Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm 🦋

@nisaa_yazar_1

Geç kalacağız hadi ama !" Berk'in isyanı ile oflayıp çantamı koluma taktım. Bundaki okul aşkı beni delirtiyor. Ateş'e bakınca elleri cebinde ıslık çala çala geldiğini gördüm. Böyle rahatlık görülmedi arkadaş.

 

Berk "Okul babanın mı lan? Bu nasıl bir rahatlık ?" deyip koluna vurunca Ateş ters ters bakıp bir adım geriye gitti. "Keşke ya ama nerede ? Gidip okulu al desem ne olur ki ?" Sorusuna göz devirdim."Sizi zaten besliyorum. Bir de okul mu alayım? Der kardeşim." deyip evden çıktım.

 

"Ya da paramı size mi harcayayım? Gidin gözüm görmesin sizi de diyebilir." Berk'in dediğine gülsekte içimiz de burukluk vardı. Ailemizin böyle olması canımızı yakıyordu. Alıştık ama. Yani ben alıştım. Berk ve Ateş bir türlü alışamadı.Bir gün anne ve babamın bizi seveceğini düşünüyorlar.

 

Ben iki yıl önce bu imkansız hayalden vaz geçmiştim. Onlarla mecbur kalmadıkça konuşmuyorum bile. Bende isterdim annem ve babamın bize iyi davranmasını ama her istenilen şey de gerçekleşmiyor maalesef.

 

"Nilsu yine daldın." Ateş'in konuşması ile irkilip ona döndüm. Düşüncelerime o kadar dalmışım ki otobüs durağına geldiğimizi fark etmedim. "Ne konuşuyorsunuz ki ?" deyince Berk saçımı karıştırdı. "Gerçek dünyaya döndüğüne göre anlatayım. Çıkışta eve gitmeyip gezelim mi ? Annemler bugün evde yok zaten. Biraz kafa dağıtalım."

 

Otobüs gelince bindik. Boş olan dörtlü koltuklara geçince Berk'e dönüp sorduğu soruyu cevapladım. "Olur da. Nereye gideceğiz? İnşallah bar gibi bir yere götürmüyorsun ? Geçen defaki gibi olmasın." İkisi de gülmüştü.

 

"Saçmalama. Oralarda ne işim olur ? Parka gideriz. Yemek yemeye gideriz. Öyle. Ayrıca geçen defa adresi karıştırdığım için meyhaneye girmiştik." Yine okul çıkışı beraber vakit geçirecektik. Küçük bir kafeye gidecekken Berk adresi karıştırıp meyhaneye götürmüştü. Neyseki kimse fark etmeden kaçabilmiştik.

 

Gülümsedim. "Tamam olur. Şu okulu bir atlatalım. Fizikte hoca sözlü yapacaktı. Çalıştınız mı ? " Ateş oflayıp "Fizik dersini bulanın...tövbe tövbe. Bu dersten nefret ediyorum. " dedi.

 

Kimya dersini çok sever ama fizik dersinden nefret eder. Berk ise fizik dersini çok sever ama biyolojiyi hiç sevmez. Benim sevdiğim ya da nefret ettiğim bir ders yok. Ne verseler çalışyorum. Sadece bazı konuları sevmiyorum o kadar.

 

On dakikalık yolculuktan sonra okula gelmiştik. Sınıfa doğru yürürken Berk ve Ateş'te yanımda yürüyordu. Sınıfa girip masama geçtim. Berk ve Ateş yan yana otururken ben tek oturuyordum.

 

Hayattaki tüm şansımızı aynı Fen Lisesini kazanırken kullanmış olabiliriz. İlkokuldan beri aynı okulda aynı sınıfta okumuştuk ve liseyi farklı bir okulda okuduğumu düşünmek bile korkutucu.

 

Pek arkadaşım olduğu da söylenemez. Genelde tek takılırım ya da üçüzlerim ile. Asosyal biriyim sanırım. Berk ve Ateş olmasa dışarı bile doğru dürüst çıkmam. Evden okula, okuldan eve.

 

Berk ve Ateş ise benim aksime daha sosyal. Arkadaş çevreleri bayağı geniş. Herkesle iyi anlaşırlar. Hatta okuldaki çoğu kız onlarla konuşmak için can atar.

 

Derin bir nefes alıp çantamdan kimya defterimi ve testimi çıkarırken Zülküf hoca da gelmişti .

 

🦋

 

 

 

Öğle arasına girince cüzdanımı alıp kantine indim. Berk ve Ateş arkadaşları ile basketbol sahasına gitmişti. Kantinden meyve suyu ve en sevdiğim çikolata olan Lavivayı alıp bahçeye çıktım. Sahanın karşısındaki banka oturup ikisini izlemeye başladım.

 

Meyve suyumu içerken yanıma biri oturdu. Bakışlarım ona dönünce o da bana baktı. "Merhaba " deyince meyve suyumu banka bırakıp "Merhaba " dedim. Karşımdaki kız oynayanlara kısa bir bakış atıp tekrar bana döndü.

 

"Senden bir şey isteyebilir miyim?" deyince kaşlarımı çattım. Bu kızı hatırlıyorum ve isteyeceği şeyin ne olduğunu biliyorum. Ateş'in numarasını isteyecek.

 

"Ne istiyorsun ?" dedim. Boğazını temizleyip "Ateş'in numarasını verir misin?" diye sordu.

 

"Hayır." Tekrar sahaya döndüm. "Hadi ama. Bir numara sadece. Eminim Ateş sorun etmez. Bir sürü kızla konuşmuştur. " deyince sinirle ayağa kalktım. Çikolatamı okul pantolonuma koyup boş meyve suyu kutusunu çöpe attım.

 

Tekrar ona döndüm. "Bir daha kardeşim hakkında bilip bilmeden konuşma. Ayrıca kardeşimin numarasını neden istediğini biliyorum. Aptal bir iddia yüzünden.

Sizi konuşurken duymuştum. Sakın bir daha saçma sapan oyunun için kardeşimi dahil etme. Şimdiki kadar sakin olmam. " Yüzünden ablacığım kadarıyla dediklerime sinirlenmişti ve ayağa kalktı.

 

"Çok korktum biliyor musun ?" Kollarını göğsünde birleştirdi. "Zor değil mi ? Kimse tarafından sevilmemek. Herkesin seni görmezden gelmesi. Berk ve Ateş olmasa senin ismini bile bilmezler be . Gelmiş burada atar yapıyorsun. " Omzumdan itince sendeledim.

 

Sakin ol Nilsu. Sakin ol ve yanından git. Müdürden ve akşam babandan azar işitmemek için görmezden gel.

 

Yanından gideceğim sıra kolumu tutup sıktı. Yeter ama benim de sabrım bir yere kadar. Sinirle kolumu çekip tırnaklarımı eline batırdım. "Dediğin hiçbir şey umrumda değil. Şimdi önümden çekil." Bağırıp saçımı çekti. Etraftaki öğrenciler ise film seyreder gibi bizi izliyordu.

 

Saçımı çektiği an ayağına basıp karnına vurdum. Pek etki etmemişti."Bırksana saçımı. " desem de daha sıkı çekiyordu. "NİLSU." Berk'in bağırması duydum. Biri beni kolumdan çekince karşımdaki kız da saçımı bırakmıştı.

 

"Ne oluyor burada? İkinizde benimle gelin." Nöbetçi öğretmenin dediği ile ofladım. "Nilsu ne oldu ?" Ateş'e dönüp "Sonra anlatırım. " dedim. Berk saçımı okşayıp bozulan saçımı tekrar bağladı. O kızın arkadaşları da yanına gitmişti. Berk yüzümü elleri arasına aldı. "Beraber gidiyoruz. " deyip elimden tuttu. Ateş'te sol yanıma geçince hocayı takip etmeye başladık.

 

🦋

 

"Nilsu , arkadaşın senin başlattığını söylüyor. " Müdür sinirle bize bakıyordu. O kız suçu direkt bana atmıştı. Odada ben ve o kız tek vardı. Müdür diğerlerini içeriye almamıştı.

 

"Hocam ilk başta o saçımı çekti. Ayrıca ben ona karşılık bile vermedim. Sadece ayağına basıp kolunu sıktım ama kendisi saçımı çekmeye devam etti." Müdür oflayıp bilgisayardan bir şeyler yapmaya başladı. "Bunu öğrenmenin tek bir yolu var. Kameralara bakacağım. Şanslıyız ki tam sizin olduğunuz tarafa bakan bir kamera var. " deyince sırıttım. Onun ise yüzü düşmüştü. Birkaç dakika sonra müdür "Büşra görüntülere göre ilk sen başlatmışsın. Hem yalan söylüyorsun hem de kavga ediyorsun. Nilsu sen çıkabilirsin. Sana da tutanak tutacağım. Umarım akıllanır da bir daha böyle yapmazsın. " dedi.

 

Odadan çıkınca Ateş ve Berk yanıma geldi. " Ne oldu? Ne yaptı? " Ateş sormuştu. "Kameralardan benim suçum olmadığı anlaşıldı. Ona tutanak tuttu. O kadar." deyince Berk beni kolunun altına aldı ve saçımdan öptü "Zaten ders bitmek üzere. Gel bahçeye çıkalım. Bize olayı anlat."

 

Ateş'te yanağımı öpüp saçımı karıştırdı. Onlara gülümseyip yürümeye başladım. Bahçeye çıkınca çimenlerin üstüne oturdum. Onlarada karşıma oturdu. Derin bir nefes aldım. "O kız Ateş'in numarasını istedi. Bende vermeyince saçma sapan konuştu işte. Zaten o kızı geçen gün konuşurken duydum. Arkadaşları ile iddiaya girmişti. Ondan numaranı istedi." dedim.

 

Berk sinirle ofladı. "Kaç yaşındalar uğraştıkları şeye bak." "Sende iki tane vursaydın ya ! Boşuna mı dövüş kursuna gittin kızım?" Ateş'in dediğine göz devirdim. "Oldu canım. Akşam da babamdan azar işiteyim. Neyse önemli değil. Hadi kalkın sınıfa." deyip ayağa kalktım. Onlarda peşimden gelince sınıfa girdik. Son iki dersimiz kalmıştı. Sırama geçip kafamı masaya yasladım. Hoca gelene kadar böyle durabilirim.

 

🦋

 

"Beceriksizler. " Berk'in koluna vurup Ateş'in yanına geçtim. "Bir tane vuracağım şimdi. Portakal kafa sen bizim kaykay süremediğimizi bilmiyor musun ? Ne diye getirdin ? Az daha göklerde kartal misali uçuyordum." Ateş'in isyanı ile güldüm.

 

Okuldan sonra yemek yemeye gitmiştik. Sonra Berk bizi kaykay sürmeye getirmişti. Kendisi çok iyi kaykay sürdüğü için bize hava atıyordu. "En azından iyi ilerlediniz ." deyince Ateş onu kovalamaya başladı. "Kaçma lan. İyi ilerlediniz diyor. " Ben ikisine gülerken Berk bir anda arkama saklandı.

 

"Minik kelebeğim bence beni kurtarır." deyip kollarını bana sardı. Ateş tam önümüzde durup gözlerini kıstı. "Aldatılıyorum." deyince kolumu açtım. Gülüp o da bize sarıldı. Sarılmamızı bölen telefon sesiydi. Berk bizden ayrılıp telefonunu açtı. Bu sırada Ateş'te beni kolunun altına almıştı.

 

"Efendim baba." Berk'in kaşları çatıldı. "Tamam...şimdi geliyoruz." deyip telefonu kapattı.Telefonunu cebine koyup bize döndü. "Babam bizi eve çağırıyor. Önemli bir şey konuşacakmış." dedi. Babam ve annem bugün evde olmayacaktı. Bizimle ne konuşacaksa planını erteleyecek kadar önemli bir konu olmalı.

 

Yürümeye başlarken "Babam ve bizimle önemli bir şey konuşmak. Hem annemle dışarıya çıkmıyor muydu ? Bu kadar önemli ne olabilir ki?" diye sordum.

 

"Bilmiyorum. Gidince öğreniriz. Hadi hızlanın." Berk'i onaylayıp hızlı yürümeye başladık.

 

🦋

 

"Baba artık konuşacak mısın ?" Ateş'in sesi bıkkınca çıkıyordu. Eve geldiğimizde babam direkt salona çağırmıştı. Annem ile yan yana oturuyordu. Bizde karşısındaki koltukta yan yanaydık. Sağımda Berk solumda Ateş vardı.

 

"Bugün hastaneden aradılar. Doğduğunuz gün bir ailenin daha üçüzleri olmuş ve..." Biraz duraksadıktan sonra konuşmaya devam etti. "Ve hemşireler sizi karıştırmış. Yarın DNA testine gidiyoruz. " Dedikleri ile şaşkınlıkla ona baktık ve üçümüzün ağzından da tek bir kelime çıktı.

"Ne ?"

 

Bölüm sonu

 

Nasıldı?

 

Diğer bölümde görüşmek üzere

 

Instagram Hesabım : nisaa_yazar_1

Loading...
0%