Yeni Üyelik
41.
Bölüm

Final 🧚🏻‍♀️

@nisaa_yazar_1

Evet serüven bitiyor...final bölümü ile karşınızdayım.

 

Biliyorum kurgum çok güzel değil. Hatalarım var...eksikliklerim var...cringe olan şeyler vardır ama elimden geldiğince iyi yazmaya çalıştım.

 

Ahunaz isimli kurgumdan sonra bu kurguyu yazmaya başlamıştım. Hatırlıyorum ilk bölümü atarken çok heyecanlıydım. Aslında çok okunacağını hiçbir zaman düşünmedim ama heyecan vardı ve son bölüme geldik.

 

41 bölüm boyunca yanımda olup bana destek veren herkese teşekkür ederim. Bir yanım hüzünlü...bir yanım mutlu. Ne diyeceğimi de bilmiyorum.

 

Hepinize teşekkür ediyorum ❤

 

O zaman son kez Üçüz Derken diyelim ve keyifli okumalar...

 

**************************

 

 

Aile ne demekti?

 

Anne , baba , çocuktan oluşan topluluğa mı aile denirdi ?

 

Hayır.

 

Aile, bağ demekti. Sevgi demekti. Yanında güvende hissettiğin kişilere aile denirdi.

 

Ben aile kavramını, aile sıcaklığını 17 yaşımda öğrendim.

 

Annem vardı. Babam vardı. Peki aramızda o sevgi bağı var mıydı ? Yoktu. Hiç olmadı...

 

Şimdi etrafıma bakıyorum...annem ve babamın sohbet edişini görüyorum. Ömer abimin Bartu ile satranç oynarken eğlenmesini görüyorum. Batu'nun izlediği filmi Barış abime heyacanla anlatışını görüyorum. Akın abimin , yengemin karnını okşamasını izliyorum. Özgür abimin saçımı örmesini yüzümdeki tebessüm ile bekliyorum.

 

Aile buydu...

 

17 yaşıma kadar ailem yokmuş...onlar benimle ilgilenmezlerdi, sohbet etmezlerdi. Tek yaptıkları ders çalış , ders çalış, ders çalış. 7 yaşımdan beri tek duyduğum buydu. Oysa benim tek isteğim annemin saçımı örmesi, babamın bana gülümsemesiydi. Çok istediğim 2 şey 17 yılın ardından oldu. Babam bana gülümsüyor ,annem saçlarımı okşayıp örüyor.

 

Ve ben huzurluyum , mutluyum. Hayalini kurduğum aileye kavuştum.

 

"Bence oldu." Özgür abimin sesi ile irkilip ona döndüm. Elim saçlarıma giderken abim dikkatle izliyordu . Hissettiğim örgüler ile kocaman gülümsedim ve beline sarıldım. O da sarılıp saçımdan öptü.

 

"Eline sağlık abim. Çok güzel."

 

"10 parmağımda 20 marifet var. Çok harikayım." Bağırdığı için diğerleri de onu duymuştu ve güldüler. "Sonuçlar yarın mı açıklanıyor ? " Akın abimin sorusu ile kafamı salladım.

 

"Yani açıklanma tarihine daha var ama erken de açıklanabilir. Herkes yarın açıklanır diyor. Kesin değil yani." diye cevapladım. "Siz zaten elinizden geleni yaptınız. Sonuçlar istediğiniz gibi gelemese de üzülmeyin. Hayırlısı ne ise o olsun." Yengeme gülümsedim. Diğerleri de ona benzer cümleler kurmuştu.

 

Her şeyin hayırlısı olsun.

 

"Küçük Özgür ne zaman doğacak? " Özgür abimin dediği ile güldüm. Abim ve yengemin bebeği erkekti ve Özgür abim öğrendiği günden beri küçük Özgür diye sesleniyordu.

 

Yengem gülümseyip "Daha yeni 5. aya girdik Özgür. Yani küçük Özgür'ün doğmasına birkaç ay daha var." dedi. Abim kollarını göğsünde birleştirdi. "İyi...biraz acele etse daha güzel olacak. Yeğenim ile tanışmak istiyorum."

 

Batu "Abiciğim yanlış hatırlamıyorsam amca olmak için genç olduğunu savunuyordun. Şimdi de erken doğsun diyorsun." deyince Ömer abim kapak işareti yapmıştı. Barış abim , Ömer abime yastık atıp " Ayıp ayıp. Aile var." deyince kahkaha sesleri yükseldi.

 

"Batucuğum amca olmak için genç olduğumu yine savunuyorum ama yeğenimi de bir an önce görmek istiyorum." Bu sefer Bartu, abime dönüp " Tutarsız avukat." dedi. "Susun veletler. Sıkıcısınız...ben Mihrimah ile konuşmaya gidiyorum." dedi ve salondan çıktı.

 

"Mihrimah buna nasıl katlanıyor?" Akın abimin dediği ile annem ona döndü."Sus bakayım. Özgür'üm harika biri."

 

"Annem yine oğlunu savunmaya başladığına göre ben kaçar." Barış abim de koşarak salondan çıkınca güldüler.

 

Emel hoca ile konuşmaya gittiğine yemin edebilirim.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Yok ben bakamayacağım." bilgisayarı kapatacakken Ömer abim elimden tuttu. "Güzelim sakin ol ve aç. Bak Batu ve Bartu'da seni bekliyor."

 

"Evet ama...hadi aynı anda açacağız." Batu'ya bakıp tekrardan bilgisayarı açtım. Özgür abim kanepede uyuklarken annem dua ediyordu. Diğerleri de bizim açmamızı bekliyordu. Derin bir nefes alıp sayfaya giriş yaptım. Gözlerimi kapatıp "Açtım." dedim. Bakamıyorum...korkuyorum.

 

İlk Batu'nun sevinç çığlığını duydum. Ardından Bartu'nun...

 

"Oley be ! Allah'ım sana şükürler olsun."

 

"Sonunda...sonunda...beklediğim gibi geldi."

 

Ve Ömer abimin kulağıma fısıldaması ile gözlerimi yavaşça açtım. "Aç gözlerini güzelim. " Sonucumu görünce çığlık atıp ayağa kalktım ve abime sarıldım. Benim çığlığım ile Özgür abi kanepede düşmüştü.

 

"Oldu ! Abi oldu. Çok daha iyi bir sonuç geldi. Ağlamak istiyorum."

 

Annem , babam , yengem ve Özgür abim dışında diğer abilerim bize teker teker sarılmıştı. Annemin gözleri dolu doluydu. Özgür abim ayılıp "Ben size dedim güzel gelecek diye." dedi ve kollarını açtı. "Ergen veletlerim gelin abinizin kollarına." Gülmüştük ve koşarak ona sarıldık.

 

Hukuk okuyacaktım...hayalim olan hukuk fakültesine gidecektim.

 

3 Ağustos 2024

 

Mutluydum ama içimde burukluk vardı.

 

Ömer abim evleniyordu...Çok mutluydu. Mutluydum. Sadece geldiğim günden beri yanımda olan...beni koruyan...geceleri uyuyamadığımda yanına gittiğim abim bugün evde olmayacaktı. Yüzümdeki tebessüm ile ona baktım. Heyecanını görebiliyordum. Ela ablaya bakınca gözleri ışıldıyordu.

 

O çok iyi bir abiydi, çok iyi bir evlattı. Şimdi çok iyi bir eş olacak ve ileride çok iyi bir baba olacak. Ela abla çok şanslıydı...abim çok şanslıydı.

 

"Kızım sen niye hazır değilsin. Daha kuaföre gideceğiz." Annemin sitemli sesi ile irkilip ona döndüm. "Hemen gidiyorum anneciğim." gülümsedim ve koşarak odama çıktım. Tercihleri de vermiştik . Ben , Cem ve Kaan ilk sırada İzmir'i verdik. Cem bütün tercihlere tıp yazmıştı ve ilk tercihi geleceği kesindi. Kaan Mersin ya da İzmir'de okumak istediği için ilk iki sıraya bu şehirleri yazmıştı. Psikoloji okuyacaktı.

 

Yağız, Rümeysa , Oğuz ve Esnad istedikleri bölüm için tekrardan hazırlanacaktı .Batu Ankara' da okumak istiyordu ve ilk tercihe orayı yazdı. Bartu ise İstanbul'da kalmak istemişti ama başka illere de tercih vermişti. Neresi geleceği ise belli değildi. Her şey olabilirdi. Eylül'de İstanbul'a fizik bölümüne tercih verdi. Ecrin okul öncesi öğretmenliğini vermişti ve o da İstanbul' da kalacaktı.

 

Odama gelince annemin yatağa bıraktığı elbiseyi aldım ve giymeye başladım. Annem sağ olsun yine mükemmel bir elbise seçmişti. Elbiseyi giyince aynanın önüne geçtim. Yeşil yırtmaçlı bir elbiseydi. Elbisenin üstündeki kelebek detayları harika görünüyordu. Annemin zevki mükemmel.

 

Kendime aşık oldum...

 

Akın abimin düğününde de yeşil elbise giymiştim. Şunu anladım ki yeşil benim rengim. Allah'ım çok güzel. "Allah'ım insan kendine aşık olur mu ? Ben oldum. Şu güzelliğe bak. Ben elbiseye de aşık oldum sanırım. Çok güzel ya." Aynada hem kendimi hem elbiseyi överken kapım çalındı.

 

"Gel ." diye bağırıp Cem'in hediye ettiği kelebekli kolyemi taktım. "Allah'ım kör oldum. Güzelliğiniz ve ışığınız beni kör etti Peri Hanım ." Özgür abimin dediği ile güldüm. "Güzel oldum mu?" Abim elini çenesine koyup "Dön bakayım." dedi. Kendi etrafımda bir tur döndüm.

 

"Çok güzelsin. Bu yüzden sen düğüne gelmiyorsun. Ben seni görüntülü ararım. " Kaşlarımı çatıp "Akın abimin düğününde de beni eve kilitlemeye çalışmıştın. Annemi çağırırım bak." dedim.

 

Göz devirip "Aman aman ! Annemin terliği kurşun ile eş değer. Gel düğüne ama yanımdan ayrılma. Özellikle Cem'in yanına gitme." dedi ve odadan çıktı. Sanki düğünde beni hatırlayacak. Mihrimah abla ile vakit geçirmekten beni unutacak.

 

"Kızım hazır mısın?"

 

Annemin sesi ile çantamı alıp odadan çıktım. Kuaförden sonra düğün alanına gidecektik.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Sen fazla güzelsin. Gel bakalım yanıma. Sakın kalkma." Akın abim beni yanına çekince göz devirdim. Annem dışında herkes bunu yapıyordu ve imdat diye bağırmamak için zor duruyordum. Babam beni kolunun altına alıp Cem'in yanına gitmeme izin vermemişti. Annem gelip ona kızınca ben direkt kaçmıştım ama bu sefer de abiler ve üçüzlerim beni rahat bırakmıyordu. Hayır anlamıyorum...sevgililerinin yanına da gitmiyorlar. Gitsenize kardeşim...rahat bırakın beni. Tabiki de bunu sesli söylemedim.

 

"Hayatım Peri'yi rahat mı bıraksan? Bırak arkadaşlarının yanına gitsin." Yengem. Canım yengem. Seni çok seviyorum. "En çok seni seviyorum yengem." deyince gülüp öpücük atmıştı. "Ama hayatım Cem denen çocuğun yanına mı gitsin ? Dursun işte yanımızda."

 

Yengem kaşlarını çattı. " Akşam koltukta yatmak istemiyorsan Peri'yi rahat bırak aşkım." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Abimin yüz ifadesi daha komikti. "Tamam gitsin ama aranızda en az 10 adım olsun." Yengemin yanaklarından öpüp "Sen harikasın. " dedim ve yanlarından ayrılıp Cem ve Kaan'ın gittim. "Oha kelebek perisi olmuşsun." Kaan'ın dediğine güldüm.

 

"Ben tekrardan aşık oldum. Kaan tut beni bayılacağım." Gülüp "Abilerim bunları duysa sizi düğünden kovar." dedim. Cem elimi tutunca Kaan "Iyyy romantik şeyler. Neyse benim çiçeğim nerede acaba ? Gidip beraber düğündekileri eleştirelim." dedi ve yanımızdan ayrıldı. "Üçümüzün tercihleri aynı yere çıkarsa..."

 

Cem'in sözünü tamamladım. " Çok güzel olur. Kaansız üniversite hayatı düşünemiyorum." deyince ikimizde güldük.

 

"Çok güzelsin Peri'm. "

 

Gülümsedim." Teşekkür ederim. Siz de çok yakışıklı olmuşsunuz Cem Bey." deyince gülümsedi. "Ergenler ?" Özgür abimin sesi ile ofladım. "Abiye oflanmaz küçük peri !" deyince yine ofladım. Elimize vurup ayırmıştı.

 

"Mihrimah abla nerede ?"

 

"Lavaboya gitti. Bende sizi yan yana görünce hemen geldim." Sırıtarak söyledikleri ile göz devirdim. "Sen nereye tercih verdin Cem ?" Cem ile yutkunduk. Annem ve Kaan dışında kimse İzmir'e tercih verdiğini bilmiyordu. Özgür abim sürekli aratıp başka yere tercih vermesini söylüyordu.

 

Cevap verecekken salonda alkış sesleri yükseldi. Abimler salona giriş yapıyordu.Derin bir nefes alıp oraya doğru yürümeye başladık. Ela abla , abimin koluna girmişti ve yüzündeki gülümseme ile etraftaki insanlara bakıyordu. Dilek teyze ve annemin gözleri dolu doluydu.

 

Sahnenin ortasına geçince dans müziği çalmaya başladı. Bütün çiftler etrafını sararken bende Cem ile dans etmeye başladım. Akın abimin düğününde tek olan Özgür abim bu sefer yüzündeki kocaman gülümseme ile Mihrimah abla ile dans ediyordu.

 

"Çok güzeller. Bizim düğünümüz de böyle olsun."

 

"Düğünümüz mü ? "

 

"Evet...Okul bittikten sonra, mesleğimizi elimize aldıktan sonra seninle evlenmek istiyorum. Hayatımın geri kalanını seninle yaşamak istiyorum." Yanaklarımın kızardığını hissettim. "Yoksa sen istemiyor musun ? Peri Hanım siz benimle gönül mü eğlendiriyorsunuz ?" deyince kahkaha attım. O da gülümsüyordu.

 

"Cem Bey sizinle gönül eğlendirmiyorum. Sizi seviyorum...hep seveceğim. Abimleri ikna ettikten sonra sizinle evlenirim."

 

"Allah'ım sen beni sevgilimin abilerinden koru. " deyince yine güldüm. Dans müziği bitmişti. Abim ve Ela abla masaya geçince nikah memuru geldi. "Bartu ve Batu yine ortalıkta yok. Ne işler çeviriyor?" Cem omuz silkti. "Benimde haberim yok."

 

Nikâh memuru mikrofonu eline aldı. Şahitler ise abim ve Ela ablanın karakoldan 2 arkadaşıydı. Nikâh memuru birkaç şey söyledikten sonra abime döndü.

 

"Siz Ömer Akbulut, Ela Uçar'ı hiç kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan , hastalıkta sağlıkta eş olarak kabul ediyor musun?"

 

Abim cevap veremeden tanıdık olan ses salonda yankılandı.

 

" Günler sessiz

Mahsun sensiz

Günler herzaman telaşlı

Yanlış nerede aklım sende

Suçum neydi sormadın"

 

Batu, Bartu , Oğuz, Kaan ve abimin karakoldan arkadaşları şarkıyı söylüyordu. Salonda gülme sesleri yükselince abimin göz devirdiğini gördüm.

 

"Son pişmanlık

neye yarar

herşeyin

sebebi var

buraya kadar."

 

Abim mikrofonu alıp "Şovunuz için teşekkürler ama Ela'm ile evleneceğim için pişman değilim. Asla da olmam ama düğünden sonra sizi döveceğim. Belki o zaman pişman olurum." dedi ve sırıttı. Salonda kahkaha sesleri yükselirken Cem "Neyseki ben içlerinde yokum. Abinden dayak yemek istemiyorum. " dedi.

 

Bu sefer Ela abla mikrofonu aldı. "Emin olun düğünden sonra Ömer'in yanında bende olacağım ve yaptıklarımdan hiç pişman olmayacağım." deyince kahkaha attım. Şarkı söyleyenlere dönünce Batu'nun hemen şarkıyı kapattığını gördüm.

 

"Size bir ömür boyu mutluluklar meslektaşlarım. Ben şu bücürleri ve ele başları olan Umut ve Murat'ı alıp yok olmayı düşünüyorum." Abimin arkadaşının dedikleri ile gülmüşlerdi. Nikâh memuru sorusunu yenileyince abim Ela ablaya bakıp "Sonsuza kadar evet." dedi. Ardından alkış sesleri yükseldi. Özgür abim abartıp ıslık çalmıştı.

 

"Siz Ela Uçar , Ömer Akbulut'u hiç kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan , hastalıkta sağlıkta eş olarak kabul ediyor musun?" Ela abla gülümseyip "Evet evet evet. " diye bağırdı. Şahitler de evet dedikten nikah memuru sonra "Bende belediyenin bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum." dedi.

 

İmzalar atıldıktan sonra Ela ablaya nikah cüzdanını uzattı. Ela abla kocaman gülümseyip şarkı söyleyen tayfaya döndü ve onlara doğru salladı. "Çok güzeller." Cem'i başım ile onayladım. Başımı Cem'in omzuna yasladım. O da elini belime koymuştu.

 

Düğünün geri kalanı çok eğlenceli geçmişti. Ömer abim ile dans etmiştim. Özgür abim ile çiftetelli oynamıştım. Bartu ve Batu yine o şarkıyı açmıştı.Misafirler gittikten sonra Ela abla , Batu , Bartu, Oğuz ve Kaan'ın kafasına gelin çiçeği ile vurmuştu. Çok komikti. Özgür abim kahkaha atarken Barış abim videoya alıyordu. Ömer abim , arkadaşlarını dövecekken kaçmışlardı.

 

Kahkaha atmaktan çenem ağırıyordu artık. Salonda sadece aileler kalınca Özgür abim Serdar Ortaç'ın Dansöz şarkısını açmıştı ve ortaya geçip oynamaya başladı. Beni de kolumdan tutunca gülüp ona ayak uydurdum.

 

"Yüksek uçan kuşun , yüreği sarhoşun

Acı çeker gibi , kölesi olmuşum

Kavga edenlere , bana küsenlere

Yüreği çark edip , geri dönenlere"

 

Batu ve Bartu'da ortaya geçip oynamaya başladı. Kahkaha attım ve abime ayak uydurmaya devam ettim.

 

"Affet diyen kim ?

Ez geçen diyen kim ?

Aşktan çeken kim?

Benim kadar."

 

Bağırarak şarkıyı söylüyorduk. Ömer abim oynamaya başlayınca Ela abla yakasındaki 200 TL'yi alıp onun alnına yapıştırdı. Barış abim kahkaha atıp videoya alıyordu.

 

"Ölene kadar aşık olamazsın

Birisi çıkar onu anlayamazsın

Sen o tür oyunlara katlanamazsın

Senin bi kalbin var (var , var ) "

 

Akın abim ve yengem gülerek bizi izliyordu. Babam ve Tahsin amca sahte dolarları alıp başımızdan aşağıya döktü. Gülmekten çenem ağırmaya başlamıştı.

 

"Hadi diyelim biri çok deli sevdi

Senin için her şeyi her şeyi verdi

Ya bir gün olur sana bel kıvırırsa

Binlerce dansöz var."

 

Bir saat boyunca şarkılar açıp dans etmiştik. Çok eğlenmiştik. Batu , Ela ablanın çiçeğini almaya çalışınca Ela abla hapse atmakla tehdit edip gülmüştü. Ömer abim ise gülerek onları izliyordu. Eve gitmeden önce hepimiz yan yana gelip Ela ablanın çiçeği atmasını bekledik. Defne yengemin çiçeğini Barış abim tutmuştu. Bakalım bunu kim tutacak ?

 

"Hazır mısınız?"

 

Hepimiz bir ağzından "EVET!" diye bağırdık.

 

Ela abla üçten geriye sayıp çiçeği attı. "HAYIR YA !" Çiçek köşede duran babama denk gelmişti. Özgür abim isyan ederken biz gülüyorduk. "Senin kadar güzel olmasa da bu çiçekleri sana veriyorum hayatım." Babamın dediği ile annem gülümseyip çiçeği aldı.

 

"Bu ne romantiklik be ! Gelmişsiniz kaç yaşına ? Biraz gençlerin önünü açın!" Özgür abimin dedikleri ile babam kaşlarını çattı.

 

"Sen sus ergen !"

 

Babamın dedikleri ile kahkaha attık. Özgür abim ise somurtuyordu."Gidiyorum ben !" Bol kahkahalı dakikaların ardından evlere dağılmıştık. Ömer abimin yokluğunu anında hissetsem de onun mutluluğu benim için daha önemliydi.

 

25 Ağustos 2024

 

"Çok sıcak. Eriyorum." Kaan'ın dediği ile elimdeki yelpazeyi ona uzattım. "Ve biz zekiler bu sıcakta parka geldik." Batu'nun isyanı ile kafamı Cem'in omzuna yasladım. Tercihlerimiz açıklanmıştı. Hepimizin istediği yerler gelmişti. Abilerim Cem ile aynı yere gideceğimizi öğrenince çıldırmıştı. Kaan'ın da aynı yere geldiğini duyunca yanlarına alıp ben ve Cem'i yan yana gelmememiz için elinden ne geliyorsa yap demişti.

 

Kaan başta "Ben kankalarıma karışmam." demişti. Daha sonra Akın abim onu maaşa bağlayacağını söyleyince "Akın abimmm. Senin sözün benim için bir emirdir. İkisi değil yan yana. Göz göze bile gelemeyecek." demişti. Ondan sonra Cem onu birkaç tur kovalayıp dövmüştü. O anlar gözümün önüne gelince kahkaha atmak istiyorum.

 

Şimdi de Kaan , Cem , Batu ve Bartu ile parka gelmiştik. Defne yengemin erken doğum riski olduğu için herkes onun yanındaydı ve daha dikkatli davranıyordu. "Yine mi dondurma alsak ?" Bartu'ya döndüm. "Bencede. Çok sıcak. Biraz serinleriz." dedim.

 

Hepimiz ayağa kalkınca telefonum çaldı. Özgür abim yine arıyordu. Açıp hoparlöre verdim. Her arayışında hoparlöre ver diyordu. "Abi 6. defa aradın." diye sızlandım.

 

"ERGEN VELETLER ABİMLER DOĞURUYOR!"

 

Arkadan yengemin çığlığı geliyordu. "Gerizekalı Özgür. Abim değil yengem doğuruyor." Barış abimin sesi sinirli geliyordu .

 

"ALLAH BELANI VERMESİN ÖZGÜR ! YEĞENİM ERKEN DOĞSUN DEDİN DEDİN BAK NE OLDU ? GELİYOR İŞTE ! " ve yine yengem çığlık attı.

 

"Peri biz hastaneye gidiyoruz. Annemlere haber verin." Ömer abim konuşup telefonu kapattı. Şaşkınlıktan konuşamıyorduk. İlk tepkiyi Batu verdi.

 

"Lan ! Yeğenim geliyor. Koşun hastaneye."

 

"Ben annemi arıyorum."

 

Annemi ararken otobüse doğru koşmaya başladık .

 

Ailemizin küçük üyesi aceleci çıktı.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Biz ne zaman göreceğiz ya?" Özgür abimin sabırsız sesi ile annem kafasına vurdu. "Defne zaten yorgun. Erken doğum olduğu için bebek küvezde. Sabırlı olun. Akın , Defne' nin yanında zaten."

 

Doğum olmuştu. Saat 15.44'te küçük Akbulut dünyaya gelmişti. Yengemin yanına giremiyorduk. Saat 22.34 olmuştu bile. Kaan ve Cem eve gitmişti. Bizde birazdan yengemin yanına girecektik. Akın abim odadan çıkıp içeriye gidebileceğimizi söyledi. İçeriye girdikten sonra yengemi yormamak için çok konuşmamıştık. Yaklaşık 15 dakika sonra da hemşire küvezin içinde bebeği getirdi. Abim ve yengemin gözleri dolu doluydu. Yengem kucağına alıp kokusunu içine çekti.

 

Akın abim , yengemin saçından öptükten sonra elleri titreyerek bebeğin elini tuttu. Gözlerim dolmuştu. Çok güzel bir andı...

 

"Ağlayacağım galiba. Best yeğenimin ismine karar verdiniz mi peki ?" Özgür abim peçete ile olmayan göz yaşlarını sildi. Abimler isme bir türlü karar verememişti. !Yengem bize bakıp "Poyraz...İsmi Poyraz." dedi.

 

Poyraz Akbulut ailemize hoş geldin...

 

Benim hayatım 2 döneme ayrılmıştı. Gerçek ailemden önceki hayatım ve gerçek ailem ile tanıştıktan sonraki hayatım . Benim hikayem gerçek ailem ile tanıştıktan sonra başladı. İyisiyle kötüsüyle bir sürü şey yaşadım. Ağladım, güldüm, krizler geçirdim , üzüldüm ama en önemlisi sevildim. Gerçek hisle sevildim . 17 yılım anne ve baba demeye bin şahit isteyen kişiler ile geçmişti. Gerçek ailem ile tanıştıktan sonra kocaman bir ailem oldu.

 

Ve ailem gün geçtikçe büyüyordu.

 

Tekrardan hoş geldin Poyraz Akbulut....

 

Bitti...

 

Umarım son bölümü sevmişsinizdir

 

En sevdiğiniz sahne hangisi oldu ?

 

Son kez sorayım...en sevdiğiniz karakter ?

 

Aşağıya bazı karakter isimlerini bırakacağım ve onlar hakkında bir kelime bile olsa bir şey yazar mısınız ? Düşüncelerinizi merak ediyorum.

 

Akın 

 

Ömer

 

Barış

 

Özgür

 

Peri

 

Batu 

 

Bartu 

 

Cem 

 

Kaan 

 

Ela 

 

Defne 

 

Diğer karakterler hakkında bir şey demek isterseniz buraya yazın...

 

Sizleri çok seviyorum kendinize iyi bakın papatyalarım...

 

Özel bölümler gelir zaten 👉🏻👈🏻🧚🏻‍♀️❤

 

Bu kurgunun sonuna geldik...diğer kurgularımda görüşmek üzere.

 

Loading...
0%