@nisaa_yazar_1
|
Bu yaşıma kadar annemden sevgi görmemiştim. Beni hep görmezden gelmişti. Ben onunla konuşamıyordum bile. Genç kızların ilk arkadaşı genelde anneleri olurdu ama benim annem benim için yabancı gibiydi. Üzüldüğümde dizlerini uzanıp derdimi anlatamazdım. Okula giderken saçımı örmesini isteyemezdim. Ya da mutluluğumu onunla paylaşamazdım.
Her duygumu içimde yaşadım. Her olayda tek başımaydım. Hasta olduğumda bile çorbamı kendim yapmıştım.
Ama 17 yılın ardından öz annem ile küçükken hayalini kurduğum her şeyi yapabildim. Saçımı örmüştü. Beraber pasta yapmıştık. Kâbus gördüğümde yanımda olmuştu. Benimle uyumuştu ve daha nicesi.
Şimdi ise annemin kaza yaptığını öğrenmiştim . Kalbim korkuyla atarken hastaneye girmiştik. Buraya nasıl geldiğimizin farkında bile değildim. Tek düşündüğüm annemin nasıl olduğuydu. Onu kaybedemezdim. Geç bulmuşken annemi kaybedemezdim.
Bartu Özgür'ü arayıp hangi katta olduğunu soruyordu. Ben ise derin nefesler alıyordum.Bartu telefonu kapatıp üçüncü katta olduğunu söyledi. Asansörler dolu olduğu için koşarak merdivenlerden çıktık.
İleride gördüğüm kişiler adımlarım duraksadı. Doğan Bey sandalyelerden birine oturmuş başını elleri arasına almıştı. Özgür ve Barış yere oturmuştu ve gözleri kapalıydı. Akın ve Ömer abi yanlarında yoktu. Batu ve Bartu, Özgür'ün yanına gitti. Sarsak adımlarla Doğan Bey'in önüne geçtim ve dizlerimin üstüne çöktüm.
Başını kaldırıp kızarmış gözlerle bana baktı. "Du...durumu nasıl?" Sesim titriyordu. Gözlerim dolu doluydu. "Bilmiyoruz. Daha ameliyattan çıkmadı. Haber bekliyoruz." demişti kısık sesiyle.
Başımı dizlerine yasladım. O saçımı okşarken gözlerimden yaşlar düşmeye başlamıştı bile. Kaç dakika öyle kaldım bilmiyorum ama ayak sesleri ile kafamı kaldırdım. Akın ve Ömer abi geliyordu. Onlarında gözleri kızarmıştı. Ağlamamak için direniyorlar. Güçlü durmaya çalışıyorlar.
"Bir haber yok mu ?" Akın'ın sesi yorgun çıkıyordu. "Yok. Siz ne yaptınız?" Özgür'ün sorusu ile Ömer abi boş bir sandalyeye oturdu.
Akın ise yanıma gelip beni kaldırdı. Doğan Bey'in yanındaki koltuğa oturtup saçımdan öptü.
"Annem...Arabayla hastaneye geliyormuş. Yolda ilerlerken karşı yoldan da bir arabanın freni tutmamış. Kameralardan baktık. Annem arabaya çarpmamak için sağa kırmış ve ... " Ömer abi konuşmayıp başını eğdi. Bartu ve Batu'nun yanına geçip onlar gibi yerde oturdum.
Göz yaşlarımı sildim. "An...annemiz güçlü biri. O bizi bırakamaz ki. Hem ben daha ona anne diyecektim. Gidemez. Gitmemeli...." Göz yaşlarım daha da artarken Bartu beni kendine çekip sarıldı. Diğer kolunu da Batu'ya uzattı. Biz sarılırken kapının açılma sesi geldi. Hemen ayrılıp çıkan doktora baktım. Ayağa kalkınca diğerleri de kalkmıştı.
"Karım nasıl ? Durumu nasıl?"
Doktor yüzündeki maskeyi çıkarıp "Karın boşluğuna cam saplandığı için çok kan kaybetmişti. İç kanamayı durdurduk. Sol bacağında çatlak var. Biz elimizden geleni yaptık. Hayati tehlikesi devam ediyor ve tedbir amaçlı yoğun bakıma alacağız. Uyandıktan sonra normal odaya alırız. " dedi ve geçmiş olsun deyip yanımızdan ayrıldı. Hayati tehlikesi devam mı ediyor ? Nefes almakta zorlanınca tişörtümü çekiştirdim. Diğerleri tekrar yerine oturuken Akın yanıma geldi.
"Peri gel elini yüzünü yıkayalım." Başım ile onayladıktan sonra yürümeye başladım.
🧚🏻♀️
"Daha iyi misin ? " Akın'ın uzattığı suyu alıp içtim. Biraz hava almak için dışarıya çıkmıştık. "Değilim. Hiç iyi değilim. Annem yaşam savaşı verirken...Ben iyi değilim." Gözlerim tekrar dolmuştu. Beni göğsüne çekip sarıldı.
"Peri , annemiz iyi olacak. Sen demedin mi o güçlü. Bizi bırakmaz. Ağlama. Hem annem uyanınca seni böyle görürse bize kızar. Niye kızımı ağlattınız der. " dedi ağlamaklı bir sesle. Boynumda ıslaklık hissedince onunda ağladığını anladım. Ondan ayrılıp göz yaşlarımı sildim.
"Bir de bana ağlama diyorsun ? Sende ağlıyorsun." deyince o da göz yaşlarını sildi. Banka yaslandı. " Tutamadım. Annemin orada olması..." Konuşamayınca ayağa kalktı. "İçeriye gidelim mi ? "
Onu onaylayıp ayağa kalktım. Hastaneye girip annemin olduğu kata çıkmaya başladık. Yoğun bakıma doğru yürürken Bartu'nun bağırmasını duydum.
"Anne bırakma bizi. Anne!"
Özgür ve Barış yere çökmüştü. Ömer abi Bartu'yu tutarken Doğan Bey'de Batu'yu tutuyordu. Bartu ağlayarak anne diye bağırırken Batu gitme diye sayıklıyordu.
Kalbim korkuyla atarken koşmaya başladım. Camın önüne gelince gördüğüm görüntü ile sendeledim.
"O...o çizgi niye düz ? Abi ?"
Akın beni kolumdan tutup "Abiciğim gel buraya. Bakma. Doktor yanında." dedi. Ama sesi titriyordu.
"Hayır...hayır. Anne ! Ölüyor...ölmesin. " Cama vurmaya başladım. "Anne gitme. Anne !"
"Baba bırak beni." Batu'nun çığlığı koridorda yankılanmıştı. "Peri sakin ol." Akın tekrar beni çekmeye çalıştı. Zor da olsa camdan uzaklaştırıp kolunu karnıma sardı. Göz yaşlarım bir bir dökülürken sayıklıyordum.
"Ölme...ölme. Ba...Baba, annem ölmesin. Bizi bırakmasın. Baba ölmesin. "
"Peri kriz geçiriyorsun. Sakin ol abiciğim. Hemşire yok mu ?" Etraftaki sesleri algılamakta zorluk çekiyordum. Adım sesleri geliyordu. Titremeye başlamıştım.
"BIRAKIN BENİ ! ANNEM ÖLÜYOR. ÖLEMEZ! BIRAKAMAZ. Ben ona geç kavuştum. Beni bırakamaz." Koluma bir şey batırılınca sesim sonda kısık çıkmıştı. Gözlerim kapanmadan önce son duyduğum Bartu'nun "Yaşıyor." demesiydi.
🧚🏻♀️
Gözlerimi açmak istiyorum ama kirpiklerim birbirine yapışmış gibi açamıyordum. "Abi ne zaman uyanır?" Batu'nun yorgun sesini işittim. "Birazdan uyanır kardeşim. " diye cevapladı Barış.
Elimde bir baskı hissedince gözlerimi araladım. Etrafı bulanık görüyordum. Birkaç kez kırpıştırdıktan sonra net görmeye başladım. Özgür elimi tutuyordu. "Peri ." Özgür oturmama yardım etti.
Ömer abi, Akın ve Bartu yoktu.
"Kızım. İyi misin? Nasıl hissediyorsun?" Babam yanıma gelip sarıldı. En son baba dediğimi hatırlıyordum. Böyle bir anda demek istemezdim ama yapacak bir şey yok. Yutkunup "Annem nasıl?" dedim.
"Merak etme kızım. Annen gayet iyi. Hayati tehlikeyi atlattı. Normal odaya bile aldılar. Uyanmasını bekliyoruz."
Barış yanıma gelip su uzattı. "Küçük hanım İki saattir uyuduğunuz için gelişmeleri kaçırdınız." Gülerek söylemişti ama o da kötü görünüyordu. Hepimiz berbat haldeydik.
"İki saattir uyumama rağmen çok yorgun hissediyorum. " deyip suyu içtim. "Yeni serum taktılar. Etkisini gösterir." Babam konuştuktan sonra kapı açıldı.
Diğerleri de içeriye girmişti. Bartu'nun eli sargıdaydı. Gözlerimi elinden çekmeyip "Eline ne oldu?" dedim. Bartu yanıma gelip oturdu. Batu'yu da çağırınca yanımıza geldi. O da sol tarafıma oturdu.
"Küçük bir kaza. Sen nasıl oldun ?" dedi.
"Yorgunum sadece. " dedim. Batu'nun kolunda da bant vardı. Ona da sakinleştirici vermişler. Üçümüz yatakta otururken babam ve Akın dışarıya çıktı.
Özgür yanımızdaki sandalyeye oturup "Tamam üzülmeyin artık. Annemiz iyi. Sizi böyle görmesin. " dedi.
"Sen kendine bakmadın herhalde. Gözlerin kıpkırmızı." dedim yorgunca.
Uzanıp elimi tuttu ve öptü. Ona gülümserken Barış "Fırsatçı. Bende öpeyim mi ?" diye sordu. O da yanımıza gelmişti. Ömer abi gülümseyerek bize bakıyordu. Sağ kolumu açınca gülümseyip bana sarıldı. Saçımdan ve yanağımdan öptükten sonra Bartu ve Batu'yu da öptü.
Özgür'de üçümüze birden sıkıca sarıldı.
"A...abi kemiklerim kırıldı." Bartu'nun zorla konuşması ile Özgür bizden ayrıldı. Bartu'nun kafasına vurup "Sevgi gösteriyoruz da para etmiyor. Pis ergenler " dedi. Bartu kafasını ovalayıp dil çıkardı. "Sevgi anlayışın biraz kemik kırıyor abiciğim." diye söylendi.
Özgür göz devirip Batu'nun saçını karıştırdı. "Batucuğum seni çok sevdiğimi söylemiş miydim ? Şu sana benzeyen kişi ile artık muhattap olmuyorum." dedi. Batu gülüp "Bende seni seviyorum abim." dedi.
Biraz sohbet ettikten sonra kapı açıldı. Babam heyacanla "Anneniz uyanmış." dedi. Hızla yataktan doğrulunca kolumdaki serum acıtmıştı. Batu yanıma uzanırken dikkat etmiştim ama şimdi ani hareket edince acıdı.
Batu ve Bartu ayağa kalkmıştı bile.
"Güzelim niye ani hareket yapıyorsun ? Bekle hemşire çağırayım . Serumu çıkarsın." Barış sitemle konuşup dışarıya çıktı.
🧚🏻♀️
"Anne çok korktuk." Batu göz yaşlarını tutamamıştı. Annem yorgunca gülümseyip "Şimdi iyiyim. Ben sizi bırakır mıyım ?" dedi. Ben hariç herkes sarılmıştı. En son sarılmak istemiştim.
Annem bu sefer bana döndü. Dolu gözlerimi görünce "Kızım ?" demişti. Bir adım atıp "Anne " dedim. Sol gözümden bir yaş düşmüştü. Anne demem ile onunda gözleri doldu. Daha fazla dayanamayıp koşup sarıldım. O da sıkıca bana sarıldı. Ben yarasına dikkat etmeye çalışırken annem saçımı okşuyordu.
"Anne...bırakmadın bizi. Gitmedin. Çok korktum." dedim fısıltıyla. Bırakmadı . Annem bizi bırakmadı.
"Annem...güzel kızım. Ağlama. Bak iyiyim. Sen anne dedin ya. Daha iyi oldum hatta. Bak bana güzelim." Ondan ayrılınca yüzümü elleri arasına aldı. İki yanağımdan öpüp Bartu ve Batu'yu çağırdı. Onlarda dikkatle anneme sarıldı. "Üçünüzde ağlamayın artık. Biraz daha ağlarsanız Barış ve Özgür'de ağlayacak. Hadi bakalım." dedi.
"Ne ağlaması ya. Gözüme üçüzler kaçtı." Özgür peçete ile gözünü silip güldü.
"Tamam çocuklar. Anneniz biraz dinlensin. Yine geliriz zaten." Babamın dediğini onaylayıp odadan çıktık. Sandalyelerden birine oturunca Ömer abinin telefonu çaldı. Karşı tarafı dinledikten sonra oflayıp tamam dedi.
Telefonu kapatıp bize döndü. "Karakoldan çağırıyorlar. Gitmem gerek. Hemen gelirim zaten." dedi.Ömer abi gittikten sonra Akın , Barış ve Özgür'de hava almak için bahçeye çıktı.
"Benim telefonum nerede ?" diye sorunca Batu "Eşyaları Akın abim aldı. Sen uyurken Kaan da aramıştı. Israrla arayınca açtım ve Peri'nin seni sonra arayacağını söyledim. Durumu anlatmadım." dedi.
"İyi yapmışsın." deyip önüme döndüm. Bartu ayağa kalkıp "Ben elimi yüzümü yıkayacağım. " dedi. Batu'da kalkıp "Bende geleyim. Peri sen ?" diye sorunca olumsuz anlamda kafamı salladım. Onlar gittikten sonra babam odadan çıktı. Benim yanıma oturup beni göğsüne çekti.
"Kızım düşürme yüzünü. Annen gayet iyi. Sadece bacağında çatlak olduğu için birkaç gün yürüyemeyecek. " deyip saçımı okşadı.
"İyiki varsın baba." diye mırıldandım. İlk başta kasılsada sonra sıkıca sarıldı.
"Kriz anında söylediğini duydum ama şimdi bir tuhaf oldum. Minik bebeğim ilk defa baba diyor. Asıl sen iyiki varsın birtanem. " deyip saçımdan öptü.
Bir günde bir sürü duygu yaşadım ama en güzeli babamın güvenli kollarında olmak...
Bölüm sonu
Düşünceleriniz ?
Şunu belirtmek istiyorum; ben bu kurguyu eğlencesine yazıyorum. Dikkat ediyorum. En iyi şekilde yazmaya çalışyorum ama hatalarım olabilir , eksiklikler olabilir...Daha nicesi. Bu yüzden kusura bakmayın:(
Ben ilk bölümü yayınlayınca bu kadar okunacağını da düşünmemiştim. Herkese teşekkür ederim ♡ sizi seviyorum ♡
İstek bir sahneniz varsa söyleyebilirsiniz:) yazmaya çalışırım.
Ayrıca Cem ve Yağız arasında çok kalmışsınız ;( en başından beri belirlediğim biri var ve bu bazılarını üzecek bazılarını sevindirecek...ama yapacak bir şey yok....
Neyse çok konuştum. Diğer bölümde görüşmek üzere ♡
|
0% |