Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm 🦋

@nisaa_yazar_1

Sarp'tan kolumu çekip bir kenara çekildim. "Kusura bakma." Bir şey demedi. Gözlerime bakıyordu ve ben bundan rahatsız olmuştum. Aşağıya inecekken "Sen şu karışan mısın ?" dedi. Durup ona baktım.

 

"Evet." dedim ve bir şey demesine izin vermeden hızla merdivenlerden inip mutfağa Çağla Hanım'ın yanına geçtim. Beni görünce gülümseyip yanına oturttu. O yengemler ve babaannem ile konuşurken bende masanın üstündeki çekirdekten bir avuç alıp çitlemeye başladım. Aile dedikodularını dinlerken çekirdek çitlemek kadar güzel bir şey yok.

 

Yaklaşık yarım saat onları dinleyip çekirdek çitledim. Levent Bey gideceğimizi haber verince içimden şükür demiştim. Tuz yüzünden dudaklarım acımaya başlamıştı ve aşırı uykum vardı. Bir an önce eve gidip yatağım ile buluşmak istiyorum.

 

Bahçeye çıkınca misafirlerin çoğunun gittiğini gördüm. Dedim ile vedalaştıktan sonra bizde arabalara binip eve gelmiştik.

 

Eve girince herkese iyi geceler deyip direkt odaya çıktım ve elbiseden kurtuldum. Dolaptan ayıcıklı pijamamı giyip saçlarımı ördüm ve yatağa uzandım. Yorgun bir günün ardından kısa sürede uyukya dalmıştım.

 

🦋

 

"Gece beşik mi salladınız? Bu haliniz ne ?" Toprak'ın sorusu ile Egemen elini çenesinden çekip gözlerini açtı. "Evet. Ateş'i ayaklarımda sallayıp uyuttum. " Ateş göz devirirken biz gülmüştük. " Nasıl?" Çağla Hanım sormuştu.

 

Egemen esneyip "Şimdi benim uykum yoktu. Bende film izlemeye karar verdim. Mutfağa su almak için indim. Bir de ne göreyim ateşli portakal. Onu da yanıma aldım. Bütün gece film izledik ve kavga ettik." dedi. Ateş esnerken Egemen'e ters ters bakmaya da ihmal etmiyordu.

 

"Hadi film izlemeyi kabul ettim. Sen niye bana vuruyorsun?" Ateş sitemle konuştu.

 

"Sende bana vurdun."

 

"Sen bana vurdun diye bende sana vurdum."

 

Hepimiz şaşkınca ikisine bakıyorduk. İdeal kardeş ilişikisi diyebilirim. Levent Bey "Aferin size çocuklar. Uyumayıp film izleyin ve kavga edin. Ateş , oğlum sen niye abine uydun. Senin okulun var. Erken uyuman lazım. " dedi.

 

Ateş tekrar esneyip "Aman sorun değil. Ben zaten zekiyim. Her türlü dersi anlarım." dedi. Batuhan kaşlarını kaldırıp "Öyle mi ? Geçen sene ortalaman kaçtı?" diye sordu.

 

Ateş'te sırıtıp "92" dedi. Ateş eğlenmeye düşkün olsa da dersler konusunda başarılı bir öğrenci. Üçümüzün de dersleri kötü değil. Geleceğimiz için dokuzuncu sınıftan beri gayretle ders çalışıyoruz. Geçen sene dershaneye de gitmiştik. Bu sene ise hem dershane hem okulu bir arada götürmekte zorlanacağımız için gitmeyi tercih etmedik.

 

Demir'in yüzünde gururlu bir ifade oluşurken " Vay. İyiymiş. Sen hangi mesleği istiyordun?" diye sordu.

 

"Aslında iç mimarlık istiyordum ama bu aralar diş hekimliği istiyorum. " dedi.

 

İki gün önce bize gelip "Ben diş hekimliği okumak istiyorum. İnstagram'da videoları görüyorum. Aşırı havalı. Hem ben çok severim." demişti. Küçükken diş doktorundan çok korkardın ve şimdi diş doktoru olmak mı istiyorsun deyince de "Çocukken herkes korkar bir kere. " diye cevap vermişti.

 

"Hepiniz de başarılısınız. Eminim hedefiniz ne ise gerçekleştireceksiniz. Size güveniyorum." Toprak'ın dediği ile gülümsedim. Kahvaltıdan sonra Batuhan bizi okula bırakmıştı. Sınıfa girip yerime oturunca Nisa bana dönüp gülümsedi. "Geçmiş olsun. Dün Berk hasta olduğunu söylemişti. Aslında arayacaktım ama numaran yoktu."

 

Gülümsedim. "Teşekkür ederim." dedim ve telefonumu elime alıp ona uzattım. "Numaranı kaydet." O numarasını kaydederken "Daha iyi misin?" diye sordu.

 

"İyiyim." diye cevap verdim. Telefonu bana uzatınca sessize alıp çantama koydum. Matematik hocamız içeriye gelince herkes susarken hoca sırasına geçip yoklama defterini açtı. Bende not tutmak için defterimi ve kalemimi çıkarıp arkama yaslandım.

 

🦋

 

"Ah benim canım kuzenim. Sensiz okul o kadar boş ki. Neyseki geldin." Melih beni boğarken pardon sarılırken nefes almaya çalıştım. "Me...Melih dün akşam yan yanaydık." dedim zorla.

 

Berk beni Melih'in elinden kurtarıp Melih'in kafasına vurdu. Diğerleri gülüyordu. Derin nefes alıp Melih'in koluna vurdum. "Sarılmak yerine boğuyordun. Hain kuzen." diye söylendim.

 

Nisa ve Murat gülerken Sinan çenesini eline koyup uyuyan Ateş'i uyandırmaya çalışıyordu. "Aaa geri gelmiş." Nisa'nın şaşkın sesi ile ona döndüm. Berk "Kim geri gelmiş ?" deyince Nisa ileriyi gösterdi.

 

"Sarp. Aynı sınıftaydık. Geçen sene gitmişti ama. Geri gelmiş." diye açıklama yaptı. Gösterdiği yere bakınca Sarp ve iki kişinin konuştuğunu gördüm.

 

"Aman bize ne ?" deyip Ateş'in içmediği çayını aldım. Tam içecekken Ateş'in "Hırsızlık çok günahtır kardeşim." demesi ile irkilip ona döndüm. Bardağı masaya koyup "Ödümü kopradın. Sen uyumuyor muydun ?" diye sordum.

 

Ateş gözlerini açıp esnedi. "Yoo. Sadece gözlerimi dinlendiriyordum." dedi. "Ateş dede sen dinlendirmeye devam et." Sinan'ın dediğine gülerken zil çalmıştı ve mecburen ayağa kalktık.

 

"Melih babana söyle. Teneffüsler 20 dakika olsun. 10 dakika az." Melih, Murat'a dönüp "Başka isteğin?" dedi.

 

"Bir sütlü kahve." Ateş ile aynı anda söylemişlerdi. Ellerini çakıp güldüler.

 

Berk kulağıma eğilip "Ateşler git gide çoğalıyor." diye fısıldadı. "Sorma sorma. Egemen, Melih ve Murat. Ateş'in başka versiyonları."

 

Sınıfların olduğu kata çıkınca Nisa yanıma geldi. "Dersimiz boş. Bu derste etüt yapıyoruz. Hangi hocanın dersi boşsa o geliyor ve ona soru da gösterebiliriz. " dedi.

 

"Çok iyi. Umarım kimya hocası gelir. Soru göstermem lazım. " Sınıfa girip yerlerimize oturduk. Kafamı masaya yaslayıp gözlerimi kapattım. "Nilsu ?" Ateş'in seslenmesi ile kafamı kaldırdım.

 

Ona dönüp ne var anlamında başımı salladım. "Fizik defterin yanındaysa versene." Çantamdan defteri çıkardım. Ben kallacakken Berk gelip defteri almıştı. Ona gülümseyince göz kırpıp yerine geçti.

 

"Herkes sessiz olsun." Nur hocanın sesi ile kapıya döndüm. Nur Hoca ve Sarp içeriye girmişti. Kimya hocasını beklerken fizik hocası gelmesi üzdü. "Yeni sınıf arkadaşınız Sarp. Çoğunuz tanıyordur zaten." deyip sınıfa göz gezdirdi. Sarp ise bir şey demeyip ayakta dikiliyordu.

 

Nur hoca yoklama almak için masaya geçerken Sarp'ta en arkaya geçip oturdu. Nur hoca kafasını kaldırınca göz göze geldik. "Nilsu rica etsem müdürden yeni listeyi alır mısın ? " Ayağa kalkıp tamam demiştim. Sınıftan çıkıp müdürün odasına doğru yürümeye başladım.

 

Müdürün odası bizimle aynı katta olduğu için şanslıydım. Kapıyı çalıp içeriye girince elindeki kağıtları bırakıp bana döndü.

 

"Hocam 12-C nin yeni listesini alabilir miyim ?" Müdür masadaki kağıtları karıştırıp yeni listeyi bulunca ban uzattı. Teşekkür edip yanından ayrıldım. Sınıfa doğru yürürken merdivenlerin olduğu tarafta Gökmen'in sesini duydum.

 

Merdivenlerde oturmuş arkadaşı ile konuşuyordu. "Geldi yine. Geldiğine pişman olacak. Dün akşam da atarlanıyordu zaten. Yine gidecek. Gitmesi için elimden geleni yapacağım." Sesi sinirliydi. Sarp'tan bahsediyordu. Aralarında ne geçti de birbirilerinden bu kadar nefret ediyor ?

 

Arkadaşı ile göz göze gelince daha fazla durmayıp yürümeye devam ettim. Arkamdan bağırsa da durmadım. "Nilsu?"

 

Sınıfın önüne gelince kapıyı çalıp içeriye geçtim ve listeyi hocaya uzattım. Yerime geçince testimi ve kalemlerimi çantamdan çıkarıp masaya bıraktım. Bu sırada Nur hoca yoklamayı alıyordu.

 

🦋

 

Ders bitmişti . Sınıf yavaş yavaş boşalırken bende lavaboya gitmek için sınıftan çıktım. Lavaboya girince kimsenin olmadığını görmem ile derin bir nefes aldım.

 

Elimi yıkarken iki kız içeriye girmişti. Siyah saçlı olan "Vay. Kimleri görüyorum . Geldiği ilk gün Gökmen'in yanında olan kız." diye alayla konuştu. Suyu kapatıp ona döndüm.

 

"Pardon? Ben mi onun yanındaydım? Madem bizi izliyorsun. Dikkatli izleseydin." dedim sakince.

 

Kız gözlerini devirip "Gökmen'in sana bakacağını düşünüyorsan yanılıyorsun." diye tiksintiyle konuştu. Ofladım. Bunlar ne anlatıyor?

 

"Ay bak şu an çok üzüldüm. O gerizekalı ile ne işim olur ? Bilip bilmeden bir daha bunun için yanıma gelme. " deyip lavabodan çıktım. Başka derdim yokmuş gibi bir de bunlar çıktı.

 

Gökmen aninde önümde durunca kollarımı göğsümde birleştirip bir adım geriye gittim. "Ne var ?"

 

"Umarım duyduklarını kimseye yetiştirmemişsindir." Kuyruk acısı belli oldu. Allah'ım sırayla mı yolluyorsun? Tek kaşımı kaldırıp sırıttım. "Çok geç. Duyduğum gibi gittim Sarp'a anlattım. Bayağı güldü. Keşke merdiven köşelerinde plan yapmak yerine derse girseydin. "Kolumu tutup kenara çekti. Sinirle bana bakarken kolumu çekmeye çalıştım. "Senin dilin epey uzun. Dikkat et başına iş açmasın. Ayrıca seni ilgilendirmeyen konulara da burnunu sokma." Ayağına basınca kolumu bırakmıştı.

 

 

 

"Bana bak. Senin bu tavırların bana sökmez. Maşallah seni bayağı pohpohlamışlar da badboy havalarına girmişsin. Egon boyunu geçmiş. Sakın bir daha bana dokunma. Senin için iyi olmaz. İlk karşılaşma da malûm tokat da yemiştin. Bu sefer tokatla da kalmaz." dedim ve yanından ayrıldım. Ne çok konuştum ya. Gereksiz biri için nefesimi tüketiyorum. Karşıya bakınca Sarp'ın bana baktığını gördüm. Yüzünde tek bir mimik bile yoktu. Kollarını göğsünde birleştirmiş gözlerime bakıyordu. Gökmen ile konuştuğumu görmüştü.

 

Aman be bir de bunlarla mı uğraşacağım ? Umursamadan sınıfa girdim. Berk tek başına oturuyordu. Nisa ise başını sıraya koymuş gözlerini kapatmıştı. Berk'in yanına oturup başımı omzuna yasladım.

 

"Kelebeğim bir şey mi oldu ?" Koluna bana sarmıştı. "Hayır. Sadece biraz yorgunum. "

 

"Daha 4 dersimiz var. Dayanman lazım. "

 

Ofladım. "En azından matematik ve biyoloji dersimiz kaldı. Sevdiğim dersler."

 

Zil çalmıştı ve sınıf yavaş yavaş dolmaya başladı. Sarp sınıfa girince bakışları beni ve Berk'i buldu. Sırasına geçince bende ayağa kalktım. Ateş'te gelmişti zaten. Yerine oturmadan önce saçımı karıştırıp yanağımdan makas aldı. Ters bakışlarıma gülünce yerime geçtim.

 

Biyoloji hocası içeriye girince konuşanlar susmuştu. Biz niye edebiyat dersi görüyoruz ki ? Tabi bunu sesli bir şekilde getirmeye cesaretim olmadığı için edebiyat kitabını açıp hocanın derse geçmesini bekledim.

 

🦋

 

"Canım sıkılıyor. Yapacak bir şey de yok." Melih'in isyanı ile Sinan sırıtıp "Sen ve Murat benim istediğim bir şeyi yapacaktınız. Unutmadınız inşallah." dedi.

 

Melih kafasını iki yana sallayıp "Ben kabul etmiyorum. Nilsu kaybetmişti. Banane." dedi. Berk , Melih'in omzunu sıkıp "Canım kuzenim sen demedin mi ben Nilsu yerine istediğini yapacağım ? Niye inkar ediyorsun?" dedi ve gülümsedi.

 

Melih yutkununca biz gülmeye başladık. "Öyle demiştim. Evet. Sinancığım ne istiyorsun ? Hemen yapayım." Sinan sırıtıp "Öğle arasının bitmesine 14 dakika var. Şimdi konferans salonuna gidiyoruz ve siz ikiniz şarkı söyleyeceksiniz." dedi.

 

Nisa "Harika bir fikir." deyince Berk'te "Bencede. Kuzen ve Murat kulaklarımızın pasını silin. Hadi gidelim." diye devam etti.

 

"Oraya girebilir miyiz ?" Ateş'in sorusunu Melih hüzünlü bir ifade ile onayladı. "Maalesef anahtarı bende var. Yani ben girebilirim. Tabi müdüre yakalanmasak daha iyi. Sonra babama söylüyor." diye cevap verdi. Sinan ayağa kalkıp "Gidiyoruz o zaman." dedi. Bizde ayağa kalkıp Melih' i takip etmeye başladık. Eğlenceli olacaktı.

 

🦋 

 

"Seviyorum, seviyor musun?"

 

Melih, Sinan'a bakarak şarkıyı söylerken Snan kafasını iki yana salladı.

 

Ağlıyorum, gülüyor musun?

 

Biz kahkaha atarken Murat şarkıya devam etti.

 

Özlüyorum, gidiyor musun?

 

Melih kolumdan tutup sahneye çekerken Murat'ta Nisa'yı çıkardı. Ateş gülerek video çekiyordu. Sinan ve Berk ise sandalyelere oturmuş gülüyordu.

 

Sevdikçe itiyor musun?

 

Bu sefer Murat, Berk'e bakarak söylemişti. Berk'in "Tövbe estağfurullah." dediğini duydum. Tepkisine kahkaha attık. Murat üzgün bir sesle devam etti.

 

Peki, öyle olsun"

 

Melih beni etrafımda döndürdükten sonra Sinan'a döndü.

 

" Seviyorum

Ağlıyorum

Özlüyorum, gidiyor musun?

Sevdikçe itiyor musun?

Peki, öyle olsun "

 

Ben ve Nisa gülmekten kendimizi yere atınca şarkı bitmişti ve Melih ile Murat'ta yere oturup soluklandılar.

 

"Bravo bravo. Bana olan aşkınız gözlerimi yaşarttı. Ayrıca arada Berk'de yürüdünüz. Bu olmadı işte." Sinan'ın ayağa kalkıp alkışlaması ile Melih ayağındaki ayakkabıyı çıkarıp Sinan'ın kafasına attı ama Sinan son anda kafasını eğince ayakkabıdan kurtulmuştu.

 

"Getir lan ayakkabımı. " Sinan göz devirip ayakkabıyı aldı. Sırıtıp Melih'e attı ve ayakkabı Melih'in göğsüne çarptı.

 

"Sen şimdi naneyi yemedin mi ?" Melih ayağa kalkınca salonda başka bir ses yükseldi.

 

"Ne oluyor burada ?" Nisa kulağıma yaklaşıp "Hepimiz naneyi yedik." dedi. Çünkü müdür gelmişti. Yanında da sırıtarak bize bakan Gökmen vardı.

 

Bölüm sonuuuu

 

Düşünceleriniz???

 

Sarp ??

 

Gökmen??

 

Ateş ve Egemen ??

 

Berk ??

 

Nilsu ??

 

En sevdiğiniz sahne?

 

Son sahne?

 

Melih , Murat ve Sinan ??

 

Şarkı kısmı sjsjjs

 

Ben instagram sayfası açtım 👉🏻👈🏻 takip etmek isterseniz ismim : nisaa_yazar_1

 

Neyse diğer bölümde görüşmek üzere:)

 

Loading...
0%