@nisaa_yazar_1
|
Acıyla inleyip üstümdeki Seval'i ittim ve yerde oturur pozisyona geldim. Onu çekerken üstüme düşmüştü. Araba da gitmişti. Seval'de kolunu tutup yerde oturdu. "Kızım sen salak mısın? Az daha araba çarpacaktı. Çocuk çocuk hareketler yapıyorsun. " Sinirle konuşurken ayağımı tutuyordum. Acıyordu. Bütün ağırlığı ayağıma gelmişti ve çok acıyordu. Belim de hafif sızlıyordu.
"Ben nereden bileyim araba çıkacak. Off! Kolum çok acıyor." Ona ters ters bakıp yere düşürdüğü telefonumu aldım. Camı kırılmıştı. Oflayıp açamaya çalıştım.Bir bu eksikti. Telefon açılmıyor. Sinirle cebime koyup ona döndüm."Sen ve Burcu ne karıştırıyorsunuz bilmiyorum ama benden uzak durun. Sizinle uğraşamam." deyip zorlukla ayağa kalktım.
Tabikide evdekilere gidip söyleyecektim. Bir zahmet Seval'i uyarsınlar. O da ayağa kalkınca "Can'ı arasana. Gelip bizi alsınlar. Ayağım ağırıyor." dedim ve köşedeki kaldırıma oturdum.
Seval beni şaşırtıp itiraz etmemişti. Telefonunu çıkarıp aradı. Kafamı dizime yaslarken o telefonda yerimizi tarif etmeye çalışıyordu. Yaklaşık beş dakika sonra araba sesi geldi. Kafamı kaldırıp bakınca Özgür'ün arabası olduğunu gördüm. Arkada da Canlar vardı.
Özgür arabadan inip koşar adım yanıma geldi. Bartu ve Batu da yanına gelirken diğerleri Seval'in yanına gitti.
"Seval...kKrdeşim. Koluna ne oldu ?" Can endişeyle ona bakıyordu. Onlara bakmayıp Özgür'e döndüm. "Peri. Ne oldu? Seval telefonda kaza falan demiş." deyince göz devirdim.
"Az kalsın araba çarpacaktı. Son anda onu çekince ikimizde düştük. " dedim.
"Peki siz niye buradasınız? Park yolu burası değil." Batu'ya dönüp "Eve gidince anlatsam. Ayağım ve belim ağırıyor zaten." dedim.Bir şey demeyip başları ile onayladılar. Ayağa kalkacakken Özgür beni kucağına aldı. Hiç itiraz edemeyecektim. Biz Özgür'ün arabasına binerken diğerleri Can'ın arabasına bindi. Özgür gidip Seval'in durumu sorunca bende cebimdeki telefonumu çıkardım. Bu kırılmıştı değil mi ? Oflayıp tekrar cebime koydum. Özgür arabaya binince sürmeye başladı.
🧚🏻♀️
"Oy benim güzel torunum ne hale gelmiş? Sen yaptın değil mi ? Seni küçük şeytan." anneannem Seval'e ağıtlar yakarken ben Akın ve Doğan Bey'in arasında oturuyordum. "Aynen ben yaptım. Aldım arabanın önüne attım. Sonra vicdanım el vermedi geri çektim." deyip göz devirdim."Kızımın koluna bak. Bir de gelmiş dalga geçiyor." Özlem yengenin dediği ile elimi sıktım.
"Eee ama yeter. Bir daha kızıma laf söyleyen olursa karşısında beni bulur. Koluna bak diyorsun da azıcık çizilmiş. Gelmiş kırılmış gibi tepki veriyor." Serpil Hanım'ın sinirle konuşması ile Özlem yenge öfkeyle ona baktı. "Şu kız için ne-" Anneannem konuşacakken Doğan Bey ayağa kalktı.
"Saygımı korumak istiyorum ama siz çok zorluyorsunuz. Kızımın bir ismi var. Peri. Ayrıca olayı öğrenmeden direkt ona saldıramazsınız." dedi.Daha fazla durmayıp Seval'e döndüm. "Bence bize Seval açıklamalı. Mesela beni niye Burcu ile görüştürecektin ? Ya da telefonumu alıp abilerime sizi sevmiyorum diye mesaj atacaktın ?" Sanırım bunları dememi beklemiyor olacakki şaşkınlıkla bana baktı. Ben ise sırıtıyordum.
"Ya-yalan söylüyor." Sinrile ayağa kalktım. Benimde bir yere kadar sabrım vardı.
"Ne yalanı be ? Dün akşam Burcu arayıp benimle buluşmak istedi. Ben reddedince sana mı söyledi? Bir şekil buraya geleceğinizi öğrendi değil mi ? Gelmiş bir de yalan diyor. " Bartu ve Batu'ya döndüm. "Benimle yürümek istiyordu ya. Ne için istiyordu biliyor musunuz ?" Tekrardan Seval'e döndüm. "Beni Burcu'nun yanına götürecekti. Ben gitmeyi reddedince telefonumu alıp koşmaya başladı. O sıra telefonum açıktı ve abilere mesaj atacağını söyledi. Normalde olsa peşinden gitmezdim. Bunu diyince bende koştum. Aniden sağa dönünce araba çıktı. Ben onu çektim ve yere düştük. Yani benim sayemde araba çarpmadı. Kolu çizilmiş. Sanki kurşun değmiş gibi tepki veriyor. Ben daha kötü haldeyim. " dedim ve bacağımı açtım. Morarmıştı ve soyulmuştu. Sonra belimi biraz açtım. Oraya da bakınca kızardığını gördüm. Avuç içim de çizilmişti. Seval üstüme düştüğü için sadece kolu yere değip çizilmişti. Hepsi şaşkınca bana bakıyordu.
"Yalan söyleme." deyip ayağa kalktı. Ona atılacakken Akın beni tutmuştu. "Ya bırak. Zaten sinirliyim. O saçlarını yolayım." diye bağırdım. Kelimenin tam anlamıyla çıldırdım. Derin nefesler alırken bu sefer Seval öne atılmıştı. Onu da Can tutmuştu. Dedem sinirle bağırıp "İkinizde durun. Seval doğruyu söyle. Yaptın mı ?" dedi.
Seval dedemin bağırması ile Can'dan kurutulup tekrar oturdu. Sanırım ondan çekiniyordu. "Ben...Ben özür dilerim. " diye mırıldandı. "Niye böyle yaptın ki ?" Teyzemin sesi şaşkın çıkmıştı. Seval konuşmayıp başını eğdi.
"Kızım. Biz gidelim. En iyisi bu olacak. Herkes akıllanınca yine geliriz." Dedem sonda Seval'e yönelik konuşmuştu. Sonra gelip benim saçımdan öptü. Bende onun elini öpünce gülümsedi. Ahmet dayım mahcupca yanıma gelip Seval adına özür dilemişti. Ben Hasan dayım , yengem , teyzem ve eniştem ile sarılırken Bartu ve Batu sinirle Seval'e bir şey diyordu. Ömer abi ve Barış burada yoktu. Özgür'de öfkeyle Özlem yengeye bakıyordu. Akın ise sinirle soluyup bahçeye çıkmıştı.
🧚🏻♀️
"Acıyor mu ?" Serpil Hanım'ın dediğine olumsuz anlamda başımı salladım. Bacağıma ve belime bir şey sürüyordu. "Keşke hiç gelmeselerdi. Sanırm birkaç gün burada kalsalardı Peri mumya gibi dolaşacaktı. " Bartu'nun dediğine güldüm.
Serpil Hanım krem sürdükten sonra bacağımı sarıyordu. Sarılmayan bir kafam kaldı. O da yakında olur herhalde. "Bu ev niye sessiz ? Herkes nere-" Ömer abi içeriye girip beni görünce sözü yarım kaldı. Barış'ta şaşkınca bana bakıyordu. İkisi yanıma gelince Ömer abi "Ne oldu? İki saat evde yoktuk. Kim ne yaptı?" dedi.
Benim yerime Özgür cevapladı. "Gel ben anlatayım." dedi. Özgür olanları anlatırken bende ayağa kalktım. Elime de krem sürüp bant yapıştırmıştı.
Ömer abi sinirle nefes alıp "Bu Seval gerçekten fazla olmaya başladı. Burcu'nun derdi ne ? Niye seni arıyor ki?" dedi.Omuz silktim. "Bir bilsem. Ailesi ile olan fotoğraflarını gönderiyor. Engelledim ama başka numaradan yazdı. Dün akşam arayıp buluşmak istedi. Neymiş bazı gerçekleri öğrenmem lazımmış. " dedim.
"O kızı karşıma alıp güzelce uyarmam lazım. Yoksa peşini bırakmaz. Allah bilir yine ne saçmalayacak?" Akın'ın sesi ile oraya döndüm. Bahçeden gelmişti. "Değmez bile. Bu arada." Cebimden telefonu çıkardım. "Telefonum kırıldı." dedim. Akın yanıma gelip elimden aldı. " Ben hallederim." dedi ve göz kırptı.
Gülümseyip "Neyse ben odaya çıkayım. Malûm bir hocamız var. Günlük 100 soru ödev veriyor. Gidip onu yapmam lazım." dedim.
Batu ve Bartu gülerken , Barış "200 soru mu olsun?" dedi.
Üçümüzde "Hayır." diye bağırdık.
Bu tepkimize güldüler.
🧚🏻♀️
Kapımın çalınması ile başımı testten kaldırdım. Gel diyince Akın içeriye girmişti. Kapıyı kapatıp yanma geldi. Köşedeki sandalyeye oturunca bende ona döndüm. "Bir türlü baş başa konuşamadık. Nasılsın? Ağrın var mı?" dedi. Olumsuz anlamda başımı salladım. "İyiyim iyi. Sen nasılsın?"
"İyiyim." Sessiz kalınca ben konuşmaya başladım.
"Ben senden korkmuyorum. Geçenki konuşmanızı duydum. Tamam başta çekinmiştim falan ama şimdi öyle değil." Derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim. "O adam... ölmüş." deyince ellerimi tuttu. "Evet güzelim. Ölmüş. Sen onu düşünme tamam mı ? O artık yok." dedi.
Gülümsedim. Gülümeyince o da gülümseyip bana sarıldı ve yanağımdan öptü. Geri çekilince "Biraz kendini anlatsana. Diğerlerini az çok tanıdım. Seni hiç tanımıyorum. Mesleğini bile Batu'dan öğrendim. " dedim"Anlatayım güzelim. Hatta sen sor. Ben cevaplayayım."
"Kaç yaşındasın. "
"29."
Biraz düşündüm. "Sevgilin var mı?" deyince güldü.
"Var. Kimse bilmiyor. Şimdilik aramızda sır." deyince elimle ağzıma fermuar çeker gibi yaptım.
Ben ona sorular sorarken o sıkılmadan cevaplıyordu. Daha sonra o sorular sordu ve bende cevapladım.Yarım saat boyunca sohbet etmiştik. Daha sonra o odadan gidince ben kalan sorularımı çözmeye başladım. Tarih ödevim de vardı. Onu da yarın yapardım. Yemek saati gelince aşağıya indim. Bartu ve Batu'nun arasına oturdum. Doğan Bey'in afiyet olsun demesi ile yemeğe başladık. Sessizce yemek yerken Özgür "Yarın bir şeyler mi yapsak? Hazır hepimiz evdeyken vakit geçirelim." dedi.
"Çok güzel olur. Ne yapalım ?" Bartu heyecanla konuşmuştu. Özgür sırıtıp "Siz merak etmeyin. O iş bende. Yarın hazır olun yeter." dedi.Hem sohbet edip hem yemek yiyorduk. Yemeğimiz bittikten sonra Serpil Hanım'a bulaşık yıkarken yardım ettim.
Salona geçince Barış'ın film açtığını gördüm. Akının yanına oturduğumda Serpil Hanım'da elinde pasta ve meyve suyu ile gelmişti. Herkesin önüne bıraktıktan sonra Doğan Bey'in yanına oturdu. Barış filmi açtıktan sonra yerine oturdu. Film komedi türündendi. Pasta tabağını elime aldım. Bir yandan yerken filmi de izliyordum.
Kahkahalar eşliğinde filmi izliyorduk. Doğan Bey ve Sepril Hanım odalarına gitmişti. Filmin bitmesine az kalmıştı ve benim uykum geliyordu. Başımı Akın'ın koluna yasladım. Gözlerim kapanırken kolunu bana sardığını hissettim.
🧚🏻♀️
"Üçüz kalk...Kalk...Kalk." Batu'nun başımda bağırması ile oflayıp yanımdaki yastığı kafasına attım.
"Uyuyan insana karışılmaz. Ne diye bas bas bağırıyorsun ?" diye sitemle konuştum. "Kahvaltıyı dışarıda yapacakmışız. Ondan uyandırdım. Aman be ! Sana da iyilik yaramıyor." Sesi tripli çıkmıştı. Yatakta oturur pozisyona gelip ona baktım.
"Beni bağışlayın efendim. Öyle dememem lazımdı. Benim hatam. Beni uyandırdığınız için teşekkür ederim. " dedim. Batu saçını karıştırıp "Bir daha böyle laubaliliği affetmem. Aferin köle böyle ol." dedi. Diğer yastığı da kafasına atınca gülüp odadan kaçtı.
Ben yataktan çıkınca kapım tekrar açılmıştı. Batu kafasını uzatıp "Köle on dakikan var. " dedi ve kaçtı. Bu haline gülüp banyoya gittim. İşlerimi hallettikten sonra odaya geçtim.
Kot pantolon ve gömlek giyip saçımı taradım. İki tane örgü yaptıktan sonra parfüm sıktım. Telefonum olmadığı için yüzüm düştü. Oflayıp odadan çıktım. Aşağıya inince Akın'ı gördüm. Beni görünce gülümseyip günaydın dedi. Bende gülümseyip günaydın dedim. "Telefonun birkaç saat daha yok ama bugün ayarlamaya çalışacağım." dedi.
"Önemli değil. Arayanım pek yok. Okuldakiler ararsa Batu ve Bartu'yu ararlar. " deyince burnumu sıktı.
Diğerleri de gelince evden çıktık.
3 saat 12 dakika sonra
"Bana bakın. Sakın ölmüyorsunuz. Peri sen Akın abimi ve Ömer abimi al. Onlara gülümsersen bile erirler sonra vur. Batu sende Barış abim ve Özgür abimi al. Annem ve babam bende." Batu ile tamam deyince üçümüzde farklı yerlere dağıldık. Kahvaltı yaptıktan sonra tiyatro izlemeye gitmiştik. Çok güzeldi. Daha sonra Özgür bizi paintball oynamaya getirmişti. Üç gruba ayrılmıştık.
Doğan Bey, Serpil Hanım ve Barış bir grup ; Akın , Özgür ve Ömer abim bir grup. Bizde bir gruptuk.
Bizi en zorlayacak kişi Ömer abiydi. Adam polis sonuçta. Akın'da zorlar gibi ama diğeleri pek zorlamaz. Bir ağacın arkasına saklandım. Kafamı çıkarıp etrafı kolaçan ettim. Görünürlerde kimse yoktu. "Ya abi benden uzak dur. Atmasana. Lan vuruldum. " Batu'nun bağırma sesleri geliyordu.
"Peri ikimiz tek kaldık. Bu salak vuruldu. Barış abimden kaçarken babam vurdu. " Bartu'nun dediği ile kahkaha attım. "Sen eve gidince görürürsün. İnsan annesini vurur mu ? Hain evlat." Serpil Hanım'ın sitemli sesi geliyordu.
"Anne ! Bu bir oyun ama." Ömer abinin sesi ile sırıtıp sesin geldiği yöne döndüm. Yere uzanmıştı ve silahı birine doğrultuyordu. O yöne bakınca Bartu olduğunu gördüm. Yere eğilip emeklemeye başladım. Bacağım acımıştı ama sorun değildi. Silahı onun koluna doğrulttum. "Güzelim biraz daha sessiz gelmeliydin." deyip aniden silahı bana doğrulttu. Gözlerim şokla açılınca kendimi sağa attım ve Özgür'ün sesini duydum.
"Biz aynı takımdaydık lan. Niye beni vuruyorsun ?" Hemen ilerideki çalının arkasına geçtim. "Peri, babam da oyundan çıktı. Akın abim, Ömer abim , Barış abim ve biz kaldık."
Bartu'nun sesinden sonra silahımı ileriye doğrulttum. Hedefimde Barış vardı. Silahı sıktım. Bacağından vurulmuştu."Hanginiz vurdu beni ?" diye bağırınca Akın'ın eğlenen sesini duydum.
"Peri vurdu. Bende onu vuramayacağım için Bartu'yu vuracağım." dedi ve Bartu'nun sitemli sesi geldi. "Bende öldüm ya. Peri bir sen kaldın. Göster gücünü. " dedi. Çalılar beni şu anlık saklıyordu. Tam Ömer abiyi hedef alacakken Akın'ın sesini duydum.
"Saklanmayı beceremiyorsun bücür."
Karşılaştığımız gecede bunları demişti. Yine tokat atsam ne olur ki ? Ayağa kalkıp ona döndüm. Şirince sırıtırken o silahı bana doğrultmuştu."Hani beni vuramazdın ? " dedim.
"Ben vuramam ama o ." sözünü kesen sırtıma aldığım darbeydi. Şaşkınlıkla arkamı döndüm. "Sana yazıklar olsun abi. İnsan kardeşini vurur mu ? Senin Akın'ı ve kendini vurman lazımdı. Ve benim kazanmam lazımdı. " deyince kahkaha attı.
Aniden karnına darbe alınca bu sefer Akın kahkaha attı. Bu haline bende gülerken aniden havalandım. Akın kollarımdan tutup sırtına almıştı. "Ben ağırım. Belin ağırır." desemde beni takmadı bile. Diğerleri de yanımıza gelmişti. Bartu üzgün bir sesle "O kadar plan yaptım ama kaybettik. Off! " dedi. Doğan Bey ensesine vurup " Sen beni vurdun değil mi ? " dedi. Bartu koşarak Özgür'ün yanına geldi.
"Baba sen beni bırak da. Ömer abi annemi vurdu. Git ona kız. Karını oyun dışı bıraktı. Çok ayıp değil mi ?" deyince kahkaha attım. Ömer abi ellerini havaya kaldırıp "Ben masumum. " dedi. Gülerek oyun alanından çıkmıştık. Arabalara binmeden önce Bartu ve Batu yanıma gelip beni yanlarına çektiler. "Biz üçümüz biraz gezebilir miyiz ? Lütfeeeeeeen. " dedi e harfini uzatarak.
"Tamam ama geç kalmayın." Doğan Bey'i onaylayıp yanlarından ayrıldık. Batu üçümüze dondurma aldı ve ileride gördüğümüz parka gittik. Birkaç kişi dışında kimse yoktu.
Batu elimden tutup salıncakların olduğu yere getirdi. Birine oturtup sallamaya başladı. Yüzümde gülümseme oluşurken dondurmamı yemeye devam ettim. Sırayla üçümüzde sallanmıştık. Hava kararmaya başlayınca parktan ayrıldık. İleride gördüğüm kişi ile gözlerimi devirdim. Burcu ve yanında birkaç kişi vardı. "Yavaşça arkanızı dönün. Ben bu kız ile muhattap olamam." Batu'yu onaylamıştım. Geri dönecekken Burcu'nun alaylı sesini duydum.
"Oooo üçüzler beraber geziyor. Vay vay vay. " Oflayıp ona döndüm. Batu'da benden farksız değildi. Bartu ise göz devirip "Ne oldu ? Beklemiyor muydun?" dedi.
"Beklemiyordum. Şu kızı kabullenemeniz...neyse umrumda değil. " bu sefer bana döndü. "Bakıyorum da benden sürekli kaçıyorsun? Niye ?" dedi. O bize yaklaşmıştı. Arkadaşları ise gidiyordu. Kollarımı göğsümde birleştirip "Zamanımı değersiz şeylere harcamıyorum. " dedim. Sinirle bana baktı. "Ne diyorsun be ?" deyince bir adım öne çıktım.
"Bak. Benim seninle bir derdim yok. Beni rahatsız etme. Ne kuyruk acın var bilmiyorum ama uzak dur benden."
"Babamın seni neden sevmediğini merak etmiyor musun ?" dedi ve alayla güldü. "Aslında çocuk istemiyormuş. Seni bir türlü kızı olarak kabul etmemiş. Bu yüzden sürekli baskı altındaydın zavvalı. Babam sen doğduğun için bile senden nefret ediyormuş. " dedikleri ile yutkunamadım. "Peki niye beni sevdin dedim ona. Ne dedi biliyor musun?" Güldü. "Beni ilk gördüğü an içini sıcaklık kaplamış. Bana hemen ısınmış. Eee onu senin gibi üzmüyorum da. O da beni seviyor. Üzülüyorum sana. Zavallısın. Kim-" Attığım tokat ile cümlesi yarıda kalmıştı.
"Sen ne yapıyorsun be! " Saçımı çekince acıyla inledim. Bende saçını çekmeye başlayınca o diğer eli ile kolumu sıkıyordu. Dizimi karnına geçirsemde geri çekilmedi."Hey hey ! Ayrılın." Bartu ve Batu bizi ayırmaya çalışıyordu.
Burcu sinirle Bartu'yu itti. Bartu dengesini kaybedip Batu'nun üstüne düşmüştü. "Lan bir kız ile devrildik. Ah sırtım!" İkimizde nefes nefes ayrılmıştık.
"Üçüzlerin yalnız kalmasın. Gel sende onların üstüne." Burcu kolumdan tutunca sinirle ayağımı kaldırdım ve karnısına tekme attım. O acıyla yere düşerken Batu ve Bartu ayağa kalkmıştı.
"Bana bak. Bir daha karşıma çıkma. Kardeşlerime de dokunma. Bir dahakine kötü olur. " Sesim sokakta yankılanırken göğsüm hızla inip kalkıyordu ve ellerim titriyordu.
Bölümsonuuu
Düşünceleriniz ?
En sevdiğiniz sahne ?
Ailecek vakit geçirdiler ... Nasıldı?
Akın ?
Son sahne ?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum
Diğer bölümde görüşmek üzere
|
0% |