişti. "Korkuyorum." dedim. Bana öyle bir baktı ki...Sanki onun canı yanıyor gibi.
"Bu kadar dram yeter." Silahın emniyetini açtı ve kafama yasladı. "Kardeşine son kez ne demek istersin ?" Başım dönüyordu. Ölecektim... Kulağımda onun sesi yankılanırken vücuduma dokunduğu anlar gözümün önüne geliyordu ve nefesim kesiliyordu.
Kolu boynuma baskı uygularken silahı biraz daha kafama bastırdı. Gözlerimi kapatmıştım. Depoda silah sesi yankılanırken kalbi, sıkıştı ve ardından onun acıyla bağırmasını duydum. Kolu gevşeyince dizlerimin üstüne düşüp ondan uzaklaştım.
Oturduğum yerden geri gidip elimle kulaklarımı bastırdım. Abim onu dövüp küfürler ederken benim kulaklarım da onun sözleri yankılanıyordu.
"Güzel kokuyorsun."
"Biraz eğlenelim."
"Birkaç dakikan kaldı güzel kız . "
Boynumda dokunuşlar hissediyordum. Elleri karnımda, vücudumda gezinirken birinin yanıma adımladığını hissettim.
"YAKLAŞMA. DOKUNMA." Tittriyordum. Göz yaşlarım tekrar akarken ileri geri sallanıyordum. "Abiciğim bak bana. Peri. Benim." Kafamı iki yana salladım. "Dokunma. Yapma ." Gözlerimi açınca onu gördüm. Bana yaklaşıyordu. Hızla ayağa kalkıp geri geri gitmeye başladım. "Gelme. Git. Lütfen git."
"Dokunma bana." Nefes alamıyordum. Ellerim boğazıma giderken tekrardan yere düştüm."Peri." Bu sefer abimin bağırışı kulaklarımda yankılandı. Koluma dokunduğu an hızla geri çekildim. "Git. Git." Gözlerim kararıyordu. Nefes alamıyordum. Bana sarılırken kafam göğsüne düşmüştü. Son hatırladığım abimin bağırmasıydı.
🧚🏻♀️
"Abi kaç saat oldu uyanmıyor. "
"Sakinleştirici yüzünden Batu. Annem dedi birazdan uyanır . "
Sesler derdinden geliyordu. Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama kirpiklerim birbirine yapışmış gibiydi. Kapının açılma sesini duydum. "Çocuklar anneniz ne dedi? Yanında kalmayın. Uyanınca gelirsiniz zaten. " Doğan Bey'in sesi yorgun geliyordu. "Hadi hepiniz dışarı. " Serpil Hanım'ın sesi de kısık ve yorgundu. Sanki ağlamış gibiydi.
Gözlerimi açınca etrafı başta bulanık gördüm. Öksürüp yüzümdeki maskeyi çıkardım. Oksijen maskesiydi. "Kızım." Serpil Hanım yanıma yaklaşıp oturmama yardım etmişti. Görüş alanım netleşince etrafa baktım. Herkes buradaydı. Hepsinin gözünde endişe vardı.
Olanlar aklıma gelince ellerim titredi. Ellerim yumruk alırken olanlar gözümün önünden geçiyordu. Özgür yanıma yaklaşacağı sıra nefes alamdım. "Gelmeyin. Yaklaşmayın." Adımları durmuştu. "Pe...Peri. Abiciğim biziz. Korkma." Kafamı iki yana salladım. "Gidin. Gelmeyin."
"Kızım korkma. Biz yanındayız. Bana bak anneciğim. " Serpil Hanım'a döndüm. Korkuyordum. Ellerim ile kulaklarımı kapattım. Sol kolumdaki serum yüzünden kolum acımıştı."İstemiyorum. İstemiyorum. " İleri geri sallanıyordum. Onun kahkahası kulaklarımda yankılanırken gözlerim dolmuştu.
" Sizin yüzünüzden. Gidin." Ne dediğimi bende bilmiyordum. Kriz geçirmek üzereydim. "Birinizin yüzünden haksız yere tokat yerim. Birinin düşmanı bana dokunur... Berbat haldeyim. " Etrafı sesszilik kaplarken gözlerimi kapattım. "Geldiğimden beri yaşamadığım olay kalmadı. Canım yanıyor anılıyor musunuz ? Kalbim acıyor."
Nefes alamıyordum. "Kriz geçiyor. " Ellerim boğazıma giderken Serpil Hanım'ın kolumu tutuğunu hissettim. Geri çekecekken bir şey batırdı. Göz yaşlarım bir bir düşüyordu. Gözlerimi açınca etraf bulanıklaşmaya başladı. "Acıyor. Çok acıyor." Kısık sesle konuşmamdan sonra başım öne düşmeden biri tutmuştu. Gözlerim kapanmadan önce birinin saçımı okşadığını hissettim.
Bölüm sonuuuuu
Huh bitti sonunda.
Düşünceleriniz?
Bu bölüm birazcık duygusal oldu :(
Peri'nin sonda dedikleri? (Kriz anında ne söylediğini bilmiyor ve eminim kendinde olsaydı öyle konuşmazdı:) 🥺)
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum
Diğer bölümde görüşmek üzere
|
0% |