@nisaltll
|
"Frene bas!" Genç kadın, sol aynaya bakıp hızla frene bastığında arabayı sağa çekmişti. "Bilmiyorum." Genç kadın, kemerini çözüp arabadan indiğinde ön cama çarpan kuşa bakıyordu. İnci, arkadaşının umursamazca konuşmasına sinir olurken camdaki kuşu nazikçe eline aldı. "Yaşıyor. Veterinere gideceğim, saat daha çok geç değil veteriner buluruz." Genç kadın, cümlesinin ardından baykuşu nazikçe kucağına koyup gazladı. "Baykuşa benziyor ama? Değil mi?" Gonca, kuşu daha dikkatli incelediğince garip bir tür olduğunu düşünmüştü.. "Umarım yaşar." "Sen ve şu iyi niyetin. Yoruyorsun gerçekten." "Gonca, bir susar mısın?" Gonca, arkadaşının uyarısını umursamazken müziği açıp koltuğa iyice yaslandı. Genç kız, en kısa sürede bulduğu ilk veterinere girmişti. "İyi mi? Yaşar değil mi?" Genç kız, endişe ile veterinere bakarken veteriner rahat görünüyordu. "Hızlıydım aslında." Diyen kızın kafası karışmış görünüyordu. 90 km hızla eve gidiyordu ölmesi gerekmiyor muydu? "Şanslı kuşmuş. Tedavisi bittikten sonra devlete teslim edeceğiz. Kim bilir hangi diyardan çalıp buraya getirdiler." "Ben alamaz mıyım?" "Yasal değil hanımefendi." Veteriner, uyarıcı bir tonda konuşunca İnci, kendisini daha çok suçlu hissetmişti. Kuşa çarptığı için kendisini kötü hissediyordu belki de tedavisinde biraz yardımı dokunsa içi rahatlardı. Genç kadın, nazikçe kuşun başını okşadığında kuşun gözleri aralanmıştı. Bal rengi gözleri sanki bir şey anlatmaya çalışıyor gibi kederle bakıyordu. Kuş zorla gagasını aralayıp kızın bilekliğini gagasının arasına aldı. Bilekliğin ucundaki yıldız simgesini koparınca bileklik kopmuştu. Kızın, gözleri şaşkınca aralanınca kuş gözlerini ve gagasını sıkıca kapatmıştı. Veteriner duyduğu ile gözlerini dosyadan kuşa çevirdi. "Tamam." Diyen İnci, masanın üzerinden kağıt ve kalem alıp numarasını yazdı. "Teşekkür ederim." "Rica ederim." Genç kız, veterineri terk edip arabasına bindiğinde kuşun bakışlarını unutamıyordu. Gerçekten bir şey anlatmak istiyor gibiydi ama ne? "Ne dediler?" "Yavaş çarpmışız iyi olacakmış. Daha sonra da devlete teslim edeceklermiş ormanına geri gidecekmiş. Şerefsizin biri havyan tüccarlığı yaparken kuş kaçmış demekki." "Nasıl ya? Bayağı çarptık biz bu hayvana. Şu cama bak tüyleri yapıştı." "Bende anlamadım." İki genç kızın da kafası karışırken İnci'nin aklı hala kuşun bakışlarında kalmıştı. "Efendim?" Derken bakışlarını İnci'ye çevirdi. "Bir ara kuşun başını okşadım. Gözlerini araladı bana çok garip baktı. Sanki bir şey anlatmak istiyor gibi mutsuz gibiydi." "Bana niye çarptın diye bakmış olabilir." Derken dalga geçiyordu. "Sana bir şey anlatanda suç." Genç kız, arabayı apartmanın önüne park ettiğinde el frenini çekip kontağı kapattı. "Doğru." İki genç kız, arabadan inip eve girdiklerinde acıkmışlardı. "Saçmalama. Tabiki bende kalacaksın." Diyen İnci, ellerini yıkayıp mutfağa geçmişti. "İstediğin kadar kalabilirsin." Gonca, duyduğu ile gülümsediğinde arkadaşını gerçekten seviyordu. Apartmanında ki su borularında sorun çıkınca aklına bir tek İnci'yi aramak gelmişti çünkü ondan başka güveneceği kimse yoktu. "Bilekliğin nereye gitti?" Derken kızın bileğine bakıp tekrar kızın yüzüne baktı. "O sana, Emir'in hediyesi değil miydi?" "Öyleydi." Derken umursamazca konuştu İnci. Emir'in bilekliğin yok olduğunu fark etmeyeceğine adı gibi emindi. "Aranız hala kötü mü?" "Bilmiyorum ben aynıyım ama o değişti. Sanırım başka birisi var." "Nasıl bu kadar rahat söylüyorsun? Üzülmüyor musun?" Genç kız, aslında üzülüyordu ama değer görmediği biri için fazla üzülmek lügatında yoktu. Genç kız, buzdolabından bir kaç domates aldığında tencereye su koyup ocağa koydu. "Makarna yapacağım." "Bayılırım." Derken ayaklandı Gonca. "Bende sana yardım edeyim." Gonca, ayaklanıp arkadaşına yardım ettiğinde yarım saat içinde kendilerine yemek hazırlamışlardı. "Belki de Emir'i şutlayıp yeni denizlere yelken açmalıyız." İnci, Gonca'nın söylediğini komik bulunca Gonca konuşmaya devam etti. Genç kız, konuşmak için davranınca telefonunu çalmıştı. "Efendim." "Nasılsın hayatım?" "İyiyim. Gonca ile bir şeyler yiyoruz. Sen ne yapıyorsun?" "İşten çıktım mesai vardı. Görüşelim mi diyecektim? Gonca ya ayıp olmazsa en azından beş dakika." "Bir şey mi oldu?" "Konuşalım işte. Aramız bozuk gibi." Emir'in istekli hali kıza garip gelirken konuşmaktan ne zarar gelirki diye düşündü. "Gonca–" "Hadi git bir şey olmaz. Konuşun sende rahatla kaç gündür baykuş gibi düşünüyorsun." Gonca gülümserken İnci, tabağını makineye koyup üzerine hırka alıp parka gitmişti. Emir, kısa süre içinde parkte olduğunda inci'ye çok samimi olmayan bir sarılma bahşetmişti. "Neye borçluyum bu uzun süren sessizliğin arkasındaki konuşma merakını?" İnci, açık kahverengi aralarında yeşil hareler olan gözlerini Emir'e çevirdi. "Başka birisi mi var?" Derken bakışlarını kaçırdı İnci. Emir'in bu kadar rahat olması İnci'nin sinirlerini bozmuştu. "Ben gerçekten çok özür dilerim ama olmadığını sende biliyorsun. Birbirimize zor katlanıyoruz." Emir, kızın gözlerine bakmaya çalışsada İnci, inatla karşısındaki salıncağa bakıyordu. İnci ayaklandığında Emir ile göz göze gelince Emir de ayaklandı. "Bir açıklama yapmana gerek yok." Diye sakince devam etti. "Yüz yüze bana durumu anlattığın için teşekkürler." Genç kız, Emir'i yanlız bırakıp evine yürürken Emir arkasından seslenmişti ama duymamayı tercih etmişti. Sonunda Emir istediğine ulaşmıştı, mutlu olmadığı İnci ile yollarını ayırmıştı. İnci onunla mutlu olmayı seçiyordu çünkü hiçbir zaman sevildiğini hissetmemişti. "Kesin başkası vardı, söylemedi." Serin hava kızı üşütürken kollarını göğsünde kavuşturup biraz ısınmayı denedi. "Ne bekliyordum ki?" İnci, dolan gözlerine sinir olurken kendisine ağlıyordu. Neden bu kadar sevgiye aç hissetmiş Emir'e evet demişti. Böyle birisini neden kabul etmişti ki? Genç kız, evinin önüne geldiğinde apartmanın ağır kapısını zorla itip içeri girdi. Asansöre yoneldiğinde içine girip kendi evine çıktı. "Hoşgeldin" "Hoşbuldum." İnci, ağır adımlarla televizyon izleyen Gonca'nın yanına oturdu. "Ara vermek istedi." "Neden?" "Olmuyormuş. Başkası da yok dedi. Yalan bence." "Nasıl hissediyorsun?" Derken uzanıp İnci'nin elini tuttu. "Bilmem. Salak gibi. Neyse ben yatmaya gidiyorum. Biraz uyusam geçer." "Tamam bir şey olursa seslen." İnci, arkadaşını başıyla onaylarken odasına geçip yatağına uzandı. Boş boş tavanı izlerken hissettiği salaklık duygusu geçmemişti.Çok komikti hatta. Genç kız, gülümsediğinde istemsiz yapıyordu. Durum onun için komikti bir aydır durum buydu ve bile bile katlanmıştı ne aptaldı. Uzanmak bir süre sonra kıza batarken ayaklanıp pencerenin yanına gidip pencereyi açtı. Kollarını mermere koyup başını dışarı uzattığında hafif esen rüzgar saçlarını taramıştı. Bu hissiyat kızın çok hoşuna giderken bir süre gözlerini kapatıp rüzgarı yüzünde hissetmeye devam etti. Gözlerini tekrar açtığında gözlerini kalabalık şehre çevirdi. Saat 21 olmasına rağmen dışarısı hala canlıydı. Genç kızın gözleri bir süre sonra uzakta uçan kuşa takıldı, acaba baykuş iyi miydi? Canı yanıyor muydu? Kuş gittikçe kıza yaklaştığında tam karşısında durup kanat çırpmaya devam etti. İnci, gördüğü kuş ile şaşırırken kuş tam karşısında gagasında kızın bilekliği ile duruyordu. Genç kız, istemsiz elini uzattığında kuş kızın eline konup kanat çırpmayı bıraktı. Başını öne eğip gagasını açtığında bilekliği kızın avucuna koydu. İnci, şaşkınlıkla kuşu incelerken kuşun gözlerinde hala aynı kederli bakış vardı. "Beni nasıl buldun?" Kuş, bakışlarını kızdan ayırmazken İnci biraz gerilmişti. Çok dik ve sert bakıyordu sanki kıza saldıracakmış gibi. "Gonca!" Genç kız, kuşla odasına girdiğinde kuş kızın bilekliğimi yeniden gagasına aldı. Bu durum İnci'nin dikkatini çekerken Gonca, kızın odasına girdiğinde kuş birden yok olmuştu. "Efendim canım?" İnci, duruma anlam veremezken dili tutulmuştu. "Bilmiyorum canım. İyi misin biraz daha?" "İyiyim. Uyumadan aklıma geldin." Gonca, duyduğu ile gülümseyince İnci de gülümsedi. "Hadi dinlen biraz daha." "Tamam." Gonca, odayı terk ettiğinde İnci boş boş odaya baktı. Az önce ne olmuştu? Kuşun elinde olduğuna emindi, kuşu gördüğüne emindi. Nereye gitti bu kuş? Belki de hayal gördü. Kafası çok karışık olduğu için beyni kıza oyun oynadı. "Tamam uyumak en iyisi. Evet." Genç kız, tekrar yatağına girdiğinde uyumak için çok uğraşmış bir kaç saatin ardından uykuya dalmıştı. Odanın içinde sessizlik garip bir hava oluştururken aynalı dolabın önünde kuş tekrar belirmiş bilekliği yavaşça masanın üzerine bırakmıştı. Kuş, gözlerini kıza diktiğinde sarı gözleri parlamış kıza doğru ışık yollamaya başlamıştı. Tekrar insan formatına geri dönmek için yapması gereken her şeyi İnci'ye anlatmalıydı. İnci'nin iyi niyetinden emindi ve hayatını tehlikeye atamazdı. İnci'nin kendisini kurtaracağından kendisine yardım edeceğinden emindi... ♦Bölüm nasıldı? ♦Emir'in kesin aldattığını düşünenler? ♦Yeni bölümde görüşmek üzere |
0% |