@nisaa_yazar_1
|
Çağla Hanım beni görünce adımlarını hızlandırdı. Bu sırada arkamdaki kişi de yanıma gelmişti. Çağla Hanım kaşlarını çatıp yanımdaki kişiye baktı. " Gökmen?"
"Çağla teyze." Onun yanından ayrılıp Çağla Hanım'a yaklaştım. Çağla Hanım ise "Bir sorun mu var ?" demişti.
Gökmen dediği kişi tam konuşacakken telefonu çaldı. Arayana bakınca Çağla Hanım'a dönüp "Benim acilen gitmem gerek. Sonra konuşuruz Çağla teyze." dedi ve koşar adım uzaklaştı.
Çağla Hanım bu sefer bana döndü. "Kızım iyi misin ? "
"Eve gidebilir miyiz ? Ben size her şeyi anlatacağım. Ayağım biraz ağrıyor da. " deyince endişeyle ayağıma baktı. Koluma giridi."Gel kızım. Zaten Batuhan ileride bizi bekliyor." Yavaş adımlarla Batuhan'ın yanına gittik. Arabaya binince sürmeye başladı. Dikiz aynasından bana bakıp "İyi misin ?" diye sordu. "İyiyim...iyi. Sadece ayağımı burktum." diye mırıldandım.
"Önce hastaneye gidelim." Bir şey demeyip arkama yaslandım. Çok güzel ya. Daha geleli kaç gün oldu ve başıma gelenlere bak.
🦋
"Ah! Acıyor."
"Tamam..tamam bitti." Demir bant yapıştırınca rahat bir nefes verdim. Ayağımı burkmuştum. Birkaç gün üstüne basmamam lazımmış. O hırsızın da kulakları içimden söylediğim küfürler sayesinde bir güzel çınlamıstır.
Neyseki Levent Bey, Berk ve Ateş'i eve götürmüştü ve benden haberleri yoktu. Endişelenmelerini istemiyorum. "Anne siz eve geçin. Benim birkaç işim var. Sonra gelirim." Çağla Hanım , Demir'i onaylayıp yanıma adımladı. Ben sedyeden inecekken aniden havalandım.Batuhan kucağına almıştı. "O ayak ile nasıl basacaksın ? Bakma öyle şaşkın şaşkın." deyince gözlerimi kaçırdım.
Üçümüz hastaneden çıkınca Batuhan beni arka koltuğa oturttu. O da yerine geçince sürmeye başladı. Sessiz bir yolculuğun ardından eve gelmiştik. Batuhan yine kucağına alıp içeriye taşıdı. Salona girince sadece Berk ve Ateş vardı. Beni görünce ikiside endişeyle ayağa kalktı. Batuhan beni kanepeye oturtunca direkt yanıma geldiler.
"Nilsu ayağına ne oldu?" Berk'e bakıp "Düştüm." dedim. Çağla Hanım elinde su ile geldi. Teşekkür edip aldım. Ateş bu sırada sargıya dokunuyordu. "Sen niye bu kadar sakarsın?" Berk ona vururken Egemen ve Levent Bey'de içeriye girmişti.
Egemen şaşkınca bakıp sargılı ayağımı gösterdi. "Biz seni sağlam gönderdik. Ne oldu sana ?" Levent Bey'de yanıma oturup sorular sorunca anlatmaya başladım. Gökmen' in sözleri dışında anlatmıştım. Gökmen'de aile dostlarının oğluymuş. Keşke olmasaydı. Umarım bir daha karşılaşmam.
Daha sonra Berk'in yardımı ile odaya çıktım. Ateş'te elinde tepsi ile içeriye girdi. "Çağla Hanım gönderdi. " Tepsiyi önüme koyunca börek ve meyve suyu olduğunu gördüm. Ateş ve Berk'te yatağa oturunca meyve suyunu elime aldım. Berk bana bakıp "Anlat bakalım. Başka ne oldu ?" dedi.Olayı tam anlatmadığımı anlamıştı. Derin bir nefes alıp bana dediklerini söyledim.
"Şerefsiz. Ben onunla bir karşılaşayım. O zaman görür. Ukala herif." Berk'in sözlerini Ateş onayladı."Asıl o kim oluyor da sana öyle demiş. Keşke kafasına kafasına vursaydın. Belki akıllanırdı." Arkama yaslanıp börekten yemeye başladım. Berk meyve suyunu içerken Ateş'te börek yiyordu. "Neyse boş verin. Siz ne yaptınız?" diye sordum.
Ateş günün nasıl geçtiğini anlattıktan sonra kapı çaldı. Gel deyince Egemen içeriye girdi. "Ben geldim en sevdiğim portakallarım." deyince yastığı kafasına attım. O tutup bana geri gönderince Berk önüme geçti. Yastık ona gelmişti.
"Aman be ! Sen çok sıkıcısın Berkcik. Canım sıkıldı. Biraz film izleyelim. " dedi ve masanın üstündeki bilgisayarı aldı.Tekrar bize dönüp "Abinize yer açın. Mümkünse şu güzelliğin yanında olsun." deyince sağıma Berk soluma Ateş geçti. Egemen göz devirirken ben güldüm.
"Dua edin fıstığımın ayağı sargıda. Yoksa üstünüze atlamıştım." deyip Ateş'in yanına geçti. Filmi açıp ortaya bıraktı. Yatak iki kişilik olduğu için sığmıştık. Açtığı filme bakınca "Harry Potter mı ? Cidden mi ? Bayılırım." dedim. Egemen "Seni zaten seviyordum. Şimdi daha da seviyorum. 100 yaşına da gelsem Harry Potter favorimdir." dedi.
"Bir ara bu konu hakkında detaylıca konuşalım yeşillik." deyince "Kesinlikle konuşalım portakal." dedi. "Film başladı. Susun." Berk'in konuşması ile susup filme döndüm. Başımı Ateş'in omzuna koyup filmi izlemeye devam ettim.
Yazardan
Toprak yorgun adımlarla odasına çıkarken Demir'in , Nilsu'nun odasının önünde durduğunu gördü. Yanına adımlayıp " Demir , burada ne yapıyorsun?" diye sordu.
Demir abisine dönüp "Nilsu ayağını burkmuştu. Ona bakacağım." dedi ve yavaşça kapıyı açtı. İçeriye girince Toprak'ta girdi. Demir gördüğü manzara ile gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Nilsu, Berk'e sarılarak uyuyordu. Ateş ve Egemen ise...
Ateş ' in sol bacağı Egemen'in omzundaydı ve Egemen bacağa sarılmıştı. Ayrıca Egemen'in ayağı da Ateş'in karnısının üstündeydi.
Demir gülümseyip telefonunu çıkardı. "Şu fotoğrafı çıkartıp salona asacağım." deyince Toprak "İntikam diyorsun." dedi. Demir göz kırpıp uyuyan dörtlüyü çekti. Egemen ve Ateş'i de ayrı çekip telefonu cebine koydu.
Geçen ay Egemen de Demir'in komik bir fotoğrafını çekip salona asmıştı ve fotoğrafı o gün gelen misafirler görmüştü. Bu yüzden Egemen bir hafta boyunca abisinden kaçmıştı. Toprak , Nilsu'nun sargılı ayağını görünce Demir'e döndü. "Durumu nasıl? Ne oldu ?" diye sordu.
"Düşmüş. Birkaç gün üstüne basmamalı. Onun dışında iyi." Toprak ve Demir son kez kardeşlerine bakıp odadan çıktı.
Berk
Boynumun ağrısı ile gözlerimi açtım. Nilsu'nun bana sarılarak uyuduğunu görünce gülümsedim. Saçını öptükten sonra Ateş'e döndüm. Gördüğüm görüntü ile kahkaha atmamak için zor durdum.
Nilsu'nun yavaş yavaş uyandığını görünce ona döndüm. Benden ayrılıp uykulu gözlerle bana baktı. Daha sonra Ateş'e dönünce gözleri şaşkınlıkla açıldı. Kısıkça gülüp "Rönesans tablosu gibi. Bunu ölümsüzleştirmemiz lazım. " dedi ve uzanıp telefonunu aldı.
"Hatırlıyor musun ? Ateş biz uyurken yüzümüze kalemle bir şeyler çizip fotoğrafımızı çekmişti ve İnstagram'da paylaşmıştı." deyince "Hatırlamaz olur muyum? Bende bir hafta boyunca odayı temizleme görevini ona vermiştim." dedim ve güldüm.
Nilsu sırıtıp onların fotoğrafını çekti. Ayağa kalkıp Nilsu'nun dolabının önüne geldim. Eşyalarını yerleştirdiği için aradığım şeyleri hemen bulmuştum. Nislu'nun tuhaf gözlüklerinden ve kırmızı rujunu alıp ikilinin yanına geçtim.
Ateş'in uykusu ağırdı. Top patlasa uyanmazdı ama Egemen'i bilmiyorum. Umarım o da uyanmaz.Nilsu elimdekileri görünce gülmemek için eliyle ağzını kapattı.
Sırıtıp gözlüğü Egemen'e taktım. Nilsu'da ruju alıp Ateş'e sürmeye başladı. Egemen'e de sürünce sessizce güldüm. Nilsu fotoğraflarını çekerken kapı çalındı. Gidip kapıyı açınca Çağla Hanım olduğunu gördüm.
"Uyandınız mı çocuklar ? " Kenara çekilip geçmesi için yer açtım. İçeriye girip tekrar konuşacakken aniden sustu. Egemen ve Ateş'i görünce kahkaha attı. Nilsu'da gülüp ayağa kalkmaya çalıştı. Hızlıca yanına gidip koluna girdim ve Çağla Hanım'ın yanına geçtik.
"Ne oluyor be ?" Egemen yavaş yavaş gözlerini açıyordu. Bu sırada diğerleri de odaya gelmişti. Toprak ve Batuhan şaşkınca bakarken Demir ve Levent Bey gülüyordu. Egemen ilk önce Ateş'in ayağını gördü. "Bu ne lan ?" deyip itti. Dengesini kaybedip yere düşünce Nilsu kahkaha attı. Ateş'te gürültüye uyanmıştı.
Egemen gözündeki gözlüğü çıkarıp uzandığı yerden söylendi. "Biri ne olduğunu söyleyebilir mi ?" Belini tuta tuta ayağa kalktı. Ateş ile göz göze gelince ikiside kahkaha attı.
"Bu ne hal portakal? "
"Kırmızı yakışmış yeşillik ."
Bu sefer hepimiz güldük. İkisi anlamsızca birbirine bakarken Ateş ayağa kalkıp aynanın önüne geçti. Gördüğü manzara karşısında bağırmışt. "Kim yaptı lan ? Bu ne hal ?"
Egemen'de bakınca "Bari düzgün sürseydiniz. Taşmış hep." deyip taşan rujunu parmağı ile sildi. "İkinizde temizlenip aşağıya gelin." Levent Bey ve Çağla Hanım odadan çıkmıştı.
"İnşallah fotoğraf çekmemişsinizdir. " Egemen' in dediğine Nilsu ve Demir "Tabiki çektik." dedi. Nilsu , Demir'e dönünce Demir göz kırptı. Nilsu kızarıp koluma sarıldı.
"Hadi akşam yemeği hazır. Çabuk gelin." Toprak konuşup bizim önümüze geldi. Nilsu'yu kucağına alınca kaşlarımı çattım. Bende kucağıma alabilirdim.
"Ben kardeşimi aşağıya indirirdim." diye söylendim. Toprak hafif tebessümle "Bende kardeşimi indiririm küçük bey." dedi. Ters ters ona bakarken gülümsüyordu. "Ben küçük değilim." dişlerimi sıkmıştım. Onunla hemen hemen aynı boydaydım bir kere.
"Tartışmayı keser misiniz? Ben acıktım ve aşağıya inmek istiyorum." Nilsu'nun konuşması ile susup odadan çıktım. Egemen ve Ateş hariç diğerleri de peşimden geliyordu .
Nilsu
Yemek masasına gelince Toprak beni yanına oturttu. Berk'te direkt diğer yanıma oturmuştu. Bu haline tebessüm edip önüme döndüm. Çağla Hanım ve Batuhan yemekleri servis ediyordu. Fatma teyze ve Rojda abla haftanın belli günlerinde gelip yardım ediyormuş.
"Hep senin yüzünden portakal kafa. Rezil olduk." Egemen' in sesi ile oraya döndüm. Ateş'i kolunun altına alıp söylenerek içeriye girmişti. "Ben ne yaptım ya ? Ben uyuyordum. Berk ve Nilsu yapmış. Git onlara kız." diye isyan etti.
Ateş'i bırakıp bize döndü. "Şu güzelliğe kızamam. Berk ise ağır abimiz olduğu için dokunamam. Geriye sadece sen kalıyorsun Ateş böceğim." Dedikleri ile gülmüştük.
Ateş yüzünü buruşturup "Başka bir şey bulamadın mı ? Neyse aç olduğum için bir şey demiyorum." dedi ve karşımıza oturdu. Egemen'de yanına oturunca yemeğe başladık. "Yarın babamlar gelecek. Sizinle tanışmak istiyorlar. Biliyorum daha erken ama babam ısrarla torunlarımı göreceğim diyor." Levent Bey'e döndüm. "Bizim için sorun değil. Bizde tanışmak isteriz."
"Asıl sorun; dedem bütün Mardin' i toplayıp sizi tanıtacak. Buranın en güçlü ağalarından biri ve torunlarına çok değer verir. Eminim en kısa sürede bu organizasyonu yapacak. " Batuhan'ın dediği ile üçümüz aynı anda "Bizim o gün işimiz var." dedik. Egemen tepkimize şaşırmıştı. "Yuh ! Aynı anda. Ben şu gereksiz ikizimle böyle konuşamıyorum."
Batuhan göz devirdi. "Bende seni seviyorum ikizim. " deyince Egemen ona öpücük attı. Çağla Hanım ve Levent Bey'e dönüp "Mecbur katlanacağız. Sorun değil." dedim. Bana gülümsedikten sonra yemeğe devam ettik. Yemekler yendikten sonra çay içmek için bahçeye çıktık. Saat daha yeni sekiz olmuştu. Ben Berk'in yanında otururken Ateş ve Egemen'de telefonda bir şeyler izliyordu. Toprak ve Batuhan işleri olduğunu söyleyip yukarıya çıkmıştı. Demir'in nerede ve ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yok.
Kapı çalınınca Egemen ayağa kalktı ve kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açınca tanımadığım bir çift içeriye girdi ve ardından sabah tartıştığım ukala ve egolu kişi.
Bölüm sonu
Düşünceleriniz???
En sevdiğiniz ikili ?
En sevdiğiniz karakter?
En sevdiğiniz sahne?
Toprak?
Nilsu ve Berk ?
Diğer bölümde görüşmek üzere:)
|
0% |