@nisaa_yazar_1
|
Sarp'ın dudakları halen yanağımdayken adım sesleri uzaklaştı. Dizimle karnına vurdum. Geri çekilip yüzünü buruşturdu ve kenara çekilince bende yerden destek alıp oturdum. "Geri zekalı. Aptal. Öküz. 2 dakika rahat duramıyor musun ?" Fısıldamıştım ama sesim sert çıkmıştı. Göz devirdi. "Ayağım kaydı. Seni öpmeye meraklı değilim. " diye söylendi.
"Şimdi ne olacak? Çıkalım mı ?" Korkuyordum. Mardin'e geleli kaç gün oldu ama başım beladan kurtulmuyor. Çağla Hanım'ın aramalarına da geri dönemedim.
Gözlerime bakıp "Nereye ?" deyince ayağım ile bacağına vurdum. "Kafanı mı vurdun ? Hayır bu kadar salakça konuşulmaz." Yavaşça ayağa kalkıp bana ters bakışlarını yolladı. "Hakaret etmeden duramıyor musun? Neyse bekle burada. Ben bakıp geliyorum." dedi ve sessiz adımlara uzaklaştı. Çantamdan telefonumu çıkardım. Çağla Hanım'dan , Toprak'tan bir sürü arama vardı. Kahretsin ! Ne diyeceğim onlara ?
Sarp tekrar yanıma gelip aceleyle konuştu. "Dışarısı temiz ama acele etmemiz lazım. "Ayağa kalkıp üstümdeki tozları silkeledim. "Onlar kim ? Senden ne istiyor ? " diye sordum. "Gökmen'in bulaştığı kişiler. Bende içlerinden birini dövmüş olabilirim."
Dışarıya çıkınca "Aferin size. Eli silahlı adamlara bulaşmak ne ? Sizin yaşınız kaç? Niyetiniz ölmek falan mı ?" dedim sinirle. Hızlı adımlarla yürümeye başlamıştı. Peşinden giderken "Çok konuşuyorsun turuncu kafa. " dedi. Göz devirip Çağla Hanım'ı aradım. Anında açmıştı.
"Kızım...Nerdesin ? Ne kadar merak ettik haberin var mı ? " Endişeli sesi ile yutkundum. Ona cevap vercekken Toprak'ın telefonu istediğini işittim. Sarp bana bakıp tekrar önüne döndü. "Bende bilmiyorum. Sarp ile gel-" Sözümü kesen Toprak'ın bağırmasıydı.
"Biz burada meraktan ölelim. Sen Sarp ile mi geziyorsun? Madem geziyorsun haber verseydin. Bu kadar da bencil olunmaz." Sesi sinirli çıkıyordu. İlk defa benimle böyle konuştu. Bilip bilmeden beni suçlaması...Kırıcı. Gözlerim dolmuştu , adımlarım yavaşlamıştı.
"Keşke açıklamama izin verseydin. En azından pişman olacağın sözler söylemezdin." dedim. Sesimin titrememesi için kısık sesle konuşmuştum. Kimsenin beni dinlemeden yargılamasına alışsam da Toprak'ın böyle yapması canımı yakmıştı.
"Ne sa-" Silah sesi duymam ile irkildim. Telefon elimden düşünce Sarp elimden tutup kenara çekmişti. "Vay vay vay. Kaçakları sonunda bulduk." Sağa dönünce iki adam gördüm. Ellerinde silahlar vardı ve bize doğrultmuşlardı. Hayır...hayır...sakin olmalıyım. Şimdi olmaz. Burada olmaz. Başımı eğip silaha bakmamaya çalıştım.
"Sizin derdiniz ben ve Gökmenle. Kızı rahat bırakın." Adamın kahkahası ile ellerimlw kulağımı kapattım. Sarp ve o adam bağırarak konuşuyordu ama ben anlamıyordum. Sesler birbirine girmişti. Birinin telefonu çalınca kapattığım gözlerimi açtım. Adam karşı tarafı dinledikten sonra diğerine döndü.
"Abi patron diyor geri gelin." Sarp'a bağıran adam sinirle Sarp'a yumruk attı. Sarp dengesini kaybedip düşünce bu sefer karnına vurdu. Ben ise tepki veremeyip öylece duruyordum.
"Tekrar karşılaşacağız." Son kez karnına vurup koşar adım yanımızdan ayrıldı. Nefes alamayınca elimle göğsüme baskı yapıyordum. Gözlerim dolmuştu. Sarp acıyla öksürüp yanıma geldi. Ni...Nilsu iyi misin ?" Nefesim kesiliyordu. Başımı iki yana salladım. "Ne...Nefes alamıyorum." Ayağa kalkınca tekrar dizlerimin üstüne düştüm.
"Nilsu bana bak. Sakin ol. İlaç kullanıyor musun ?" Hayır anlamında kafamı salladım. Öksürmeye başlamıştım. Sarp önüme düşen saçları çekti. Gözümden yaş düşünce hemen sildim. "Tamam sakin ol. Sakin ol ben buradayım. Gel sırtını duvara yaşla ve derin nefesler al." Sarp elimden tutup beni duvara yasladı. Gözlerimi kapatırken biraz daha sakinleşmiştim. "Çağla Hanım'a haber verir misin ?" diye mırıldandım.
Yanımdan kalkıp düşen telefonumu aldı. Başımı duvara yaslarken gözlerimi kapattım. O anlar peşimi ne zaman bırakacak? Ne zaman eski halime döneceğim? Çok yoruldum. Her şeyden çok yoruldum. Sarp'ın , Çağla Hanımla konuştuğunu duyuyordum. Yerimizi tarif etmeye çalışıyordu. Sesler kesilince telefonu kapattığını anladım. Yanımda hareketlilik hissedince gözlerimi açıp endişeyle bana bakan Sarp'a döndüm. "Nilsu daha iyi misin? Ne oldu birden ?" Yanıma oturmuştu.
"Aniden oldu. Geçti zaten." Hayır geçmedi... Geçmeyecek. İnanmışa benzemiyordu ama başka soru da sormadı."Ben özür dilerim. Benim yüzümden bunları yaşadın. Zaten abime söyleyeceğim. O adamları bulur."
"Önemli değil falan diyeceğimi sanıyorsan çok beklersin. Dua et şu an kendimde değilim. Kendime geleyim. O zaman görürsün." demem ile gülmüştü. "Ne desen haklısın turuncu kafa." Bir şey demeyip başımı dizlerime yasladım. "Canın acıyor mu ?" Acıyor Sarp...en çokta kalbim acıyor. Kalbimde bitmeyecek bir acı var ve kimse yardım edemiyor.
"Yok acımıyor." dedim sakin bir şekilde. "Senin acıyor mu ? Sert vurdular." Yüzünü yine buruşturup ayaklarını uzattı. "Şerefsiz sert vurdu ama şimdi acımıyor." Konuşmasından sonra ikimizde sessizliğe gömüldük. Zaman akıyordu ve biz dakikalarca yan yana oturup sessizliği paylaştık. Ne o konuştu ne de ben . Aradan kaç dakika geçti bilmiyorum ama bir adamın bağırması ile ikimizde yerimizden doğrulduk. "Sarp !"
"Abi ?" Sarp ayağa kalkınca abisi onu direkt göğsüne çekmişti. Yanında gördüğüm Toprak'a ise düz bir ifade ile bakıyordum.
"Nilsu?" Toprak yanıma çökünce kafamı çevirdim. O ise elimi tutmuştu ama ben geri çektim. Sarp , abisine olayı anlatırken Toprak elini dizime koymuştu."Nilsu? Ben öz-" Sinirle araya girdim. "Dileme. Madem benim hakkımda öyle düşünüyosun. Öyle devam et. Bağırmak yerine adam gibi beni dinleseydin bu durumda olmazdık." deyip ayağa kalktım.
"Tamam geçin arabaya." Sarp'ın abisini onaylayıp gösterdiği arabaya geçtim. Arka koltuğa oturunca Sarp'ta yanıma oturdu. Diğerleri de arabaya binince Sarp'ın abisi sürmeye başladı. Yolculuk boyunca kimse konuşmamıştı. Evin önüne gelince Sarp telefonumu bana uzattı. Teşekkür edip arabadan indim. Kapıyı çalınca Batuhan açmıştı.
"Nilsu ?" Bir şey demeyip içeriye girdim. Batuhan abisine sorular soruyordu. Çağla Hanım beni görünce hızla yanıma geldi ve sarıldı. "Kızım...Çok korktum. Çok korktum. Silah sesini duyunca canımdan can gitti. Çok şükür iyisin. " Fiziksel olarak iyiydim ama ruhsal olarak berbat haldeydim.
Benden ayrılınca "Berk ve Ateş nerede ?" dedim."Berk ve Ateş babanın yanında. Onların haberi yok. Toprak onlara haber verip telaşlandırmak istemedi." Başım ile onayladım. "Tamam ben biraz dinleneceğim." Yanından ayrılıp koşar adım odaya çıktım. Kapıyı kilitleyip yere çöktüm. Her şeyden yoruldum. Nefes almaktan bile yoruldum.
🦋
Kapının çalınması ile gözlerimi açtım. Acıyla yüzümü buruşturdum. Kapının önünde uyuyakalmışım. Ayağa kalkıp kıyafetlerimi ve saçımı düzelttim. Kapı tekrar çalınca Berk'in sesini duydum."Nilsu ?" Bu halde karşısına çıkmazdım. Açıklayacak mecalim yoktu."Berk şu an müsait değilim." dedim.
"Tamam...ama burada bekliyoruz. Seni görmem lazım." Berk'in sesinden sonra Ateş'in sesini işittim. "Çağla Hanım olayı biraz anlattı. İyi misin bari onu söyle." İyi değilim...
"İyiyim." dedim ve okul kıyafetlerimi çıkardım. Siyah pijama ile beyaz tişörtümü giydikten sonra siyah hırkamı da üstüne giydim. Banyoya geçip yüzümü soğuk su ile defalarca yıkadım. Aynadan kendime bakınca göz altlarımın morardığını ve gözlerimin kızardığını görünce sıkıntıyla ofladım. Daha fazla endişelendirmemek için kapıyı açınca Berk ve Ateş direkt bana sarılmıştı. İşte şimdi gerçekten iyi hissediyorum.
İkisinden ayrılıp burukça gülümsedim."Kötü görünüyorsun...Hastaneye gidelim mi ? Demir' i çağırayım. Zaten Çağla Hanım ve Levent Bey senin uyanmanı bekliyordu. "Ateş kolumdan tutup içeriye çekti. Berk'te kapıyı kapatınca beni yatağa oturttu.
Ateş "Anlat bize. Ne oldu? Çağla Hanım anlattı ama sende anlat. " dedi.Derin bir nefes alıp Toprak'ın dedikleri hariç her şeyi anlattım."Allah kahretsin! Seni yalnız bırakmamız lazımdı. " Berk sinirle yüzünü sıvazladı. "Nerden bilebilirdik. Zaten Sarp'ın abisi polismiş. O adamları yakalar." dedim.
Ateş bana sarılıp saçımı okşadı. "Anlatmadığın başka şeyler var ama seni zorlamak istemiyorum. Sadece yanında olduğumuzu bil." dedi. Anlıyordu. Her zaman anlardı...
Gülümsedim. Ayağa kalkıp "Aşağıya inelim." dedim."Levent Bey seni merak ediyordu zaten. Birkaç defa yanına gelmiş ama kapı kilitliydi. " Berk'in konuşması ile yürümeye başladım.Onlar da peşimden gelince aşağıya indik. Salona girecekken Levent Bey'in sesi ile durdum. Hızlı adımlara yanıma gelip beni kolları arasına aldı ve saçımdan öptü.
Berk , Ateş ve ondan sonra kendimi güvende hissettiğim üçüncü kişi Levent Bey'di. Levent Bey'in bana sarılması güven vericiydi. "O adamlar yakalandı kızım. Sana silah çeken ellerini de kırdım. Kimse benim kızıma zarar veremez. Kimse çocuklarıma zarar veremez." Sonda Ateş ve Berk'e bakmıştı. Benden ayrılınca gülümsedim. "İyiki varsınız." dedim ve bu sefer ben sarıldım. İlk başta kasılmıştı daha sonra Berk ve Ateş'i de çağırdı. Onlarda sarılınca huzurlu bir gülümseme yüzümde oluştu.
"Şimdi annenizin yanına gidelim. Seni merak ediyordu." Bahçeye çıkınca herkesin burada olduğunu gördüm. Sofra da kurulmuştu. Çağla Hanım ve Egemen'in ortasına oturdum. Egemen direkt beni kendine çekip sarıldı."Ah benim güzel kardeşim. Belaçeker gibisin. Sana kurşun döktürelim. " dedi.
"Egemen rahat dur. Kız nefes alsın." Demir'in kızması ile beni bıraktı. Derin bir nefes alınca Çağla Hanım beni yanına çekti. "Egemen, oğlum azıcık sakin ol." Çağla Hanım sorular sorarken ben cevaplıyordum. Diğerleri yemeğe başlamıştı. Çağla Hanım'a iyi olduğumu zor da olsa ikna etmiştim. Bende çorba içmeye başladım. Kafamı kaldırınca Toprak ile göz göze geldim.Yüzünde pişmanlık vardı. Ben ise boş gözlerle bakıyordum. Tekrar yemeğe döndüm. Aç değildim. Sadece çorbamı içip arkama yaslandım.
"Nilsu yemek yemelisin. Beslenmene dikkat etmen lazım." Demir'in konuşması ile başımı iki yana salladım."Aç değilim." dedim. İstesem bile şu an yiyemezdim. Midem bulanıyor. Çorbayı bile zorla içmiştim. "Kızım abin haklı. Sağlığın için yemelisin." Levent Bey konuşmuştu. Egemen çatala patatesi batırıp bana uzattı. "Aç bakayım ağzını. Uçak geliyor." Göz devirip elinden aldım."Abiye göz devrilmez. Ayıp ayıp. "
Egemen'in zorla yemek yedirmesinden sonra odama çıktım. Bugün verilen ödevleri yaptıktan sonra resim çizecektim. Ödevlerim bitince midemin bulandığını hissettim ve koşarak banyoya girdim. Klozetin önüne geçince midemdeki her şeyi kusmuştum. Tahmin etmeliydim böyle olacağını. Yerden destek alıp kalkarken lavabonun önüne geçtim ve soğuk su ile ağzımı, yüzümü yıkadım. Banyoda daha fazla oyalanmayıp odaya geri döndüm. Masamın üstündeki çizim eşyalarımı ve telefonumu alıp balkona çıktım.
Köşede duran minderlerden birine oturup telefondan sevdiğim şarkılardan birini açtım. Mabel Matiz - Bir hadise var. Telefonu yere koyduktan sonra defterimi dizlerimin üstüne koyup aklımdaki çizimi yapmaya başladım.
"Bir hadise var, kimse bilmiyor Olmuyor bende, deprem olmuyor Hiçbir şey beni, böyle sarsmıyor Bir senin gibi"
Şarkıyı mırıldanırken resmime devam ettim. Resme o kadar dalmıştım ki Demir'in sesi ile irkilip kafamı kaldırdım. Yanıma oturup çizdiğim resme dikkatle bakıyordu. "Güzel çiziyorsun." dedi. Teşekkür edip şarkıyı kapattım.
"Nasıl hissediyorsun ? Seninle doğru dürüst konuşamadık." Konuşacağım sıra araya girdi. "Doğruyu söyle ama. Geçiştirmek için iyiyim deme." Derin bir nefes alıp elimdeki kalemi ve defteri yere bıraktım. Dizlerimi kendime çekip kollarımı sardım.
"Kötüyüm. Yorgunum...Ruhsal anlamda yorgunum. Normalde resim çizerken rahatlıyorum ama artık o da yok. Hiçbir şeyden zevk almıyorum. Nefes alıyorum ama ölü gibi hissediyorum." İçimde biriken şeyleri dile dökerken Demir üzgünce bana bakıyordu.
"Buraya geldiğinden beri mi böylesin? Yoksa önceden de mi böyleydin ?" O hayatımdan çıktığından beri böyleyim. "3 yıldır böyleyim. Yani gülüyorum, eğleniyorum ama içimde hep burukluk var." Demir şefkatle gülümsedi. "Anlatmak ister misin ? 3 yıl önce ne oldu ?" diye sordu. Yutkundum. O anı atlatamamışken birine anlatamazdım. Buna gücüm yokt. "Şu an anlatamam. Anla beni. Hatırladıkça kötü oluyorum. Anlatırsam..." Konuşamayınca sustum. Demir'de ısrar etmedi. Beni kendine çekip başımı omzuna yasladı. Geri çekilmedim. İkimizde sessizce gökyüzünü izlemeye başladık. Dakikalarca sessizliği paylaşırken daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım. En son saçımdan öpüp kucağına aldığını hissettim.
Bölüm sonu
Bitti...
Nasıldı?
Sarp ve Nilsu ?
Toprak...
Üçüzler ?
Levent Bey??
Demir...
Diğer bölümde görüşmek üzere ♡
|
0% |