Yeni Üyelik
27.
Bölüm

27. Bölüm 🧚🏻‍♀️

@nisaa_yazar_1

Gözlerimi zorlukla açınca Akın abimin halen yanımda olduğunu gördüm. Yavaşça yanından kalkıp banyoya girdim. Elimi yüzümü soğuk su ile yıkayıp kendime geldim. Kabus aklıma gelince elim boynuma gitti. İstemsizce titredim. Kabuslar umutmama izin vermiyor. Derin bir nefes alıp banyodan çıktım. Akın abim uyanmıştı ve yatakta oturuyordu.

 

Beni görünce gülümsedi. "Günaydın. Nasıl hissediyorsun ?" Yanına oturup sırtımı yatak başlığına yasladım. "Günaydın. Nasıl hissettiğimi bende bilmiyorum. Boşlukta gibi..." Beni kendine çekip sarıldı. " Bugün okula gitme. Dinlen. " dedi.

 

"Okula gitsem daha iyi. En azından kafam dağılır. Evde dursam daha kötü. " diye mırıldandım. Derin bir nefes alıp "Abi ne zaman geçecek? Tamam diyorum. Artık kötü günler yok. Geçti hepsi ama sonra her şey tepetaklak oluyor. Ben yine o günlere dönüyorum. Ben ne zaman rahat bir nefes alacağım? " dedim titreyen sesimle.

 

Abim birkaç saniye durdu. "Peri'm. Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Elimden bir şey gelmediği için kendinden nefret ediyorum. Her daim yanındayım. Mutlu olman için elimden gelenin fazlasını yapacağım." Gülümseyip ondan ayrıldım. Gözlerim dolu doluydu. "Teşekkür ederim. İyiki varsın." dedim.

 

"Asıl sen iyiki varsın güzelim. Ben aşağıya iniyorum. Sende hazırlanıp gel. "

 

Odadan çıkınca ayağa kalktım. Okul formamı giyip saçımı at kuyruğu yaptım. Telefonumu ve çantamı da alıp odadan çıktım. Aşağıya inecekken Ömer abinin sesini duydum. Odasının önüne gelince Akın abimin de sesini duydum.

 

"O şerefsiz , adi herif öldü ama kardeşim halen de acı çekiyor."

 

"O benim de kardeşim. Ben böyle olsun ister miydim ? Ben her gün vicdan azabı çekiyorum. Benim yüzümden onları yaşadı." Ömer abimin bağırması ile yutkundum.

 

"Ya sen...sen dün gece Peri'yi gördün mü ? O titreyişleri , nefes alamayışı. Abi ben çok yoruldum deyişi. Hayatımda ilk defa bu kadar çaresiz kaldım. " Akın abimin sesi sinirliydi. İyi de Ömer abinin bir suçu yok ki. Niye ona bağırıyor? Tam odaya girecekken Akın abinin dedikleri ile durdum.

 

"Hepiniz onun canını yaktınız. Barış, Özgür, üçüzler ve sen. Ne yaptıklarını , ne dediklerini biliyorum. Peri o anları bir daha hatırlamasın diye sesimi çıkarmıyorum ama o anlar kardeşimin karşısına bir şekilde çıkıyor." İkisi de birbirine bağırıyordu. Elim kapı kulpunda kalırken Ömer abinin yorgun sesini işittim.

 

"Ben geldiği ilk günden beri onun yanında olmaya çalışıyorum. Diğerleri ona bir şey dediğinde, yaptığında kaç defa uyardım. Önceki ailesinde babası ona vururken gidip yakasına yapıştım. Kardeşime dokunduğu elini kırdım ama ben kötü bir abiyim sanırım. Bende onu üzüyorum. Tamam en iyisi sensin...onu en çok seven...en çok koruyan sensin. "

 

Gözlerim dolmuştu. İçeriye girmek istiyorum ama ayaklarım yere yapışmış gibi hareket edemiyordum. Ömer abimin suçu yoktu. Akın abim ona haksız yere bağırıyordu. Ömer abim her daim yanımda olup beni korumuştu.

 

"Peri?" Özgür abimin sesi ile oraya döndüm. Beni görünce endişeyle yanıma geldi. "Ne oluyor? Abimler niye bağırıyor?"

 

"Abi. Sen onların yanına git. Kavga etmesinler." dedim ve yanından ayrıldım. Aşağıya inince annemin yanına gidip "Anne ben şimdi çıkıyorum. Bartu ve Batu'ya söylersin." dedim.

 

"Kızım iyi misin ? Kahvaltı daha yapmadın." dedi endişeyle. Olumsuz anlamda kafamı salladım. "İyiyim. Aç değilim. " Annemin yanından ayrılıp evden çıktım. Dersin başlamasına daha 40 dakika vardı. Yavaş adımlarla durağa doğru yürümeye başladım. Niye her şey üst üste geliyor?

 

Durağa gelince otobüste gelmişti. Çantamdan akbilimi çıkarıp bindim. Cam kenarına geçince telefonum çaldı. Akın abi arıyordu. Aramayı reddettim. Tekrar arayınca açtım. Ondan önce davranıp konuşmaya başladım.

 

"Abi şu an olmaz. Yorgunum. Sonra konuşalım."

 

"Peri..."

 

"Abi lütfen." deyip telefonu kapattım. Başımı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım. Konuşacak halim yoktu. Abilerimin kavga etmesini istemiyorum.

 

Okulun önüne gelince sınıfa çıkmak yerine arka bahçeye gittim. Çimlerin üstüne oturup başımı dizlerime yasladım. Kaç dakika öyle kaldım bilmiyorum ama yanımda hareketlilik hissedince kafamı kaldırdım. Cem yanıma oturmuştu. İkimizde sessizce otururken Cem konuşmaya başladı.

 

Bırakma kendini, hadi gel, yaslan bana

Yanımda değilsen, ne İstanbul, ne Ankara

Dalgalara direndim, bilmem, neye güvendim

Bir damla su dökmem tüm dünya alev alsa da

 

Şarkıyı kısık sesle söylüyordu. Başımı dizime tekrar koyup onu izlemeye başladım.

 

Bilmem, kime gücendin, hadi gel, anlat bana

Değişmem gülüşünü tüm dünya benim olsa da

Her kimse seni üzüp üstüne ağlatırsa

Bir damla su vermem çöllerde kavrulsa da

 

Yüzümde gülümseme oluşurken bana döndü. O da gülümseyip sözlere devam etti.

 

Bilmem, kime gücendin, hadi gel, anlat bana

Değişmem gülüşünü tüm dünya benim olsa da

Her kimse seni üzüp üstüne ağlatırsa

Bir damla su vermem çöllerde kavrulsa da

 

Derin bir nefes alıp "Sesim kötü ama söylemek istedim. " dedi. "Çok güzeldi." diye mırıldandım.

 

"Anlatmak ister misin ? " Gözlerim tekrar dolmuştu. Kafamı kaldırıp gökyüzüne çevirdim.

 

"Aslında aynı şeyler. Geçmişim. Hayatım. Dün gece kötü bir kabus gördüm. Sabah Akın ve Ömer abim kavga etti. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. "

 

"Akışına bırak."

 

Anlamsızca ona baktım. "Nasıl ?"

 

"Peri önceliğin hep başkaları. Sen kendini hiç düşünmüyorsun . Abilerin kavga etmiş. Umursama. Olmamış gibi davran. Geçmişini unut diyemem çünkü unutamazsın. Bunu bende biliyorum ama düşünme. Mesela ben. Öz babam bize neler yaşattı ama ben o gittikten sonra onu asla düşünmedim. Aksine sanki o hiç yokmuş gibi davrandım. Sende öyle yap. Sanki o anları hiç yaşamamışsın gibi davran. O anlar aklına geliyor mu ? Gül...kahkaha at. Onlar sadece tatsız bir anı olarak kalsın. Gül ve geç." Bir şey demedim. İçimden geçeni yapıp ona sarıldım. Kasıldığını hissettim.

 

"İyiki varsın. Dün dedin ya bana iyi geliyorsun. Sende bana iyi geliyorsun." diye kısık sesle konuştum. Çok geçmeden o da bana sarıldı. Zil çalınca ayrıldım. Ayağa kalkıp üstümdeki tozları silkeledim.

 

"Daha iyi misin ?"

 

Gülümseyip başım ile onayladım. "O zaman sana kötü bir haberim var !"

 

"Ne ?"

 

"Bugün nöbetçisin."

 

Ayağımı yere vurup "Niye ya ? Hem benim sırama daha vardı ? Ayrıca sen nereden biliyorsun?" diye söylendim.

 

"Müdür sınıf listelerini değiştirmiş. Normalde isim sırasına göreydi ama değiştirip numara sırasına göre yapmış ve bugün sıra senin. Nerede öğrendiğime gelirsek. Panoda nöbetçi öğrenciler kısmında ismin yazıyordu. Sen ve 11. Sınıflardan biri. Ayrıca bir haberim daha var. Barış hoca ile Betül hoca da nöbetçi. Senin katında hangisi bimiyorum ama. "

 

Oflayıp yürümeye başladım. O da yüz ifademe gülmüştü. "Düşürme yüzünü. En azından kafan dağılır. Böyle derste dinleyemezdin." Koluna vurup "Sen hep haklı haklı konuşmak zorunda mısın?" dedim. Yine gülmüştü.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Peri 11-C sınıfına git ve Nilay Akar'dan ödev dosyasını iste." Emrah hocayı onaylayıp sınıfa doğru yürüdüm.Bartu ve Batu yanıma gelip sorular sormuştu. İkisi de endişeliydi. Önemli bir şey olmadığını söyleyip müdürün yanına gitmiştim. Nöbetçi öğrenci kağıdına imzamı atıp yerime geri dönmüştüm.

 

Dosyayı aldıktan sonra öğretmenler odasına girdim. Emrah hocaya dosyayı verip tekrar yerime geçtim. Bu sırada zil de çalmıştı. Öğrenciler ve öğretmenler sınıftan çıkarken yanımda hareketlilik hissettim. Barış abi elinde meyve suyu ve tost ile yanıma gelmişti.

 

"Sabah kahvaltı yapmadan gelmişsin. Ben gelene kadar bunlar bitmiş olsun. Burada nöbetçiyim zaten. Gözüm üstünde küçük hanım." Bir öğrenci onu çağırınca yanımdan ayrıldı. Gülümseyip meyve suyumu açtım. Tostumdan yerken Kaan yanıma gelmişti.

 

"Kolay gelsin nöbetçi."

 

"Kolaysa başına gelsin Kaan."

 

Kaan yanımdaki boş sandalyeye oturup " Aman aman. Kalsın. " dedi.

 

Barış abim, öğrenci ile konuştuktan sonra koridorda yürümeye başladı. Bizim tarafa doğru gelip önümüzde durdu.Kaan'a bakıp "Kaan öğretmenler masasının üstünde benim dosyam var. Üstünde ismim yazıyor zaten. Getirir misin?" dedi. Kaan zorla gülümseyip "Tabiki de ." diye cevap verdi.

 

Barış abim tekrardan yanımızdan ayrılınca gözlerini devirdi. "Sırf yanında durmyayım diye yaptı. Gıcık matçı. İnşallah soru çözerken yanlış çözersin. Ya da çözüm yolunu unutursun." Söylene söylene ayağa kalktı ve yanımdan ayrıldı.

 

Meyve suyumu içerken Barış abim yine yanıma gelmişti. Ona dönüp "Bilerek gönderdin değil mi ?" dedim.

 

"Tabiki de. Abimler kavga etti diye mi erkenden geldin?"

 

Sorusunu es geçip "Benden sonra kavga ettiler mi ?" diye sordum. Barış abi sıkıntıyla nefes aldı. "Olaya Özgür ve bende dahil olmuş olabiliriz. Küçük bir kaos çıktı. Akın abim sinirle evden çıktı. Özgür'de aynı şekilde. Motoruna binip gitti. Annem ve babam sakinleştirmeye çalıştı ama nafile. Ben evden çıkmadan önce de annem söylene söylene hastaneye gitti. Öyle işte."

 

Duyduklarım ile yüzüm düştü. Her şeyi mahvettim. Gözlerim dolunca kafamı eğdim. Barış abi "Peri umarım kendini suçlamıyorsundur. Bak cidden bozuşuruz. Anlık bir sinir patlamasıydı. Akşam her şey düzelecek. Eminim." dedi uyaran bir sesle.

 

"İnşallah abi." diye mırıldandım.

 

"Hocam dosyanız." Kaan'ın sesi ile kafamı kaldırdım. Barış abi dosyayı alıp "Teşekkür ederim. Zil de çaldı zaten. Hadi sınıfa." dedi. Barış abi diğer öğrencileri uyarırken Kaan eliyle boğazını sıktı.

 

"Öldüreceğim kendimi. Neyse ben gidiyorum. "

 

Kaan yanımdan ayrılınca sandalyeye oturdum.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Son 1 ders. Ondan sonra özgürsün." Cem'in dediği ile ofladım. "O kadar yoruldum ki. Oradan oraya koştum resmen. " diye sızlandım. Barış abinin buraya geldiğini görünce "Seninle konuşma sürem dolmuştur. Hemen kaçsan iyi olur."dedim.Anlamsızca bakınca "Abim gel-" diyemeden gelmişti.

 

 

"Senin adın ne ?"

 

"Cem."

 

"Senin dersine giriyor muyum ?"

 

"Hayır hocam. Sinem hoca giriyor."

 

Barış abi anladım anlamında kafasını salladı.

 

"Eee ne yapıyorsun burada ?"

 

Cem cebinden çilekli süt çıkardı. "Bunu Peri'ye vermeye geldim. " Bana verip "Şimdi de gidiyorum. " dedi ve gitti. Gülümseyerek sütü aldım. Abime bakınca kaşlarını çatarak bana baktığını gördüm.

 

"Bende süt alırım. Ne var yani ? Sırıtma öyle. " Gülüp sütü içmeye başladım. "Alsaydın o zaman." deyince bir kal geldi. "Bir kutu almazsam bana da Barış demesinler. " Kahkaha atmıştım.

 

"Genelde kuralcı matçı diyorlar." demem ile elimle ağzımı kapattım. Bunu dememem lazımdı. Abim şaşkınlıkla bakıp "Aşk olsun. Ben sizin iyiliğinizi düşünüyorum." dedi ve zil çaldı.

 

"Neyse bunu sonra konuşacağız." deyip yanımdan ayrıldı. Gülüp sütümü içmeye devam ettim.

 

🧚🏻‍♀️

 

Sonunda okul bitmişti. Bartu ve Batu ile evde tektik. Barış abi işi olduğunu söyleyip gitmişti. Üçümüzde salonda sessizce oturuyorduk. Dizlerimi kendime çekip kolumla sardım. "Of of ! Abimlerin arası düzelir mi ?" Bartu sormuştu. Batu omuz silkip "Bilmiyorum ki. Akın abim ve Özgür abim sinirliydi. Acaba şu an ne yapıyorlar?" diye cevap verdi.

 

Telefonumu alıp Akın abimi aradım. Açmasını beklerken meşgule atmıştı. Tekrar arayınca yine meşgule attı. Bu sefer Özgür abimi aradım. Onunda telefonu kapalıydı. Ayağa kalktım. "Ben Ömer abinin yanına gideceğim. Onunla konuşmam lazım. "

 

"Bizde gelelim mi?" Batu'ya olumsuz anlamda kafamı salladım. "Bize haber vermeyi unutma !" Tamam deyip salondan çıktım. Siyah eşofman ve tişörtüme bakınca değiştirmemeye karar verdim. Siyah hırkamı da alınca evden çıktım. Durağa doğru yürürken Ömer abiyi aradım. İlk çalışta açmıştı.

 

"Abi ?"

 

"Peri'm bir şey mi oldu ?" Sesi yorgun geliyordu.

 

"Neredesin ?"

 

"Karakoldayım."

 

"Bende oraya geliyorum. Seninle konuşmam gerek. "

 

"Güzelim beni çağırsaydın. Niye kendini yoruyorsun? " deyince gülümsedim.

 

"Bir şey olmaz. Yarım saate oradayım." deyip telefonu kapattım.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Abi senin suçun yok tamam mı ? Ya ben seni suçlamıyorum. Tamam kriz anında demiştim ama onları söylerken kafam yerinde bile değildi. Abi sen nereden bilebilirdin ? Oldu ve bitti. Sen beni geldiğimden beri ne üzdün ne kırdın. Hep yanımda oldun." dedim ve abime sıkıca sarıldım. O da sarılıp saçımı öptü.

 

"Peri'm benim yüzümden oldu. Abim haklı. Seni çok üzdük."

 

Ondan ayrılıp koluna vurdum. "Bak diğerleri gerçekten üzdü. Hatta bugün Akın abi de beni çok kırdı. Yani ben ona anlattım ve direkt senin yakana yapıştı. Senden önce onuda aradım ama açmadı. " dedim ve elini tuttum. "Sen gerçekten çok iyi bir abisin. Beni üzmedin , kırmadın. Söz ver bana. Bir daha kendini suçlamayacaksın. Söz ver."

 

Ömer abim buruk bir tebessümle bana baktı. " Seni çok seviyorum küçük kardeşim. " dedi ve bana sarıldı. Saçımı koklarken "Söz dediğini duymadım." dedim. Gülüp "Söz." dedi. Kocaman gülümsedim.

 

"İlaç gibi adamsın. Bütün yorgunluğumu , acımı alıyorsun. " deyince kahkaha attı.

 

"Hayatımda aldığım en iyi iltifat bu olabilir."

 

Saçımı savurdum. "Çünkü ben söyledim." Ömer abi yanağımı öpüp geri çekildi. Saate bakınca "Artık eve gidelim. Annemler de gelmiştir." dedi. Anneme abimin yanına gideceğimi mesaj atmıştım zaten. Ömer abi eşyalarını topladıktan sonra karakoldan çıktık.

 

🧚🏻‍♀️

 

Hepimiz salondaydık. Abilerin hepsi gelmişti. Bana baktıklarını hissediyorum ama hiçbirine bakmıyorum. Sağımda Bartu solunda Batu vardı. Annem daha fazla dayanamayıp "Şimdi hepiniz birbirinizden özür diliyorsunuz. Kaç yaşına geldiniz. Utanmıyor musunuz ? Bütün gün sizi düşünmekten işimi bile yapamadım. " dedi.

 

Akın abiye döndü. "Niye aradığımda açmıyorsun ?" Bu sefer Özgür abiye döndü. "Ya sen ? Niye telefonun kapalı ?" Ses çıkmayınca ben konuşmaya başladım.

 

"Abi ben sana Ömer abi suçlu demedim ki. Niye hemen onu suçluyorsun ? Ya ben sadece içimden geçeni söyledim. Psikoloğum derdini ailene anlat dedi. Rahatlarsın dedi ama yok. Ben anlatınca evde huzur falan kalmıyor. Bir daha da anlatmam zaten. " Sonda kısık sesle söylemiştim.

 

Akın abi bana bakıp derin bir nefes aldı. "Bilmiyorum. Snirlendim.Seni öyle görünce canımda can gitti be güzelim. Zaten pişman olduğum için telefonlara cevap vermedim. Özür dilerim."

 

"Bu konuşmayı son kez yapacağım. Lütfen bir daha da bu konu açılmasın. Akın abi sende açma. " derin bir nefes alıp "Evet. İlk geldiğimde sözleriniz , davranışlarınız beni kırdı. Ne kadar umursamıyorum desem de umursuyordum ama yeni bir sayfa açmaya karar verdim. Barış abiye de söylemiştim. Her şeyi unutup artık mutlu olmak istedim. Evet kötü anılarım bir türlü peşimi bırakmıyor ama sevdiğim birinin söylediği gibi o anları görmezden geleceğim. Akışına bırakacağım. " dedim.

 

Babama bakınca gülümsediğini gördüm. Göz kırpınca gülümsedim. Arkama yaslandım. "Şimdi kalkın sarılın. Barışın." dedim.İlk hamle Özgür abiden geldi. Yerinden kalkıp Akın abinin önüne geçti. "Sabah öyle bağırmamam lazımdı. Özür dilerim abi. "

 

Akın abi direkt ona sarılmıştı. Barış abi ve Ömer abi de ayağa kalktı. Dördü özür dileyip birbirine sarıldı. Aniden Batu ve Bartu'da bana sarıldı.Gülümsedim.

 

Annem ve babama dönünce onlar da gülümseyerek abilere bakıyordu. Babam bana dönünce dudaklarını oynattı. "Seni seviyorum meleğim." Kocaman gülümsedim. Aynı şekilde dudaklarımı oynatıp " Bende seni seviyorum babam."

 

Bölüm sonu

 

 

 

Neyse nasıldı ?

 

 

Abiler tartıştı?

 

Cem aşkım bebeğim üzümlü kekim aşk bahçem (Cem'i sevdiğim anlaşılıyordur umarım.) nasıl?

 

Son sahne ?

 

Diğer bölümde görüşmek üzere sizleri seviyorum 🥰 Instagram Hesabım ; nisaa_yazar_1

 

Loading...
0%