Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm 🧚🏻‍♀️

@nisaa_yazar_1

Ben şaşkınca kapıda dikiliyordum. Barış'ın şaşkın sesini işittim. "Ölmüş mü ? Nasıl? Ne zaman?" Kimse beni görmeden gitmem lazımdı. Daha fazla duymak istemiyordum ama merak ediyordum. "Bu sabah. Kaldığı koğuşta bıçaklanmış. Öğrendiğim kadarıyla kavga çıkarmış. Sonra bıçaklanmış. Bıçaklayan kişi zaten Fatih ile birkaç kere kavga etmiş. İş ilk defa bu kadar ciddiye binmiş. Adam bir şekilde bıçak sokmuş içeriye. Öyle işte."

 

Daha fazla dayanamayıp merdivenlerden aşağıya indim. Onun ismi geçince bile elim titriyordu. Yavaş adımlarla salona girdim. Batu ve Bartu kanepede oturmuş telefonları ile oynuyordu. En iyisi Serpil Hanım'ın yanına gitmek. Salondan çıkıp mutfağa geçtim. Çorba karıştırıyordu. Beni görünce gülümsedi. Yanına yaklaştım. "Hoş geldin. Baban ile vakit geçirmişsin. Nasıl geçti? Baban anlata anlata bitiremedi de." deyince tebessüm ettim.

 

Titreyen elimi görmemesi için yumruk yapmıştım. Derin bir nefes aldım. "Çok güzeldi. Bayağı eğlendim. Bir gün sizinle de gezelim." deyince içten bir şekilde gülümsedi. "Ay süper olur kızım. Anne kız çok güzel vakit geçiririz. Şu annemler gitsin. Rahat rahat gezeriz." dedi.

 

Hem sohbet edip hem de ona yardım etmeye başladım. Beş dakika sonra Doğan Bey'de aramıza katılmıştı. O da tabakları masaya götürdü.Diğerleri ne yapıyor? Hiçbir fikrim yok. Sofraya son olarak ekmeği koyunca hazırdı. Bu sırada diğerleri de içeriye gelmişti.

 

Ben Doğan Bey'in yanına otururken yanıma Batu oturmuştu. Karşımda Serpil Hanım, onun yanında Akın , Ömer abi ve Özgür vardı. Batu'nun yanına da Bartu ve Barış oturmuştu. Doğan Bey afiyet olsun deyince yemeğe başladık. Ellerimin titremesi geçmişti. Sessizce yemek yerken kafamı kaldırdım. Akın'a bakınca kollarıma baktığını gördüm.

 

Kısa kollu giydiğim için sargılar belli oluyordu. Yutkunup çorbamdan içemeye devam ettim. Telefonuma mesaj gelince cebimden çıkardım. Bakışlar bana dönmüştü. Umursamayıp mesaj sayfasına girdim. Tanımadığım bir numaraydı. Mesaja tıkladım. Gördüğüm fotoğraflar ile yutkunamadım.

 

Yine Burcu fotoğraf atmıştı. O adam onun saçını örerken , beraber resim yaparken , annesi ile pasta yaparken. "Kızım. Telefonu sıkıyorsun. İyi misin ?" Doğan Bey'in sesi ile kafamı kaldırdım. Telefonu sıktığımı bile fark etmemiştim. Hızlıca telefonu kapatıp cebime koydum.

 

"İyiyim. Bir şey yok." deyip suyumdan içtim. Bütün iştahım kaçmıştı. Bakışları üstümdeydi. Hissediyordum ama kafamı kaldırmadım. Gözlerimin dolmaması için uğraşıyordum. Hızlıca birkaç lokma yiyip sofradan kalktım. " Benim test çözmem lazım. Size afiyet olsun. " deyip hızlı adımlarla oradan çıktım.

 

Odaya girince derin bir nefes aldım. Balkona çıkıp yere oturdum. Temiz havayı içime çekerken telefonum çaldı.Elime alıp bakınca o numara olduğunu gördüm. Sinirle açıp "Ne var? Ne istiyorsun ?" dedim.

 

Kahkaha atmıştı. "Ay canım sen üzüldün mü ? Kıyamam." deyip tekrar kahkaha attı. "Bak derdin ne bilmiyorum ama benden uzak dur. Saçma sapan fotoğraflar da atma. " dedim. "Babam sana böyle davranmadığı için kıskanıyorsun değil mi ? Seni hiç sevmedi diye üzülüyorsun." dedi.

 

Sinirle nefes aldım. "Bitti mi ? " deyince yine kahkahasını duydum. "Yarın sana atacağım konuma gel. Konuşacaklarım var. " Sinirle nefes alırken "Oldu canım başka isteğin?" dedim. Bu sefer sesi sinirliydi. "Gelmezsen senin için kötü olur. Bazı gerçekleri bilmen lazım. " deyip yüzüme kapattı.

 

Sinirle telefonu yere bırakıp elimle ağzımı kapattım ve çığlık attım. Bir gün yüzüm gülse anında kötü bir şey oluyor.Bıktım artık...Biraz daha balkonda durup içeriye geçtim. Birkaç test çözdükten sonra yatağa geçtim. Saat daha erkendi ama aşırı yorgundum. Uykuya dalmadan önce birinin sargılı kolumu okşadığını ve saçımdan öptüğünü hissettim.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Üçüz uyan! Geldiler. Geldiler."

 

Batu'nun bağırması ile gözlerimi araladım. Gözlerimi kırpıştırıp yatakta oturur pozisyona geldim. "Geldiler mi ?" Batu sırıtıp "20 dakikaya buradalar. Bende seni uyandırmaya geldim." dedi. Onu başım ile onaylayıp ayağa kalktım. O da odadan çıkmıştı zaten. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Duşa girsem iyi olacak.

 

On dakikalık bir duşun ardından odaya geri döndüm. Uzun kollu bir kazak ve eşofman giydim. Saçımı kurutup at kuyruğu yaptım. Telefonumu da cebime koyunca aşağıya indim.

 

Merdivenden inecekken Akın ile karşılaştım. Beni görünce gülümsedi. "Günaydın." Bende gülümseyip günaydın dedim. Beraber aşağıya inince kapı da çalmıştı. Serpil Hanım mutfaktan çıkıp kapının yanına gelmişti. Ben ve Akın yan yana dururken kapıyı açmıştı.

 

Kalabalığı gördüğüm an kaçmak istedim. Kaç kişi var ? Diğerleri de içeriden gelirken Serpil Hanım yaşlı çiftin elini öpüp sarıldı. Doğan Bey'de aynısı yapıp geri çekildi. Bu sırada Serpil Hanım diğerleri ile selamlaşıyordu. Abi tayfası , Batu ve Bartu'da sırayla yaşlı çiftin elini öpmeye başladı.

 

Akın'ı gördüklerinde şaşırmışlardı. "Akın. Torunum gelmişsin." Akın dedeme gülümseyip elini öptü. Yaşlı çift demek tuhaftı. Böyle daha iyi. Sıra bana gelmişti. Anneannem beni görünce yüzünü buruşturdu. Takmayıp elini öptüm. Dedem ise elini öptükten sonra bana sarılmıştı.

 

"Maşallah torunuma. Ne kadar da güzel. Aynı annesi." dedi. Ona gülümseyip teşekkür ettim. "Baba izin ver bizde tanışalım." Genç duran adam konuşmuştu. Bu sefer kuzenler hariç diğerleri ile sarılıp selamlaştım. İki dayım, bir teyzem vardı.

 

Salona geçip oturmuştuk. Büyük dayımın ismi Ahmet. Eşi Özlem ve çocukları Seval ile Can. Seval benden bir yaş küçük, Can ise 19 yaşında. Diğer dayım Hasan. Eşi Meryem ve çocukları Mehmet, Ceren ve Miraç. Mehmet abi , Akın ile yaşıtmış. 29 yaşında. Ceren abla 22 yaşında. Miraç ise bizden bir yaş büyük. Teyzem Hülya. Eşi Kerim ve çocukları Baran ile Yusuf.Nİkizler ve 12 yaşındalar.

 

Dedem Veysel , anneannem ise Semra. Anneannem ve Seval'in kötü kötü bakması dışında iyiydi. Özellikle Seval gözünü üstümden çekmiyordu. Sanırım Ömer abi ve Akın'ın arasında oturduğum için. "Güzel yeğenim bize kendini tanıtır mısın? " Ahmet dayım sormuştu. Stresten tırnaklarımı avucuma batırıyordum.

 

"Adımı biliyorsunuz zaten Peri. Eşit ağırlık öğrencisiyim. Avukat olmak istiyorum. Sizin merak ettiğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz. Şimdi ne diyeceğimi bilmiyorum." "Peri diye isim mi olur? Saçma. " Anneannem söylemişti.

 

Sakin ol Peri. Sakin ol.

 

"Niye saçma olsun ? Üçüzümün ismi çok güzel . Kıskandın mı yoksa anneanne ? " Bartu konuşmuştu. "Hadsiz." deyip yine bana döndü. Üstümdekilere iğrenç bir şeymiş gibi bakıp burun kıvırdı."İnsan biraz özenir. Pijama ile karşımıza çıkmış. " Bu sefer Seval alayla konuşmuştu.

 

Tırnaklarımı daha da bastırıp ona döndüm. "Ne giyseydim? Abiye mi ?" dedim.

 

Bana sinirle baktı. Anneannem dışında diğerleri dediğime gülmüştü."Sen boş ver Peri. Maşallah çok güzelsin." Teyzeme gülümsedim. "Yoldan geldiniz. Sofraya geçelim mi ?" Serpil Hanım ayağa kalkınca bizde kalktık. Büyükler yemek odasında giderken biz mutfağa geçtik. Bartu ve Batu'nun arasına oturdum ve maalesef karşımda Seval vardı. "Kuzen alıştın mı ailene ?" Miraç sormuştu.

 

"Evet. Alıştım." dedim. Bartu elindeki reçelli ekmeği bana uzatınca Seval alayla güldü. "Eli yok mu ? Var. Niye bebek gibi davranıyorsunuz?" Bizden önce Batu konuşmuştu.

 

"Çünkü o bizim bebeğimiz. "

 

Ona dönüp gülümserken Seval sinirle elindeki bardağı masaya bıraktı. Kahvaltı boyunca Seval hariç diğerleri ile sohbet etmiştim. İyi anlaşmıştık ve Seval sürekli bana bakıp göz deviriyordu. Onu takmıyordum. Bartu beni bu konuda uyarmıştı. Sürekli bana laf atacağını ve benim umursamamam gerektiğini söylemişti. Eğer cevap verirsem daha da şımarır ve üste çıkmak için her şeyi yaparmış. Kahvaltı bittikten sonra bende sofrayı kaldırmaya yardım ettim. Serpil Hanım ve teyzem bulaşık yıkarken yengeler de arada yardım ediyordu.

 

Mutfağa anneannem girdi. Bana kısa bir bakış atıp Serpil Hanım'a döndü. "Kızım çocuklar kaynaşmak için dışarıya çıkacak. " dedi. "Tamam anne. Kızım sen Bartuların yanına git o zaman. İyi eğlenceler." Mutfaktan çıkınca Seval'in Akın ile konuştuğunu gördüm. Daha doğrusu Seval konuşuyordu ama Akın dinliyor gibi değildi.

 

Akın beni görünce gülümseyip yanıma adımladı. Seval'e bakınca sinirle bana baktığını gördüm. "Güzelim dikkat et. " kulağıma eğilip "Bu kızın ne yapacağı belli olmaz. Bende seninle gelmek isterdim ama dedem izin vermedi. Sen üçüzlerinin yanından ayrılma. " dedi.

 

"Merak etme. Sapasağlam gelmeye çalışırım." deyip güldüm. O burnuma vurdu. Ömer abinin sesi ile sağa döndüm."Aldatılıyor muyum?" deyip elini kalbine koydu. Akın göz devirirken ben güldüm. "Asla öyle bir şey yapmam." deyince gülüp yanıma geldi. Saçımdan öpmüştü.

 

Seval nefretle bana bakıyordu. Umursamayıp abime döndüm. O da yanımızdan gitmişti zaten. "Ne dikiliyorsunuz ? " Qnneannemin sesi ile oflamamak için zor durdum. Her yerden çıkmak zorunda mı?

 

"Kardeşimizle konuşuyoruz anneanne." Akın'ın seside bıkkın çıkmıştı. "Gidin Seval torunum ile konuşun. Bunu ger gün görüyorsunuz zaten." Sesi sitemliydi.

 

Ömer abi yüzünü şaşkın bir ifade takınıp "Anneanne benim karakolda işim vardı. Ben bunu unutmuşum. Gelince artık." deyip koşar adım ceketini aldı ve evden çıktı. Anneannem bu sefer Akın'a döndü. "Dedem ile konuşacağım. Sonra da işim var. " Aesi çok ciddiydi. Elleri cebinde anneanneme bakıyordu. Ona ters bir bakış atıp bana döndü.

 

"Gel seninle biraz konuşalım. " Yukarıya çıkınca el mecbur peşinden gittim. "Odan hangisi ?" deyince önden yürüyüp odama girdim. O da arkamdan gelip kapıyı kapattı. Anneannem ciddi bir ifadeyle bana bakarken sandalyeye oturdum.

 

"Umarım kızımı üzmüyorsundur. Torunum olabilirsin ama kızım her şeyden önce gelir. Açık söylemek gerekirse seni hiç sevmedim." Vah vah ne üzüldüm. O benden bir tepki bekliyordu ama ben boş gözlerle bakıyordum.

 

"Bir kere bu aileye hiç uymuyorsun. Şu haline bak. Nerede nasıl duracağını, konuşacağını bilmiyorsun." Derin bir nefes aldım. "Benden büyüksünüz. Saygımı bozmak istemiyorum ama benim giyimim, konuşmam niye sizi ilgilendiriyor ? Annemler ile aram gayet iyi ve o benim böyle olmama bir şey demiyor. Ayrıca sanki kıyafetimde ne var ? Ya da konuşmamda ? O çok sevdiğiniz torununuz gibi mi davranayım ? Üzgünüm ama o bana ters. "

 

İlk defa annem diye bahsetmiştim. Nedense içinde bir kıpırtı oluşmuştu. En kısa zamanda yüzüne karşı da diyecektim. Bana yüzünü buruşturdu. "Deden olmasaydı buraya gelmezdim. Şuna bak. Terbiyesiz ve hadsiz. " dedi ve bir şey dememe izin vermeden odadan çıktı. Ofladım. Onca derdim yokmuş gibi buda çıktı. Takmayacaktım. Beni sevip sevmemesi umrumda değildi.

 

Dolabın karşısına geçip kot pantolon ve kırmızı buluzumu aldım. Onları giydikten sonra saçımı salık bırakıp parfümümü sıktım.Çantama gerekli eşyaları koyup aşağıya indim. Seval dışında diğerleri ile anlaştığım için gezme fikri güzel geliyordu.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Gece yine canlı mı canlı

Uçuyor herkes heyecanlı

Acele etmiyor kimse

Çıkmak yok kapı kapalı"

 

Bağıra bağıra Batu ile şarkıyı söylüyorduk.

 

"Bir o yana bir bu yana yürü hadi

Göster bana o eşsiz dansını

İnadına inadına inadına düşmez

Yükselttin bak nabzımı"

 

Biz Batu ile arkada şarkıya devam ederken Özgür ve Bartu bize gülüyordu. Miraç, Can ve Seval bir arabada bizde başka bir arabadaydık. Can'ın ehliyeti olduğu için o sürüyordu. Özgür'de bizi bırakıp adliyeye gidecekti ve işi bittikten sonra yine bizi almaya gelecekti.

 

İkizler gelmek istememişti. Annelerinin yanında kalmak istedikleri için bir şey demedik. Bizde bowling oynamaya gidiyorduk. Can istemişti. Daha sonra nereye gideceğimizi bilmiyorum. Araba durunca geldiğimizi anladım. Arabadan inmeden önce Özgür dikkatli olmamız konusunda uyarmıştı. Hepimiz yan yana gelince içeriye girdik.

 

Yarım saat sonra

 

"Kuzen evet öyle...işte bu!" Miraç sevinçle bağırıp bana sarıldı. Tüm lobutları devirmiştim.

 

Benden ayrıldıktan sonra karşı takıma yani Bartu, Seval ve Can'a baktım. Yüzleri düşmüştü çünkü biz kazanmıştık. "Helal olsun üçüz. Güzel oynadın." Bartu'ya gülümsedim. "Sende güzel oynadın üçüz." deyince duraksadı. Şaşkınlıkla bana baktı.

 

"Şansı yaver gitti. Yoksa kazanamazdı." Seval'in konuşması ile oflayıp Batu'nun omzuna kolumu uzattım. "Benim şansım yaver gitti. Peki üçüzümün. Ya da Miraç'ın?" deyince göz devirdi. Bir anda Batu bana sarılmıştı. Bartu'da sarılınca Seval'in sinirli sesini duyuyordum.

 

"İyiki varsın." Batu söylemişti. "Teşekkür ederiz. Bizi kabullendiğin için." Bartu'nun dediği ile yüzümde içten bir tebessüm oluştu. "Aman be ! Ne dram yaptınız ? Ben sıkıldım. Dışarıya çıkıp gezelim. " Seval'in söylenmesi ile göz devirip onlardan ayrıldım. "Ortamın içine sıçmasan olmuyor mu kardeşim ?" Can'ın dediğine biz gülerken o somurtuyordu.

 

Oradan ayrılıp dışarıya çıktık. Can bize dönüp "İleride bir park var. Orada oturalım." dedi. Seval aniden koluma girip " Tamam siz araba ile gidin. Biz biraz hava alalım. Araba beni boğuyor." dedi.

 

Ben şaşkınca bakarken Bartu ve Batu pek inanmışa benzemiyordu. "Ben seninle gelirim. Peri araba ile gitsin." Batu'nun dediğini hemen inkar etti. "Hayır. Belki ben kız kıza konuşmak istiyorum. Hadi görüşürüz." deyip beni çekiştirmeye başladı. Oflayıp ona ayak uydurdum. Derdi neymiş öğreniriz. Biz yürürken onlar araba ile yanımızdan geçmişti. Kolumu ondan çekip "Derdin ne? Niye baş başa kalmak istedin ?" dedim .

 

Biraz daha ilerlemiştik. O da bana göz devirip "Ben değil Burcu seninle konuşmak istiyor." dedi. Elimle alnıma vurdum. "Ben onunla konuşmak istemiyorum." deyip ters yöne gitmeye başladım. Cebimden telefonumu çıkarıp açınca aniden elimden çekildi.

 

"Ne yapıyorsun? Versene telefonumu." desemde beni takmayıp koşmaya başladı. "Acaba abilerine sizi sevmiyorum diye mesaj atsam mı ?" dediği an gözlerim şokla açıldı. Peşinden koşmaya başladım. "Kızım salak mısın? Sakın öyle bir şey yapma. " Aramızdaki mesafe azalmıştı. O aniden sağa döndü. Bende döndüğüm an korna sesi yankılandı.

 

Onu tişörtünden çekince ikimizde yere düştük.

 

Bölüm sonu

 

Düşünceleriniz ?

 

Öhm öhm anne tarafı geldi:)

 

En sevdiğiniz karakteri şuraya alalım.

 

Son sahne?

 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm

 

Instagram Hesabım : nisaa_yazar_1

 

Diğer bölümde görüşmek üzere

 

Loading...
0%