@nisaa_yazar_1
|
Yorgun hissediyorum ve gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Sargılı elimde baskı hissedince yavaşça gözlerimi açmaya çalıştım. Başta bulanık görsem de gözlerimi birkaç kere açıp kapadıktan sonra etraf netleşmişti . Bakışlarım sol tarafa dönünce Doğan Bey'in yanımda olduğunu gördüm. Yutkundum. Doğan Bey yanımda mıydı ? Gözlerim şokla açılırken tepki veremiyordum. Sargılı elimi tutmuş ve uyuyordu.
Şu an çok tuhaf hissediyordum. Önceki ailemde babam beni görmemek için hep odama gönderirdi ama şimdi öz babam elimi tutmuş ve yanımda uyuyordu. Bakışlarımı ondan çekip tavanı izlemeye başladım. Dün olanlar aklıma gelince sıkıntılı bir nefes verdim. Birkaç günde hayatım mahvolmuştu. Kendimi boşlukta hissediyorum.
"Uyanmışsın." Gelen sesle irkildim. Soluma dönünce Doğan Bey yatakta oturur pozisyona gelip sırtını yatak başlığına yasladı. Onun gibi yatakta doğrulup sırtımı başlığa yasladım. "Burada uyuyakalmışım. Kusura bakma. Annen de buradaydı ama gitmiş. Büyük ihtimalle kahvaltı hazırlıyor. "Serpil Hanım'da mı kalmıştı? Yüzümde küçük bir tebessüm oluşurken "Yok. Sorun değil. " diyebilidim. "Nasıl hissediyorsun kızım? Ömer dün akşam nefes darlığı yaşadığını ve göğsünün sıkıştığını söyledi. " Derin bir nefes aldım. Dün gece zor geçmişti. Birkaç kere daha öyle olmuştum ama dün canım daha fazla acımıştı.
"Aniden oldu . Bende anlamadım." dedim sakince. Saçımı okşayıp"Bugün hastaneye gideceğiz tamam mı ? İtiraz istemiyorum." dedi. Gözlerimin dolmaması için uğraşıyordum. Babamın saçlarımı okşaması içimdeki küçük çocuğu mutlu ederken ben ağlamak istiyordum. Bu duygu benim için tarif edilemezdi.
"Kahvaltıya inelim mi ?" Konuşamadım. Sadece başım ile onayladım. O odadan çıkarken ben elimi yüzümü yıkamak için banyoya geçtim.
🧚🏻♀️
Kahvaltıya inince Serpil Hanım yanaklarımdan öpüp benimle biraz sohbet etmişti. İnsanı rahatlatan bir sesi olduğu için onunla saatlerce konuşabilirim. Şimdi de Ömer ve Serpil Hanım'ın arasında oturmuş kahvaltı yapıyordum. Çayımdan içecekken telefonum çaldı ve tüm bakışlar bana dönmüştü. Arayana bakınca Kaan olduğunu gördüm. Müsait olmadığım için aramayı reddettim. Tekrar arayınca gözlerimi devirdim. Müsait olmadığımı anlamasına rağmen niye ısrarla arıyor ki ? "Kızım aç istersen. Önemli olabilir." Serpil Hanım'ı onaylayıp aramayı yanıtladım. Diğerleri göz ucuyla bana bakıyordu.
"BİZ BİTTİK. BİZ MAHVOLDUK. YETİŞİN DOSTLAR ." Kaan'ın bağırarak konuşması ile yüzümü buruşturdum. "Sayende kulak zarım patladı Kaan. Yine ne oldu ? Kim ne yaptı?" Batu dışında diğerlerinin kaşları çatılmıştı. "Öncelikle hafta içi tarih quizi var ve şarkı yarışması için prova yapmamız lazım." Bende bir şey oldu sandım. Klasik Kaan ve abartılı tepkileri. "Tamam ya tarih sorun değil. Geçen senede yapmıştı. Onu dert etme. Ben sana yardım ederim. Provayıda hallederiz."
" Bugün müsaitsen buluşalım mı ?" Diğerleri kahvaltı yaparken göz ucuyla bana baktıklarını da görüyordum. Serpil Hanım ve Doğan Bey'den izin almadan bir şey diyemezdim. "Ben sana haber verceğim. Tamam mı ?"
"Tamam kurtarıcı perim. Görüşürüz." Kaan ile vedalaşıp telefonumu cebime koydum. Sıkıntıyla nefes verip Doğan Bey ve Serpil Hanım'a döndüm."Hastaneden sonra arkadaşımın yanına gidebilir miyim? Okulda şarkı yarışması vardı. Biraz prova yapmamız lazım." İkisi bana gülümserken Özgür konuştu. "Hastaneye niye gidiyorsunuz ?"
Benden önce Serpil Hanım cevap verdi. "Seni ilgilendirir mi oğlum ? Yanlış hatırlamıyorsam Peri umurumda değil diyordun. " Serpil Hanım size bayılıyorum. İdolümsünüz.
"Velet bir ergen umurumda değil anne. Öylesine sormuştum." O bana velet ergen mi dedi ? Kaşlarım çatılırken Batu ve Bartu gülüyordu. "Gülmeyin lan. Sizin de farkınız yok. Siz de ergen veletsiniz." Batu ve Bartu'nun gülen yüzü düşmüştü. Bu sefer sinirle abilerine bakıyordu.
"Abi bize öyle demekten vaz geç." Batu'nun dediğini takmayıp çayını içti. Gözlerim Barış'a değince onun da bana baktığını gördüm. Direkt gözlerimi çekmiştim. "Daha iyi misin ?" Ömer'in kulağıma fısıldaması ile ona döndüm ve gülümsedim. "İyiyim. Dün gece yanımda olduğun için teşekkürler." dedim kısık bir sesle. Onun da yüzünde tebessüm oluştu. "Teşekkür etme. Her zaman yanındayım. İyi ol benim için yeter."
Korkularım vardı ama dün gece Ömer'e olan bütün korkularım ve duvarlarım yıkılmıştı. Onun için küçük bir şey olabilir ama bana gülümseyerek konuşması bile benim için çok şey ifade ediyordu. O gerçekten iyi biriydi ve ben ona kısa zamanda alışmıştım. İleride belki aramız bozulacaktı ama bu anları asla unutmayacağım. Ömer 'in yeri bende her zaman ayrı olacak.
🧚🏻♀️
Karşımdaki doktor açıklama yaparken ben ortamdan soyutlanmış bir şekilde düşüncelerim ile boğuşuyordum. Hayatım zaten berbat bir haldeyken şimdi de panik atak çıkmıştı. İlaç yazacağını söylüyordu ama ben kullanmak istemiyorum çünkü ilaçlar bir süreden sonra bağımlılık yapıyor. Hayatım boyunca ilaçlar ile yaşamak istemiyorum.
"Önce yarım tabletle başlayalım. Yan etkisi olmazsa tam tablete çıkarırız." Bakışlarım Serpil Hanım'ı bulurken "İlaç kullanmak istemiyorum." dedim. "Olmaz öyle . İyil-" Doğan Bey'in cümlesini bitirmesine izin vermeden araya girdim. "İlaç kullanmak istemiyorum. İlaçsız tedavisi de oluyor. Eğer daha kötüleşirsem ilaca başlarım." dedim sakince. Serpil Hanım elimi tutup anlayışla gülümsedi.
"Tamam ama dikkatli olacağına söz vermeni istiyorum. Ve bir şeyleri içine atmak yerine benimle , babanla paylaş. Biz her konu da sana yardımcı olmaya çalışırız." Gülümsedim. "Teşekkür ederim. Her şey için."
Doktorun yanından ayrılınca Doğan Bey ile bahçeye çıktık. Serpil Hanım'ın ameliyatı olduğu için yanımızdan ayrılmıştı ve bugün Serpil Hanım'ın nöroloji doktoru olduğunu öğrendim. "Arkadaşın ile şimdi mi buluşacaksın kızım?"
"Evet." Arabaya binince kemerimi takıp buluşacağımız kafenin ismini söyledim. Günlerden cumartesi olduğu için Azat abinin mekanına da gidebiliriz. Azat abi, Kaan'ın abisinin arkadaşı ve spor salonu var. Salonunda küçük bir oda daha var ve sınıftakiler ile bazen oraya gidip eğleniyoruz. Başımı koltuğa yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım.
"Anne boğazım acıyor."
"Banane Peri. Ayağımın altında dolaşma ."
"Canım acıyor ama. İlaç veremez misin ?"
"Hayır. Git testlerinin başına . Ben çık diyene kadar da odadan çıkmak yok."
Ellerim ile kulaklarımı kapatıp kulağımda yankılanan sesleri bastırmaya çalıştım. Olmuyordu. Ne yaparsam yapayım geçmişi unutamıyorum. Bir şekilde karşıma çıkıyor ve canımı yakıyor.
Araba aniden durunca ellerimi çekip Doğan Bey'e baktım. Endişeyle bana bakıyordu. "Kızım iyi misin ? Ne oldu ?"
"İyiyim. Rüzgardan kulaklarım acıdı o yüzden kapattım." diye yalan söyledim. Bakışları yumuşarken camları kapatmıştı. "Niye söylemedin ki güzel kızım? Kapattım işte. Rahatsız olduğun bir şey olursa çekinmeden söyle." Burnum sızlarken başım ile onayladım. Tekrardan arabayı sürmeye başlayınca yolu izlemeye başladım. Geçecekti. O günleri de unutacaktım. Zor olacaktı ama bir şekilde unutmaya çalışacağım.
Yol boyunca ikimizde konuşmamıştık. Kafenin önüne gelince teşekkür edip inmiştim. Araba yanımdan ayrılırken derin bir nefes alıp kafeye adımladım. İçeriye girince Kaan'ı cam kenarındaki masada oturduğunu gördüm. Yanına adımlayıp karşısındaki sandalyeye oturdum.
"Ooo ateş perisi sonunda teşrif etmiş. Biraz daha geç gelseydiniz kök salıp meyve verecektim." Sistemle konuşması ile mahcup bir ifadeyle ona baktım. "Özür dilerim Kaan ama hastanede işler biraz uzun sürdü. " Hastane demem ile kaşları çatılmıştı. "Ne hastanesi ? Ne demek hastane? Ne oldu ? Neyin var ?" Parmaklarım ile oynarken garson yanımıza gelmişti. Limonata istedikten sonra derin bir nefes alıp Kaan'a döndüm.
"Bir süredir nefes almakta zorlanıyorum. Göğsüm sıkışıyor. Bazen de bayılacak gibi oluyordum. Dün de biraz fenalaşınca hastaneye götürdüler. Panik atak belirtileriymiş."
"Nasıl ya ? Off ! Panik atak mı ? Niye ya ? Niye sen ?" Kaan endişeyle konuşurken omuz silktim. " Belaçekerim resmen. Sanki hayatım mükemmelmiş gibi bir de bu çıktı." Kaan ciddi bir ifade ile bana bakıp "Bak sakın o gereksiz abilerin ve üçüzlerin için kendini üzmüyorsun. Ben seni tanıyorum. Umurumda değil desende umrunda. Dün onlar yüzünden ki fenalaştın ?" Sessiz kaldım. Haklıydı. Umurumda değil desemde dedikleri ve yaptıkları ister istemez üzüyordu. Önceki ailemde kötü söz işitmeye itilip kakılmaya alışsam da öz ailemdeki kişilerin bunu yapması canımı yakıyordu.
" Hayır bir anda oldu.Neyse bu konuyu kapatalım mı ? Şimdi biz hangi şarkıyı söyleyeceğiz?" dedim konuyu değiştirmek için. Kaan derin bir nefes alıp arkasına yaslandı. Eline meyve suyunu alıp içmeye başladı. "Eğlenceli bir şeyler söyleyelim. Dans da ederiz. Maksat eğlenmek. Benim aklımda bir kaç şarkı var. Sen aralarından bir tanesini seç." Cebinden telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptıktan sonra bana uzattı. Elime alınca seçtiği şarkıları gördümAralarında sevdiğim bir şarkıyı görünce gülümsedim. Telefonu ona uzatıp "Gençlik başımda duman olsun. Hem eğlenceli hem dans da ederiz." dedim.
Kaan da gülümsedi. "Harika bir seçim. Hadi kalk Azat abinin mekanına gidelim. Orada dans provası yaparız." dedi. Onu onaylayıp ayağa kalktım . Hesabı ödedikten sonra dışarıya çıktık. Otobüs durağına doğru yürürken Serpil Hanım'a gideceğim yerin konumunu attım.Otobüs durağına gelince ikimizde sessizce beklemeye başladık. Beş dakika sonra otobüs gelince binip cam kenarına yaklaştık.
🧚🏻♀️
"Biz böyle mi gördük babamızdan Ele güne rezil olduk Yeni âdet gelmiş eski köye, vah DOSTLAR MAHVOLDUK " Kaan sonda bağırıp tekrar oynamaya başladı. Elimden tutup beni döndürmeye başlyınca kahkaha attım. O ise kendini dansa kaptırmıştı.
"Seni gidi fındıkkıran Yılanı deliğinden çıkaran Kaderim, püsküllü belam Yakalarsam AH !" Sonda ayağı takılıp yere düşünce daha fazla gülmeye başladım. Gülerek şarkıyı kapattım ve yanına oturdum. "İyi misin ? " deyince bana göz devirip sırt üstü uzandı. "Çok iyiyim hain peri. Ayy yorulduk be !" Bende yanına uzandım. Biraz prova yaptıktan sonra Kaan şarkılar açıp dans etmişti. Kaç saattir dans ettik bilmiyorum ama aşırı yorulmuştuk.
"Ooo gençler. Bakıyorum da enerjiniz bitmiş." Azat abi bize gülünce bende güldüm. Uzun zamandır böyle güldüğümü hatırlamıyordum. "Bittik abi. Öldük. " Göğsüm hızla inip kalkarken derin bir nefes aldım. "Sözde hafta sonunu uyuyarak geçirecektim ama bu daha güzeldi. Aşırı eğlendim." Kaan ve uyku aşkı. Sanayiden sonra en sevdiği şey uyumak. Ayağa kalkınca Kaan da kalktı. Azat abi bize su uzatınca alıp içtik.
"Her zaman beklerim. Biliyorsunuz hafta sonu kimse gelmiyor. O zaman gelin daha rahat eğlenirsiniz." Azat abi ile biraz daha sohbet ettikten sonra dışarıya çıktık. Kaan ile gülerek sohbet ederken ileride Ömer'i gördüm. O da bizi görünce bize yaklaşmaya başladı. Önümüzde durunca gülümsedim. O da bana gülümseyip saçımı karıştırdı.
"Annem burada olduğunu söyledi. Bende seni almaya geldim. " deyip Kaan'a döndü. "Merhaba ben Peri'nin en büyük abisi." dedi. Kaan kocaman gülümseyip "Biliyorum. En best abisisin. Bende Peri'nin en best kankasıyım. Çok memnun oldum." diye cevap verdi.
Ömer gülümseyip bana göz kırptı." Demek en best abisi. Güzelmiş. Aramızda kalsın Peri'de benim en best kardeşim ve tanıştığıma memnun oldum." Yanaklarımın kızardığını hissediyordum ve bu Ömer'i daha da keyiflendirmişti. "Aaaa abim gelmiş. Neyse sonra görüşürüz." Kaan ile vedalaşıp arabaya bindik. Ömer arabayı sürerken ben yorgunlukla kafamı cama yasladım. "Yoruldun mu ?" dedi sakin bir sesle.
"Çooook. Kaan ile saatlerdir dans ediyoruz ama çok güzel vakit geçirdim. Uzun süredir bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. " Yorgunluğum sesime de yansımıştı. "Senin adına sevindim. Hep gül güzelim. Gülmek sana çok yakışıyor. Annem olanları anlattı. Bundan sonra dikkatli olacağız."
"Teşekkür ederim. " Sesim kısık çıkmıştı. Uykum geliyordu. Kolumdaki saate bakınca dört buçuk olduğunu gördüm. İstesem de uyuyaazdım. Eve gidip test çözmem lazımdı. Yol boyunca kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.
🧚🏻♀️
Sonunda eve varmıştık. Yavaş adımlarla yürürken Ömer de yanımdaydı. Kapının önüne gelince anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. İçeriye girince ayakkabılarımı çıkarıp köşeye bıraktım. Ömer salona girince ben direkt odama gitmeyi planlıyordum ama Batu'nun sesi ile adımlarım salonu buldu.
"Ooo sonunda teşrif ettiniz. Allah bilir neredeydi ?" Aklından neler geçiyor bilmiyorum ama gittikçe haddini aşıyordu. Sesindeki ima ile elim yumruk olurken bakışlar bana dönmüştü. "Nerede olduğum seni ilgilendirmez. Ben zaten nerede olduğumu ilgilendiren kişilere söyledim. Bir daha benim hakkımda bilip bilmeden konuşmasan sevinirim."
Ömer dediğime gülmüştü. "Aldın mı cevabını Batucuğum?" Doğan Bey'in eğlenen sesi ile Batu gözlerini devirdi. "Kızım yorgun görünüyorsun. Sen biraz dinlen ben seni yemeğe çağırırım." Serpil Hanım'a yorgunca gülümsedim "Çözmem gereken testler var maalesef."
"Kızım yemekten sonra çözersin. Git dinlen." Doğan Bey'in dediği ile buruk bir tebessüm oluştu. Gözlerimin dolduğunu görmemesi için bakışlarımı kaçırdım. "Teşekkür ederim." deyip merdivenlerden yukarıya çıktım. Arkamdam adım sesleri gelirken odaya girmiştim.
Sırtımdaki çantayı masaya bırakıp ona döndüm. Gözlerim dolu doluydu ve o neden olduğunu anlamıştı. Bana burukça gülümseyip sarıldı. "Şşş eski anılarını düşünme. Artık onlar yok. Biz varız. Üzülme tamam mı ?"
Kolay değildi işte . Unutmaya çalışsam da sesleri kulağımda yankılanıyordu. Düşünmemeye çalışıyorum. Artık onlar yok diyorum ama unutamıyorum. Öz ailem yakın davranınca aklıma direkt eski anılarım geliyor. Sırf yanlışım çıktığı için aç kaldığımı , uykusuz kaldığımı ve en kötüsü karanlık bir odada yirmi dört saat geçirdiğimi hatırlıyorum. On yedi yılım zor geçmişken hemen unutamıyorum işte.
"Olmuyor. Düşünmeden duramıyorum. Siz yakın davrandıkça onların bana davranışları gözümün önüne geliyor, kulağımda sesleri yankılanıyor ve bu benim canımı çok yakıyor." Saçıma küçük bir öpücük kondururken gözlerimi yumdum. "Sana hemen unut diyemem . Haklısın. Ama her anında yanında olacağıma söz verebilirim. O günleri beraber unutacağız. Sana söz veriyorum her şey güzel olacak. O günler sadece acı bir anı olarak kalacak."
Kollarımı ona sardım ve dudaklarımdan "Teşekkür ederim abi. Yanımda olduğun için." sözleri döküldü.
Bölüm sonu
Düşünceleriniz?
Ömer bebeğime abi dedik :)
En sevdiğiniz karakter?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum
Diğer bölümde görüşmek üzere
|
0% |