Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm 🧚🏻‍♀️

@nisaa_yazar_1

17 yılın önce doğumda karışmış olabilirim ve babamım tek yaptığı gülümsemek. Benden bu kadar mı nefret ediyor ? Gözlerim dolarken başımı eğdim ve kısık sesle konuştum. " Nasıl ? Bu bir şaka...Değil mi ?" Şaka olmadığını biliyordum ama bir umut şaka yaptığını düşündüm.

 

"Duydun işte. Doğumda hemşireler bebekleri karıştırmış. Yarın DNA testi yapacağız. " Gözümden bir yaş düşünce hemen ayağa kalkıp yanlarından ayrıldım ve merdivenlerden koşarak odama girdim.

 

Banyoda yüzümü soğuk su ile defalarca yıkayıp oama tekrar döndüm ve sandalyeme oturdum. Sakin olmam lazım. Kesin değil ki. Karışmama ihtimalim de var. Masaya başımı yaslarken sağ gözümden bir yaş daha düşmüştü. Kimi kandırıyorum ki ? Babamın yüzüne bakılacak olursa kesin karışıklık olmuş.

 

Benden kurtulacağı için madem bu kadar mutlu...niye bana onca şeyi yaşattı. Niye her gün beni görmemezlikten geldi? Sadece okula geç kaldığım için niye beni dövdü? Benden bu kafar nefret ediyorsa derslerim içinde baskı kurmasaydı. Sırf bir soru yanlış yaptım diye tokatlar atmasaydı...

 

Bunları düşündükçe göz yaşlarım daha da artıyordu. Yaşlar yanağımdan bir bir dökülürken babamın gülerek konuşması kulağımda yankılanıyordu.

 

Ağlamaktan gözlerim ağırmaya başlayınca kafamı masadan kaldırıp göz yaşlarımı sildim. Onun karşısında böyle durmamalıyım. Güçlü durmalıyım. En azından annem ve babam karşısında. Bildirim sesi ile bakışlarım telefonuma kaydı. Telefonu açınca bir gruba alındığımı gördüm. Grup ismini görünce göz devirip mesajları okumaya başladım.

 

Okul boş Kaan hoş grubuna alındınız

 

Kaan : Nabersiniz gencolarr

 

Ebru : Salak bizim zaten grubumuz vardı

 

Hakan : Ebrucuğum o grupta hocalar da var. Biz bunu okulda konuştuk ama. Ne ara unuttun ?

 

Selim: Ebrunun kafa gitmiş.

 

Ebru : Ha ha ha. Çok komik Selim .

 

Kaan : Kavga etmeyin lan. Benim ateş perim nerede ?

 

Seren : Perimiz ders çalışıyordur. Rüyasında test görmesinden korkuyorum.

 

Kaan : Perime laf yok. Neyse yarın çıkışta döner yemeye gidelim.

 

Ayşe: Abimden kaçabilirsem neden olmasın?

 

Hakan :Okeyyyy

 

Ebru : Tamam

 

Selim : Kabul

 

Seren : Tamamdır

 

Peri : Ben yarın okula gelemiyorum.

 

Kaan : Işık Peri'm sen nerdeydin?

 

Ayşe: Niye gelemiyorsun?

 

Derin bir nefes alırken onlara söyleyeceğim bahaneyi düşünmeye başladım. Kesin bir şey olmadan söyleyemezdim.

 

Peri : Üşüttüm sanırım. Hastaneye gitmem lazım.

 

Kaan'ın inanmayacağını biliyordum. Diğerleri geçmiş olsun dedikten sonra mesaj sayfasından çıktım. Telefonu masaya koyacağım an Kaan aramıştı. Tam da tahmin ettiğim gibi...İnanmamıştı.

 

"Hemen gerçekleri anlatıyorsun?" Kaan'ın ciddi sesiyle ofladım. Sesimin titrememesine dikkat edip konuşmaya başladım. "Kaan ben doğumda karışmışım. Yarın DNA testi yapmaya gideceğiz. "

 

Kaan'dan ses gelmeyince telefonu kulağımdan çektim. Eee arama devam ediyor. "Kaa-" sözümü kesen onun bağırmasıydı.

 

"Hasssiktir. Lütfen şaka de. Lan sen şaka da yapmazsın. Gerçek. Bu nasıl olabilir ?" Sesi şaşkın çıkıyordu. "Bende bilmiyorum. Hemşireler karıştırmış diyorlar. Yarın öğreneceğiz. Ben sana haber veririm."

 

Kaan ile biraz konuştuktan sonra telefonu kapattım. Saat daha on olduğu için test çözmeye karar verdim. Oyalanmam lazımdı. Düşünmek istemiyordum.

İki saate yakın test çözdükten sonra yatağa girip gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım.

 

🧚🏻‍♀️

 

Hastaneye gelmiştik. Sabah uyandığımdan beri annem de babam da konuşmuyordu. Babam heyecanlıydı. Bunu gözlerinden anlıyordum ama annem sakindi. Duygularını dışa vurmuyordu.

 

Diğer aile ile birlikte doktorun odasındaydık. Benim yaşlarımdaki kız da anne ve babasının ortasındaki sandalyeye oturmuştu.

 

Kadın kahverengi saçlı ve ela gözlüydü. Adamın ise simsiyah saçları ve kahverengi gözleri vardı. Dikkatli bakınca gözlerim dışında kadına hafif benzediğimi fark ettim.

 

Yanda oturan kız ise genel olarak babama benziyordu. O umursamaz bakışlarla etrafa bakarken ben stresle tırnaklarımı avucuma batırıyordum. Bir an önce buradan çıkmazsak düşüp bayılacağım gerçekten. Sonunda doktor konuştu. "Önce kızlardan sonra babalardan kan alacağız."

 

Adının Burcu olduğunu öğrendiğim kızla kan vermeye gittik. Biz kan verdikten sonra babalar içeriye girip kan vermişti. Dördümüz tekrar doktorun yanına gelince köşeye geçtim. O kadın ve adam dikkatle bana bakıyordu. Gözlerimi kaçırıp doktora döndüm.

 

"Evet. Sonuçlar birkaç güne çıkar. Biz size haber vereceğiz ve o hemşire hakkında gerekli işlemleri yapacağız." Adının Doğan olduğunu öğrendiğim adam ayağa kalkıp sert bir sesle konuştu. "Bu hatanın sebepleri kimlerse hepsi cezasını çekecek. " sözlerinden sonra odadan çıkmıştı. Kadın da son kez bana bakıp kızı ile dışarıya çıktı.

Odada biz tek kalınca babam boğazını temizleyip " Büyük ihtimalle kızlar karışmış ve beni kızımdan bunca sene ayıran kişiler cezasız kalmayacak " deyip annemi de aldı ve dışarıya çıktı.

 

Odadan çıkıp yavaş adımlarla aşağıya inmeye başladım. Babamın bu hallerine alışmıştım. Beni sevmemesi , görmezden gelmesi...Canımı yakıyordu ama umursamamaya çalışıyordum. Her zamanki gibi çalışıyordum. Ne kadar öyle desem de umursuyordum ve canım yanıyordu.

 

Bahçeye çıkınca annemler eve gideceğini söylemişti. Ben sahile gitmek istediğimi söyleyince babam beni şaşırtıp gitmeme izin vermişti. Sanırm kızı olmadığım için izin vermişti.

 

Sahile gelince kulaklığımı takıp yürümeye devam ettim.

 

"Kimse yeni yara açamaz artık

Çok canım yandı acımaz artık

Bugün düşerse yarın kalkar

Bu kız kendine acımaz artık"

 

Tırnaklarımı avucuma batırırken ağlamamaya çalışıyordum. Saat üçe geliyordu. Kaan bir sürü mesaj atmıştı ve ben konuşacak havamda olmadığım için yarın anlatacağıma dair mesaj etmiştim.

 

İleride gördüğüm kişi ile adımlarım yavaşladı. Barış hoca ve birkaç kişi bu tarafa doğru yürüyordu. Beni fark etmemişti. Bende umursamayıp yürümeye devam edecekken aniden durdum.

 

Hastanedeki adamın soy ismide Akbuluttu ve Barış hocanım soy ismi de Akbulut. Sadece soy isim benzerliği. Abim veya akrabam değildir. Değildir dimi ? Allah'ım lütfen olmasın.

 

Geri dönmeyi düşünürken Barış hoca ile göz göze geldim ve mecburen yürümeye devam ettim. Yan yana gelince o konuşmuştu ?

 

"Peri bakıyorum da okula gelmeyip geziyorsun." Sözlerinde alay vardı. Size ne hocam ? desem ayıp olur mu ? Yanındaki iki adam ve ikizler de bana dönmüştü. Ben ise Barış hocaya bakıyordum.

 

"Bu sizi ilgilendirir mi hocam?" Onun aksine ben ciddi bir şekilde sormuştum. Aralarında en büyük gösteren gülerken diğeri boş gözlerle bakıyordu. İkizler ise bıkkın bir ifade ile etrafa bakıyordu.

 

Barış hoca alayla güldü. "Büyüklerinle nasıl konuşulacağını ailen öğretmedi mi?"

 

Tamam sakinim. Sakinim. Cevap verecekken telefonum çalmıştı ve hepsinin bakışları elimdeki telefona dönmüştü. Arayanın Serkan abi olduğunu görünce Barış hocaya döndüm. "Size iyi günler hocam. Ayrıca büyüklerimle nasıl konuşacağımı biliyorum. Tabiki karşımdaki kişi büyüklüğünü gösterse." deyip yanından ayrıldım.

 

Onlardan uzaklaşınca Serkan abi ikinci defa aramaya başladı. Açıp kulağıma yaklaştırdım. "Peri neredesin?" Babam büyük ihtimalle beni almasını söylemişti. "Sahildeyim abi. "

 

"Tamam bekle ben seni almaya geliyorum." Bir şey demedim. Telefonu kapatınca banklardan birine oturdum. Tahmin ettiğim gibi babam söylemişti. Anında çağıracağını tahmin etmeliydim. Başımı ellerimin arasına aldım. Hayatım sanki çok mükemmelmiş gibi bir de bu karışma mevzusu çıktı. Allah'ım sen bana yardım et.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Peri bu ne hal ? Çok kötü görünüyorsun?" Kaan endişeyle bana bakarken ben yorgunca esnedim.Dün eve gittiğim gibi odama çıkmıştım. Biraz dinlendikten sonra ders çalışmak için masama geçmiştim ama kendimi kötü hissediyordum. Uyuyamayınca da bütün geceyi balkonda geçirmiştim. Sabah babam kahvaltı yaptırmadan direkt okula gönderdiği içinde daha da yorgun hissediyorum.

 

"Dün uyumadım. Ondan uykusuzum." Coğrafya hocamız Furkan hoca derse gelince ikimizde sustuk. Furkan hoca yoklama alırken defterimi ve kalemimi çantamdan çıkardım.

 

🧚🏻‍♀️

 

Coğrafya dersi bittikten sonra seçmeli edebiyat dersine girecektik. Yorgunlukla kafamı masaya koydum. Kaan ise Hakan ile konuşuyordu. "Şarkı yarışmasına katılan kimse yok mu ?" diye sordu.

 

"Yok kanka . Sınıfta bir siz katılmışsınız. " Hakan söylemişti.

 

"Zaten biz kazanacağız. Katılmamakla iyi yapmışsınız." Böbürlenerek konuşmasına Hakan gülerken ben göz devirdim.

 

"Herkes yerine. " Barış hocanın sesini duymam ile ofladım. Bu adamın burada ne işi var? Dersi bize değil ki. Yavaş yavaş kafamı kaldırıp saçlarımı düzelttim. Barış hoca ile göz göze gelince kaşlarını çattı. Göz altları morarmış, gözlerinin içi kızarmış ve bembeyaz bir suratla görünce şaşırdı herhalde.

 

"Hocam dersimiz edebiyat ama." Selim'in konuşması ile bakışlarını benden çekti.

 

"Yunus hocanız bugün yok. Ben dersinize gireceğim. Dün verdiğim ödevleri çıkarın. Kontrol edeceğim."

 

Herkes ödevlerini çıkarırken ben kollarımı göğsümde birleştirip arkama yaslandım. Ödevden haberim vardı. Geldiği ilk gün matematik grubu kurduğu için dün akşam ödevleri unutmayın diye mesaj atmıştı.

 

"Ödevin nerede ?" Kaan'ın kulağıma fısıldaması ile ona döndüm. "Yapmadım. " deyince şok olmuş gözlerle bana baktı.

 

"Nasıl lan ? İki elin kanda olsan yine de yaparsın." Doğru diyordu. Ne olursa olsun ödevimi yapardım ama dün gece kendimi iyi hissetmiyordum. Masaya oturduğum an kalbim sıkışıyordu. Ellerim titriyordu ve başım dönüyordu. Bütün gece balkonda oturarak geçirmiştim.

 

Kaan konuşacağı sıra Barış hoca yanımıza gelmişti. Kaan ödevini gösterdikten sonra elindeki kağıda artı atıp bana döndü. "Ödevin nerede ?"

 

"Ödevimi yapamadım hocam." Sesim yorgun çıkıyordu. Barış hoca kaşlarını çattı. "Demek öyle. " Elindeki kağıda bir şey yazdıktan sonra arkamızda oturan Seren'in yanına geçti.

 

Sınıftakilerin şaşkın seslerini duymamaya çalıştım. Akşam babamdan büyük azar işitecektim.

 

🧚🏻‍♀️

 

Okul bitmişti ve ben eve gelmiştim. Yorgun adımlara banyoya gidip duş aldım. Sıcak su rahatlatmıştı. Saçlarımı kurutup örerken stresle babamı bekliyordum. Büyük ihtimalle Barış hoca ödevimi yapmadığımı babama söylemiştir ve babamın tepkisini az çok biliyorum.

 

"PERİ" Babamın bağırması ile ofladım. Gelmişti ve sesi aşırı sinirliydi.

 

Sakin adımlarla aşağıya indim. Salona girdiğimde babamın öfkeli bakışları bana dönerken annem rahat bir şekilde koltukta oturuyordu.

 

"Baba bir şey mi oldu ?" Öfkeyle bağırdı.

 

"OLDU. ÖDEVİNİ YAPMAMIŞSIN. ÖĞRETMENİN ARADI. NEYMİŞ PERİ ÖDEVİNİ YAPMIYOR. AKLI BİR KARIŞ HAVADA. BİZ O KADAR PARAYI BOŞUNA MI VERİYORUZ ? ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ. OKUSUN ADAM OLSUN AMA HANFENDİNİN UMRUNDA DEĞİL." Tam önümde durdu.

 

Ne ? Aklı bir karış havada mı ? Sadece ödevimi yapmadım. Niye öyle dedi ki ?

 

"Baba dün rahatsızdım ondan yapmadım. Hem aklım bir karış havada değil. O adam yalan söyl-" Cümlemi kesen sağ yanağımdaki sızıydı.

 

Babam bana tokat atmıştı. Babam bana yine tokat atmıştı .

 

"BİR DE İFTİRA ATIYOR. DEFOL GİT ODANA. ŞU TEST BİR AN ÖNCE AÇIKLANSA DA SENDEN KURTULSAM." Omzumdan sertçe itince yere düştüm.

 

Gözlerim dolarken ayağa kalkıp arkamı döndüm ve salondan çıktım.

 

Hak etmemiştim. Ben bunları hak etmemiştim. Niye öyle demişti ki babama ? Sadece ödevimi yapmamıştım. Daha tanımadığı birinden niye bu kadar nefret ediyor ki ?

 

Sinirle yumruklarımı sıktım. Bu saatten sonra bende senden nefret ediyorum Barış Akbulut.

 

Bölüm sonu

 

Düşünceleriniz ?

 

En sevdiğiniz karakter ?

 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm

 

Diğerbölümde görüşmek üzere

 

Loading...
0%