Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm 🧚🏻‍♀️

@nisaa_yazar_1

Geldiğim ilk günden beri bana kötü davranmayıp aksine yanımda olduğu için Ömer'i abim olarak benimsemiştim. Özgür ve Barış öyle değil mesela. Onlar abimmiş gibi değiller ama Ömer bana olan tutumu ile abi gibiydi. Ve ben onun yanında kendimi güvende hissediyorum.

 

Kasılan bedenini hissedince geri çekildim. Kocaman açtığı gözlerle bana bakıyordu. Sanırım abi dememi beklemiyordu. "Sen abi mi dedin ?" dedi inanamıyormuş gibi. Yüz ifadesine gülmek istesem de kendimi tutup yavaşça başımı salladım. "Evet. Rahatsız ola-" Aniden koltukaltlarımdan tutup döndürmesi ile cümlem yarıda kalmıştı ve ben korkuyla boynuna sarılıp çığlık attım.

 

"Şu an ne kadar mutlu olduğumu bilemezsin. Abisinin gülü. Ne güzel abi diyorsun." Sesindeki heyecan beni de gülümsetmişti ama havada döndüğüm için gözlerimi kapatmış durmasını bekliyordum. Kapı aniden açılınca Ömer abi durmuştu ama ben gözlerimi açmamıştım ve koala gibi ona sarılmıştım. "Oğlum ne oluyor? Kızım iyi misin ? Çığlık sesi geldi ." Doğan Bey'in sesi ile yavaşça gözlerimi açtım. Herkes buradaydı ve şaşkınca bize bakıyordu. Kapıda mı bekliyorsunuz arkadaş? Her bağırmam da aniden buraya geliyorsunuz.

 

Ömer abi beni yere indirip kocaman gülümsedi. "Çok iyiyim. Çok iyiyiz. Kardeşim bana abi dedi de. "Doğan Bey ve Serpil Hanım'ın yüzünde minik bir gülümseme oluşurken bana baktılar. Batu öfkeyle bana bakarken Bartu silik bir tebessüm ile bakıyordu. Diğer ikisinin ise yüzleri düşmüştü. Bunlar kesin bipolar. Hem istemiyorlar hem de üzülüyorlar.

 

Serpil Hanım "Darısı bizim başımıza diyelim. Anne , baba dediğin günler de yakındır inşallah." deyip göz kırpmıştı. Bir şey demeyip tebessüm ettim. İkisi hariç diğerleri odadan çıkınca Ömer abi de yanağımdan öpüp bizi yalnız bırakmak için odadan çıkmıştı.

 

Doğan Bey sandalyeye otururken ben ve Serpil Hanım karşısına yatağa oturmuştuk."Bak güzel kızım. Biz seni hiçbir şey için zorlamıyoruz. İlla ders çalışacaksın, oraya gidemezsin, arkadaşlarınla buluşamazsın gibi şeyler asla söylemeyiz. Geleceğin için ders çalışmak zorundasın bunu sende biliyorsun ama günün her saatinde ders çalışılmaz. İlla gezeceksin. Bir hobin varsa onu yapacaksın. Ya da hiçbir şey yapmayıp uyuyacaksın. Önceki ailen nasıldı bilmiyorum ama az çok tahmin edebiliyorum. Artık onlar yok. Biz varız. Bizden çekinmene gerek yok." Doğan Bey'in sözleri ile yutkundum.

 

"Baban haklı güzelim. Biz senin hep destekçiniz. Sen ne yapmak istersen yanındayız. Bir derdin olursa çekinmeden gel anlat. Bize anlatmak istemezsen bile Ömer var. Ona anlat. Biz sana yol gösteririz. Senin yanında oluruz. Diğerlerini de kafana takma. Hatta onlar seninle konuşursa muhattaba bile alma. Biz hep uyarsak da dinlemiyorlar. İleride çok pişman olacaklar biliyorum. " Gözlerim dolmuştu.Bu sözler bana o kadar yabancı ki... Sürekli baskı altında kalmaya , görmezden gelinmeye alışmıştım. Önceki ailemin tek derdi derslerim iken gerçek ailem yanımda olduklarını, istediğimi yapabileceğimi söylüyor. Onlar için küçük bir şey olabilir ama bu sözler benim için çok şey ifade ediyor.

 

"Ben gerçekten teşekkür ederim. Sizin böyle konuşmanız bile benim için o kadar şey ifade ediyor ki..." dedim zorlukla. Serpil Hanım bana sarılırken Doğan Bey'de ayağa kalkıp yanımıza geldi. O da ikimizin saçından öpüp kollarını bize sardı. Bu ânı asla unutmayacağım.

 

Yaklaşık iki dakika öyle durduktan sonra benim dinlenmem için odadan çıktılar. Banyoda işlerimi halledip kıyafetlerimi değiştirdim. Telefonumu da şarja taktıktan sonra biraz uyumak için yatağa girdim.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Sen halen uyuyor musun? Ben sana o testler bitecek demedim mi ?" Barış'ın sesi ile yattığım yerden hızlıca kalktım. Bakışlarım kapıya deyince Barış'ın sinirle bana baktığını gördüm. "Ben şey -" Konuşmama izin vermeden bağırdı. "Yemek hazır. Aşağı gel. Sonra da testlerin başına." Odadan çıkınca yataktan inip sarsak adımlarla banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra aşağıya inmek için odadan çıktım.

 

Merdivenlerden inecekken Ömer abimin ve Batu'nun sesini duymam ile adımlarım durmuştu. "Sen şimdi Peri'yi sevmiyorsun. Onun açığını yakalamak için iyi davranıyorsun." Batu'nun sorusu ile kaşlarım çatıldı. Yalan söylüyordu değil mi ? Abim öyle bir şey yapmaz.

 

"Kaç defa anlatacağım Batu. Aynen öyle. O kızı niye seveyim? Benim kardeşlerim zaten var. Açığını yakaladığım an evden göndereceğim."

 

Gözlerim dolunca elimi ağrıyan göğsüme koydum. Her şey yalan mıydı ? Bana yaklaşımı oyun muydu ? Oysa ben ona güvenmiştim. Ben ona güvenip acımı anlatmıştım ama o beni kandırmış.

 

"Ne diye dikiliyorsun ?" Özgür'ün sesi ile irkilip ona döndüm. Dolu gözlerimi görünce yüzünü buruşturdu."Ağlayacak mısın? Bir bu eksikti. Lütfen git başka yerde ağla. Senin sesini çekemem." Gözümden bir damla yaş düşünce gözlerimi kapattım. Canım çok yanıyordu. Güvendiğim birinden bu darbeyi almak canımı çok yakıyordu.

 

"Peri. " Ömer ' in ılımlı sesi ile gözlerimi açtım. Abi dememi hak etmiyordu .Dolu gözlerimi görünce yanıma adımladı. Yüzümü elleri arasına alırken sol gözümden bir yaş düştü. "Güzelim niye ağlıyorsun?" Ellerimi göğsüne koyup hızla ittim.

 

"Sana güvenmiştim. Sen ne yaptın? Beni kandırdın. Niye ya ? Niye ? Niye ? Niye ?

Niye ben ? Acı çekmem sana zevk mi veriyor? SENDEN NEFRET EDİYORUM. " Bağırıp göğsüne vurdum. "Ben sana güvenip acımı anlattım . Niye böyle bir şey yaptın ? Niye ?"

 

Ömer kollarımı tutup beni kendinden uzaklaştırdı. Gözlerindeki nefret canımı yakıyordu. Oysa bana bakarken gözleri parlıyordu, şefkatle gülümsüyordu. "Demek duydun . İyi o zaman. Bu saçma oyuna daha fazla devam etmem gerekmiyor. Asıl ben senden nefret ediyorum." Sözleri kulağımda yankılanırken yere çöktüm. Ellerimi kulağıma bastırıp "Hayır, hayır " diye sayıklıyordum. Yapmış olamaz. Yapmadı. Beni seviyor. Beni kanıdırmış olamaz. Gözlerim kararıyordu ve sesler iç içe girmişti.

 

"Güzelim bak bana."

 

"Abi ne oluyor?"

 

"Kızım ."

 

"Peri uyan abiciğim."

 

Nefes nefese yataktan sıçradım. Göğsüm hızla inip kalkarken etrafı bulanık görüyordum. "Kızım bak bana. Kabustu güzelim. Bir şey yok. " Serpil Hanım bana sarılırken derin nefesler alıyordum.

 

Kabusmuş ...

 

Çok gerçekçiydi. Saçlarımı okşarken bakışlarım odada gezindi. Herkes buradaydı. Doğan Bey ve Ömer abim endişeyle bakarken diğerleri tepkisizdi. Serpil Hanım geri çekilince Doğan Bey bana su uzattı. Birkaç yudum içip bardağı komodine bıraktım. "Güzelim iyi misin ?" Ömer abimin sesi ile kafamı eğdim. Rüyanın etkisindeydim ve o sözler aklımdan çıkmıyordu.

 

"Çocuklar siz bizi yalnız bırakın. Hayatım sende. Biz anne kız biraz dertleşeceğiz." Doğan Bey alnımdan öpüp çıkarken diğerleri de bir şey demeden odadan çıktı. Serpil Hanım'a bakınca şefkatle bana bakıyordu. "Anlatmak ister misin?"

 

Tırnaklarımı avucuma batırırken "Ben bilmiyorum. Kabustu ama çok gerçekçiydi. " diyebildim. Saçlarımı okşarken derin bir nefes aldım."Ömer abi aslında benim açığımı yakalamak için bana iyi davranıyormuş. Yüzüme karşı senden nefret ediyorum dedi. Çok kötüydü. Bartu dışında diğerleri de... Off onların zaten beni sevmediklerini biliyorum. Onların demesi sorun değildi ama Ömer abiyi öyle görünce... " Konuşamayıp gözlerim dolunca Serpil Hanım bana sarılıp saçımı öptü."Güzel kızım. Sadece kötü bir kabustu. Ömer sana asla öyle davranmaz. Sana öyle demez. Sen uyurken yanıma geldi. Senin abi demeni ballandıra ballandıra anlattı. Küçük çocuklar gibiydi. Merak etme o sana asla kötü davranmaz. Seni çok seviyor."

 

Derin nefesler alırken o saçlarımı okşuyordu. Ellerimin titrediğini görmemesi için yumruk yaptım. Son kez saçımdan öpüp benden ayrıldı. "Hadi canım. Elini yüzünü yıka. Sonra beraber aşağıya inelim. Yemek hazır."

 

Onu onaylayıp yataktan kalktım. Odadaki banyoya gidip elimi yüzümü soğuk su ile yıkadım. Biraz daha iyiydim. Saçımı açıp dağınık topuz yaptıktan sonra son kez aynadan bakıp çıktım. Serpil Hanım beni görünce oturduğu yerden kalktı. Yanına gidince telefonunmu cebime koydum. Daha sonra beraber aşağıya indik.

 

Yemek odasına girince herkes buradaydı. Kimseyle göz göze gelmeyip boş olan Bartu ve Doğan Bey'in arasındaki sandalyeye oturdum.

 

Doğan Bey'in afiyet olsun demesi ile yemeğe başladık. "Demek Yağız'da sizin okula geliyor." Yağız kimdi ? "Evet anne. Hatta yarın gelecekmiş. Büyük ihtimalle bizim sınıfta. Zaten eşit ağırlıktan iki sınıf var ve diğerine göre bizim sınıf daha az." Beni ilgilendirmiyor sonuçta. İştahım yoktu. Ruhsal anlamda yorgundum ve bunun ne zaman düzeleceğini bilmiyorum. Artık mutlu olmak istiyorum. Kahkahalar ile gülmek, eğlenmek istiyorum. Ailem ile vakit geçirmek istiyorum ama sürekli bir şey oluyor ve yine ben üzülüyorum.

 

"Peri ." Ömer abimin seslenmesi ile kafamı kaldırdım. "Efendim." dedim."İyi misin? Dalgın görünüyorsun. Yemeğini de yemiyorsun. " deyince gözlerimi kaçırdım. "İyiyim. Dalmışım öyle. "

 

"Peri senden bir şey isteyebilir miyim ?" Bartu'nun sorusu ile şaşırdım. Sadece ben değil diğerleri de şaşkınca ona bakıyordu. Özellikle Batu..."Ne isteyeceksin?" dedim sakince.

 

"Sende tarih notları var mı ? Sanırım quiz olacakmış ve bende notlar yok. Verebilir misin ?" Batu alayla gülerken ben tepkisizce bakıyordum. " Olur. Yemekten sonra veririm." Batu'ya göre Bartu daha iyiydi. En azından Batu kadar sert tepkiler vermiyordu. Bartu bana gülümseyip teşekkür etmişti. Tepkisi ile kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. Bartu bana gülümsemişti. Kafasına saksı falan mı düştü? Ne oldu da böyle oldu ?

 

Bu da mı oyun ? Gerçeklik algım gitmişti resmen. Kabustan sonra neyin gerçek neyin rüya olduğunu algılayamıyorum. Bartu'ya daha fazla bakmayıp yemeğe geri döndüm. Onun konuşmasından sonra kimse konuşmadı zaten. Yemekler yendikten sonra odama çıkmıştım. Sandalyeme oturunca kapı çaldı. Gel diyince Bartu içeriye girdi. "Müsait misin ?" deyince başım ile onayladım. İçeriye girip kapıyı kapattı. Masanın üstündeki dosyadan tarih notlarını çıkardım. Ona uzatınca gülümsedi.

 

"Teşekkür ederim ve özür dilerim. Biliyorum özür dilemek hiçbir şeyi değiştirmeyecek ama gerçekten özür dilerim. Öyle tepki vermemem lazımdı. Yeni bir kardeş düşüncesi beni korkutmuştu. Burcu'ya ne kadar iyi davranmaya çalışsam da beni hep itmişti ve senin de öyle olacağından korktum. Özür dilerim. Çok özür dilerim. Çocukça ve salakça davrandım. " Sesi samimi çıkıyordu ama güvenemiyordum. O kabustan sonra Ömer abiye bile bakamıyordum.

 

Alayla güldüm. "İkizin gelip "İkizimin aklını çeldin. Senden nefret ediyorum." demeyecek mi ?" Yüzü düşmüştü. Derin bir nefes alıp gözlerine baktım. "Bartu bak. Onca şeyden sonra gelip sana güvenmemi bekleme. Tamam Batu'ya göre daha iyisin ama başta beni tanımadan istemeyen de sensin. Evet dediğin gibi özür dilemek hiçbir şeyi değiştirmiyor. Burcu ve ben aynı kişi değiliz. Eğer sen bana bir adım atsaydın ben sana on adım gelirdim Bartu. Kardeşlik her şeyden farklıdır. Serpil Hanım'a, Doğan Bey'e ya da abilere hemen güvenemem ama sana güvenirdim. Bilmiyorum... Belki de üçüz olduğumuz içindir ama güvenirdim ve sen bunu yıktın. " Hep kardeşim olmasını istemişimdir ve hayat bana 17 yılın ardından üçüz kardeşler vermişti.

 

Ve evet güvenirdim. Eğer ikisi bana önyargı ile yaklaşmayıp bir adım atsalardı ben bu evde en çok onlara güvenip, ilk onlara sığınırdım ama kendi elleri ile bunu yıktılar. Belki ileride aramız iyi olur. Peki bana yaklaşımlarını unutacak mıyım? Hayır...Unutamam.

 

"Ne desen haklısın. Ben..Biz aptallık ettik. Sadece bu saatten sonra yanında olduğumu ve kendimi affettirmek için elimden geleni yapacağımı bil. Özür dilerim. Böyle olsun istemezdim." Son kez gözlerime baktı ve gülümsedi. Odadan çıkınca yine sessizlik ile baş başa kaldım.

 

Yaşanan şeyler bir anda unutulmazdı ki. Kâbus olmasına rağmen etkisinden çıkamadım ve onların sözleri, davranışları kâbus değildi. İleirde ne olur bilemem ama tek isteğim bundan sonra mutlu olmak.

 

🧚🏻‍♀️

 

Kafam masaya yaslıyken gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Saat bire geliyordu ve benim testlerim yeni bitmişti. Yatağa gidecek gücüm dahi yoktu. Gözlerim kapalıyken kapımın yavaşça açılmasını duydum. Bu saatte kim gelmişti? Adım sesleri bana doğru geliyordu. Biri yüzümdeki saçları kenara çekti. "Niye kendini bu kadar yoruyorsun ki?" Barış'ın sessiz çıkan sesi ile şaşırdım.

 

Beni mi düşünüyordu ? Bana nefretle bakan adam şimdi beni mi düşünmeye başladı? Önce Bartu şimdi de Barış. Bunlara bir anda ne oldu ?

 

Gözlerim kapalıyken beni kucağına almıştı.. Sırtım yatak ile buluşunca iyice yayıldım. Üstüme örtüyü örttü.Ben gideceğini düşünürken o daha da şaşırtıp alnımdan öptü ve saçımı okşadı. "İstemeden de olsa canını yaktıysam özür dilerim küçük perim . "

 

Yaktın. Canımı çok yaktın Barış Akbulut.

 

Adım seslerinden sonra kapının kapanma sesi geldi. Gittiğini anlayınca rahat bir nefes verdim . Bu kadar kolay mı ? Önce kalp kırın sonra özür dileyip affedilmeyi bekleyin. Bu kadar kolay olmamalı. Karşı tarafın ne hissettiğini, canının nasıl yandığını umursamadan kalp kırdıktan sonra bir özür ile affedilmeyi beklememeli.

 

Kapım tekrar açılıp kapanmıştı . Birkaç adım sesinden sonra yatağıma ağırlık çöktü. "Peri'm. Yemekten sonra yanına gelecektim ama acil işim çıktığı için gelemedim. " Ömer abim saçlarımı okşamaya başlayınca mayışmaya başladım."İyiki geldin hayatımıza. Seni çok seviyorum küçük kardeşim. " Saçımdan öpüp elimi okşadı. Kendimi uykunun kollarına bırakmadan önce Ömer abinin alnımdan öptüğünü hissettim.

 

Bölüm sonu

 

Huhuu bölüm nasıldı?

 

Kâbus?

 

Bartu hakkında ne düşünüyorsunuz? Peri affeder mi ?

 

Barış peki?

 

Ömer bebeğim?

 

Doğan Bey ve Serpil Hanım ?

 

En sevdiğiniz sahne ?

 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum

 

Diğer bölümde görüşmek üzere

 

Loading...
0%