@nisadolukitaplar
|
~𝑔ö𝑧𝑙𝑒𝑟 ℎ𝑒𝑟 𝑧𝑎𝑚𝑎𝑛 𝑑𝑜ğ𝑟𝑢𝑦𝑢 𝑠ö𝑦𝑙𝑒𝑚𝑒𝑧 𝑎𝑟𝑎𝑑𝑎 𝑏𝑖𝑟 𝑑𝑒 𝑜𝑙𝑠𝑎 𝑢𝑛𝑢𝑡𝑎𝑟𝑎𝑘 𝑦𝑎𝑙𝑎𝑛 𝑠ö𝑦𝑙𝑒𝑟~
Mektubu gördükten sonra tüylerim diken diken olmuştu beni tanıyordu ama ben onu tanımıyordum yada şimdilik tanımıyordum.
Mektubu aldığım gibi yerine bıraktım ve evden çıkmak için sokak lambasının sönmesini bekledim.
Aklımdaki sorulara cevap arıyordum. Bu Mektubu bırakan kişi kimdi ? ve bu gece buraya geleceğimi nereden biliyordu ? Evden çıktım.İzabelin ölümü yaklaşık 1 hafta kadar ekranlarda kalırdı.
İz bırakmadan evden çıktığım için beni isteselerde bulamazlardı. Eve geldiğimde içimde bir mutluluk vardı. Kendi kendime " üç kuş uçuyordu. Birisi yaralandı ve öldü. Kaldı geriye 2" Diye bir şey uydurdum. Artık uyumam gerektiğini fark ettim çünkü kalbim beni yine tetiklemeye başlamıştı.
◇ ♧◇
~𝑆𝑒𝑣𝑔𝑖𝑙𝑖 𝑚𝑖𝑛𝑒𝑙
𝐸𝑣𝑒𝑡 𝑘𝑖𝑚 𝑜𝑙𝑑𝑢ğ𝑢𝑚𝑢 𝑏𝑖𝑙𝑚𝑖𝑦𝑜𝑟𝑠𝑢𝑛 𝑎𝑚𝑎 𝑏𝑒𝑛 𝑠𝑒𝑛𝑖 ç𝑜𝑘 𝑖𝑦𝑖 𝑡𝑎𝑛ı𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚 𝑛𝑒𝑟𝑑𝑒𝑛 𝑚𝑖? 𝑦ı𝑙𝑙𝑎𝑟 ö𝑛𝑐𝑒𝑠𝑖𝑛𝑑𝑒𝑛 20 𝑦ı𝑙 ö𝑛𝑐𝑒 𝑔ö𝑟𝑑ü𝑚 𝑠𝑒𝑛𝑖. 𝐹𝑎𝑟𝑘𝑙ı𝑦𝑑ı𝑛 𝐻𝑒𝑚𝑑𝑒 ç𝑜𝑘 𝑓𝑎𝑟𝑘𝑙ı𝑦𝑑ı𝑛. 𝑇𝑎𝑛ı𝑑ığı𝑚 ç𝑜ğ𝑢 𝑘𝑖ş𝑖𝑑𝑒𝑛 𝑘𝑢𝑟𝑛𝑎𝑧𝑑ı𝑛 𝑎𝑦𝑛ı 𝑧𝑎𝑚𝑎𝑛𝑑𝑎 𝑦𝑒𝑡𝑒𝑛𝑒𝑘𝑙𝑖...
𝐵𝑢𝑛𝑙𝑎𝑟𝚤 𝑠𝑎𝑛𝑎 𝑛𝑒𝑑𝑒𝑛 𝑚𝑖 𝑎𝑛𝑙𝑎𝑡𝚤𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚 𝑏𝑒𝑛𝑖 ℎ𝑎𝑡𝚤𝑟𝑙𝑎 𝑖𝑠𝑡𝑖𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚
𝑆𝑒𝑛 𝑣𝑒 𝑖𝑧𝑎𝑏𝑒𝑙𝑖𝑛 𝑎𝑟𝑎𝑠ı𝑛𝑑𝑎 ℎ𝑒𝑟 𝑛𝑒 𝑜𝑙𝑑𝑢𝑦𝑠𝑎 𝑏𝑒𝑛𝑖 𝑖𝑙𝑔𝑖𝑙𝑒𝑛𝑑𝑖𝑟𝑚𝑒𝑧 𝑎𝑚𝑎 𝑠𝑎𝑛𝑎 ş𝑢𝑛𝑢 𝑠ö𝑦𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑖𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚 .
İ𝑧 𝑏ı𝑟𝑎𝑘𝑚𝑎𝑠𝑎𝑛 𝑏𝑖𝑙𝑒 𝑎𝑟𝑘𝑎𝑛𝑑𝑎 𝑏𝑖𝑟 𝑔ö𝑙𝑔𝑒𝑛 𝑜𝑙𝑑𝑢𝑔̆𝑢𝑛𝑢 𝑢𝑛𝑢𝑡𝑢𝑦𝑜𝑟𝑠𝑢𝑛. 𝐼ş𝚤𝑘𝑙𝑎𝑟𝚤 𝑎ç𝑚𝑎 𝑚𝑖𝑛𝑒𝑙 𝑛𝑒 𝑜𝑙𝑢𝑟𝑠𝑎 𝑜𝑙𝑠𝑢𝑛 𝚤𝑠̧𝚤𝑘𝑙𝑎𝑟𝚤 𝑘𝑎𝑝𝑎𝑙𝚤 𝑡𝚤𝑡.
𝑌𝑎𝑝𝑡ığı𝑛 𝑣𝑒 𝑦𝑎𝑝𝑚𝑎𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑒𝑑𝑖𝑛 ℎ𝑒𝑟ş𝑒𝑦𝑑𝑒𝑛 ℎ𝑎𝑏𝑒𝑟𝑖𝑚 𝑣𝑎𝑟. 𝑆𝑒𝑛𝑖𝑛𝑙𝑒 𝑔𝑒𝑐̧𝑚𝑖𝑠 𝑣𝑒 𝑔𝑒𝑙𝑒c𝑒𝑘𝑡𝑒𝑛 𝑏𝑖𝑟𝑖 𝑜𝑙𝑎𝑟𝑎𝑘 𝑘𝑜𝑛𝑢ş𝑢𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚. 𝐸𝑛 𝑘𝚤𝑠𝑎 𝑠𝑢̈𝑟𝑒𝑑𝑒 𝑡𝑎𝑛𝚤ş𝑚𝑎𝑘 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖 𝑖𝑙𝑒 ~Ꮙ
Mektup bu şekildeydi. Kimden geldiğini bilmiyordum şimdilik bilmekte istemiyorum.
Avukattan
Merhabalar sizlerle tanışmak için yanlış bir zaman seçtiğimim farkındayım. Ama benim için yeri ve zamanı şuan.
Ben korel Varol. Mineli yıllardır tanıyorum. 15 yada 20 yıl bilemiyorum çok oldu biz tanışalı.
Evet minel de beni tanıyor. Yani bir zamanlar tanıyordu.
Minel ile geçmişimiz karma karışık bir halde olduğundan dolayı sizlere kısmen aramızdaki şeyleri anlatmak istedim.
Ben minelin kampüs arkadaşıyım. Yıllarca arkadaş kaldık minelin bir hastalığı olduğunu bilmiyordum.
Öğrendiğim de ise herşey için çok geç olmuştu. Mineli zaten kaybetmiştim.
Minel Benim çocukluk aşkımdı. İlk aşkımdı. Son olması umuduyla Sevdiğim tek kadındı.
Yıllarca minel beni hatırlamasada sevdim.
Sizlerle tanıştırmak istediğim bir kişi daha var oliver.
Oliver çok yakın arkadaşımdı. Bizim benzerliğimiz tüm kampüsün dilindeydi. Çoğunlukla kardeş sanılıyorduk. Zaten öyleydik.
Benim minel ile bir ilişkim varken oliver içten içe mineli hep sevmişti. Bunu fazlaca belli etmiş ve etmeye devam ediyordu.
Oliver ben varken minele yaklaşmaya asla cürret edemezdi. Yani ben öyle sanıyordum.
Bir gün kampüse girdiğim de minelin oturduğu masayı ararken yanında biri ile oturduğunu gördüm.
Yanlarına gittiğimde minel Beni tanımadığı buda yetmezmiş gibi oliver ile sevgili olduklarını söylemişti.
Yıllarca dışarıdan izledim sevdiğim kadını. En yakın arkadaşımın böyle bir şey yapmasını aklım almıyordu.
Kaza günü herşey benim isteğim üzerine kurulmuştu. Amacım oliveri minelden uzak tutup kendimi hatırlatmaktı. Minel geçmişi hatırlamaya çalıştıkça kalp krizi geçiriyordu.
Elimden geldiğince ona yardım etmiştim. Çocuklarının üçünü de kendi Çocuklarım gibi sevmiştim. Büyük kızı melisa çok güzel di annesi gibi....
En büyük kızı 17 yaşındaydı öldü gösterdiğim de ise 15 yaşındaydı.
2 sene boyunca yakındığı tek konu saçlarının düzgün olmamasıydı.
Minel de öyleydi. Ne zaman saçlarının güzel olmadığını düşünse evden 1 saat sonra dışarı çıkardı.
Melisa bana ilk baktığımda baba demişti. Babası değildim bunu çok istemiştim ama ben babaları değildim olamamıştım.
En yakın arkadaşımın ihanetine uğrayarak annesini kendi ellerimle oliver'e vermiştim.
Sizlere anlatacağım çok şey olmasına rağmen şuan gitmem gerekiyor Hoşçakalın.
Minel
İzbelin ölümünün üstünden 2 ay geçti medya olayı çoktan unuttu . Artık yeni planımı uygulama zamanı gelmişti 2 aydır üstünde düşündüğüm bu plan kusursuz olsun istiyordum.
Keşke oliver yanımda olsaydı diye düşündüm. Eğer yanımda olsaydı başımı omzuna yaslar pek sevmesemde onunla beraber film seyrederdim eskisi gibi...
Eskilerle aklımı fazla karıştıramazdım bu yüzden kafamdaki düşüncelerden kurtulup elime bir kitap aldım ve okumaya başladım.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile 6 saat aralıksız kitap okumak insana huzur veriyordu.
Onca insanın veremediği huzuru veriyordu...
Saate baktığımda gece yarısı 3.28 olmuştu yarın büyük gündü uykusuz kalmamam gerekiyordu.
Kitapta 750 sayfayı geride bırakmıştım ve şimdi hayatımı mahveden insanları hayatlarındakilerden geri bırakacaktım.
Bu benim için bir zevk değil insanları sebepsiz yere öldürmem geçerli bir sebep illaki olmalıdır mesela küçük bir kız çocuğu....
Elindeki oyuncak bebeği ile oynarken yoldan geçen sarhoş bir sürücünün kullandığı arabanın kıza yakın bir yerde duvara çarpması, kaza sonucu arabanın alev alması ve masum olan küçücük kızın orda ağlayarak can vermesi....
Sanırım bu dünyada adalet asla olmamıştı. O küçük kız orda ölürken o adam ölmemişti. Bir mucize eseri hayatta kalmıştı.
Tabi fazla uzun sürmemişti. Hastane ziyareti bahanesiyle hastaneye gittiğim gün özel olarak kullandığımız zehiri serumun içine koyarak sessiz ve sakin bir ölüm olmasını ve adaletin yerini bulmasını hedeflemiştim.
Bir anne sebepsiz yere küçük kızını kaybetmişti bir eş suçlu eşinin ölümü ile yıkılmıştı.
Önemli olan iki tarafında acıyı tatması değil, suçlu tarafın olaydan ders çıkartmasıydı.
◇ ♧◇
Zil sesi ile uyandım saat 14.49 du. Sanırım biraz fazla uyumuştum. Kapıya doğru gittim ve açtım. Yerde bir zarf vardı bu sefer zarf tanıdık gelmişti. izabelin evinde bulduğum zarfın aynısıydı.
Bu sefer gideceğim yer yerine evime yollamıştı. üstünde bir pul vardı. Londra sokaklarından bir alıntı gibi duruyordu.
Londrayı çok severdim. Üniversite yıllarında sürekli londra'ya gitmek istediğimi bilen çok az kişi vardı. Oliver, Simay, berat ve ismini hatırlayamadığım ama adı sürekli dilimde olan birisi....
Simay konusunda size pek bir şey söylemedim sanırım. Annem vefat ettikten sonra babam bu kadınla evlendi o zamanlar çok iyi bir polistim.
Pek çok düşmanım vardı.
Ve bu düşmanlarımdan birisi o gün simayin kızının yani zeynebin ölümüne sebep olmuştu.
O günden beri Simay beni alsa sevmedi. benimde onun ki gibi yapmacık bir sevgiye ihtiyacım yoktu zaten.
Her neyse konumuz bu değil. Bu zarf nerden ve kimden gelmişti ? Beni yakından takip eden biriydi çünkü londrayı her insan sever fakat yıllar sonra bile londra sokaklarına olan aşkınızı sizi yakından tanımayan bir insan anlayamaz.
Mektubu elime aldım kapıyı kapatıp dün gece kitap okuduğum koltuğuna oturdum. Derin bir nefes aldım ve mektubu okumaya başladım.
Sıradan değildi. Fazlaca kendinden bahsediyordu. Ama kimdi? Beni tanıyan ama benim tanımadığım biri mi vardı hayatımda..?
|
0% |